Erdoğan: Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur

"Ne dedik, 'bedduaya lanet, duaya davet'. Biz sizi duaya davet ediyoruz. Beddualar onların olsun. Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur. Onun için biz size duacıyız. Sizin dualarınızla da ayaktayız. İstedikleri kadar da beddua etsinler"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Şubat 2014 17:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "SSK'nın genel müdürü şimdi CHP'nin genel müdürü, o zaman işte ilaçların yarısını alıyorduk, yarısını alamıyorduk, hastanelerde kuyrukta bekliyorduk. O zaman SSK'yı idare edemeyenler Türkiye'yi idare edebilir mi? Şu anda da zaten kavga, gürültü, girdiler birbirine. Olacağı buydu..." dedi.

Erdoğan, Bakırköy'deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, Başakşehir'de İkitelli Şehir Hastanesi'nin de temelini attıklarını belirterek, bu proje tamamlandığında toplam 2 bin 682 yatak kapasitesiyle 6 ayrı hastaneyle, teşhis ve tedavi bölümlerinden oluşan Avrupa'nın en büyük sağlık kuruluşlarından birisi olacağını söyledi.

Yaklaşık 2,2 milyar liralık yatırımla hayata geçecek bu projenin özel sektörün imkanlarıyla inşa edileceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz para vermiyoruz, biz işletmeye girdikten sonra kira ödeyeceğiz. 25 yıl işletme süresi sonunda da Sağlık Bakanlığımıza devredilecek. Ama bu sürede belli bir kira bedeli var, bunu ödeyeceğiz. Bu hastanemizin sadece ülkemizin değil, tüm bölgenin de en önemli sağlık kuruluşlarından biri olacağına inanıyorum. Başakşehir Şehir Hastanemizin de şimdiden ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum."

- "Pek çok kamu hastanesi özel hastanelerle yarışabilecek hizmet standardına ulaştı"

Başbakan Erdoğan, 1970 yılından beri İstanbul'a hizmet veren Dr. Sadi Konuk devlet hastanesinin sürekli gelişerek, büyüyerek bugünkü haline geldiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biliyorsunuz 2012 yılının son ayında faaliyete geçirdiğimiz kamu hastaneleri birlikleriyle ülkemizde sağlık alanında yeni bir dönem başlattık. Sağlıkta dönüşüm projemizin önemli bir unsuru olan bu birlikler Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı olarak çalışıyor. Kamu hastanelerinin yönetim ve hizmet kalitesini en üst seviyeye çıkarmak amacıyla hayata geçirdiğimiz bu sistemin başarıyla işlediğini görüyoruz. Şimdiden pek çok kamu hastanesi özel hastanelerle yarışabilecek hizmet standardına ulaştı. İnşallah önümüzdeki dönemde mevcut eksiklikler, aksaklıklar da giderilmek suretiyle bu konuda çok daha ileri bir seviyeye ulaşacağız."

-"Bu günlere kolay gelmedik"

Erdoğan, geride bıraktıkları 11 yılda önlerine çıkarılan tüm engellere rağmen "durmak yok yola devam" diyerek hizmetlerini sürdürdüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bundan sonra da vatandaşlarımızın desteği sürdüğü müddetçe projelerimizi hayata geçirmeye, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bu günlere kolay gelmedik. 11 yıl önceki Türkiye'de hastane çile demekti. Hatırlayın o günleri... Sayı, donanım ve personel bakımından zaten yetersiz olan hastaneler iyi yönetilmediği için vatandaşımıza şifa değil, adeta eziyet kaynağı olarak çalışıyordu. Muayene olmak için gerekli tetkik ve tahlilleri yaptırabilmek için sabah güneş doğmadan sıraya girmeniz kesinlikle gerekiyordu. Şimdi ben burada özellikle kardeşlerime sesleniyorum; şöyle diyorum bir 20 yıl öncesine gidelim. Başınızı iki elinizin arasına alın, hatırlayın o günleri. Şurada, şu hastanede rahat gelip de tedavi olma imkanı var mıydı? Kardeşlerim bir kat düşünün, o katta odalar yoktu, koğuşlar vardı, 8-10 kişilik koğuşlar. Öyle mi? Koskoca katta 1-2 tuvalet, banyo ha keza öyle. Sağlam girin hasta çıkarsınız. Hijyen diye bir şey var mıydı? Yok."

Hastane denilince akla hijyenin geldiğini, bunun birinci derecede olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Doktor bey ilaç verir, inersiniz hastanenin eczanesine. Zaten dışarıdaki eczanelerden ilaç alamazsınız... İnersiniz ve ilaçların yarısı var, yarısı yok. Böyle miydi? Sorarsınız eczacıya 'e hani bunun yarısı yok?' Ne derdi? 'Dışarıdaki eczanelerden gidip satın alın.' Tabii bunu şimdi benim 20-25 yaşındaki genç yavrum, genç kardeşim bilmez ki. Onlara şimdi birileri ne anlatıyorsa, malum medya, işte muhalefetin yalan dolu sözleri, o zannediyor ki 20 yıl önce de Türkiye bugünkü gibiydi. Bugünkü gibi bir sağlık hizmeti yoktu. Ah ah, Kasımpaşa'da sabah güneş doğmadan hastaneye giderdim. Ben orada sıraya girer, hastamız için numara alırdım" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, bu sırada alandaki vatandaşların, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye tezahüratta bulunması üzerine, şunları söyledi:

"Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Artık bunlar geride kaldı çünkü hafıza-ı beşer nisyan ile malüldür. Yani insanoğlu unutur. Yani bırakın 20-25 yaşındaki gençlerimizi, maalesef benim jenerasyonum da veya 50 yaşında, 40 yaşındaki kardeşlerim de o günle bugünü karşılaştırmakta maalesef hassas değil. Bir dikkat edelim ya şunları bir karşılaştıralım. 20 yıl önce bu ülkede nasıl sağlık hizmeti veriliyordu? Kardeşlerim, SSK'nın genel müdürü şimdi CHP'nin genel müdürü, o zaman işte ilaçların yarısını alıyorduk, yarısını alamıyorduk, hastanelerde kuyrukta bekliyorduk. O zaman SSK'yı idare edemeyenler Türkiye'yi idare edebilir mi? Şu anda da zaten kavga, gürültü, girdiler birbirine. Olacağı buydu... Bu sandıkla gelen bir genel başkan değil, kasetle gelen bir genel müdür. Biliyorsunuz kaset olayı olmasaydı bugün bu yoktu. Aynı zamanda genel başkanına bu bir yanlıştır. Genel başkanın yanından çıkıyor, 'aday mısınız?' diye medya soruyor. 'Böyle bir şey yok' diyor. Ertesi gün aday. Niye? Kaset çıktı ortaya. Ee bu kaset... İşte bu kaset de paralel kaset. Paralel yapının kasedi. Bu tezgah böyle çalıştı. Bunlar siyasetçileri şantajlarla yıldırdılar, sermayeyi şantajlarla yönetiyorlar. Bunlar aynı şekilde medyayı şantajlarla yönetiyorlar. Bizi de onunla yöneteceklerini zannettiler. Ne diyorum, 'ne varsa elinde çıkar, ne varsa ortaya dök, dökmüyorsan namertsin' diyorum. Hepsine söylüyorum bunu. Niye? Evet, 'abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz' olay budur."

"Hiçbir ayırım gözetmiyoruz, tüm vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Her hizmeti, ülkemizin en ücra köşesine kadar, her yere ulaştırmaya çalışıyoruz"

İSTANBUL (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Onlar, yolsuzluğun lafını yapıyor, biz onların yolsuzlukta harcadıklarını vatandaşımıza harcıyoruz. Bizim farkımız bu. İnşallah bu hizmetler daha da ileri gidecek. Daha iyisini yapacağız. Bir sistemi kurmak kadar onun sürdürülebilirliğini sağlamak da önemlidir" dedi.

Erdoğan, Bakırköy'deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, sağlık sistemlerinin birçok gelişmiş ülkede dahi örnek olarak gösterildiğini belirtti. Uluslararası toplantılarda kendilerine "Siz bunu nasıl kurdunuz, nasıl oluşturdunuz?" şeklinde sorular sorulduğunu anlatan Erdoğan, kendilerinin geldikleri döneme göre sağlık hizmetlerinde 3-4 kat fazla harcama yaptıklarını ancak bereketinin beraber geldiğini söyledi.

"Onlar, yolsuzluğun lafını yapıyor, biz onların yolsuzlukta harcadıklarını vatandaşımıza harcıyoruz. Bizim farkımız bu. İnşallah bu hizmetler daha da ileri gidecek. Daha iyisini yapacağız. Bir sistemi kurmak kadar onun sürdürülebilirliğini sağlamak da önemlidir" diyen Erdoğan, bir yandan sağlık hizmetlerinin fiziki altyapısını geliştirirken, diğer yandan vatandaşların tamamının bu hizmetlerden faydalanmasının yolunu açtıklarını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Genel Sağlık Sigortası'nın 2012 yılının başında hayata geçtiğini, her doğan kişinin sigortalı doğduğunu, kendilerinden önce böyle bir şey olmadığını kaydederek, bunun bir devrim olduğunu ve bu devrimi kendilerinin yaptığını, çünkü kendilerinin halkı sevdiklerini ve halka sevdalı olduklarını söyledi.

Daha önce sadece Emekli Sandığı, SSK, Bağkur gibi zorunlu sigorta sistemine dahil olanlar veya özel sağlık sigortası bulunanların sağlık hizmetlerinden yararlanabildiğini, herhangi bir sağlık sigortası kapsamı dahilinde olmayan, maddi durumu yetersiz vatandaşların Yeşil Kart çıkararak bu hizmetten yararlandığını hatırlatan Erdoğan, sigorta sisteminin tamamen dışında kalan vatandaşların da bulunabildiğini dile getirdi.

Erdoğan, Genel Sağlık Sigortası sisteminde tüm bu farklılıkları ortadan kaldırdıklarını ve herkesi sistemin içerisine dahil ettiklerini kaydederek, işsizinden öğrencisine kadar herkesin bu sistemin içerisinde olduğunu, geçici olarak Türkiye'de bulunanların, sığınmacıların dahi Genel Sağlık Sigortası kapsamında sağlık hizmeti aldığını bildirdi.

Böylece sistemin bütünlüğünü bozmadan, kamunun zaten vermekle mükellef olduğu bu hizmetin şeffaf ve güçlü bir yapı içerisinde yürütülmesini sağladıklarını dile getiren Erdoğan, "Biz, güçlü, büyük devlet olmayı sadece rakamlardan, verilerden ibaret gören bir anlayışa sahip değiliz. Onun için de 'Önce insan' dedik, yola çıktık. Şeyh Edebali'nin ifadesiyle 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyoruz. Bunun için de hiçbir ayırım gözetmiyoruz, tüm vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Her hizmeti, ülkemizin en ücra köşesine kadar, her yere ulaştırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

- "Bakırköy'ü bunların elinden kurtarın"

Erdoğan, devletin sadece bir kesime, gruba, anlayışa hizmet veren bir yapı olmadığını, yaptıkları yollardan, inşa ettikleri köprülerden, hastanelerden, okullardan her bir vatandaşın eşit oranda istifade ettiğini aktararak, hiç kimsenin hiç kimseye "Sen bu yolu kullanamazsın, bu köprüden geçemezsin, bu okuldan hizmet alamazsın" deme hakkı olmadığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar 3. köprüye karşı çıktılar değil mi? Şimdi önümüzdeki yıl köprü bitiyor. Onun üstünden geçecekler mi? Marmaray'a karşı çıktılar değil mi? Şimdi Marmaray'ı kullanıyorlar mı? Şimdi Marmaray'ın biraz daha güneyinde bir tüp geçit daha yapılıyor. Önümüzdeki yıl onu da açacağız. Bunlar 'istemezük' dediler. Orayı da kullanacaklar mı? Bunların cibiliyetinde bu var. Bunlar 1. köprüye karşı çıktılar, böyle yaptılar. 2. köprüye karşı çıktılar, böyle yaptılar. Bu ülkede bunların dikili ağaçı yok kardeşlerim yok. Onun için gelin şu Bakırköy'ü de bunların elinden kurtarın. Genel yönetimin yerelle bütünleştiği çok daha güçlü, farklı bir Bakırköy'ü inşallah hep birlikte, kentsel dönüşümüyle, kentsel değişimiyle de ele alalım."

Hastanedeki hastalara Allah'tan şifa dileyen Erdoğan, tesisin öncelikli olarak tüm Bakırköylülere ve çevredeki vatandaşlara şifa kaynağı olmasını diledi.

Alanda bir pankart açılması üzerine Erdoğan, "İnşallah, Memet Emin Ertekin kardeşim de Bakırköy'e iyi hazırlansın. Coşkusunu, heyecanını, herşeyini Bakırköy için seferber etsin" ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının sonunda söylediği "Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi söylediğim tüm şarkılarda, bana herşey sizi hatırlatıyor, bana herşey tüm İstanbul'u hatırlatıyor" sözlerini alanda bulunanlar da tekrarladı.

"Ne dedik, 'bedduaya lanet, duaya davet'. Biz sizi duaya davet ediyoruz. Beddualar onların olsun. Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur. Onun için biz size duacıyız. Sizin dualarınızla da ayaktayız. İstedikleri kadar da beddua etsinler"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ne dedik, 'bedduaya lanet, duaya davet'. Biz sizi duaya davet ediyoruz. Beddualar onların olsun. Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur. Onun için biz size duacıyız. Sizin dualarınızla da ayaktayız. İstedikleri kadar da beddua etsinler. Neymiş, ameliyat olmuşuz bedduaları tutmamış, halisane beddua etmemişler. Geç, geç... Ya şafi olan Allah'tır. Biz öyle yürüdük bu yollarda, öyle yürüyoruz, öyle yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan, Bakırköy'deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada, kendilerinin yeni Türkiye'yi inşa ettiklerini söyledi.

Yeni Türkiye'nin ne anlama geldiğini daha iyi ifade etmek için zaman zaman da eski Türkiye'yi hatırlattıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yani bu genel müdürün SSK'nın başında olduğu zamanı hatırlatıyoruz. Yani aile efradını SSK'ya yerleştirdiği zamanı hatırlatıyoruz. Eğer Rahşan affı çıkmamış olsaydı zaten böyle birisi yoktu. O da Rahşan affıyla böyle oldu. Bu mukayeseyi yapmazsak elimizdekilerin gerçek değerini anlayamayız. Değerli kardeşlerim, şimdi bakıyoruz; ülkemizin bir köşesinden gerçekten istisnai, gerçekten olmaması, yaşanmaması gereken bir tek kareyi büyütüp bunu tüm Türkiye'nin fotoğrafı olarak göstermek istiyorlar. Bakınız şu anda yola çıkarken bir şey söyledik, ne dedik? 'Bir eğitim, iki sağlık' dedik değil mi?"

Başbakan Erdoğan, cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dersliklerin yarısından fazlasını 10 senede yaptıklarını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"205 bin derslik... 76 üniversite vardı, 79 senede Osmanlı'yı katmıyorum ve biz şu 11 senede buna 99 üniversite ilave ettik. Şimdi 175 üniversite var. 81 vilayetimizin tamamında var. Yani benim garip gure, fakir fukara vatandaşım isterse evladını kendi şehrindeki üniversitede ne yapabilecek? Okutabilecek. Eskiden böyle bir şey var mıydı? Yoktu. Daha enteresanını söyleyeceğim. Bakınız kardeşlerim, şu anda 17 ambulans helikopterimiz var. Türkiye'nin herhangi bir ucunda bir şey olduğu zaman hemen ambulans alıyor ve en yakın hastane neresiyse oraya götürüyor. 4 tane de jet ambulansımız var, bu jet ambulanslarımız da Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna, hatta hatta Türkiye'nin dışından Türkiye'ye, Türkiye'den Türkiye dışına... Biliyorsunuz fevkalade hallerde biz hastalarımızı gerekirse burada, tedavileri mümkün değilse Türkiye dışında da tedavi ettiriyoruz. Neden? Çünkü biz 'halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' dedik."

"Ne demek bu? Kanuni, Devlet-i Aliyeyi Osmaniye'yi bir sağlıklı nefese feda etme anlayışına sahipti, filmdeki Kanuni değil ha" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sakın aldanmayın bu oyunlara. Bizim ecdadımız gayri ahlaki pozisyonlarla hayatını geçirmedi. O Kanuni'nin ömrünün tamamına yakını, evet, ülkeler arasında dolaşmakla geçti, at sırtında geçti. Ona bile iftira ettiler. Biz bu şekilde bu yolda yürüyoruz ve yürümeye sizinle beraber devam edeceğiz. Bakın bugünkü bu şehir hastanesi, şimdi Asya yakasındaki şehir hastanesinin de temelini atmaya hazırlanıyoruz. 17 şehir hastanesi şu anda planda var, hedef 30 büyük şehirin tamamında ilk etapta bu şehir hastanelerini yaygınlaştırmak. Niye? Çünkü insanı öne çıkaran bir anlayışla biz bu yoldayız, devleti değil. Sağlık bizim için çok önemli, eğitim çok önemli. İşte onun için bu adımları attık."

- "Halkıyla bütünleşen bir iktidarız"

Başbakan Erdoğan, vatandaşların dualarının kendilerine yeteceğini dile getirerek, "Onun için ne dedik, 'bedduaya lanet, duaya davet'. Biz sizi duaya davet ediyoruz. Beddualar onların olsun. Beddua bumerang gibidir, döner sahibini vurur. Onun için biz size duacıyız. Sizin dualarınızla da ayaktayız. İstedikleri kadar da beddua etsinler. Neymiş, ameliyat olmuşuz bedduaları tutmamış, halisane beddua etmemişler. Geç, geç... Ya şafi olan Allah'tır. Biz öyle yürüdük bu yollarda, öyle yürüyoruz, öyle yürümeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Vatandaşların, bütün bu kurumlara adım attığı anda, "Hamdolsun benim devletim bana değer veriyor, benim doktorlarım bana şifa kaynağı oluyor, benim hemşirelerim bana güler yüzüyle bana şifa dağıtıyor" demesinin önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mesele bu. 'İstediğim eczaneden gidiyor, ilaçların tamamını alabiliyorum' desin. Onun için bu dönem farklı bir dönem ve bu hizmetler artarak devam edecek, eksilmeden devam edecek. 12 yıl öncesinin Türkiye'si artık yok. Birileri gerçekleri ne kadar çarpıtmaya çalışırsa çalışsın beyhude. 'Güneş balçıkla sıvanmaz' bu böyle bilinsin. Çarpıtmalara, yalanlara aldanmayın, inşallah sağlıkta kurduğumuz sistem dünyanın pek çok ülkesi tarafından örnek alınıyor. Ulaştığımız anlayışa Amerika dahi ulaşamadı ama biz ulaştık. Çünkü biz halkıyla bütünleşen bir iktidarız."

- Törenden notlar

Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında vatandaşlar zaman zaman "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklinde slogan attı.

Erdoğan, konuşmanın ardından, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve diğer ilgililerle hizmet binasının açılış kurdelesini kesti. Kurdelenin kesildiği sırada da kırmızı ve beyaz renkli balonlar uçuruldu.

Bu arada Erdoğan, kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlarla bir süre sohbet etti, alandaki bazı engelli vatandaşlarla da yakından ilgilendi.

Başbakan Erdoğan, burada bulunan bazı vatandaşlara da satranç takımı hediye etti.

Tören alanı, Türk bayrakları ve AK Parti flamalarıyla donatılırken, vatandaşlar da alana bayrak ve flamalarla geldi.

Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle hizmete açılan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi A Blok hizmet binasını gezdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber