Astsubayın başında iki kurşun yarası
Levent'te cami avlusunda, intihar ettiği iddia edilen emekli
astsubay Abdulkadir Sedefoğlu ile ilgili Adli Tıp raporunda, çene ve sağ
şakaktan giren iki kurşunla öldüğü belirtildi. Eşi Güllü Sedefoğlu, "Böyle
intihar mı olur" diyor.
LEVENT'te banka soygunu girişiminin ardından kaçtığı cami avlusunda intihar
ettiği öne sürülen 43 yaşındaki emekli astsubay Abdulkerim Sedefoğlu'nun otopsi
raporunda kafasında farklı iki mermi yarasının bulunduğu belirtildi. Eşinin
banka soymaya kalkıştığı iddialarını başından beri reddeden Güllü Sedefoğlu, "Bu
rapor benim düşüncelerimi güçlendirmektedir. Benim eşim soyguncu olamaz. Ya
somut delillerle karşıma çıkacaklar, ya da 'soyguncu' sıfatını ölen eşimin
üzerinden kaldıracaklar" dedi.
ÇENE VE ŞAKAKTA
Geçtiğimiz Ocak ayı sonunda meydana gelen olayda Yapı Kredi Bankası Levent Çarşı
Şubesi'nde bir soygun girişimi yaşandığı iddia edilmişti. Olayın hemen ardından
yakındaki Levent Afet Yolal Camii avlusunda cesedi bulunan emekli astsubay
Abdulkerim Sedefoğlu'nun soygun girişiminin ardından 9,65 çapındaki Smith Wesson
marka beylik tabancasıyla intihar ettiği öne sürülmüştü. Adli Tıp Kurumu morguna
kaldırılan Sedefoğlu'nun otopsi raporunda başında iki ayrı mermi yarası olduğu
belirtildi. İlk merminin çene altından ateşlenmiş olduğunun bildirildiği
raporda, bu merminin alt çene ve yüz kemiklerini parçalayarak yüz bölgesinde
kalmış olduğu ifade edildi.Sedefoğlu'nun başındaki diğer mermi yarası ise sağ
şakağında tespit edildi. Merminin sol şakaktan çıktığı belirlendi. Çene
altındaki mermi yarası için "yakın atış" ifadesinin kullanıldığı raporda
şakaktaki mermi yarası için "bitişik atış" denildi. Sedefoğlu'nun, mermi
yaralanmasına bağlı kafatası kırıkları, beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti
sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi.
ÖLÜ BULUNMUŞ
Raporda, ilk atış için "tek başına öldürücü nitelikte olmadığı" belirtiliyor
olsa da Sedefoğlu'nun başında tespit edilen iki kurşun yarası, eşi Güllü
Sedefoğlu'nun 'olayın intihar olmadığı düşüncesini' pekiştirmeye yetmiş bile.
Eşinin, sadece banka çalışanlarının ifadeleri doğrultusunda "soyguncu" sıfatıyla
anılmasının acısını hálá yaşadıklarını söyleyen Sedefoğlu, "Silahlardan anlayan
kişiler Smith Wesson tabancadan çıkan 9.65 çapındaki bir merminin ardından,
"bitişik atış" olarak tabir edilen ikinci atışın bu kadar düzgün
yapılamayacağını söylüyorlar. Asıl önemlisi, emniyet yetkililerinin ilk
açıklamalarında eşimin cami avlusunda kıstırıldığı ve yakalanacağını anlayınca
intihar etmiş olduğu ifade edilirken dava raporlarında bundan hiç bahsedilmiyor.
Cami avlusunda ölü olarak bulunduğu tutanaklarda var. O zaman bu tutanaklara
göre polisten kaçmayı başarmış bir kişinin intihar etmesini gerektirecek bir
durum var mıdır?" diye konuştu.
O SIFATI KALDIRACAKLAR
Aradan geçen dört ay süresince ziyarete gelen ve telefon eden insanların güzel
sözlerinin kendisini ayakta tuttuğunu söyleyen Sedefoğlu, "Ben 20 yıllık eşimi,
iki kızım da çok sevdiği babalarını kaybetti. Benim eşim soygun girişiminde
bulunmadı. Benim eşim intihar da etmedi. Ya somut delillerle karşıma çıkıp,
'Eşin bu suçu işlemiştir' diyecekler, ya da eşimin üzerinden 'soyguncu' sıfatını
kaldıracaklar" dedi.
Banka kalabalıkmış o tanıklar nerede
GÜLLÜ Sedefoğlu, bankadaki güvenlik kamerası görüntülerinin en önemli delil
sayılabileceğini belirterek şöyle dedi: "5 kameradan 4'ünün kayıt yapmadığı
söylendi. Fotoğrafik olduğu ve sadece alarm durumunda kayıt yaptığı belirtilen
diğer kameranın filmlerinden de tab sonrasında sonuç alınamadığı bildirildi.
Bütün çalışanların ifadesinde o gün bankanın oldukça kalabalık olduğu
belirtiliyor. İfadeleri alınanlar arasında bu müşterilerden bir tane bile yok.
Şimdi tek umudum o anda orada olan müşterilerin ortaya çıkıp olanları anlatması.
"
hürriyet