Nerede o eski sahaf meraklıları
Milliyet Sanat dergisinin nisan sayısında Taksim, Kadıköy ve Beyazıt'taki sahaflardan, insanların sahafları ziyaret edip etmediğine dair alınan görüşler yer alıyor
DERYA ÜLKAR
En son ne zaman sahafa gittiniz? Beyoğlu'nda düzenlenen sahaf festivaline mi? Ya da en son ne zaman bir sahafa gidip Kitap karıştırdınız? Biz de bu sorulardan yola çıkarak Kadıköy, Taksim ve Beyazıt'taki sahafların yolunu tuttuk ve onlarla dertleştik...
- İsmail İlbey (Ayça Kitabevi):
Maalesef çoğu arkadaşımız sahaf değil. Bu handa yapılan iş, bence ikinci el kitapçılık. Sahafi kitaplarımız var. İmzalı, birinci baskı, 1800-1600 baskılı, Osmanlıca, Yunanca, Ermenice, Fransızca... İyi bir kitap okuru araştırıyor, bakıyor kendi kafasına göre. Eskiden sahafların bir satış kaygısı yoktu. İnsanlar dükkana gelirdi, muhabbet edililirdi, edebiyat konuşulurdu... Bir dergah gibiydi sahaflar eskiden.
- Ali Aksoy (Gençlik Kitabevi):
Sahaflık, Akmar Pasajı'nda yüzde 95 oranında bitti! Genellikle YGS üzerine kitap sormaya geliyor insanlar. O eski sahaf müşterisi kalmadı ne yazık ki. Kimse gelip kitap karıştırmıyor eskisi gibi... Biz de artık gelen talebe göre hareket etmeye başladık. Eski kitapları satıyorduk eskiden, ama uzun zamandır güncele yönelmeye başladık. Pasajın geneli de bu durumda... Bir iki tane var, onlar da can çekişiyor.
- Erdoğan Tibin (Bahçeli Sahaf):
"20 yıldır sahaflık yapıyorum. Son demleri, çünkü bu mesleği yapacak kimse kalmadı. Artık sahafları müze gibi geziyorlar. Geçmişten beri sahafları bilen insanlar çocuklarını getirip, "Bak çocuğum burası sahaf" diyor. Çocuklar sahafın ne iş yaptığını bile tam bilemiyor. Bir de "Sahaf ucuz olur" zihniyeti var. Sahaf ucuz olur, ama sahafta kıymetli kitaplar da olur. Kitapları sepetlere döküp 1 TL'ye satmaya karşıyım. Tabela sahafı diyorum bu işi yapanlara.