Prof. Erdoğan: Eğitim Şurası kararları paradigma değişikliğidir

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 21 Kasım 2006 22:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğitim Şurası kararları paradigma değişikliğidir

17. Milli Eğitim Şurası, katılımcı profili ve verdiği kararlar açısından tarihidir. Burada, önemli olan yeni ve bugüne kadar hiç söylenmemiş sözleri gündeme taşımak değil, söylemlerimizde yer bulan önerileri şura kararı haline getirebilmektir.

PROF. DR. İRFAN ERDOĞAN(*)

13- 17 Kasım 2006 tarihlerinde 5 gün devam eden ve milli eğitim sistemimizin, kademeler arası geçişler sınav sistemi, yönlendirme ve Avrupa Birliği'ne giriş süreci çerçevesinde irdelendiği 17. Milli Eğitim Şurası'nda çok önemli kararların altına imza atıldı. Şura, son derece demokrat ve katılımcı bir ortamda gerçekleşti. Her kesimden gelen önergeler tartışıldı, görüşüldü ve sonunda oy çokluğuyla kabul edildi ya da reddedildi

17. Milli Eğitim Şurası, katılımcı profili ve verdiği kararlar açısından tarihi bir özellik taşımaktadır. Önemli olan yeni ve bugüne kadar hiç söylenmemiş sözleri gündeme taşımak değil, mevcut söylemlerimizde yer bulan önerileri şura kararı haline getirebilmektir. Bu noktada, şurada zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, okul öncesi eğitimin zorunlu olması, yerel yönetimlere eğitim hizmetlerinin sunulmasında daha fazla sorumluluk verilmesi ve özel sektörden hizmet satın alınması gibi Türk Milli Eğitim sistemi açısından önemli sonuçlara ulaşılmıştır.

SONUÇ YERİNE SÜREÇ ODAKLI EĞİTİM

Bu şurada eğitimin geleceğine dönük çok sayıda konu tartışıldı ve karara bağlandı. 5 gün devam eden şuranın milli eğitimin vizyonunu belirlemeye dönük en önemli kararlardan birisi ortaöğretimde bitirme sınavı anlamında olgunluk sınav düzenlenmesi yönünde alınan karardır. Eğitim öğretimde değerlendirmenin, sonuç odaklı değil, süreç odaklı olması artık günümüzde eğitim ve ölçme değerlendirme uzmanlarının ortak görüşüdür. Öğrencilerin lisedeki eğitim öğretim faaliyetlerinden ne derece faydalanabildiklerinin göstergesi olacak olan olgunluk sınavı; hem eğitim sonucunda kazanılan yeterliliklerin tespitinde önemli bir rol oynayacak hem de liselerimizin boşalarak iddiasız okullara dönüşmesini engelleyecektir.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU

Eğitim öğretimin sürekli dile getirilen sorunlarının şurada gündem maddesi yapılması, bu konularda ileriye dönük gelişmelerin de işaretçisidir. Okul öncesi eğitim ile ilgili olarak alınan, okul öncesi eğitimin 60-72 aylık çocukları kapsayan kısmının zorunlu hale getirilmesi yönündeki karar, şuranın en önemli kararlarından birisidir. Ayrıca, okul öncesi eğitime destek olmak amacıyla, belediyeler, il özel idareleri, kamu iktisadi teşekkülleri, vakıflar gibi müteşebbislerin okul öncesi eğitim kurumları açmalarının teşvik edilmesi ve bu kurumların desteklenmesi de önerilmiştir.

ZORUNLU EĞİTİM 12 YIL

Şurada, engelli bireylerimizin eğitim ve yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik olarak da önemli konular görüşüldü. Örneğin özel eğitime gereksinimi olan çocukların tanılanması ve yönlendirilmesi ile ilgili düzenlemeler, bu bireylere yönelik yaşam boyu eğitim çerçevesinde yaşam evi alanlarının düzenlenmesi, bu kişilere engel türlerine göre korumalı iş yerlerinin açılması, bu kararlardan bazılarıdır.

Ayrıca ülkemizde artarak devam eden beyin göçünün önüne geçilmesi, en önemli sermayemiz ve gücümüz olan insan ve beyin gücünün daha etkin ve verimli bir şeklide değerlendirilmesi için üstün zekalı çocukların eğitimi ve istihdamı konularında da politikalar oluşturulması karara bağlanmıştır.

ALAN DEVAMINA EK PUAN

Şuranın en yankı uyandıran kararı; meslek liselerine üniversiteye girişte uygulanan katsayı ile ilgili olan karar oldu. Şurada ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin alanlarının devamı niteliğindeki yüksek öğretim programlarına geçişlerinde mevcut katsayı farkının kaldırılması ve bu öğrencilere ek puan verilmesi önerildi. Bu öneri ile örneğin, kimya meslek lisesi öğrencisinin kimya mühendisliğine gidebilmesi teşvik edilmiş ve desteklenmiştir. Ortaöğretimde ideal olan meslek lisesi- genel lise oranının meslek liseleri lehine %65'e %35 olmasının öngörüldüğü bir dönemde, meslek eğitimine yönelen kişilerin üniversiteye gidebilme olasılıklarının azaltılması sebebiyle öğrenciler genel liselere yönelmektedirler. Genel liseyi bitiren bir öğrencinin üniversiteye girememesi durumunda bir mesleğin gerektirdiği yeterliliklere sahip olmaması, üniversite bitirenlerin ise en fazla %20'lik bir kısmının alanları ile ilgili bir işte çalışabildikleri düşünüldüğünde, mesleki eğitimin hem bireysel hem de toplumsal çıkarlar için önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Bu yüzden meslek liselerinin cazibesinin arttırılması amacıyla meslek eğitimine devam etmek isteyen meslek lisesi mezununa ek puan verilmesi önerilmiştir. Ayrıca mesleki eğitimi iyileştirmeye yönelik olarak, mesleki eğitimi seçen öğrencilerin ilgili kurumlarca desteklenmesi de şurada bu konuda alınana önemli kararlardan biridir.

'SÜRELİ' DEĞİL 'SÜREKLİ' EĞİTİM

Eğitimin okul sıraları ile sınırlı kalmaması gerekliliğinin tüm dünyada kabul gördüğü 21.yüzyılda, ülkemizde de yaşam boyu eğitim olanaklarını arttırmaya yönelik yapılacak çalışmalar önem kazanmaktadır. 17. Milli Eğitim Şurası da bu yönde eğitimin 12 yıl zorunlu olmasını ve yaşam boyu eğitim imkanlarının iyileştirilmesini önermiştir.

Eğitim ve öğretim faaliyetleri, devlet tarafından desteklenen ve denetlenen ancak tamamıyla devlet tekelinde tutulmaya çalışılırsa yeni gelişmelere dönük açılımların kısırlaşma tehlikesi yaşayacağı bir alandır. Devlet, diğer hizmet sektörlerinde olduğu gibi eğitim sektöründe de özel sektörden destek almalı ve bu desteği verebilecek paydaşlarına da gerekli özendirmeyi yapmalıdır. Bu doğrultuda, 17. şurada alınan; özel sektörün eğitime yatırım yapmasının özendirilmesi ve özel sektörden hizmet satın alınması kararı ileriye dönük yeni ve olumlu açılımlara fırsat verecek bir karardır. Ayrıca eğitimde oluşacak bölgesel farklıkları ve mikro düzey eğitim çalışmalarının sorunu kısa sürede tespit etme ve çözme yönündeki katkısını düşündüğümüzde şuranın, yerel yönetimlerin eğitim hizmetlerinin sunulmasında daha fazla sorumluluk sahibi olması yönündeki kararının önemi de daha iyi anlaşılacaktır.

TARTIŞMALAR EKSİK YAPILDI

Eğitimle ilgili model arayışlarında alışılmış neden sonuç ilişkilerini ileri sürerek yapılan değerlendirmeler eğitim adına çözümler üretmeyi engellemektedir. Eğitimin niteliğiyle ve niceliğiyle ilgili sürdürülebilir nitelikte iyileştirmeleri sağlamak istiyorsak basit neden sonuç ilişkilerinin dışına çıkmak zorundayız. Kamuoyu maalesef şuranın daha ilk günlerinde gündeme gelen ön komisyon kararlarını nihai sonuç gibi gördü ve değerlendirmelerini bu şekilde yaptı. Ancak artık rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türk eğitim sistemi açısından son derece önem taşıyan kararlar bu şuraya damgasını vurmuş oldu. Son dönemlere özgü çok önemli eğitim sorununa dikkat çekilmiş oldu ve köklü çözümlere ışık tutacak kararlar verildi. Bu nedenle şurada alınan kararların Türk eğitim sisteminin işleyişi ve yönetilmesi ile ilgili olarak bir paradigma değişikliğini yaratacağı aşikardır.

*Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber