Türkiye 6 yeni fasıl açılmasını istedi

Bahar BAKIR

Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı basın toplantısında, "Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin ucu açık bir süreç, Almanya olarak 17. faslı açmak isteriz" sözleri, Ankara'da tepkiyle karşılandı. Ankara, AB ile müzakere edilen Göç Eylem Planı karşılığında, vize muafiyeti, fasıllar, külfet paylaşımının nasıl yapılacağı ve Türkiye'nin AB müzakere sürecinin nasıl hızlandırılacağı konularında talepte bulundu. Bu çerçevede, Ankara, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından bloke edilen altı faslın açılmasını talep etti. Diplomatik kaynaklar, "17. faslın açılması 2014 yılından beri gündemde. Bu fasıl ile ilgili zaten çalışmalarımızı tamamlamıştık. Konsey'in adımını bekliyorduk. Göç Eylem Planı müzakerelerinde fasıllar ile ilgili tutumumuzu da bu çerçevede AB'ye iletmiştik. Onlara, 'Güncel olarak müzakere edilen 17. faslı bize bunun karşılığı olarak sakın önermeyin. Bizim için öncelikli olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin blokaj koyduğu 6 fasıldır' demiştik" sözlerini aktardı.

ESKİ BAKAN BOZKIR SÖYLEMİŞTİ

Eski AB Bakanı Volkan Bozkır da, 2014'te 17. faslın kısa bir zaman içinde açılacağı beklentisini dile getirmişti. Avrupa Komisyonu'nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, bu yılın başında, 17. faslın çok yakın bir zaman içinde açılabileceğini söylemişti. Avrupa Komisyonu da, bu fasıl ile ilgili tavsiye kararını AB Konseyi'ne ileteceğini aktarmıştı. Türkiye, zaten bu fasılla ilgili müzakere pozisyon belgesini Avrupa Komisyonu'na 9 Mart 2007'de sunmuştu.

FRANSA ENGELLEMİŞTİ

17. fasıl, Fransa tarafından engellenmişti. Fransa, daha önce de engellediği 22. faslın açılmasına izin vermiş ve Türkiye 5 Kasım 2003 tarihinde Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu adlı 22. faslı açmıştı. 17. fasıl, AB ülkelerinde merkez bankalarının bağımsızlığı, kamu sektörünün merkez bankaları tarafından doğrudan finansmanının yasaklanması ve kamu kesiminin finansal kurumlara imtiyazlı erişiminin önlenmesi konularını içeriyor. Yeni üye olacak devletlerin, Euro'yu para birimleri olarak kabul etmeleri de bu fasılla ilgili bir gelişme.

ÜYELİĞİN PAZARLIK YAPILMASINA ELEŞTİRİ

AB Uzmanı Dr. Can Baydarol, 53 yıllık hukuki ilişkiye dayanan Türkiye-AB ilişkilerini mülteci krizi üzerinden, Türkiye ve AB vatandaşı olmayan, çok zorda kalan insanlar üzerinden bir yere vardırmaya çalışmayı insanlık ve etik dışı bulduğunu söyledi. Prof. Dr. Çağrı Erhan da Türkiye'nin beklentisiyle Merkel'in dosyasında getirdiklerinin çok örtüşmediğini söyledi: "Merkel Almanya için değil, AB için Türkiye'ye gelen elçi durumundaydı."

3 DESTEK BAŞLIĞINA ANKARA NE DİYOR?

Almanya Şansölyesi Merkel külfet paylaşımı, vize muafiyeti ve AB müzakere sürecinin hızlandırılmasıyla ilgili olarak Türkiye'ye destek sözü verdi ancak belirli çekinceleri ve şartları da gündemde tuttu. İşte Ankara'nın Merkel'in destek verdiği 3 konuya yaklaşımı:

KÜLFET PAYLAŞIMI: Türkiye'ye verilmesi planlanan 3 milyar Euro'luk desteğe sıcak bakan Almanya, bu paranın nerelere harcanacağı ile ilgili detaylı bir plan hazırlanmasından yana. Almanya, bu paranın IPA gibi fonlar üzerinden değil, ek kaynak olarak verilmesini de destekliyor. Türkiye, bu anlamda Almanya'nın bu tutumuna sıcak bakıyor.

VİZE MUAFİYETİ: Merkel vize muafiyeti ile ilgili destek verdiğini söylese de, "Elbette taleplerimiz var ve adımları görmek istiyoruz" dedi. Ankara, Göç Eylem Planı öncesinde, vize muafiyeti yol haritasındaki koşullar sağlanırsa vize serbestisinin en geç 2017 yılında gelmesini bekliyordu. O nedenle AB'den bu tarihin Temmuz 2016'ya çekilmesi için resmi taahhüt istiyor. Vizelerin kaldırılması için altı aylık bir teknik sürece ihtiyaç var. Türkiye, vize muafiyetinin mülteci kriziyle bağdaşlaştırılmasına da karşı.

AB MÜZAKERE SÜRECİ: Merkel, Türkiye'nin AB müzakere sürecinin ucunun açık olduğunu söylerken, müzakerelerin de devam etmesini destekleyeceklerini belirtti. Türkiye, müzakerelerin ucu açık olarak sürdürülmeyeceği görüşünde. Siyasi engellemelerin kaldırılması ve Türkiye'nin AB zirvelerinde görünürlüğünün artmasını istiyor. Türkiye, kendini diğer müzakereci ülkeler gibi görmediğini, AB'nin her zaman ve her konuda fikir danışacağı ve işbirliği yapacağı bir ülke olarak anılmak istiyor.