Arınç: Kim ne yaptıysa bunun hesabını verir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, kim ne yaptıysa bunun hesabını vereceğini belirterek, "Hele yolsuzluk gibi çok çirkin, hepimizin nefret ettiğimiz bir suçu hiç kimse korumaz. Kendi yakınımız bile olsa milletin malını gasp eden, çalan birisine karşı selam bile vermeyiz, onun hesabı görülür, defteri dürülür" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Şubat 2014 08:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Arınç: Kim ne yaptıysa bunun hesabını verir

Arınç, Bursa'nın Gemlik ilçesinde partisinin teşkilat üyeleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlenen yemekte yaptığı konuşmada, 14 Ağustos 2001'de kurulan AK Parti'nin, kesintisiz 11 yıldan bu yana iktidarda olduğunu ve bugüne kadar yaptığı hizmetlerle Türk milletinin takdirini kazandığını söyledi.

AK Parti olarak 11 yılda 7 seçimden başarıyla çıktıklarını anlatan Arınç, "Bu azımsanacak, dudak bükülecek bir şey değil. Bence hayret edilecek, takdir edilecek, tebrik edilecek bir şeydir. Biz bir siyasi partiyiz, milletimizden oy istiyoruz, milletimiz de sırtımızı sıvazlıyor 'sana güveniyorum, yolun açık olsun' diyor" ifadelerini kullandı.

Arınç, geçmişte siyasi partilerin itibarını kaybettiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Artık siyasi partilere güven duyulmuyordu, milletvekilleri itibar kaybetmişti. İktidar-muhalefet lişkileri çok kötüydü. Siyaset kurumu yozlaşmıştı, biz geldiğimizde neredeyse dibe vurmuştu. O yüzden millet bir umutla, yeni bir heyecanla bizimle birlikte oldu. Biz ona söz verdik. Geçmişteki darbeleri, muhtıraları bilen ve yaşayan bir insan olarak biz halkımıza şunu söyledik: 'Biz sizinle birlikte siyaset yapacağız ve sizin için siyaset yapacağız. Millet için yapacağız. İlkeli, kararlı ve cesur olacağız. Hiç merak etmeyin, bize kim gidin derse veya kim bizi yerimizden etmeye kalkarsa, darbe, muhtıra, müdahale ne derseniz deyiniz, bize demokrasi dışı bir söz söylemeye kalkarsa, biz onun karşısında dimdik duracağız. Geçmişte birilerinin yaptığı gibi şapkayı alıp gitmek yok. Emaneti sizden aldık, size veririz' dedik. Bu sözümüzü de ispat ettik. Sadece 2007'de gece yarısı bir bildiri dolayısıyla değil, nice cuntacılık, nice darbecilik faaliyetlerine karşı çok şükür dimdik durduk, cesaretli davrandık, nice demokrasi dışı darbeler karşısında, mesela partimizin kapatılması gibi hiçbir zaman bir nedamet içerisinde, bir korku içerisinde olmadık, milletimize verdiğimiz sözü tuttuk."

-"Demokratikleşmeye, özgürlüklere önem verdik ve bugünkü noktamıza geldik"

Türkiye'de toplumsal barışın sağlanması konusunda da önemli bir başarı elde ettiklerini kaydeden Arınç, bu konuda ülkenin geçmişte çok büyük travmalar yaşadığını anlattı.

Arınç, 100 yıllık geçmişe bakıldığında Türkiye'de suni, yapay kavgalar çıkarıldığını, yıllardan beri Türk-Kürt, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, dindar-laik tartışmaları yapıldığını ancak artık o dönemlerin geride kaldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Aslında 1000 yıldan beri bu topraklarda kardeşçe yaşayan aynı kaderin çocukları birilerinin düşmanlığıyla birbirlerine sopayla, silahla saldıracak hale geldi. Bunlar Türkiye'yi zayıflattı. Bizi kendi içimize hapsetti. Biz küçüldük. Batının karşısında ezik hale geldik. Sonra farkına vardık ki bunların hepsi yapay kavgalardır, bu kavgalara alet olmamak gerekir. Bölgeler arası çatışmalar olmamalıdır insanlar soyundan sopundan dolayı aşağılanmamalıdır, insanların inancı, mezhebi farklı olabilir bu farklılıkların hepsini bir zenginlik olarak kabul edip birbirimizi böylece kucaklamamız gerekir diye düşündük. Türkiye'deki kavgaların sonunu getirmek, bir kardeşlik ortamı için elimizden geleni de yaptık. Bugün geldiğimiz noktada geçmişte yaşanan kavgalara baktığımız zaman 'ne kadar aldanmışız, ne kadar yanlış işler yapmışız' diye düşünüyoruz ama hala o işin tadını damaklarında hissedenler 'eskiden daha iyiydi, ne güzel kavga vardı, ne güzel cenazeler geliyordu' diyebilir. Artık huzura, barışa, dostluğa ihtiyacımız var ve bunun için de ayrımcılıkları ortadan kaldırdık. Farklı inançlarda inancını yaşamak isteyenlerin önündeki engelleri kaldırmaya çalıştık. Demokratikleşmeye, özgürlüklere önem verdik ve bugünkü noktamıza geldik."

Herkesin inancına saygı gösterilmesi gerektiğini, herkesin kendini farklı bir şekilde ifade edebileceğini bildiren Arınç, önemli olanın, bu ülkede beraberce huzur içinde yaşamak olduğunu vurguladı.

-"Selam bile vermeyiz"

Arınç, şimdi birilerinin kalkıp farklı şeyler söyleyerek Türkiye'de hala eski kavgalı günleri geri getirmek isteyebileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"İnşallah el ele vereceğiz, ülkemizi tekrar ayağa kaldıracağız ve inşallah güçlü bir devletin güçlü bir ülkenin milleti, ferdi olmaktan hepimiz iftihar duyacağız. Son zamanlarda hükümeti yıpratmak amacıyla bir takım şeyler söyleniyor, yapılıyor. Televizyonlarda bas bas bağıranlar var. Bir takım iddialarda bulunanlar var. Türkiye bir hukuk devleti kim ne yaptıysa bunun hesabını verir. Hele yolsuzluk gibi çok çirkin, hepimizin nefret ettiğimiz bir suçu hiç kimse korumaz. Kendi yakınımız bile olsa milletin malını gasp eden, çalan birisine karşı selam bile vermeyiz. onun hesabı görülür, defteri dürülür. Bütün bunlara rağmen AK Parti'ye karşı milletimizin güvenini tam olduğunu görüyorum. Hem vatandaşlarımız bize bunu söylüyor hem de yapılan anketlerde hükümete güvenin tam olduğunu görüyoruz. Bu noktada 1,5 ay sonra seçimler yapıldığında meydanları dolduran on binlerce insanın seçim sonuçlarını nasıl etkilediğini hep beraber göreceğiz."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasının sonunda Gemlikliler'den belediye başkan adayı Refik Yılmaz'a destek olmalarını istedi.

Bu arada Arınç, yemek öncesi gazetecilerin gündeme yönelik kendisine yönelttiği soruları yanıtsız bıraktı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber