Cezaevi yerine denetimli serbestlik

Suça karışmış kişilerin sosyal yaşamda takibini sağlayan denetimli serbestlik uygulamaları Türkiye’de her geçen yıl artıyor. Uygulamayla suçluların topluma kazandırılması amaçlanıyor.

Haber Giriş : 06 Mayıs 2014 14:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Cezaevi yerine denetimli serbestlik

2005 yılında, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikten bir sene sonra kentlerde Denetimli Serbestlik Şube Müdürlükleri kuruldu. Denetimli serbestlikte amaç; şüpheli, sanık veya hükümlünün toplumla bütünleşmesini sağlamak. Suç işlemeye neden olan davranışların düzeltilmesi, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin takibi, madde bağımlılarının rehabilitasyonu, mağdurların uğradıkları zararın giderilmesi hedefleniyor. Başlangıçta denetimli serbestlik mahkemelerin tercih ettiği bir yöntem değildi ancak son yıllarda bu yöndeki kararlar ardarda gelmeye başladı.

Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı'nın verileri, yıllara göre kararlardaki artışı ortaya koyuyor. Mart 2012'de, 100 bin 296'sı yetişkin, 9 bin 75'i çocuk olmak üzere 109 bin 371 kişi hakkında denetimli serbestlik kararı verildi. 2013 yılının yine aynı ayında, 185 bin 840'ı yetişkin, 13 bin 112'si çocuk olmak üzere 198 bin 952 kişi hakkında bu karar verildi. Mart 2014'te ise, 232 bin 776'sı yetişkin, 16 bin 865'i çocuk olmak üzere 249 bin 641 kişi hakkında denetimli serbestlik kararı uygulandı. 2014 Mart ayı rakamlarına göre, ülke çapında cezaevinde olanların sayısı ise 129 bin 404'ü hükümlü, 22 bin 818'i tutuklu olmak üzere 152 bin 222.

Elektronik kelepçe artıyor

Denetimli serbestliğin; adli kontrol, tedavi, elektronik kelepçeyle takip, konutta infaz, etkin pişmanlık, çocukların denetim altına alınması gibi uygulama türleri bulunuyor. Mart 2014 verilerine göre, karar türleri içerisinde ilk sırayı uyuşturucu madde kullanıcılarına denetimli tedavi aldı. Bunu suçluların, belirli kamu görevlerinde çalıştırılması, eğitimlere katılması, karakola gidip imza vermesi gibi uygulama kararları takip etti. 142 kişinin de cezasını konutta çekmesine karar verildi. Türkiye çapında bin kişi de elektronik kelepçeyle takip edildi.

'Mağduriyetleri önlüyor'

İzmir Barosu avukatlarından Gönenç Uygun denetimli serbestlik kararlarındaki artışı şöyle değerlendirdi:

"Denetimli serbestlik, hem tutuklulara hem de mahkumlara uygulanabiliyor. Son dönemlerde denetimli serbestlik kararları mahkemelerce yoğun olarak kullanılmaya başladı. Mahkemeler, suçuna göre sanığın tutuklanması yerine adli kontrol sistemine alınmasını veya hükümlünün yattığı süreyi göz önüne alıp dışarıdan kontrolünü sağlayarak denetlenmesine yönelik kararlar vermeye başladı. Artık aktif olarak uygulanmaya başlanan denetimli serbestlik kararlarıyla, özellikle haksız ve uzun tutuklukla ilgili devlete ve AİHM'e açılacak tazminat davalarının da önüne geçilmiş oldu. Denetimli serbestlikle dışarıda olan kişilerin, cezaevindeki kadar mağduriyet yaşamaması ve toplumla kısa sürede kaynaşması da onların avantajına oldu."

'Topluma kazandırılması daha kolay'

Denetimli Serbestlik Uzmanları Derneği İzmir Şube Başkanı Soner Çakır, cezaevlerindekilerin topluma kazandırılmasının daha zor olduğunu söylüyor. Çakır, "Cezaların infazında en etkin konuma gelen denetimli serbestlik, artık günümüz adalet sisteminin olmazsa olmazı. Suçluların cezaevlerinde tutulmasından daha çok fayda sağlıyor. Hem maliyeti düşürüyor hem de bire bir görüşme ve takiplerle onların suçtan arınıp topluma entegre olmalarında etkin rol oynuyor. Şube müdürlükleri olarak, yeni kurulmamıza rağmen çok iyi mesafe kaydedildi. Mahkeme ve emniyet teşkilatı gibi kurumların farkındalığının artması da denetimli serbestlik kararlarında artış yaşanmasına neden oldu" dedi.

Eğitimin önemi

Suçluların topluma kazandırılması için her gün yeni bir projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Çakır sözlerini şöyle sürdürdü:

"Denetimli serbestlik kararı verilen kişilerin, sosyal yaşamlarında sıkıntıları var. İş bulmaları için İŞKUR'a, eğitimleri için de halk eğitimlere yönlendiriyoruz. Bire bir ve toplu görüşmelerimizle onlardaki eksikleri daha fazla görebiliyoruz. Eğitimsizlik suçu doğuruyor. Sağlık Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz 'SAMBA' adlı projeyle sigara, alkol ve madde bağımlılarını düştükleri zor durumdan kurtarmaya çalışıyoruz. Suç işlenmesinin en önemli nedenlerinden biri de öfke. Bunun içinde öfke kontrolüne yönelik seminer ve projelerimiz var. Yakın zamanda da 'HAYDE' adlı hayat boyu değişim projemiz devreye girecek. Eğitimlerle suç işlemenin önüne geçiyoruz. Bakanlığın rakamlarına göre de olumlu sonuçlanan infazlardaki başarı oranımız yüzde 90."

Kaynak: Turaç Top - Al Jazeera

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber