YÖK'ün öğretim üyelerinin martta araştırılıp, eylülde cezalandırılmasını isteyen gizli yönergesine eğitim sendikaları sert tepki gösterdi.

Haber Giriş : 28 Şubat 2004 10:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK'ün öğretim üyelerinin martta araştırılıp, eylülde cezalandırılmasını isteyen gizli yönergesine eğitim sendikaları sert tepki gösterdi.

Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun ?Haber, YÖK'ün kaldırılmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koydu.? dedi. Eğitimciler Birliği Sendikası Başkanı Ahmet Gündoğdu ise YÖK'ün anayasal bir kurum olmasına rağmen Anayasa'yı çiğneyen bir kurum haline getirildiğini ifade etti. Gündoğdu, ?Bu yapıyla üniversiteler birer lise gibi. Öğretmenler liselerde daha rahat hareket edebiliyor.? diye konuştu. Eğitim-Sen Başkanı Şuayip Özcan'a göre ise yönerge şeffaf olmama-nın doğal sonucu.

YÖK'ün bir yıllık iş planı, üniversite öğretim üyelerinden sonra, toplumun değişik kesimlerini temsil eden eğitim sendikalarının da tepkisini çekti. Eğitim Bir-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, yönergeyi, YÖK'ün toplum mühendislerince hazırlanan müfredatı aşamadığını gösteren tarihi bir belge olarak değerlendirdi. Gündoğdu, ?Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)'nin burs verdiği öğrencileri fişleyerek etnik ayrımı ilkokul çağına indirdiği bir Türkiye'de YÖK'ün ne kadar büyük bir kambur olduğunu görüyoruz.? dedi. Gündoğdu, yönergenin, YÖK'ün yapısı değiştirilmeden köklü bir yükseköğretim reformu yapılamayacağının açık delili olduğunu söyledi.

?Uygulama ilim yuvasına yakışmıyor'

Türk Eğitim-Sen Başkanı Şuayip Özcan da YÖK'ün bugünkü haliyle işlevini kaybettiğini düşünüyor. Kurulun sadece koordinasyon görevini yerine getirmesini istiyor. YÖK'ün ?bugünkü konumumuzdan taviz vermeyiz' anlayışına katılmadıklarını vurgulayan Özcan, ?Katılımcılığın ön plana çıkarıldığı, yetkinin belli noktalarda toplanma yerine paylaşıldığı bir üniversite istiyoruz.? dedi. Şuayip Özcan, ortaya çıkan gizli genelgenin YÖK başkanına sundukları değişiklik önerilerinin doğruluğuna işaret ettiğini kaydetti. İlim yuvası olan üniversitelere baskıcı genelgelerin yakışmadığını söyleyen Özcan, benzer uygulamaların başka devlet kurumlarında da olduğuna dikkat çekti. Özcan, ?Ancak toplumun büyük çoğunluğu bilmiyor. Sivil toplumun bunlara tepki göstermesi çok umut verici.? diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki görevinden uzaklaştırdığı, verdiği hukuk mücadelesiyle görevine dönen Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun, genelgenin YÖK'ün kaldırılma düşüncesinin haklılığını ortaya koyduğunu söyledi. Dursun, şunları söyledi: ?Bu tür uygulamalar bilimsel araştırma yapan öğretim üyeleri arasında tedirginliğe yol açacaktır. Yapılan yeni kanun hazırlama çalışmalarında YÖK'ü muhatap almak yanlıştır. Doktorun hastaya reçete sorması gibi bir durum yaşanıyor. TBMM, bir askeri darbe olmadan ilk defa Yüksek Öğretim Kanunu'nu değiştirmelidir.?

Zaman'ın dün manşetine taşıdığı haberde; YÖK'ün rektörlere gönderdiği yazıya yer verilmişti. Yazıda rektörlerden, mart ve ağustos aylarında istihbarat çalışmalarına hız vermeleri, eylül ayında ise ?suçlu' bulunan öğretim üyeleri hakkında yasal işlem yapmaları isteniyordu. Talimatta ayrıca rektörlerin bir yıl boyunca yapacağı faaliyetler ay ay sıralanıyordu.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber