MEB ve YÖK'ü askere devredin kurtulun

Haber Giriş : 21 Ağustos 2006 12:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK VE ASKER TAKVİYELİ MİLLİ EĞİTİM ŞURASI

Neden amacı ?Türk Millî Eğitim Sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek? olan Milli Eğitim Şurasındaki Milli Eğitim Müfettişi üye sayısı azaltılırken, YÖK ve asker üyesi sayısı artırılıyor? Bunun Milli Eğitime ne gibi bir katkısı olacaktır?

Milli Gazete'den Ayhan Demir'in yazısı

YÖK ve asker takviyeli Milli Eğitim Şurası

Geçtiğimiz Haziran ayında AKP hükümetiyle dördüncü yasaklı üniversite sınavı da yapıldı. Bu sene de, Başbakan Erdoğan'ın da mezunları arasında bulunduğu imam hatip liseliler katsayı adaletsizliğine maruz bırakıldı. Bu sene de inançları doğrultusunda başlarını örten genç kızlar hukuksuz müdahalelerle eğitim haklarından mahrum edildi. Tüm bu adaletsizlik ve hukuksuzlukları ortadan kaldıracakları umuduyla halkın oy verdiği AKP hükümeti ise bugüne kadar hiçbir olumlu adım atmadı.

AKP ile devam edilecek olunursa dört değil, on dört sınav da yapılmış olsa, değişen bir şey olmayacak. Neden mi? Çünkü yapılacak kanun değişikleri için aradıkları, aslında ardına saklandıkları, kurumsal mutabakatı asla bulamayacaklar. Kurumsal mutabakat temin edilse, bu sefer başka bir mutabakatın [bahanenin] arayışına başlayacaklar. Bir başka ifadeyle, AKP hükümetinin üzüm yemek ya da yedirmek gibi bir niyeti yok. Aksine, tek dertleri tokmakçıya her türlü kolaylığı sağlamaktan ibaret... Çünkü AKP söylediklerinde hiç de samimi değil. AKP'nin de yasakçı zihniyetin temsilciliğini yaptığını görmek için Milli Eğitim Bakanlığı'nın icraatlarına(!) bakmak yeter de artar bile. Mesela; AKP'liler bir yandan millete YÖK'ü tasvip etmediklerini, ancak YÖK'ün konumundan dolayı müdahale imkanları olmadığını söylerken, diğer yandan Milli Eğitim Şurası Yönetmeliği'nde değişikliğe giderek beşi özel üniversiteden olmak üzere yirmi üniversite rektörünü şura üyesi yapıyorlar. Samimiyetsizlikleri sadece bununla da sınırlı değil. Halkın arasına girdiklerinde MGK'yı daha demokratik hale getirip sivilleştirdiklerini söylüyorlar ama öte taraftan Milli Eğitim Şurası Yönetmeliği'nde yaptıkları değişiklikle dördü kuvvet komutanlıkları, biri Harp Akademileri Komutanlığı'ndan olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı'nca görevlendirilecek beş temsilci talep ediyorlar. Anlaşılan o ki, yeni yönetmelikle Milli Eğitim Şurası'ndaki YÖK ve asker sayısı, neredeyse, YÖK ve MGK toplantılarındaki üye sayılarından daha fazla hale getirilmiş.

Bu söylediklerimizin rivayet olduğunu ya da AKP hükümetinin böyle bir yönetmelik yayınlayamayacağını düşünüyorsanız, hemen söyleyelim ?Millî Eğitim Şûrası Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik? 3 Ağustos 2006 tarih ve 26248 sayılı Resmi Gazete'de iki hafta evvelinden yayımlandı.

Peki, bu Milli Eğitim Şurası kimlerden oluşur? Ne yapar? Milli Eğitim Bakanı, şûranın tabiî üyesi ve başkanı. Şûra; tabiî üyeler, seçimle gelen üyeler, davetli üyeler ve müşahitlerden teşekkül ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın en yüksek danışma kurulu olan Millî Eğitim Şûrası, Yönetmeliğinde tanımlanan ifadelere göre; ?Türk Millî Eğitim Sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek için eğitim ve öğretimle ilgili konuları tetkik edip gerekli kararları alıyor.? Ancak AKP hükümetinin namazda gözü olmadığından, kulağı da ezanda değil. İşte bunun açık göstergesi olan eski ve yeni yönetmelik arasındaki farklar:

8 Eylül 1995 tarih ve 22398 sayılı Resmi Gazete yayınlanan eski yönetmelikte; Milli Eğitim Müfettişi üye sayısı on beş kişi, asker üye sayısı iki kişi, rektör üyesi sayısı on kişi iken, 3 Ağustos 2006 tarih ve 26248 sayılı Resmi Gazete yayınlanan yeni yönetmeliğe göre; Milli Eğitim Müfettişi üye sayısı 10 kişiye indiriliyor, rektör üyesi sayısı, beşi özel üniversiteden olmak üzere, yirmi kişiye, asker üye sayısı, dördü kuvvet komutanlıkları, biri Harp Akademileri Komutanlığından olmak üzere, beş kişiye çıkarılıyor.

Şimdi Başbakan Sayın Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e sormak istiyoruz: Millete vekillik iddiasıyla siyaset yaptığını söyleyenlerin vazifesi, vekilliğini yaptığı milletin dertlerine derman olmak; milletin iradesini milletin meclisine yansıtmak; hukuksuzluğa geçit vermemek midir, yoksa geçmişte yıllarca savundukları özgürlükleri bugün konjonktür ve mutabakat kavramlarının ardına saklanarak askıya almak; hukuksuz müdahalelere dolaylı destek vermek midir?

Bu vatanın mensupları sırf inançlarının gereği olduğu için başlarını ötme ihtiyacı hissediyorlarsa ve bu ihtiyacın gereğini yerine getirdikleri için üniversite sınavına alınmıyorlarsa, şu veya bu şekilde başladıkları okullarından atılıyorlarsa, kamu kurum ve kuruluşlarında, hizmet vermekten mahrum bırakıldıkları yetmiyormuş gibi, hizmet almaları da engelleniyorsa, bu durum insan haklarına aykırı mıdır, yoksa değil midir?

Neden amacı ?Türk Millî Eğitim Sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek? olan Milli Eğitim Şurasındaki Milli Eğitim Müfettişi üye sayısı azaltılırken, YÖK ve asker üyesi sayısı artırılıyor? Bunun Milli Eğitime ne gibi bir katkısı olacaktır?

Neden sağcısıyla solcusuyla her kesimde rahatsızlık uyandıran YÖK'ün, Milli Eğitim Şurası'ndaki temsilci sayısı artırılıyor? Neden bir yandan, daha demokratik hale getirip sivilleştirmek adına, MGK'daki asker üye sayısını azalttığınızı söylerken, diğer yandan Milli Eğitim Şurası'ndaki asker üye sayısını artırıyorsunuz? Oldu olacak Milli Eğitimi tamamen YÖK ve askerlere devredin. Böylece, dönemin Maarif Nazırının ?Şu okullar olmasa, maarif işlerini ne güzel idare ederdik? dediği gibi siz de maarifi yönetmek sıkıntısından kurtulun.

Milli gazete

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber