YÖK'ün rektörlerden 12 yıldır öğretim üyeleri hakkında istihbarat çalışması yapılmasını istediği belirlendi.

Haber Giriş : 27 Şubat 2004 06:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK'ün rektörlerden 12 yıldır öğretim üyeleri hakkında istihbarat çalışması yapılmasını istediği belirlendi.

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) üniversitelerde uyguladığı baskı, rektörlere gönderdiği ?GİZLİ' başlıklı talimat ile bir kez daha belgelendi. 12 yıldır tüm üniversitelere gönderilen talimatta, rektörlerden mart ve ağustos aylarında istihbarat çalışmalarına hız verilmesi, eylül ayında ise ?suçlu' bulunan öğretim üyeleri hakkında yasal işlem yapılması istendi. Talimatta ayrıca rektörlerin yıl boyunca yapması gereken faaliyetler ay ay sıralanıyor. Gizli yönergeyi öğrenen akademisyenler şaşkınlığa uğrarken, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Kadir Erdin, ?ibretlik yönerge' nitelemesini yaptı.

Prof. Dr. Ahmet İnsel ise ancak totaliter rejimlerde benzeri yönergelerin hazırlanabileceğini vurguladı. YÖK üyelerinden Prof. Dr. Burhan Şenatalar kurumun, üniversitelere günlük politikaya girecek kadar detaylı bir yönerge göndermesini yanlış ve gereksiz bulduğunu ifade etti. Son yönerge, Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in, 12 Aralık 2003'te YÖK Başkanlığı'nı Prof. Dr. Kemal Gürüz'den devralmasının ardından 17 Aralık 2003'te hazırlandı. 12 Eylül askerî darbesinden sonra hayata geçirilen YÖK, kanununda yapılan 60 değişikliğe rağmen üniversiteleri baskı altında tutan uygulamalarını sürdürüyor.

Yükseköğretim Kanun Tasarısı tartışılırken kurul, üniversitelere bir yıl boyunca yapmaları gereken faaliyetlerin listesini gönderdi. ?333-26256' sayıyla gönderilen yönergede, ?Mart Ayında Bildirilecek Faaliyetler' başlığı altında, ?Yükseköğretim yönetimleri tarafından istihbarat faaliyetlerine gereken önemin verilmesi' istendi. Bu talimat, ağustos ayı için de tekrarlandı. Eylülde ise bu çerçevede belirlenen öğretim üyeleri varsa haklarında gereken yasal işlemlerin yapılması gerektiği vurgulandı. Böylece, istihbarat sonucu belirlenen öğretim üyelerinin yeni öğretim dönemi başlamadan cezalandırılması öngörülüyor.

 Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Kadir Erdin, yönergeye tepki gösterdi. Yönergenin ibretlik bir vesika olduğunu ifade eden Erdin şöyle konuştu: ?Üniversitede böyle bir şey olur mu? Üniversite kendine özgü ilkeleri olan, özgürlüğün gelişip gürleştiği ve demokrasinin yaşandığı bir ortamdır. Esasen yönerge birçok üniversitede uygulanmıyor. Bu belgenin kıymet-i harbiyesi yoktur. Ancak baskıcı bir kafa yönetimdeyse bu kişinin önünü açar. Yaptığı hukuk dışı uygulamalara kılıf olur.? Galatasaray Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet İnsel de yönergeyi kendisinin geçen yıl fark ettiğini ifade etti. İnsel, ?İçindeki bilgiler hemen hemen aynı şeyler. Üniversiteler sağlıklı olarak cevap vermemesine rağmen üretilmeye devam ediliyor. YÖK'te merkezi olarak büyük bir güç var; ancak bu sağlıklı olarak kullanılamıyor. Ancak bunları uygulamak isteyen amirler için imkan sağlıyor. Bu durum da totaliter rejimin özelliklerindendir.? dedi.

YÖK üyelerinden Burhan Şenatalar ise gelişmiş ülkelerde bu tür uygulamaların görülmediğini vurguladı. Şenatalar şunları kaydetti: ?En genel anlamda laikliğe ve ülke bağımsızlığına sahip çıkmak YÖK'ün ve üniversitelerin görevidir. Yönergede yer alan eylemleri önermek, tavsiye etmek, beklemek yanlış. Ülke bağımsızlığına sahip çıkmak yönergeyle olmaz.?

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber