Adalet Bürokrasisi Nereye Kadar Kaçacak

Adalet Bakanlığı, bugünlerde, müfettiş hal kağıtları ile sicil fişlerinin ilgili hakim ve savcıya verilmemesi için canla başla uğraşıyor... Önce Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvuran Bakanlık, olumsuz cevap alınması üzerine konuyu HSYK'na götürdü. Burada da istenen sonucun alınmaması üzerine Bakanlık bürokratları, Adalet bakanı Cemil Çiçek'ten bir olur alarak müfettiş hal kağıtları ile sicil fişlerini vermeme kararı aldı. İşte bu karara ilişkin bir ziyaretçimizin görüşlerini yayımlıyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 30 Ekim 2006 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ADALET BAKANLIĞININ; BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNUNA, BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU KARARLARINA VE MAHKEME KARARLARINA KARŞI HUKUK DIŞI UYGULAMALARINA İLİŞKİN
ADALET BAKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK'E SORULAR

4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun yürürlüğü girmesinin ardından tüm bakanlıklarda sorunsuz uygulanmasına karşın Adalet Bakanlığının adı geçen yasanın açık hükmüne, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun ilke kararı ile diğer bireysel kararlarına ve idare mahkemesi kararlarına karşın halen uygulanması karşısında,
TBMM üyelerinin ?soru önergesi? benzer şekilde hazırladığımız ve yine Bilgi Edinme Hakkı Kanunu hükümleri uyarıca bizzat Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek tarafından aşağıdaki sorularımızın cevaplandırılması arz ve talep ederiz.

ADALET BAKANI SAYIN CEMİL ÇİÇEK'E SORULAR

1. Adalet Bakanlığı Bürokratlarının iradesi, TBMM ve Hükümetin kısaca TC Devletinin iradesinden üstün mü?
TC Devleti Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yönünü Batıya dönmüş, her alanda Çağdaş değerleri kabul etmiştir.
Bu temel tercih doğrultusunda Avrupa Konseyi, OECD gibi kuruluşa üye olmuş AB'ye tam üyelik başvurusunda bulunmuştur.
Mevcut 59'uncu Cumhuriyet Hükümeti de gerek Hükümet Programında gerekse Acil Eylem Planında bu yönde irade ortaya koymuştur.
TBMM, AB'ye tam üyelik yolunda bir çok yasal düzenleme yapmıştır.

Özetle; TC Devletinin temel tercihine, TC Hükümetlerinin ve 59'uncu Cumhuriyet Hükümeti-nin Programına ve Acil Eylem Planına uygun şekilde TBMM tarafından kabul edilen 4982 sa-yılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 24.04.2004 tarihinde yürürlüğü girmiş olmasına ve TC Dev-letinin tüm birimlerinde sorunsuz uygulanıyor olmasına, Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlen-dirme Kurulu kararlarına ve Mahkeme kararlarına rağmen,
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu hükümlerini Adalet Bakanlığı Bürokrasisi neden uy-gulamamaktadır? Adalet Bakanlığı bürokratlarını TC Devletinin kanunları, kurumları ve mah-kemeleri bağlamıyor mu?

2. Kamuoyunda bilinen ?Demokrat? kişiliğinizle, Hakim ve Savcılarının Bilgi Edinme Hakkından yoksun bırakılması sonucu doğuran 10.08.2004 tarihli imzanızı taşıyan ?OLUR? işlemini nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Belediye başkanlığı ile başlayan siyaset hayatınızın gerek milletvekilliği gerekse 47'nci hü-kümet döneminde oluşan ve mevcut hükümette göreviniz sırasında muhalefet parti liderlerinin dikkati çektiği demokrat kişiliğiniz göz önüne alındığında, demokrasi, açıklık, hesap verebilir-lik gibi temel ilkelere dayalı olarak çağdaş dünya normlarına uygun olarak çıkarılan bir yasa-nın uygulanmaması konusunda olur verme işlemini nasıl izah ediyorsunuz?

3. Türkiye'nin AB'ye Tam Üye olmasını istemiyor musunuz?
Gerekçesinde ?Avrupa Birliği müktesebatı dikkate alınmak suretiyle, demokratik ve şeffaf yö-netimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak, kişilerin, bilgi edinme haklarını kullanmalarına olanak sağlamak amacıyla çıkarıldığı? vurgulanan bir yasayı uygu-lamama yönündeki iradenizin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunuzun somut yansıması olarak değerlendirmemesi için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

4. Siyasetçi kişiliğinizden ziyade Devlet Adamlığı kişiliğinizin ön plana çıkması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı adayları arasında sayıldığınız şu günlerde anti demokratik bir kara-rın altına imzanızın bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Gerekçesinde ?Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün ge-reklerinden olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı sağlama işlevlerinin yanı sıra halkın Devlete karşı duyduğu kamu güvenini daha yüksek düzeylere çıkarmada önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan bu hak sayesinde hem halkın Devleti denetimi kolaylaşmakta hem de Devletin demokratik karakteri güçlenmek-tedir.? denilmektedir. Buna göre başında bulunduğunuz Adalet Bakanlığı demokrasi ve huku-kun üstünlüğünün geçerli olmadığı bir devlet birimi midir?

5. Adalet Bakanı olarak Ülkede kanunların herkes için eşit şekilde uygulanmasını sağla-mak makamında olmanızla hâkim ve savcıların temel haklardan sayılan bilgi edinme hakkının olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Gerekçesinde ?Bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşların-da açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz olarak görülen gizlilik kavramının giderilmesi ile yö-netilenlerin yönetenlerin işlem ve faaliyetlerini denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine ortaya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri olarak kabul edildiği? vurgulandı-ğına göre bu temel hak, hâkim ve savcılar için geçerli değil midir?

6. Adalet Bakanı ve Bakanlığı öncelikle hukukun üstünlüğünü, mahkemelerin saygınlığını, yargı kararlarının yerine getirilmesini sağlamakla yerine bunun tam aksi yönde kararlar ve uygulamalar yapmayı bulunduğunuz makamla nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Bilgi Edinme Hakkı Kanununu uygulamamanın da ötesinde Bilgi Edinme Değerlendirme Ku-rulu kararları ile İdare Mahkemelerinin kararlarını yerine getirmemekteki Bakanlığınızın ısrarcı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz.

7. Müfettiş kökenli Personel Genel Müdürlüğünün ve Teftiş Kurulu Başkanlığının gerekçe-lerini inandırıcı buluyor musunuz?
Bakanlık bürokratları, Hal kâğıtlarının verilmemesi yönündeki kararı imzalatırken bunların verilmesi durumunda müfettişlerin tazminat ve ceza davalarına muhatap olacakları dolayısıyla görev yapamaz hale geleceklerini öne sürmüşlerdir.
Eğer böyle ise Hâkim ve savcıların baktıkları terör ve mafya dosyaları nedeniyle ölüm tehdidi altında oldukları düşünülürse adalet müfettişlerinden daha önemli bir tehditle karşı karşıya olduğu dolayısıyla bu gerekçeden hareketle duruşmaların aleni olmaması ve dosyaların gizli olması gerekmez mi?
Aynı şekilde trilyonluk ihale veren, elinde televizyon ve gazete gibi medya gücü bulunan ger-çek ve tüzel kişiler hakkında karar veren kamu görevlilerin tazminat ve kamu oyunda yıpra-tılma tehdidi altında oldukları gerçeği karşısında yine aynı gerekçeyle yapılan işlemlerin gizlilik perdesine bürünmesi mi gerekir?
Oysa bildiğiniz üzere kamu görevi korkakların yapacağı bir iş değildir.

8. TC Devletinin Mahkemelerine Güvenmiyor musunuz?
Hal kâğıtlarının verilmemesi yönündeki kararı imzalamanızda etken olan müfettişlerin tazmi-nat ve ceza davalarına muhatap olacakları dolayısıyla görev yapamaz hale gelecekleri gerekçe-sini doğru buluyorsanız bu durumda;
Görevini layığı ile yapan, hal kâğıtlarını suiistimal yapmadan dolduran, gerçeğe aykırı olarak doldurmayan, yazdıklarını delillere dayandıran kısaca görevini hukuka uygun yapan müfettiş-lerinin buna rağmen mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay tarafından tazminata mahkum edile-ceklerini mi düşünüyorsunuz?

9. Tasarısını başında bulunduğunuz Bakanlığınızın hazırladığı ve altında imzanız bulunan ve TBMM Adalet Komisyonu görüşmelerinde tarafınızdan savunulan Bilgi Edinme Ka-nununu yine başında bulunduğunuz Bakanlık bürokratları tarafından ihlal edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz.

10. Hal kağıtlarının gizliliği yönünde karar alınması yönündeki talebin Başkanı bulunduğu-nuz Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda görüşülüp reddedilmiş olmasının ardından bizzat sizin imzanızla aksi yönde bir olur verilmesini anayasal yetki, devletin organları arasında işbirliği ve uyum vs. açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖNERİ ve TALEPLERİMİZ
1. Müfettiş hal kağıtlarının ve diğer belgelerin bilgi edinme hakkı dışında olduğuna dair 10.08.2004 tarihli Bakan olur'u iptal edilmelidir.
2. Teftiş kurulu yönetmeliğinde değişikli yapılarak mahkemeye gitmeden, hakim ve savcılara müfettiş hal kağıtlarını değiştirilmesi ve gizli sicil dosyasından çıkarılmasını talep etme yö-nünde düzenleme getirilmedir.
3. Geçmişte düzenlenen hal kağıtları ile ilgili olarak 3 aylık bir geçiş süreci içerisinde Teftiş Kurulu başkanlığını yeniden hal kağıtların ele alarak düzeltmesine olanak sağlanmalıdır.

OLAYLAR VE AÇIKLAMALAR :
1. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Avrupa Birliği sürecinin ve Hükümetin Acil Eylem Planında öngörülen bir yasadır (1).
2. Bu yasa Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve Meclis Adalet Komisyonlarında savunulmuştur. (2).
3. Yasa 9.10.2003 tarihinde kabulünün ardından 6 ay sonra 24.04.2004 tarihinde yürürlüğü girmiştir.
4. Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından Adalet Bakanlığı, Yasayı delebilmeye kılıf bulmak maksadıyla Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna 30.06.2004 tarihinde başvurmuştur.
5. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Adalet Bakanlığının beklentisinin aksine hukuk, demokrasi ve insan hakları dersi verir nitelikte bir karar vererek, Müfettiş hal kağıtları ile sicil fişlerinin ilgili hakim ve savcıya verilmesi gerektiği yolunda karar vermiştir. (3).
6. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulundan beklediği sonucu alamayan Bakanlık bürokratları bu sefer konuyu HSYK'ya sunmuşlar, Kurulun kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olmasının arkasına sığınabilmek için müfettiş hal kağıtlarının ve sicil fişlerinin verilmemesi yö-nünde bir karar alınmasını için yaptığı başvuru Kurul tarafından 5'e 2 oyla reddedilmiştir.
7. Bakanlık bürokrasisi yılmamış, bu sefer konuyu Adalet Bakanına götürmüşler ve Bakana bu belgelerin verilmesi halinde müfettişlerin görev yapamayacaklarını, [bu durumda Bakanlığın (daha doğrusu Bakanlık Bürokrasisinin) hakim ve savcı üzerindeki etkinliğinin (keyfiliğinin) yok olacağını] söyleyerek Adalet Bakanını kendi hükümetinin programına aykırı şekilde bu belgelerin bilgi edinme hakkı dışında olduğuna dair 10.08.2004 tarihli Bakan olur'u alınmıştır.
8. Hakim ve Savcıların hal kağıtlarını taleplerine ilişkin başvuruları Bakan oluru gerekçe gösterile-rek reddedilmiştir.
9. Bakanlığının bu kararına karşı hakim ve savcılar Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvuru yapmışlar ve Kurul itirazları kabul ederek bu belgelerin verilmesi gerektiği yönünde karar vermiş ve bir suretini de Adalet Bakanlığına göndermiştir.
10. Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun kararını yerine getirmemiş, kimi hakim ve savcılara mahkemeye başvurma yolunu göstermiş (sn. Mahmut Erdemli'de olduğu gibi) kimileri hakkında Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun verdiği karara karşı (İdare hukukunun temel prensiplerinden olan devletin tekliği ve bütünlüğü ilkesi gereği kamu kuruluşlarını birbirleri aleyhinde dava açamayacağı prensibine aykırı şekilde) idare mahkemesine yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmışlardır.
11. Dava açmaları her ne kadar idare hukuku ilkelerine göre işlemi yapmama hakkı vermemekte ise de kendilerini görevi kötüye kullanmaktan mahkum edecek bir hakim ve savcı olamayacağı inancıyla belgeleri vermemekte ısrar etmişler hatta İdare Mahkemesinin yürütmenin durdurulması yönündeki bakanlık talebini reddetmesine rağmen (Yargıtay içtihadı birleştirme kurulunun kararına göre açıkça görevi kötüye kullanma suçu olur demesine rağmen) belgeleri vermemiştir.

http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/mevzuat/metinx.asp?mevzuatkod=1.5.4982
Bilgi verme yükümlülüğü
Madde 5- Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuran-ların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.
Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

(1).
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_b_sd.birlesim_baslangic?P4=10305&P5=B&PAGE1=37&PAGE2=39
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Baş-kan, değerli arkadaşlarım; Genel Kurulumuza, değerli milletvekili arkadaşlarımıza, iktidar ve muhale-fet partisine mensup arkadaşlarıma, böylesine önemli bir tasarının kanunlaşmasında göstermiş olduk-ları destek ve titizlikten dolayı, gerçekten teşekkür ediyorum.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı, bizim, Hükümet olarak, Acil Eylem Planımızda vaat etmiş ol-duğumuz yasalardan biriydi; çünkü, biz bunu önemsiyorduk. Böyle bir yasanın, demokratik toplum-larda, demokratik açılımı daha da ötelere götüreceğine inanmıştık, bu nedenle programımıza almıştık. 25 Haziranda, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Meclise gönderdik ve bugün, yasalaşma imkânı buldu. O bakımdan, İktidar-muhalefet, her iki partimize ve değerli milletvekili arka-daşlarımıza, bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ayrıca, böyle bir yasayı, bu şekilde çıkarmak, uyum bakımından da gerekliydi; çünkü, 2001 yılının 3 Ekiminde Anayasanın 74 üncü maddesinde yapılan bir değişiklik, yani dilekçe hakkıyla ilgili maddede yapılan değişiklik de, böyle bir yasal düzenlemenin yapılmasını gerekli görüyordu. Ayrıca, Avrupa Birliğiyle ilgili uyum sürecinde de böyle bir yasal düzenleme gerekli idi. Birçok bakımdan önemli bir işi başardığımızı ifade etmek istiyorum.
Peki, böyle bir yasal düzenleme yapılınca ne olacak, ne değişecek diye bir soru sorulabilir. Artık Tür-kiye'de açıklık ve şeffaflık esas, sır ve gizlilik istisna haline geliyor. Bu yasanın bir özetini yapacak olursak, bu cümle, bu yasanın özetini yapacak en önemli cümlelerden bir tanesidir. Türkiye'de bundan böyle, bu yasa da yürürlüğe girdikten sonra, artık açıklık ve şeffaflık esas, sır ve gizlilik istisna haline geliyor.
Şimdi, bir başka yasa daha geliyor, yine bununla bağlantılı olarak; o da sır ve gizlilik kavramını açık-layacak. Buna "sır yasa tasarısı" da diyebiliriz. Şu anda Adalet Bakanlığı, üstünde çalışıyor. Sanıyo-rum yakın bir zamanda da bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk etme imkânını bulacağız.
Aslında Hükümet, böyle bir yasayı sevk etmekle ve yasalaştırmakla şunu da söylemiş oluyor: Biz, Hükümet olarak, icraatlarımızla ve eylemlerimizle her türlü denetime açığız, bizi vatandaşlarımız de-netleyebilir; çünkü, ancak denetlenebilen toplumlarda demokrasi gelişebilir, orada her şey düzgün gidebilir ve orada işte devlet-millet kaynaşması kâmil anlamda gerçekleşir. O bakımdan, böyle bir yasal düzenlemenin gerçekleşmesi, Türkiye'de demokratik süreci daha da hızlandıracaktır diye düşü-nüyorum.
Muhalefet partisine mensup arkadaşlarımız katkılar sağladılar, eleştiriler de getirdiler. Onlara yasalaş-tıktan sonra cevap verme gereğini de duymuyorum; ama, katkı sağladılar. Kuşkusuz ki, muhalefet, getirilen yasaları olduğu gibi kabul etmek zorunda değildir; ama, eleştiriler de olacaktır. Önerileri de oldu. Nitekim, bazılarında, biz, Hükümet olarak ve komisyon olarak katılarak tasarıya monte de ettik. Böylece, bugün, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısını yasalaştırmış olduk. Ülkemize, insanımıza hayırlı olmasını diliyor, yeniden hepinize saygılar sunuyorum.(Alkışlar


(2).
http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss248m.htm
T.C.
Başbakanlık 25.6.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-603-2886
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 10.6.2003 tarihinde kararlaştırılan ?Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı? ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan

(3).
T.C.
BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU
Karar Tarihi : 05/07/2004
Karar Sayısı : 2004/12
Başvuru Sahibi Kurum veya Kuruluş : Adalet Bakanlığı
Kurula Başvuru Tarihi : 30.06.2004
K A R A R
- Çağdaş kamu yönetimi anlayışının hakim olduğu ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında, kamu gö-revlileri için düzenlenen sicil raporu benzeri dosyaların üçüncü kişilere karşı gizli tutulduğu, dosyanın il-gilisine karşı ise açık olduğunun görüldüğü; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun da bu yönde atılmış bir adım olduğu, nitekim 4982 sayılı Kanunun konuyla ilgili olarak, 15 inci maddesindeki ?Yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir....?, 18 inci maddesindeki ?Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin gö-rev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.?, 25 inci maddesindeki ?Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgi-lendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen ku-rum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır.? şeklindeki hükümlerinin de, kurum ve kuruluşların kendi personeli hakkında sahip oldukları bilgi ve belgelerin üçüncü kişilere karşı gizli tutulması, ancak bu bilgi ve belgeler ilgili kişinin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise o kişiye açık olması, bir başka deyişle bilgi edinme hakkı kapsamında ilgili personelin kendisiyle ilgili bilgi ve belgelere erişim hakkının bulunduğu şeklinde anlaşılması gerektiği,
- 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 19 ve devamı maddeleri gereğince hakim ve savcı-ların kademe ilerlemesi, derece yükselmesi gibi hususlarda sicil raporları ile müfettiş hal kağıtlarının dik-kate alınan asli belgelerden olduğu göz önünde tutulursa, bu belgelerin hakim ve savcıların ?çalışma haya-tını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte'' bulunduğunun açık olduğu,
hususlarını ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ?Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygu-lanmaz.? amir hükmünü göz önünde bulunduran Kurul, 4982 sayılı Kanun ile çelişen 2802 sayılı Hakim-ler ve Savcılar Kanunu hükümlerinin uygulanmasında sicil raporları ve müfettiş hal kağıtlarının üçüncü kişilere karşı yine gizlilik prensibi içinde muhafazasının gerektiği, ancak ilgili hakim ya da savcıya karşı 4982 sayılı Kanun çerçevesinde açık olmasının gerektiğine oybirliği ile karar vermiştir.

Başkan
Ruhi ÖZBİLGİÇ
Üye
Muzaffer HATİPOĞLU Üye
Çağatay ÖZCAN Üye
Doç.Dr.Ahmet GÖKCEN
Üye
Doç.Dr.Hasan Nuri YAŞAR Üye
Prof.Dr. Yavuz ATAR Üye
Muhsin EREN
Üye
Doç.Dr. Yusuf SARINAY Üye
Niyazi GÜNEY

BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU
Kanun Numarası : 4982
Kabul Tarihi : 9/10/2003
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 24/10/2003 Sayı : 25269
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 42 Sayfa:

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber