Bakan Ağbal: O insanları özgürleştirmeye çalışıyoruz

Bakan Ağbal'ın, "O mahallelerdeki insanları özgürleştirmeye çalışıyoruz. Bunu engellemeye çalışan illegal yapılar oradan çıkarılmaya çalışılıyor" sözlerine Aydoğan, "Bu şekilde çıkaramazsınız. Konuşarak, anlaşarak çıkarırsınız" yanıtını verdi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Aralık 2015 18:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bakan Ağbal: O insanları özgürleştirmeye çalışıyoruz

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2016 geçici bütçesinin görüşmelerinde, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan arasında "hendek" tartışması yaşandı.

Komisyonda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşülmesine devam ediliyor.

HDP İstanbul Milletvekili Paylan, Türkiye'de barış ekonomisi olmasını istediklerini ancak demokratik tepkilerin şiddetle susturulmaya çalışıldığını iddia etti. Türkiye'nin de Suriye gibi bir yangına gittiğini ileri süren Paylan, son dönemde güvenlikçi politikalara ayrılan bütçe miktarının arttığını savundu. Bu paraların sosyal politikalara, insana ve demokrasiye harcanması gerektiğini belirten Paylan, "derin dondurucuya kaldıran barış sürecine ve demokratik, özgürlükçü bütçeyle, politikalara bir an önce dönülmesi" çağrısında bulundu.

Talepleri olan ana dil temelli çok dilli eğitimin, dünyanın birçok ülkesinde uygulandığını anlatan Paylan, "Sınırlarımızı elbette koruyalım ama sınır ötesine niye bu kadar para harcıyoruz?" diye konuştu.

Örtülü ödenek harcamalarında önemli oranda artış olduğunu ileri süren Paylan, "Başbakanlık örtülü ödeneği vardı. Onda çok ciddi bir artış var. Fakat artı bir de hesabını soramayacağımız, maalesef sorumsuz Anayasaya göre Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği çıktı. Onda da çok yüksek rakamlara tekabül ediyor 2015 bütçesinde ayrılan" ifadelerini kullandı.

Paylan'ın, Maliye Bakanlığı bürokratlarının arasında bir kadın bulunduğunu, kadın bürokrat sayısının neden bu kadar az olduğunu sorması üzerine Bakan Ağbal, "Daha çok arkadaşım var ama bugünkü toplantıya katılmamışlar" açıklamasında bulundu. Bunun üzerine Paylan, genel bütçe görüşmelerinde daha çok kadın bürokrat görmek istediklerini belirtti.

- "Bugün çıkartırsınız, yarın yine kazarlar"

Bakan Ağbal'a, "Siz savaş karşıtı birisine benziyorsunuz, yüzünüzden öyle hissediyorum" diyen Paylan, Sur'daki sokağa çıkma yasağının bölge insanını olumsuz yönde etkilediğini, bu konuda empati kurulması gerektiğini ifade etti.

Ağbal'ın "O mahallelerdeki insanları özgürleştirmeye, insan haklarına uygun bir şekilde yaşayacak bir ortam üretmeye çalışıyoruz. Bunu engellemeye çalışan, o insanların özgürlüklerine kast eden illegal yapılar oradan çıkarmaya çalışılıyor" sözlerine, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, "Bu şekilde çıkaramazsınız. Konuşarak, anlaşarak çıkarırsınız" yanıtını verdi.

Ağbal'ın, "Çıksınlar oradan. Devlet olarak biz sonuna kadar çıkaracağız" ifadeleri üzerine Aydoğan, "Bugün çıkartırsınız, yarın yine kazarlar" dedi. Aydoğan, Ağbal'ın "Destekliyor musunuz bunu?" sorusuna karşılık da "Ben size gerçeği söylüyorum. Bu iş karşılıklı konuşarak çözülür" yanıtını verdi.

Garo Paylan'ın bu durumu, Sırplar'ın Bosna'yı abluka altına almasına benzetmek istemesine karşı çıkan Bakan Ağbal, "Özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını biz sizden daha iyi biliriz. Hedefimiz, o bölgedeki insanların can ve mal emniyetini, o bölgeye yerleşmiş terör odaklarından kurtarmak ve o bölgeye yeniden özgürlüğü getirmek" değerlendirmesinde bulundu.

Paylan, Türkiye'de demokrasinin derin dondurucuya kaldırıldığını savunarak, "Çünkü masa devrildi. Sayın Cumhurbaşkanı 'Süreç yoktur, Kürt sorunu yoktur, çözüm yoktur' dedi. Güvenlikçi politikalardan vazgeçip özgürlükçü politikalara hemen dümen kırmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Ağbal'ın "O mahallelerde o silahların ne işi var? Size soruyorum" ifadesine karşılık Paylan, "Bana niye soruyorsunuz, Oradaki gençlere sorun" dedi. Paylan, "Para olmadan savaş olmaz. Parasız silah alınmaz. Özgürlükçü politikalara dümen kırın. Savaşı esas alan politikalara imza atmayın, size çağrım budur, ne içeride, ne dışarıda. Dışarıya silah mı gönderiliyor, bunlara imza atmayın. Örtülü ödenekten olan harcamaların büyük çoğunluğu silah. Elimizde delil yok. Bazı delilleri Erdem Gül ve Can Dündar çıkardı, onlar da hapisteler" diye konuştu.

Garo Paylan ayrıca Türkiye'de vergi adaleti için ranttan ve fakirden çok zenginden vergi alınması gerektiğini vurguladı.

- Bakan Ağbal ile CHP'li Erdoğdu arasında "espri" tartışması

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Sayıştay raporlarını istediklerini ancak alamadıklarını iddia ederek, "Sayıştay Başkanvekili Hükümetin yanında oturamaz. Çünkü Sayıştay, Hükümeti denetliyor. En azından görüntü açısından orada oturmaması lazım" dedi.

Geçici bütçe metninin kanun dili açısından zayıf olduğunu öne süren Erdoğdu, "Ben eğlenceli ve keyifli bir bakanla çalışacağımızı düşünüyorum. Çünkü konuşması esprili, şöyle espriler yapıyor: 'Biz gelir dağılımını iyileştirdik ve yoksulluğu azalttık' diyor. Yoksulluğu falan azaltmadınız. Acaba ülkedeki yüzde bir, benim şüphelendiğim gibi gelirin yüzde 90'ına sahip mi? Ben böyle olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

CHP'li Erdoğdu'ya yanıt veren Bakan Ağbal, "Gelir dağılımını düzelttik ve yoksulluğu azalttık" derken espri yapmadığını söyledi.

Ağbal, "Konuşma metni içerisinde geçen bir ifadeye 'doğru değil' diyebilirsiniz. Buna saygı duyarım ama konuşma metninin içeriğine dair subjektif, haksız eleştiriyi sükunetle karşılamamı beklemeyin. Ben size saygı duyuyorum, her türlü eleştiriye açığım ama kişilik üzerinden, konuşmalar üzerinden Meclis'in saygınlığına mütenasip konuşmaya özen göstersek daha iyi olmaz mı? Konuşma metni içindeki iki cümleye espri derseniz, bu haksızlık olur" sözlerini sarfetti.

Aykut Erdoğdu, siyasi eleştirinin çok ağır olabileceğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Yoksulluk azaltılmadı. Yolsuzluklarla, kamu hakkı yağmalanarak, ayakkabı kutularıyla, çelik kasalarla... Kendi elinizle yandaş ve zenginler yarattınız. Yetimin, işçinin, memurun hakkını alarak, gelir dağılımını bozdunuz. Yedirilen işadamları, kapatılan soruşturmalar... Bunların bu dünyada da vicdanlarda da hesabı var. Biz bunu halkımıza anlatamadık. Niye anlatamadık? Çünkü, bu ülkede demokrasi yok. Rüşvetle yandaş kurup, o yandaş medya üzerinden muhalefete hakaret edilirken, muhalefetin en namuslu, temel şeylerini bile halka duyuracağı medya bırakılmadı. İktidarın yaptığı şeyi yazan iki gazeteci cezaevinde. Böyle demokrasi mi olur? Cumhurbaşkanının ödeneği artırıldı. Biz adil yarışmadık. Bombalar patlatıldı, göz göre göre IŞİD militanları gezdi, yüzlerce canımız gitti, insanlar korkutuldu."

- "Bu sözler ağır ithamlar içeriyor"

Erdoğdu'nun bu sözleri üzerine Komisyon Başkanı Bilgiç, bu sözlerin ağır ithamlar içerdiğini söyledi. Aykut Erdoğdu da Bilgiç'e, "Bunların hangisi yalan?" karşılığını verdi.

Erdoğdu, bu sözlerine itiraz eden AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile tartıştı.

Dağ, "Söylediklerin doğru değil, bombayı kim patlattı?" diye sorarken, Erdoğdu, "IŞİD patlattı, Başbakan kendisi söyledi, 'oyumuz arttı' diye" ifadesini kullandı.

Başkan Bilgiç, "Eleştiri yapacaksınız ama terör örgütlerinin patlattığı bombalarla iktidarı, devleti nitelemeye kalkarsanız, bu iş olmaz" dedi.

Tekrar söz alan Erdoğdu, milletvekilleri olarak Bilgi Edinme Kanunu'ndan yararlanamadıklarını, iktidarın kamu ihalelerini kendilerinden sakladığını, 1 milyon liranın üzerindeki kamu ihalelerini göremediklerini iddia etti.

Bunun üzerine Bakan Ağbal, "İnternette var, orada yayınlanıyor. Ne eksikse siz onu söyleyin ben ileteyim" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da Sayıştay Başkanvekilinin Hükümet sırasında oturamayacağını öne sürdü.

Komisyon Başkanı Bilgiç, Sayıştay Başkanvekilinin Hükümet sırasında oturmasının komisyonun takdiri olduğunu belirterek, "Sayıştay uzmanları Başkanlık Divanı'nın sağ tarafındaki yerde, grup başkanları basının önünde, başkan ve başkanvekilleri ise Hükümet sırasında oturur, bu öteden beri gelen teamüldür" dedi.

- "Hazine yardımı yapılmadı"

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, partisinin 7 haziran seçimleri sonrası hak ettiği hazine yardımı için Maliye Bakanlığına iki kez başvuru yaptıklarını belirterek, "İki başvuruyla ilgili cevap yok. Düşünün, biri 5 ay, diğeri 2,5 ay önce verilmiş iki dilekçe. Nasıl cevap verilmez? Bu konu yargıya taşınmış durumda" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, geçici bütçenin hiçbir maddesinde, Rusya'nın olumsuz etkisinin nasıl karşılanacağı konusunda kalem olmadığını ifade ederek, Rusya ile iş yapan yatırımcılar ve turizmcilerin yaşadıkları sıkıntıların belirlenmesi için komisyon kurulmasını önerdi.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise AK Parti'nin üç genel, iki yerel, iki referandum ve bir cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığını belirterek, "Muhalefet olarak şapka çıkarmamız, muhalefet partileri olarak kendimize bakmamız lazım ama vatandaş 7 Haziran'da alaşağı etti AK Parti'yi. Anayasa'yı değiştirmek, başkanlık sistemine geçmek için gereken milletvekili sayısını vermedi" sözlerini sarfetti.

"Meclis'in iki kapısında gösteri için üç kişi bir araya gelse, bir sürü polis oraya gelir" diyen Çam, tonlarca patlayıcıyla karakolların bombalandığını ancak istihbaratın bundan haberinin olmadığını söyledi.

Musa Çam, "1 Kasım seçimleri, bir kişinin istediği seçimdir. 1 Kasım seçiminde sandıktan tek başına iktidar çıktı ama siyasi istikrar çıkmadı. Bu seçim adil ve eşit bir seçim değildir. Bugünkü AK Parti Hükümeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kurulmuş bir koalisyon hükümetidir. Hükümete kamu harcamalarını yapma yetkisi veriyoruz, 2016 yılı bütçesini yapmıyoruz" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber