21 milyon kadın evde oturuyor...

Normal. İş bulanların sayısı üzerinde değil de, işsiz kalanların veya işsizlik rakamları üzerinden değerlendirme.

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 12 Nisan 2015 17:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
21 milyon kadın evde oturuyor...

Ekonomi yönetimi ise konu gündeme geldiğinde, ekonominin istihdam yaratma gücüne odaklanarak, "İş arayanların sayısı artıyor. Evde oturan kadın iş aramaya çıkıyor ve işsiz kalanların sayısı bu nedenle artıyor" diyor. Resmi rakamlara göre 3 milyon 145 bin kişi işsiz... Bu rakam iş arayıp da iş bulamayanların başvurusuyla belirlenmiyor. Sayıyı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yaptığı ankete göre tahmin ediyor. Elimizde başka gösterge yok... 15-24 yaş arasındaki gençlerin 5'te 1'i işsiz. 20-24 yaş arasında bu hesaplamayı yapsak sanırım her 3 gençten 1'i işsizdir...

Neyse konumuz bu değil... Hükümet haksız değil. İş aramayanlar, otursa oturduğu yerde, iş aramaya çıkmasa işsizlik oranları düşecek... Biz de sevineceğiz... Bu çarpıklık bir Türkiye gerçeğidir. 15 yaş üzerinde 57 milyon 400 bin kişi yaşıyor memlekette. Yarısı kadın, yarısı erkek. Bunların sadece 28 milyonu bir iş peşinde koşuyor. 25 milyon 642 bini iş bulmuş. (Geri kalan kısmı işsiz olanlar...) Bir işte çalışanların 18 milyonu erkek, 7 milyon 600 bini kadın... Yani çalışabilecek yaşta olan 29 milyon kadının sadece 7 milyon 600 bini bir işte çalışıyor. 1 milyonu iş arıyor ve 21 milyon kadın ise evde oturuyor. Hamur yoğuruyor, çocuk doğuruyor, koca veya baba parasıyla yaşamını sürdürüyor...

Türkiye'nin temel sorunu, evde oturan kadınlardır. Bu kadınların erkeklere olan bağımlılığıdır. İster eşe, eve destek deyin, ister eşlere olan ekonomik bağımlılıktan kurtulmak deyin fark etmez... Kadınlar her yıl artan sayıda iş aramaya başladı. O yüzden, Türkiye'de işgücüne katılım (aslında nüfus) her yıl 900 bin artıyor. Ve her yıl 1 milyon 200 bin kişilik yeni istihdam yaratılıyor. Buna rağmen işsizlik düşmüyor; çünkü stoktan (evde oturan ve ağırlıklı kadın) iş arayanların sayısı artıyor.

Sonuç: 1) Yılda yüzde 3 büyüyen ekonomi dertlere derman olmaz... Türkiye her yıl en az 2 milyon yeni istihdam yarabilmek için en az yüzde 4 büyümeli...

2) Hükümetin "Ekonomi istihdam yaratıyor, ama evde oturanlar geldiği için yetmiyor'' tespiti, hafifletici bir neden değildir. Bana sorarsanız; iş arama umudunu yitirenler ve vasıfsızlık nedeniyle iş arama niyeti taşımayanları da dikkate alırsanız, Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 25'lerin üzerindedir.

3) Tersten bakın. İşgücüne, ev stokundan katılım olmasa, hükümet işsizlik oranlarını düşürdüm diye sevinmeyecek miydi? Öyle ise mevcut trend hafifletici neden değildir.

4) Kendimizi kandırmak yerine kadın istihdamı üzerine kafa yormaya başlamamız gerekiyor. Özellikle meslek okullarında kız öğrenci sayısını artırmanın yolunu bulmalıyız. İşyerlerinde kadın kotaları uygulamalıyız. İmam hatip seferberliği ve düz lise saplantısından uzaklaşmalıyız...

İYİ HABER Mİ BİLEMEDİM!

"Ekonomiyi hangi parti daha iyi yönetir?" sorusu giderek anlamını yitiriyor. Çünkü; iktidar ve muhalefet partilerinin ekonomi sözcülerinin yoğurt yiyişi farklı olsa da yiyecekleri şey en nihayetinde yoğurt. Hemen hepsi, Türkiye'nin ekonomik potansiyelini mevcut politikalarla daha fazla ortaya çıkaramayacaklarını biliyor. Hemen hepsi, yabancı sermaye olmazsa yatırımların artmayacağını görüyor. Hemen hepsi, bir yandan da tasarruf oranlarının artırılarak tasarruf açığının giderilmesi gerektiğini kabul ediyor. Hemen hepsi, Batı'dan kopmanın yaratacağı toplumsal sancıları öngörebiliyor. Şu anda AK Parti, 2023 hedefleriyle topluma bir hikaye anlatıyor ve hedeflenen altyapı yatırımlarıyla bunu süslüyor. O kadar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber