Erdoğan önce istemedi sonra izin verdi

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekili adaylığı için istifa sürecinde perde arkası netleşti. Alınan bilgiye göre Fidan'ın MİT'in başında göreve devam etmesinden yana olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Başbakan Davutoğlu ikna etti. Başbakan, "Hakan bana siyasette lazım" diye ısrar etti, Erdoğan "Son karar senin" dedi .

Haber Giriş : 08 Şubat 2015 07:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan önce istemedi sonra izin verdi

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekili adaylığı konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, "Hakan bana siyasette lazım" sözleriyle ikna ettiği öğrenildi. Erdoğan, MİT'in stratejik konumu nedeniyle başarılı müsteşarının bir süre daha görevinin başında kalmasını istiyordu. Ancak ikili görüşmede Fidan için ısrar eden Davutoğlu'na, "Eğer Hakan Fidan'ın siyasette olmasını çok istiyorsan kararı sen ver" diyerek son sözü Başbakan'a bıraktı. İlk kurduğu hükümette de Hakan Fidan'ı kabineye almayı planlayan ancak Erdoğan'ın ricası üzerine bundan vazgeçen Davutoğlu, ikinci ısrarında sonuç aldı ve "Aday olabilirsin" bilgisi önceki gün öğle saatlerinde Fidan'a iletildi. 6 Şubat'ı 7 Şubat'a bağlayan cuma akşamı ise Fidan'la görüşen Davutoğlu, ona, "Sen bize siyasette lazımsın" diyerek istifasını sunmasını istedi.

BOŞLUĞU DOLDURACAK

Uzunca bir süre aday olup olmayacağı tartışma konusu olan Hakan Fidan, Başbakan Davutoğlu'nun isteği üzerine istifa etti. Fidan, 6 saatlik bir değerlendirmenin ardından 'bürokrasinin gücü ile değil, halkın gücü ile yola devam' düşüncesiyle siyasete girme kararı aldı. Çözüm sürecinin her aşamasında büyük katkıları olan Fidan'ın, 7 Haziran seçimleri sonrası AK Parti'deki önemli figürlerden biri olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Fidan, AK Parti'de 3'üncü dönemini dolduran birçok figürün seçimlere giremeyecek olmasından ötürü önemli bir boşluğu dolduracak. Başbakan Davutoğlu'nun isteği doğrultusunda Fidan için siyaset dönemi böylece başlamış oldu.

MİT'e yeni müsteşar seçimlerden sonra

MİT'TE VEKALET DÖNEMİ

Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarlığı'ndan istifa etmesi üzerine kurum bir süre vekaleten yönetilecek. Teşkilat'a ise Dış İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı İsmail Hakkı Musa

vekalet edecek. Musa'nın ismi, Fidan sonrası dönemde Teşkilat için asaleten de geçiyor. MİT ile anılan bir diğer isim de Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu. MİT'e atamanın 7 Haziran seçimlerinden sonra yapılacağı belirtiliyor. Fidan'ın ise seçimlerden sonra kurulacak olan hükümette, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmesi bekleniyor.

'Sır küpü'nün serüveni

Siyasete girme kararı alan MİT Müsteşarı Hakan Fidan, özgeçmişiyle her zaman Türkiye'nin en merak edilen isimlerinden biri oldu. Göreve geldiği günden itibaren paralel yapı ve İsrail'in hedefinde olan Fidan, MİT'i dış istihbarat kurumlarının oyuncağı olmaktan çıkardı. Kurum içinde gerçekleştirdiği büyük değişimle Türkiye'yi Ortadoğu'da politik hareketlilik ve enformasyon alanında 'özne' haline dönüştüren Fidan, dış politikada 'kilit karar alıcılardan biri' konumuna yükseldi. Seçimleri AK Parti'nin kazanması halinde yeni kurulacak kabinede Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini üstlenmesi beklenen Fidan, MİT Müsteşarlığı makamına oturduğu günden beri birçok olayla karşılaştı. İşte onlardan bazıları:

ÖRGÜTÜN HEDEFİNDE

17 Nisan 2009'da MİT Müsteşar Yardımcılığı'na getirildi, Emre Taner'in görev süresinin dolmasının ardından, 25 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarı oldu.

7 Şubat 2012'de dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından, KCK operasyonu kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı.

Paralel örgütün 'ifade' tuzağı sonrası hükümet, MİT Kanunu'nun 26. maddesinde değişiklik yaparak, MİT mensupları hakkında soruşturma yapılabilmesini Başbakan iznine bağladı.

Mısır'da takipte

Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevde olduğu süreçte birçok kez Kahire'yi ziyaret eden Fidan, paralel yapı tarafından doğrudan takibe alındı.

Mavi Marmara krizi sonrası Türkiye ile ilişkileri düzeltmek üzere aracılık yapmak için devreye giren MOSSAD Başkanı Tamir Pardo, üç kez Fidan'la Kahire'de görüşme talebinde bulundu. Son talebi kabul eden Fidan, Kahire'ye gitti. Paralel örgüt, Fidan'ı, elçilik içindeki üyeleri kanalıyla özel bir temsilciyle takip ettirdi.

OSLO TEMASI SIZDIRILDI

Hakan Fidan, Emre Taner ve Afet Güneş'in katılımı ile başlatılan ve tarihe 'Oslo görüşmeleri' olarak geçen süreçte MİT ile PKK'nın üst düzey yetkilileri arasındaki temasların ses kaydı sızdırıldı.

Kürt sorununun çözümüne en başından beri ipotek koyan paralel örgüt, İngiliz ve İsrail gizli servisleri ile işbirliği halinde kayıtları yayınlattı.

Örgüt, kayıtlarla birlikte başta Fidan ve bazı gazeteciler olmak üzere binlerce kişiye yönelik soruşturma başlatmak için algı operasyonuna başladı.

ULUDERE TUZAĞI GELDİ

27 Aralık 2011'de meydana gelen ve tüm Türkiye'yi üzüntüye boğan Uludere-Roboski faciasının ardından paralel yapı bir kez daha faturayı MİT'e çıkardı. Paralel örgüt üyeleri, MİT'in Kuzey Irak'tan bilgi sağladığı yerel personelinin ismini de PKK'ya dolaylı yollardan bildirdi ve haber elemanının öldürülmesine neden oldu.

TIR'lara baskın

Fidan'ı bir yandan da teknik ve fiziki takip altında tutan paralel yapı, en son Halep ve Bayırbucak Türkmenleri'nden oluşan 1200 kişilik milis gücü için gönderilen MİT TIR'larına baskın yaptırdı.

Türkmenler'e 'acil' kodu ile yollanan ancak paralel örgüt kumpası sonucu 7 TIR'ın varacağı noktaya yetiştirilememesi, cephaneleri biten 141 Türkmen'in ölümüne neden oldu.

GİZLİ TOPLANTI SERVİS EDİLDİ

30 Mart seçimleri öncesinde paralel örgüt, o dönem Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu'nun odasındaki çok gizli bir toplantıyı kayda alıp yayınladı. Türkiye'ye açık bir savaş niteliği taşıyan casusluk faaliyeti sonucu Davutoğlu ile Fidan hedef tahtasına oturtuldu.

İSRAİL'İN İLK HEDEFİYDİ

Oslo görüşmeleri ile birlikte MOSSAD'ın takibine birinci dereceden giren Hakan Fidan, MİT Müsteşarı olduktan sonra dönemin İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın da hedefi oldu.

*Barak, Hakan Fidan'ı İran yanlısı olmakla suçladı, ve Tahran'ın İsrail'in sırlarına ulaşmasından endişe duyduğunu dile getirdi. Fidan'ın MİT'te imza attığı dönüşüm, İsrail'i de ABD'yi de rahatsız etti.

MİT'teki büyük başarısı

Hakan Fidan'ın en büyük başarısı, yıllardır MİT-Emniyet-Genelkurmay-Jandarma arasındaki istihbarat kavgasını noktalaması oldu. MİT bünyesinde 'Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu' oluşturuldu. Gölbaşı'ndaki GES Komutanlığı da tüm elektronik donanımıyla birlikte MİT'e devredildi.

MİT belki de tarihinde ilk kez, dış istihbarat konusunda aktif bir yapıya büründü. Fidan'ın MİT'te hayata geçirdiği 'Stratejik Analiz Merkezi', gelen her bilgiyi analize dönüştürerek dış politikanın belirlenmesine önemli katkılar sağladı.

'O BENİM SIR KÜPÜM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Hakan Fidan ile ilgili kullandığı şu ifadeler uzun süre medyanın gündeminde yeraldı: "O benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sır küpü. Türkiye'nin geleceğinin sır küpü."

Ankara adayı ama...

MİT Müsteşarlığı görevinden istifa eden Hakan Fidan'ın 7 Haziran seçimle- rinde AK Parti'den Ankara İkinci Bölge adayı olacağı öğrenildi. Ancak nisan ayında netleşecek listelerde, kendisinin talebi olduğu takdirde Fidan ismi Van ya da Diyarbakır listesinde de görülebilir. İstifası 10 Şubat'tan itibaren geçerli olacak Fidan'ın yerine vekaleten İsmail Hakkı Musa geçecek.(Yenişafak)


HALKIN İÇİNDE OLMAK İSTEDİ

Güçlü siyasetçi olmayı, güçlü bürokrat olmaya tercih eden Fidan konusunda Erdoğan'ın da aktif siyasette önemli bir görevde bulunmasının faydalı olacağı noktasına geldiği öğrenildi

Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, beklendiği gibi 7 Haziran genel seçiminde Ak Parti'den milletvekili adayı olabilmek için görevinden istifa etti.

Fidan'ın istifa etme ile görevinde kalma arasında gidip gelirken, ibrenin istifadan yana olduğunu bu köşeden yansıtmıştık. Yine de nihai kararda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın belirleyici olacağı aşikardı.

Öyle de oldu.

Fidan'ın, geçen perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı son görüşmede son karar oluştu. Fidan, aynı gün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile de uzun bir istişare yaptı. Önceki gün gece yarısını biraz geçe, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Fidan'ın siyasete girmesini doğru bulmadığı yolundaki ifadeler, CNN Türk canlı yayınında son dakika olarak verilirken, MİT Müsteşarı'nın 10 Şubat'tan geçerli olmak üzere istifasını Başbakan'a sunduğu haberi geldi. Artık tarihler 7 Şubat'ı gösteriyordu. Yani, KCK soruşturmasına dahil edilen Fidan'ın ifadeye çağrıldığı günün 3. yıldönümünü.

Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapıyla mücadele ve çözüm sürecinin akıbetini emanet ettiği, çok güvendiği Fidan'ın MİT'in başından siyasete geçmesine neden "evet" dedi.

Fidan, Türkiye'nin konjonktürel olarak en güçlü bürokratı pozisyonunu bırakıp siyaset yolunu seçerken hangi saikle hareket etti?

Bundan sonra ne olacak, MİT kime emanet edilecek?

Dün bu soruların yanıtlarını ararken, güvenilir kaynaklardan elde ettiğim bilgileri şöyle özetleyebilirim:

Erdoğan'ın rızası

-Başından bu yana Hakan Fidan'ın MİT'in başından ayrılmasına sıcak bakmayan, 62. Hükümet kurulurken, Başbakan Davutoğlu'nun ısrarlarına karşın, dışarıdan bakan olarak atanmasını istemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, günün sonunda ülke gerçeklerine bakarak, birinci tercihi olmasa da istifa yönünde rıza gösterdiği belirtildi. Erdoğan'ın, Fidan'ın yerinde kalmasının daha doğru olacağı noktasından, aktif siyasette önemli bir noktada bulunmasının da ülkeye faydalı olacağı noktasına geldiği öğrenildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni hükümette ciddi, yeni bir nefese ihtiyaç olduğunu düşündü. 7 Haziran seçimleriyle birlikte partinin etkili, özgül ağırlığı olan birçok isminin üç dönem kuralı nedeniyle Meclis ve hükümet dışı kalacağını dikkate alan Erdoğan'ın, Ak Parti açısından oluşacak boşluğun etkili isimlerle doldurulmasını istediği kaydedildi.

Erdoğan, Fidan'ın siyasette olmasının hem hükümeti hem de Davutoğlu'nu rahatlatacağı ve güçlendireceği düşüncesinde ikna oldu.

- Fidan, siyasete girme kararını, Türkiye için zor bir karar olarak gördü. Her iki seçeneğin artılarını, eksilerini tartarken bu sorumlulukla değerlendirme yaptı. Kararını oluştururken yakın çevresine yansıttığı genel yaklaşım da bu açıdan dikkat çekici. Fidan'ın, teşkilatta ciddi hizmetlerde bulunduğunu, MİT'in çok güçlü bir bürokratik pozisyon olduğunu, isteyerek terkedilecek bir makam olmadığını belirttiği, ancak bürokrasinin değil siyasetin güçlenmesi gerektiğini söylediği öğrenildi. Türkiye'nin normalleşmesi ve demokratikleşmesi sürecinde de halkın seçtiği bir aktör olmayı, çok güçlü bir bürokrat olmaya tercih ettiği kaydedildi. Güçlü bürokrat olacağına güçlü siyasetçi olmayı uygun bulduğu belirtildi. Neticede bürokrat pozisyonunun atanmış bir pozisyon olduğu, bu noktadan sonra bürokrat olarak değil, milletin temsilcisi olarak doğrudan siyasetin içinde hizmet etmeyi tercih ettiği öğrenildi.

- Fidan'ın 7 Haziran seçimine kadarki yol haritası da belli. Kaynaklar, Fidan'ın bu süre içinde Başbakanlığa geçerek Başbakan Davutoğlu'na resmi olarak danışmanlık yapmasının zaten mümkün olmadığını, ancak gayri resmi olarak danışmanlık yapabileceğini belirttiler. Fidan'ın bu süre içinde teknik olarak Ak Parti'ye üye olması gerekmiyorsa -ki gerekmiyor- üye olmayacağını kaydettiler. Devlet memuriyetinden vekil olması için istifa edenlerin yerine geri dönmelerini kolaylaştırmak için asaleten bir ismin atanmadığına dikkati çeken kaynaklar, seçimlerden önce parti üyeliğinin uzak ihtimal olduğunu belirttiler.

Bakanlık vaadi yok

-Fidan'ın 7 Haziran'a kadar dışarıdan bakan atanması da söz konusu değil. Ak Parti'nin önümüzdeki seçimlerden nasıl bir sonuçla çıkacağı, hükümetin nasıl şekilleneceği, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın Fidan'ı hangi pozisyonda görmek istedikleri belirleyici olacak. Dışişleri Bakanlığı için adı geçen Fidan'ın, geçmiş tecrübelerine dayanarak İçişleri Bakan'ı da olabileceği, bakanlık vaadi ya da beklentisiyle istifa etmediğine vurgu yapıldı.

ANKARALI

-Ankara doğumlu olan, Hamamönü semtinde büyüyen Fidan'ın Ankara'dan aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Fidan, seçimlere kadar geçen sürede yoğun bir medya ve kamuoyu görünürlüğü planlamıyor. Bu, eski MİT Müsteşarı olması nedeniyle zaten zor. Fidan, bu süre içinde eski MİT müsteşarlarına tahsis edilmesi zorunlu olan yoğun bir koruma kalkanı altında yaşayacak.

ATAMA YOK

-MİT'te Fidan'ın bıraktığı koltuğu kimin dolduracağı konusunda verilmiş kesin bir karar olmadığı belirtiliyor. Devlet memuriyetinden istifa edip milletvekili adayı olanların yerine seçimlere kadar teamülen atama yapılmıyor. Seçimlere kadar MİT Müsteşarlığı'na, eski Brüksel Büyükelçisi, MİT Dış İstihbarat'tan sorumlu Müsteşar Yardımcısı İsmail Hakkı Musa'nın vekalet edeceği belirtildi.

-Vekalet döneminden sonra Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu'nun MİT Müsteşarlığı görevine getirilebileceği yolundaki kulis bilgileri de ihtiyatla karşılanıyor. Kürt meselesinde çok etkili bir pozisyona getirilen Dervişoğlu'nun, Fidan'ın başında bulunmadığı MİT'in üzerinden zaten belli bir yükü alacağına işaret ediliyor. Kaynaklar, Fidan'ın, "yeni MİT"i kurgularken, kaliteli bürokratların, teşkilat dışında kritik noktalarda görev alması ve MİT'in normal bir devlet kurumu olarak ortaya çıkmasını istediğine dikkat çekiyorlar. Dervişoğlu'nun MİT'e geri çekilmesinin bu süreçle bağdaşmayacağına vurgu yapıyorlar. MİT'te, "Fidan'dan sonra bu kadar güçlü bir profilin müsteşar olacağına ihtimal vermiyoruz" havası hakim diyebiliriz.(Milliyet)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber