Erdoğan, daha önce yuvarlak sözlerle geçiştirdiği cumhurbaşkanlığı hedefi için artık açık konuşuyor

Haber Giriş : 08 Eylül 2006 09:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye bir yılı aşkın süredir Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak mı, olmayacak mı diye papatya falı açıyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı konusu ile ilgili uzak yakın hemen her kritik cümlesinden ?olacak?, ?olmayacak? diye sonuç çıkarılmaya çalışılıyor.

Olup olmayacağı sorusu tabii ki Tayyip Erdoğan'a da sıkça soruluyor. Ama düne kadar Erdoğan bu konudaki soruları yuvarlak sözlerle geçiştirmeye özen gösteriyordu.

Dün ise CNN Türk'te Gürkan Zengin'in sorularını yanıtlarken kafasının gerisinde ne olduğu konusunda ilk defa bir ipucu verdi:

?Cumhurbaşkanı şahsım olur, başkası olur, ülkemin menfaati kimi gerektiriyorsa o olur...?

Erdoğan'ın bu kritik cümlesi, tatil yorgunu siyaset kulislerini dalgalandırmaya, heyecanlandırmaya yetti. Özellikle de Erdoğan'ın kendi partisini, kendi yakın çevresini...

Dün konuştuğumuz pek çok AKP'li, ?Bundan daha açık ne desin artık anlayın, patron (Tayyip Erdoğan) 8 ay sonra cumhurbaşkanı? diye yorumluyor Erdoğan'ın CNN Türk'teki sözlerini. Muhalefetin yorumu da farklı değil. Dün itibariyle Ankara'da, ?önümüzdeki süreçte siyasette ciddi bir yol kazası veya açık ve yakın bir kaza riski olmaması durumunda Erdoğan'ın Çankaya adaylığı kesin? yorumları yapılmaya başladı.

Özetle Ankara'da herkesin birleştiği ortak kanaat şu ki, Tayyip Erdoğan rotasını çoktan belirlemiş durumda: Adım adım Çankaya...

Köşk kadrosuna kimler geçebilir?

Erdoğan'ın Çankaya hazırlıklarına çoktan başladığına ilişkin çok çarpıcı bir iddia dün kulağımıza geliyor. Deniyor ki; ?Erdoğan Çankaya'ya çıkma kararını yeni değil, milletvekili seçilip Meclis'e girdiği gün verdi. O günden beri bütün hesaplarını, planlarını ona göre yapıyor. Hatta Köşk kadrosu bile şimdiden belli. Bugünkü Başbakanlık kadrosunun olduğu gibi Köşk'e taşınacağını düşünenler hayal kırıklığına uğrayabilir...? Kulis dedikodularına göre, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkışıyla birlikte muhtemelen devletle vedalaşacakmış ve AKP İstanbul Milletvekili İdris Naim Şahin de milletvekilliğinden istifa ettirilip Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ne atanacakmış...

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Gül...

ErdoĞan'In CNN Türk'te cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya verdiği yanıt şöyle: ?Bunun hepsinin kararını parti grubum, parti teşkilatımız verecektir. Ve yapacağımız çeşitli kamuoyu araştırmaları verecektir. Şahsım olur, başkası olur. Ülkemin menfaati kimi gerektiriyorsa o olur. Ben bununla ilgili bir tanımlama da yaptım. Bu tanımlamayı aynen tekrar ediyorum, değişen bir şey yok. Şüphesiz ki o makama gelen, ülkemin çıkarlarını en ideal şekilde korumaya devam edecektir. Toparlayıcı olacaktır. Birleştirici olacaktır. Asla herhangi bir ayrımcılığa müsamaha etmeyecektir. Böyle bir göreve gelen şüphesiz ki bu şekilde sürdürdükten sonra da toplumun tamamı tarafından olmasa bile büyük kesimi tarafından inanıyorum ki gerekli ilgi, alakayı görecektir. Ama bu kim olur? Nisan şöyle bir geldikten sonra...?

Bu sözleri dinleyen AKP kurmaylarının ve muhalefetteki deneyimli isimlerin ortak kanaati şu: ?Sürpriz değil. Erdoğan kesinlikle aday olacak ve seçilecek. 2007 ilkbaharında Erdoğan 11. Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül de AKP Genel Başkanı ve Başbakan...?

Arınç ne yapar, Gökçek ne der?

KonuŞtuĞumuz bir AKP milletvekili ?Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül Başbakan formülü öteden beri bildiğimiz bir gerçekti? diyor. Bilinemeyeni, bugünden kestirilemeyenleri ise şu sorularla sıralıyor:

?Erdoğan'ın kendisinden sonraki genel başkan ve başbakan adayının Gül olduğunu sokaktaki sıradan insan da biliyor. Gül partide de genel kabul görür. Ancak bazı bilinmeyenler var. Partinin güçlü isimleri Bülent Arınç acaba ne yapar? Melih Gökçek ne der? Abdüllatif Şener sessiz sedasız Gül'e biat eder mi?? Görünüşe bakılırsa başka şansları yok gibi. Erdoğan ne derse onlar da itaat etmek durumunda. ?Abdullah Bey'in etrafında kenetlenin? dediğinde gönülden olmasa da kenetlenmek durumundalar.

Özal ve Demirel stratejisini mi izler?

Ancak acaba Erdoğan onu diyecek mi? Yoksa Turgut Özal'ın 1989'da, Süleyman Demirel'in de 1993'te cumhurbaşkanı seçilirken izledikleri stratejiyi mi izleyecek Erdoğan da?

Geçmişte her iki lider de Çankaya'ya çıkarken partilerini dinamitleyip öyle vedalaşmıştı yol arkadaşlarıyla. Arkalarında güçlü bir parti, güçlü bir genel başkan ve başbakan bırakmamaya özen göstermişlerdi.

Muhtemelen böylelikle, siyaseti, hükümeti istedikleri gibi yönlendirebileceklerini, başbakanı pratik işleyişte fiilen özel kalem müdürü konumuna düşürüp siyaseten mutlak gücü kendi ellerinde toplayabileceklerini ummuşlardı.

Ama öyle olmadı. Sonuçta her ikisinin de partileri büyük bir kaosa girdi ve parçalandı, güç kaybetti.

İdeal sonuç koalisyon mu?

Erdoğan ne yapacak? Belki Erdoğan da güçlü bir başbakan arzulamayabilir ama partisinin güç kaybetmesine neden olacak gelişmelere kapı aralayacağı da beklenmiyor. Çünkü AKP'nin de yakın gelecekte ANAP ve DYP'nin liderleri Çankaya'ya çıktıktan sonra başlarına geldiği gibi bir fetret devri yaşaması, parçalanıp dağılması Köşk'teki Erdoğan'ın en istemeyeceği sonuç olacaktır. Öyle bir gelişme Erdoğan'ın Çankaya'da tutunabilmesini son derece güçleştirebilir.

Fakat öte yandan bugün kendisinin sahip olduğu ölçüde güçlü bir başbakanla çalışmak da Erdoğan'ı ileriki dönemde zora sokabilir. Örneğin Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının estireceği rüzgarla Abdullah Gül liderliğindeki AKP zayıf bir ihtimal de olsa yeniden 350'nin üstünde bir milletvekiliyle seçimlerden ezici bir zaferle çıkarsa ne olacak? O iktidar grubu türban yasağı ile ilgili, imam hatiplerle ilgili düzenlemeleri, hatta laiklik tanımıyla ilgili anayasa değişikliklerini Meclis'ten geçirip Erdoğan'ın önüne getirirse ne olacak? Erdoğan acaba devlet sorumluluğu ile Cumhurbaşkanı sorumluluğu ile bu hassas konularda ne karar verecek? Veto mu edecek?

İşte bunlar bazı AKP kurmayları için yanıtı çok zor sorular. Onlar da bu tür gelişmelerin yaşanmayacağını umuyorlar.

Yaşanıp yaşanmayacağını elbette zaman gösterecek. Ama 2007 Kasım seçimlerinde Erdoğan için belki de en hayırlı sonuç AKP'nin yine birinci parti çıkması ama tek başına iktidarı kaybetmesi, koalisyona gitmek zorunda kalması olacak...

O zaman Köşk'te daha rahat edebilir, yukarıdan yönlendirmelerde daha etkili olabilir...

Erdoğan ne demişti?

30 Aralık 2005 atv Siyaset Meydanı: (Cumhurbaşkanı olmak istiyor musunuz?) sorusu üzerine, Artık onu bırakın bende kalsın.

30 Haziran2006 Strasbourg dönüşü uçakta: Cumhurbaşkanlığı makamı artık formanın çıkarılması gereken bir makam olmalıdır. Ben forma derken gömleğin altındaki formayı kastetmiyorum. Asıl forma, kafanın içindeki formadır.

7 Temmuz 2006 Reuters'e demeci: 2002 seçimleri öncesinde, eşlerimizin başları örtülü göründük. Dini inanç cumhurbaşkanlığına engel değil

vatan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber