'Türk Akımı Projesi'ni biz rafa kaldırdık'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Akımı Projesi'nin Rusya tarafından durdurulduğu haberleri çıkıyor. Tam aksine proje taleplerimizin karşılanmaması sebebiyle tarafımızdan rafa kaldırıldı" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Aralık 2015 14:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Türk Akımı Projesi'ni biz rafa kaldırdık'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin araştırma-geliştirme konusunda çok daha atak, çok daha kararlı adımlar atması gerekiyor. Hedefimiz, 2023 yılına kadar milli gelirden Ar-Ge'ye ayrılan payı, 3'te 2'si özel sektörden gelecek şekilde yüzde 3 düzeyine yükseltmektir" dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası Kapanış Seremonisi" ile "Küresel İmprove ve Türkiye İnovasyon Şampiyonları Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, "Sınırsız inovasyon, sınırsız potansiyel" temasıyla düzenlenen etkinliklerin hayırlara vesile olmasını diledi.

Bugün, kapanış töreninde bir arada oldukları İnovasyon Haftası'nın düzenlenmesinde emeği geçen, çalışması, düşüncesi, birikimi ve önerisiyle bu etkinliğe katkı veren herkese teşekkür eden Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi'ni tebrik etti.

Geçen yıl 460 firmanın başvurduğu, Türkiye'nin ilk inovasyon geliştirme programı olan İnovaLİG'e bu yıl 488 firmanın projeleriyle başvurduğunu aktaran Erdoğan, bu sayının daha da artacağını söyledi.

İnovaLİG kapsamında ödül alan firmaları da tebrik eden Erdoğan, "Bu firmaların başarılarının artarak devamını diliyorum" diye konuştu.

Erdoğan, İnovaLİG'in küresel boyuta taşınmasından da memnuniyet duyduğunu aktardı.

Gençlere yönelik olarak İNOVATİM'in kurulmuş olmasını da genç girişimciliği teşvik etme bakımından isabetli gördüğünü dile getiren Erdoğan, İnovaKulüb'e başarılar dilediğini ifade etti.

Türkiye'nin geçen 13 yılda her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da büyük bir dönüşüme ve değişime imza attığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sizler bu büyük devrimin en yakın şahitlerisiniz. Şimdi önümüzde 2023 hedeflerimiz var. Türkiye'yi bugünlere getiren politikalar ve uygulamalar çok önemliydi ama sadece bunlarla 2023 hedeflerimize ulaşamayız. Çıtayı yükseltmek, yeni politikalar geliştirmek ve bunları kararlılıkla hayata geçirmek mecburiyetindeyiz. Elbette üretmeye devam edeceğiz ama artık üretimimizin ağırlık noktasını emek yoğun işlerden yenilikçi, marka değeri yüksek, ileri teknoloji esaslı işlere doğru kaydırmak durumundayız. Ürettiğimiz ürünlerin tasarımlarını kendimizin yapması bizim için bugün artık dün olduğundan çok daha önemli, çok daha hayatidir. Bunun için inovasyona, araştırma geliştirme faaliyetlerine önem vermeliyiz. Türkiye, küresel inovasyon endeksinde 2012 yılında 74. sıradaydı. Bu yıl 58. sıraya yükseldi. Bu tablo, ülkemizin verimlilik odaklı üretimden inovasyon odaklı üretime geçiş sürecinde olduğunun bir ifadesidir ama daha katetmemiz gereken çok mesafe var."

- "Ekonomide de itici gücümüzün inovasyon olacağına inanıyorum"

Özellikle eğitim ve öğretim alanında çok ciddi eksikliklerin bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Maalesef eğitim-öğretimin altyapısını güçlendirmede gösterdiğimiz başarıyı, içeriğinin geliştirilmesinde ortaya henüz koyamadık. İnşallah bu dönem, kültürle birlikte eğitim-öğretim konusu, üzerinde en çok duracağımız alanların başında gelecektir. Ekonomide de itici gücümüzün inovasyon olacağına inanıyorum. Bakınız Güney Kore ve Japonya, inovativ ürünleri ön plana çıkartarak, yüksek katma değerli ürünler tasarlayarak, üreterek, kendilerine yeni pencereler açıyorlar. Bunun için Türkiye'nin araştırma geliştirme konusunda çok daha atak, çok daha kararlı adımlar atması gerekiyor. Bilindiği gibi 2002 yılında araştırma geliştirme harcamalarının milli gelirimiz içindeki payı, başbakan olduğum dönemde sadece binde 5'ti. Biz bu oranı 2014 yılı itibarıyla, hedefimiz aslında yüzde 2'ydi ama şu an itibarıyla yüzde 1'e çıkarmış bulunuyoruz" diye konuştu.

- "Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz var"

Hedeflerinin, 2023 yılına kadar, milli gelirden Ar-Ge'ye ayrılan payı, üçte ikisi özel sektörden gelecek şekilde yüzde 3 düzeyine yükseltmek olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Maalesef bu yılın ilk 10 ayında, ileri teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatındaki payı sadece yüzde 3,5 düzeyindedir. Buna karşı aynı kategorinin ithalatımızdaki payı yüzde 15,5'tur. Biz de önümüzdeki 7 yılda, ileri teknoloji ürünlerinin ihracatımızdaki oranını yüzde 10'a çıkarmalıyız. Aynı şekilde orta yüksek teknolojili ürünlerde de halen yüzde 30'lar düzeyinde olan bu oranı yüzde 50'ye çıkarmamız şart. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerimiz bakımından bu dönüşümü başarmamız hayati derecede önemlidir. Başka türlü 500 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşamayız. İnovasyon kültürünü hem kurumsal hem bireysel alanda köklü bir şekilde yerleştirmeliyiz. Üniversitelerimizi ki 2002 sonunda 76 olan bu sayıyı hamdolsun 193'e çıkarmış bulunuyoruz. Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz var. Yani eğitim-öğretimi ayağa değil tam aksine eğitim-öğretime ulaşamayanların ayağına götürme operasyonunu gerçekleştirdik. Benim Muş'taki, Hakkari'deki, Iğdır'daki, Ardahan'daki oradaki gençlerimizin İstanbul'a, Ankara'ya gelme imkanları var mıydı? Yoktu ama işte oralarda üniversitemizi kurduk, oralara artık profesörlerimizi, doçentlerimizi, doktorları oralara göndermiş bulunuyoruz. Daha iyi olacak. Bundan hiç şüphem yok. Bu işi daha da nitelikli hale getireceğiz. Üniversitelerimizi her alanda ve her düzeyde inovatif yeteneği olan değerlerimizi ortaya çıkaracak çalışmalar gerçekleştirmesi için teşvik etmeliyiz."

Bu konuda üniversite-sanayi iş birliğinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu doğrultuda yapılan çalışmalar mutlaka var. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu kapsamda uyguladığı programlar olduğunu da biliyorum. Teknoparklarımızın sayısını 13 yılda 2'den 59'a çıkardık. Bu önemli bir adım ama hedeflerimiz bakımından bunların yeterli olmadığı, daha fazlasına ihtiyacımızın bulunduğu açıktır. Mesela dünya çapında tanınan en az 10 küresel markaya sahip çıkmalıyız. Burada gerek TİM gerek TOBB gerek DEİK gibi kuruluşlarımızın yoğun bir atak içinde olması şarttır. Tabii ki Ekonomi Bakanlığımız, ilgili bakanlarımızın bu konuda atacakları adımlar, yol açmaları çok büyük önem arz ediyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber