Hayata kafa tutan kadınlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetlisi olarak 8 Mart'ta düzenlenen resepsiyona katılacak kadınların hikayeleri ilham veriyor. Ayfer K., doğduğunda doktorların 'Onun oturabilmesi bile çok az bir ihtimal' dediği kızının, okçuluk dalında birincilik almasını sağlarken 50 yaşındaki Hatice A. ise 30 yıldır bisiklet tamirciliği yaparak beş kızından dördünü evlendirmiş.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 07 Mart 2016 08:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Hayata kafa tutan kadınlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla vereceği resepsiyonda, toplumun farklı kesimlerinden başarıları ve yaşam hikayeleriyle gündeme gelen kadınları ağırlayacak. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyona, aralarında vali, rektör, temizlik görevlisi, polis, şehit annesi, şehit eşi ve köy korucularının da yer aldığı yaklaşık 250 kadın davet edildi. Davet edilen fedakar kadınlardan birkaçı duygularını Yeni Şafak'a anlattı.

HİKAYELERİ İLHAM VERİYOR

Ayfer K., doğduğunda doktorların 'boynundan aşağısı tamamen felç kalacak, onun oturabilmesi bile çok az bir ihtimal' dediği kızının, okçuluk dalında birincilik derecesi almasını sağladı. 50 yaşındaki Hatice A., 30 yıldır bisiklet tamirciliği yaparak beş kızından dördünü evlendirdi, madde bağımlısı eşine bakmaya devam ediyor. Eşinin vefat etmesiyle oto boya ve yedek parça işinin başına geçen Karabüklü Fatma Y., şimdilerde sanayinin ablası.

OĞLUMUN AYAKLARI OLDUM

Nuray K., oğlu Emre K'ya hamileyken oğluna Snipa Bifida tanısı kondu. Oğlunun bütün ihtiyaçlarını karşılayan anne, okul hayatı boyunca yürüyemeyen oğlunu okula sırtında götürdü. Anne Nuray K. yaşadıklarını şöyle anlattı: "Doktorlar Spina Bifida olduğunu, en fazla 15 gün-3ay arası yaşayacağını söylediler. Başka doktorlara götürmemize de gerek olmadığını söylediler ama biz yine de başka doktorlara götürdük. İlkokula başlayıncaya kadar bebek arabasında taşıdım. İlk başlarda okul müdürümüz ve öğretmenimiz okula almak istemedi. Okula ilk başladığında ben de onla birlikte gittim. Öğretmenimizin de yardımı oldu. Kalem tutmakta zorlanıyordu. Öğretmenizle birlikte öğrettik. Onun gidemediği yerlere gidemiyordum. Benim ayaklarım onun ayakları oldu, sırtımda taşıdım. 4'üncü sınıfa geçeceği zaman doktorumuzun hediye ettiği tekerlekli sandalye ile getirip götürdüm."

OKÇULUKTA BİRİNCİ OLDU

Kızı Ecra'nın doğuştan omurilik hastası (belden aşağısı kısmi felç) olan Ayfer K., maddi zorluk yaşadığı dönemde 8 yaşına kadar kızının tedavisi için her ay hastaneye götürerek, fiziksel egzersizlerini yaptırdı. Ayfer K.'nın hikayesi ise, şöyle: "Ecra doğar doğmaz bize, 'ameliyat ettirmeyebilirsiniz, çünkü boynundan aşağısı tamamen felç kalacak, onun oturabilmesi bile çok az bir ihtimal' demişlerdi. Ama biz Ecra 1 yaşındayken Marmara Üniversitesi'nde tedaviye başladık. 8 senemiz böyle geçti, bu süreçte de yapılabilecek her şey yapıldı. 13 yaşında okçulukla tanıştı. Geçen yıl okçulukta birinci oldu. Eşim, ben ve kızım üçümüz el ele tutuşup bunu başardık."

'ABLA SEN TAMİR ET' DİYORLAR

50 yaşındaki Hatice A., yaklaşık 30 yıldır bisiklet tamirciliği yaparak beş kızından dördünü evlendirdi. Madde bağımlısı olan eşi çalışmadığı için geçimini, evinin tek odasını ayırdığı bisiklet tamirinden kazandığı parayla geçindiriyor. Hatice A. ise hikayesini şöyle anlattı: "Eşim madde bağımlısı, bir işi yok. Yaklaşık 30 seneden beri evin geçimini bisiklet tamirciliği yaparak sağlıyorum. Beş çocuğumdan dördünü bu işten kazandığım para ile evlendirdim. Evimin bir odasını bisiklet tamiri için ayırdım. Başladığım ilk günlerde tamir için gelenler kadın olduğum için önyargılı davrandı. 'Ne yapacak, ne edecek' dediler. Tamir için geliyor, vazgeçip geri gidiyorlardı. Sonra ise 'abla sen tamir et' diye bisiklet getiriyorlar."

Komadan avukatlığa

Engelli çocuğunu yetiştirip başarılı olmasını sağlayan kadınlardan birisi olan Hülya Y., yaşam hikayesini şöyle anlattı: "2008 yılında, üniversite sınavının olduğu gün ailecek kaza geçirdik. Kazada eşimi ve oğlumu kaybettim, kızım Fulya, yüzde 1 yaşama umuduyla hastaneye kaldırıldı. Doktorların ilk söylediği şey, 'Fulya kendine gelemeyecek. gelse bile sizi hatırlamayacak.' Hiç yılmadım. Fulya komadayken sınav sonuçları açıklandı. Öğretmenlerinin yaptığı tercih ile hukuk fakültesini birincilikle kazandı. İlk yıl gidemediği için okulu dondurduk. İkinci yıl başladı; ancak, tedavi sürecinden dolayı sınıfta kaldı. Daha sonra azmetti, çok çalıştı ve okulunu bitirdi. Bu yıl da avukatlık ruhsatını aldı."

Oto sanayiinin ablası oldum

1991'de eşinin vefat etmesi ile eşine ait oto boya ve yedek parça işinin devam ettirmek için işbaşına geçen 54 yaşındaki Fatma Y., o yıllarda bu alanda iş yapan tek kadın olarak işi yürüttü ve iki çocuğunu büyüttü. Bu işe hala devam eden ayrıca Karabük Kadın Girişimciler İcra Komitesi Başkan Yardımcısı olan Fatma Y., "25 yıldır bu işle uğraşıyorum. Şu an işimi de çocuklarımı da büyüttüm, şubemi de açtım. Benim başladığım dönemde, Türkiye'de yedek parçacılığı yapan tek kadındım. Bu işe başladığımda çok zorlandım. Parçaları bilmek gerekiyordu. Ev hanımıydım, ticaretle ilgili hiçbir şey bilmiyor, hesap makinesini bile kullanamıyordum. İlk başladığım sene, bana parçayı sormazlar, elemanlarımı beklerlerdi. 'Başka arkadaş gelsin' diyorlardı. Tuhaf karşılayanlar oldu. Ama ben bunları yendim, azmettim. Şimdi 'sen yap' diyorlar. 'Sanayinin ablası' konumundayım" diye konuştu.

Hediye oldu

"Manisalı annenin otizmle mücadelesi" başlıklı haberle yaşam hikayesi gündeme gelen Saadet Şenaroğlu da resepsiyona katılacaklardan. Şeranoğlu, 8 Mart resepsiyonuna Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Manisa'yı temsilen davet almasının kendisini mutlu ettiğini belirtti. "Her kadın özeldir, her anne değerlidir. Onları temsilen Manisa'da engellilerle ilgili yaptığımız çalışmaları ve ikiz engelli evladımla verdiğim mücadeleyi göz önüne alarak bu resepsiyona davet edilmem beni onurlandırdı" ifadelerini kullanan Şeranoğlu, 8 Mart'ın doğum günü olmasından dolayı daveti aynı zamanda doğum günü hediyesi olarak gördüğünü vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber