Diyarbakır'da 750 STK ortak barış çağrısında bulundu

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet yürüten 750 sivil toplum kuruluşu, Diyarbakır'da 'barış' çağrısı yaparak, beyaz güvercinler uçurdu. Sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı ortak deklarasyonu okuyan Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, barıştan yana olan herkesi çağrılarına destek olmaya davet etti.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 18 Ekim 2015 18:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Diyarbakır'da 750 STK ortak barış çağrısında bulundu

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet yürüten 750 sivil toplum kuruluşu tarafından, 7 Haziran seçimlerinden sonra artan çatışma ortamının sonlandırılmasına ilişkin hazırlanan ortak deklarasyon kamuoyu ile paylaşıldı. Bu çerçevede, Diyarbakır Sümerpark Ortak Yaşam Alanı'nda basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra, HDP Diyarbakır milletvekilleri İdris Baluken, Nursel Aydoğan ve Feleknas Uca, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanları Hatip Dicle ile Selma Irmak da katıldı.

"ANALARIN GÖZYAŞI DİNDİ"

Burada 750 sivil toplum kuruluş adına deklarasyonu okuyan DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu, Kürt meselesinin demokratik ve siyasi bir çözüme kavuşturulması amacıyla hükümet ve PKK'nın 2013 yılının başlarında bir çözüm süreci başlattıklarını belirtti. Abdullah Öcalan'ın 2013 yılında okunan deklarasyonu ile silahlı çatışma döneminin bittiğini ve demokratik siyaset döneminin başladığını anlatan Ebedinoğlu, bununla Kürt meselesinin çözüleceğine dair büyük umutlar oluştuğunu kaydetti. Bu süreçle birlikte silahların sustuğunu ve ölümlerin durduğunu anımsatan Ebedinoğlu, bunlardan en önemlisinin de anaların gözyaşlarının dinmesi olduğunu vurguladı.

"KANLI BİR ÇATIŞMA DÖNEMİNE GİRİLDİ"

Barışın toplumsal anlamda sahiplenildiğine de dikkat çeken Ebedinoğlu, "Kamusal alanda da hakim bir değer haline geldi. İnsanların geleceğe dair umutları güç kazandı. Sürecin demokratik bir şekilde nihayetlenmesi beklenirken Temmuz 2015'te akamete uğradı. Kanlı bir çatışma dönemine girdi. Yaklaşık 5 aydır şehirlerimizi ve kasabalarımızı içine alan ağır sonuçlarla birlikte yaşadığımız çatışma dönemine girdik. Dağda, ovada ve sokakta yüzlerce evladımız ile kardeşimizi kaybettik. Avucumuzdaki kalıcı barış umudumuzu neredeyse yitiriyoruz. Gelinen bu noktanın nedenlerini tartışabiliriz. Tarafların mesuliyetlerini sorgulayabiliriz. Lakin bize göre acil olan bu çatışma ortamından mümkün mertebe çabuk kurtulmaktır. Çatışmaları sonlandırmak ölümlerin önüne geçmek çözümü ve barışı konuşabilecek asgari bir zemini oluşturmaktır. STK'lar olarak defalarca ateşkes çağrısı yaptık. Dolmabahçe mutabakatına geri dönerek sorunlarımızı diyaloglarla çözmekten başka bir şansımızın olmadığını defalarca dile getirdik. Gerek ulusal gerekse uluslararası kesimlerde bunlara benzer çalışmalar yaptı" dedi.

Deklarasyonun okunmasının ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri beyaz güvercinler uçurdu.

"ÇATIŞMA ORTAMI EKONOMİYE ZARAR VERİYOR"

Daha sonra İHA'ya çatışmalı ortamın ekonomiye zararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar ise çözüm sürecinin devam ettiği 2,5 yıllık zaman içerisinde barışın ne kadar kıymetli olduğunu son günlerde yaşanan olaylarla birlikte bir daha anladıklarını ifade etti. Son 3 aydır bölgede yaşanan kanlı çatışmaların ve kırsaldan şehir merkezine sıçrayan olayların ekonomiye büyük zarar verdiğine dikkat çeken Sayar, şunları kaydetti:

"Özellikle Diyarbakır boyutuna bakılırsa son 3 aylık çatışma sürecinde açılan yeni şirketlerde yüzde 25 azalma var. İhracatta da azalmalar söz konusu. Organize sanayi bölgesinde son 3 ayda tahsis edilmiş arsa yok. Daha önce çok yoğun bir başvuru vardı. İnsanlar yatırım yapmak istiyordu. Fakat bu son yaşanan olaylarla beraber birçok alanda ekonomi ciddi zarar gördü. Hatta ölümlerin olduğu yerde ekonomiden bahsedemeyeceğimiz noktaya geldik. Sürekli bu çatışmalı ortamın Türkiye'deki 78 milyon bireyin hiç birinin faydasına olmadığını ve bu sorunun silahlı yöntemlerle çözülemeyeceğini bunun ancak diyalog yolu ile çözüleceğine inanıyoruz. Bunu 2,5 yıllık zaman zarfında da diyalog yönetiminin bölgede yaratmış olduğu olumlu iklime de şahit olduk. Biz bugün burada bir kez daha çözüm sürecine dönülmesi noktasında tekrardan diyaloğun başlaması, operasyonları ve saldırıların durmasıyla birlikte çatışmaya neden olabilecek, bütün yaklaşımlardan uzak durulması çağrısı yaptık."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber