Diyarbakır Valisi Efkan Ala : Devlet değişiyor

Haber Giriş : 23 Kasım 2006 08:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır Valisi Efkan Ala ?Bütün okumuş yazmışlarını hapisten geçirmiş bir milletiz. Türkiye'de yasalar ve yönetim anlayışı değişiyor. Umutluyum' diyor

Eskiden devleti korumaya odaklı bir yaklaşım vardı. Şimdi ise vatandaşı devlet baskısına karşı koruma anlayışı hakim

Suçun ne adına işlendiğinin önemi yok. Devletin çıkarını devletin kanunları korur, kişiler değil

DİYARBAKIR'IN genç Valisi Efkan Ala, Diyarbakır'ın imajından Bağlar Mahallesi' nde patlayan bombaya, derin devletten devlet sistemine kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarını sürdürüyor.

Sizi AB valisi olarak görenler var, ne düşünüyorsunuz bu yakıştırmalara?

-Kimin bana ne söyleyeceğini tayin edemem. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin valisiyim. AB'ye entegre olmaya Türkiye devlet olarak karar vermiştir. Orada çabalarımız bir bütün olarak sürüyor. Bize düşen görevleri elbette yapacağız. Bu zaten kanunların da gerektirdiği bir durum.

Müzakere heyetinde görev alacağınız yazıldı gazetelerde...

- Bilgim dışında haberler bunlar.

Edip Başer ?Ben olsam Kandil'e girerdim hamasetiyle sıkıntıları aşmamız mümkün değil' dedi. Sizin yaklaşımınız nasıl?

- Siyasi demeç verme konumunda değilim. Ama doğru, hamasetle sorunlar çözülemez. Demokratik düzende bir sorunun çeşitli çözüm yöntemlerini dile getiren onlarca, binlerce kimse olacaktır. Bunu dile getirenler vatandaştan yeterli desteği aldığı zaman bu yaklaşımlar uygulamaya konur. Demokrasinin güzelliği de budur.

HERKES SUÇ İŞLEYEBİLİR

Cemil Meriç'i sevdiğinizi biliyoruz. Onun AB karşıtları tarafından dillendirilen bir cümlesi var: Batı karşısındaki durumumuz, efendisinin ilaçlarını çalıp içen uşağın durumudur.

- Onun Batı ve Doğu düşüncesine ilişkin değerlendirmeleri bütün olarak ele alınmalı. O bir üslup ustası. Düşüncelerini bir cümleyle anlatmaya çalışmak yanlış olur. Cemil Meriç'in ?Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?' ifadesi de var. Yani siz rahatlıkla kendinizi ifade edemezken, birbirinizi boğazlarken, düşüncenin kanatlanmasını sağlayacak iklimi oluşturamazken ne bekleyebilirsiniz? Kendi geçmişiyle iyi ilişki kuran bir aydının itirazıdır onun itirazı. Koptuk ama bağlanamadık, diyor Meriç. Bu bir serzeniş, bu durumdan çıkmak için söylenmiş. Ayrıca bugünkü Batı 50 yıl önceki Batı değil. Paramparça bir Batı şimdi bir uygarlık oluşturmaya çalışıyor. Bugün olsaydı üstad belki ?Biz de olalım, onlara kendi değerlerimizi taşıyalım' derdi.

Cemil Meriç kördü ve ona kitaplar okunurdu. Yaşasaydı ona hangi kitabı okurdunuz.

-Popper'in Açık Toplum ve Düşmanları'nı okurdum.

Derin devlet, kontrgerilla, devlet terörü ve sıradan insanın zihnini karıştıran konular. Bir şehrin valisi dahi gün gelir görev aldığı bölgede zihnini karıştıran bu tür olayları yaşar mı?

- Bir herkes suç işleyebilir, iki her suç herkes tarafından işlenebilir. Onun için devletin kuralları net ve objektiftir. Pratiğe uygularsak; bazı hadiseleri ortaya çıkaramıyorsanız, bombalı saldırıları, suikastları vali de bilmiyordur demektir. Suçun ne adına işlendiğinin anlamı yok. Devletin çıkarını devletin kanunları korur. Kişiler kendi başlarına devlet çıkarı tanımı yapmaya kalkarsa bir süre sonra kişisel çıkarlarla devlet çıkarları karışır. Bir suç işlendiği zaman devlet, bu suçu kimlerin yapmış olabileceğini söyleyen mekanizma değildir. Suçu kimin işlediğini ortaya çıkarıp onu cezalandıran mekanizmadır. Kanunlarımızda devlet memuru suç işleyemez diye bir madde var mı? Devletten maaş alan da işler. Devlet kişilere göre değil olaya göre sorunları değerlendirmek zorundadır.

Mesela Bağlar Mahallesi'nde bomba patladı ve çocuklar öldü, aydınlatılamadı.

- Ama daha önce benzer 10 tane bomba aynı düzenekteydi ve suçlular bomba üzerlerinde yakalandı. 10 tanesini yakaladınız ama 11'incisini bulamazsanız o bir güven erozyonuna neden oluyor. Onun için de devlet tavrı suçu işleyeni bulup çıkarmaktır. Tekrar vurgulamak isterim, devlet diye memurları tanımlar bunlara da suç işlemez derseniz, bir sürü yanlış baştan doğar. Bu az gelişmiş kavramlardan kurtulmak lazım.

Diyarbakır'da bir şeyler yapmak çok mu zor?

- Burada yapılabilecek o kadar şey var ki. Bu bölgenin toprağı, iklimi, tarihi ve kültürel değerleri o kadar muazzam ki. Ama yaşanan bazı sıkıntılar yüzünden özellikle de özel teşebbüs gelmeyebiliyor. Her gün kargaşa ortamı yatırımcıyı uzak tutuyor. Gerçekten bir şey söylemek istiyorsanız gösteri yapacaksınız, sokağa çıkacaksınız. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa gösteri yapmanızın bir anlamı da yoktur. Alışkanlık haline gelir. Ve bu kentin imajını olumsuz etkiler. Gösteriler ihraç edilebiliyor olsa burası zengin olurdu. Türkiye bir bütün olarak açık toplum olma yönünde ilerliyor. Ben ümitliyim. Tek arzum ağır maliyetler ödemeden bunu gerçekleştirmek.

?Vatanseverler'in de bir yürüyüşü oldu Diyarbakır'da...

- Öbürleri yürümeyince bunlar yürüyor. Gelmişler vatansever yürüyüşü. 50-60 kişi...

300 bin kişi toplayacağız demişlerdi ama 300 kişi var yoktu. - Onların çoğu da sivil polisti. Polis tedbir alıyor sonuçta. Gösteri yapmayı alışkanlık haline getirmemek lazım o zaman kıymeti de kalmıyor. HERKES İÇERİ GİRDİ

Son olarak ne söylemek istersiniz... -Şimdi biz bütün okumuş yazmışlarını hapishaneden geçirmiş bir milletiz. Cemil Meriç bile içeri girdi. Kemal Tahir, kimi atmamışız ki içeri. Beynini kullanan herkesi içeri atınca millet de beynini kullanmamaya başlıyor. ?Neme lazım cebimde taşıyayım aklımı, başıma bir iş gelir' diye düşünüyor. Kitap yazan herkesi içeri atan bir sistem olunca okuyan herkeste potansiyel tehlike görülüyor. Devleti korumaya odaklanmış bir yaklaşım vardı eskiden ama şimdi vatandaşı tüm baskılara karşı koruma anlayışı hakim. Hem topluma karşı hem kurumların yani devletin baskısına karşı. Günümüzde sistemler bireyin hak ve özgürlüklerini ne kadar garanti altına alırsa ve bu alan ne kadar genişse o kadar demokratik bir düzen var demektir. Bu değişime paralel olarak yönetim anlayışını ve yasalarımızı değiştirmeliyiz. Değiştiriyoruz da. Bu yüzden umutluyum. -SON-

DİYARBAKIRSPOR'U DEVLET ÇIKARDI

Söyleşi yapacağımızı öğrenen Diyarbakırlılar, Diyarbakırspor'un geleceğini de merak etti.

Zamanında kamu müdahalesi, parasıyla Birinci Lig'e çıkarıldı. Orada tutmak için katkı devam etti. O zaman OHAL vardı, katkılar kesilince takım düştü. Şimdi vatandaş ?yine devlet çıkarsın' diyor haklı olarak. Çünkü yanlışı başta yapmışız. Bir ilin takımı bütün olarak çıkar birinci lige. Bunlar bana sorulduğu zaman ?devlet top oynamaz' dedim. Ama takımı yönetmeye de mahkumuz. Yanlış olduğunu bile bile götürüyoruz. Takımı ortada bırakmayacağız. Umarım işadamları sahip çıkar ve takımı profesyonel bir işletme haline getirir.

star

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber