Rektörler hükümeti 'rövanşla' suçladı

Dört üniversitenin rektörü hükümeti çok sert eleştirdi. Hacettepe Rektörü Prof. Özgen, "Atatürk devrimlerinden adeta rövanş alınmak isteniyor" dedi

Üniversitelerin 2006-2007 akademik yılı açılışında konuşan rektörlerin hedefinde, "meslek liseleri ve katsayı" tartışmaları nedeniyle YÖK'le soğuk savaş yaşayan iktidar vardı. Rektörler konuşmalarında çok sert bir dille eleştirdikleri AKP hükümetini, "Atatürk devrimlerinden rövanş almakla" suçladılar.

'Seçimi akıl kazansın'

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, katıldığı "Karşıyaka Toplantıları"nda, "Türkiye bu iktidarla uzatmaları oynuyor" dedi. ANKA'nın haberine göre, Cumhurbaşkanlığı seçimi için, "Köşk'e doğru düzgün bir adam çıkmazsa kötü olur" ifadesini kullanan Alıcı, şunları söyledi: "Adamın beyninin açık olması gerekir, hanımının başı açık-kapalı olmuş, önemli değil. Genel seçimleri ölüm pahasına almak zorundasınız. Bunu başaramazsanız torunlarınızdan utanacaksınız, başınızı öne eğeceksiniz. Seçimi aklın ve bilimin yolu kazanmalıdır. 1450'li yıllarda matbaa bulundu ve hızla Avrupa'da yayıldı. Matbaayı Müslüman olmayan halk kullandı, geliştirdi. Keşke o zamanlar Anadolu Müslüman olmasaydı."

'Dini yapılanma'

Diğer rektörler de, üniversitelerinin akademik yıl açılış törenlerinde özetle şunları söylediler:

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen: "Atatürk devrimlerinden adeta rövanş alırcasına zemin bulmaya başlayan din merkezli yapılanma, toplum içinde ve çeşitli kurumlarda dikkati çekmektedir."

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Onur Altan: "Laik rejimi değiştirmek için çalışan şer odakları, öncelikli olarak ordu ve üniversiteleri seçiyor. Bu kurumlar üzerinde oyunlar oynayan hainler, öncelikle toplumun bu güzide kurumlar üzerindeki güven duygularını sarsmak için akıl almaz yöntemlerle iftiralara ve karamalara başvuruyorlar."

'Yerimiz çağdaş dünya'

Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli: "Türkiye'nin yeri, dogmaların, gericiliğin, irticanın egemen olduğu dünya değil, Atatürk'ün tanımıyla irfanı hür, vicdanı hür insanların yaşadığı, aklın ve bilimin egemen olduğu çağdaş dünyadır."