Sanal korsan banka hesabını boşalttı, fatura müşteriye çıktı
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yaygınlaşan internet kullanımı, sanal hırsızların işlerini de kolaylaştırıyor. Bursa'da oturan Burak Suvar, bankasının internet sitesinin güvenliğini sağlayamaması yüzünden 17 bin yeni lirasından olduğunu söylüyor.
Bankaya şikayetini ilettiğinde, kendisine, "Olaydan biz sorumlu değiliz. Her müşteri kullandığı bilgisayar sisteminin güvenliğinden kendisi sorumludur. Bu konuda bankamızın hiçbir sorumluluğu bulunmamaktadır." açıklamasının geldiğini ifade ediyor. Söz konusu olay şöyle gelişiyor: Bursa'da mobilya ihracatçılığı yapan 33 yaşındaki Suvar, 21 Eylül Perşembe günü Yapı Kredi Bankası (YKB) Gebze-Kocaeli Şubesi'nde bulunan vadeli tasarruf hesabını kontrol ediyor ve hesabının bloke olduğunu görüyor. Aynı gün bankanın 444 0 444 numaralı telefonunu arayarak durumu anlatıyor. Konuşmaların ses kaydına alındığını söyleyen vatandaş, "Hesabınızda hırsızlık oldu, bütün paralarınız çalındı. Başka bir hesaba para transferi yapıldı. Biz de güvenliğiniz için hesabınızı kullanıma kapadık." karşılığını alıyor. "Günler önce olan dolandırıcılığı neden hâlâ haber vermediniz?" diye soran Suvar'a telefonu 24 saat açık olan bankanın yetkilileri 'Sizi aradık; ama ulaşamadık' cevabını veriyor. Bunun üzerine vatandaş, 22 Eylül'de "YKB bankacılık üssü ve Gazi Şubesi personeli ile para havalelerinin yapıldığı kişiler Kamil Koca, Oktay Ozavnik ve ismi meçhul kişiler hakkında dolandırıcılık, görevi ihmal ve kötüye kullanma" nedeniyle Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor. Ardından bankaya, 05 Ekim 2006 tarihinde noter tasdikli, "YKB, görevi olan suçluyu tespit etme olayını kendi vazifemmiş gibi bana yüklediği için bu olayı arkadaşlarıma duyurma ve diğer haklarım saklıdır." ifadelerine yer verilen ihbarname çekiyor. Ancak banka birkaç gün sonra gönderdiği metinde sorumluluğun kendilerine ait olmadığını belirtiyor.
Cevabı aldığında neye uğradığını şaşırdığını belirten Burak Suvar, bankaların kanun gereği ses kaydı yapması ve belli bir süre bunu saklaması gerektiğini aktarıyor. Yeni sistem yapılanmasıyla ilgili bazı sıkıntıların olduğunu ve personelin çok yoğun çalıştığını aktaran banka yetkilileri ise olayın meydana geldiği şubeden bilgi talep ettiklerini ve olayı soruşturduklarını aktarıyor. Suvar, bankanın daha sonra cumhuriyet savcılığına gönderdiği yazıda ses kayıtları ile ilgili olarak; "Müşterimizle yapılan, ilgili tarih ve saatte hiçbir ses kaydına rastlanamamıştır." dediğini ve kendisine de aynı cevabı verdiklerini ifade ediyor. O gün bankayla yaptığı konuşmaların Türk Telekom'da da kaydı olduğunu belirten Suvar, "Banka parayı iç etmeye çalışıyor. O gün benim polis yetkililerinden aldığım bilgiye ve müşteri temsilcisinin de söylediğine göre açılan bir hesaba paralar transfer edildi. Ancak beni hırsızlıkla suçladılar. Eğer ben hırsız olsam, telefon kayıtlarını açın der miyim, niye kendimi ele vereyim?" diyor. Suvar, her biri 8 bin YTL'den büyük olan bu havalelerin sorgulanmadan nasıl yapıldığını anlamadığını belirtiyor. Şifre hataları ile ilgili olarak da, "Ben neden şifrelerimi yanlış gireyim?" diyor. Suvar, yeterli parayı biriktirdikten sonra dava açacağını belirtiyor.
Yargıtay 'banka da sorumlu' demişti
Bankalar, kopyalanmış kredi kartlarıyla yapılan harcamaları kart sahibinden tahsil ederken, Yargıtay, bankaların da sorumlu tutulması gerektiğine karar vermişti. Yargıtay, İstanbul'da meydana gelen bir olay sonrası açılan davayla ilgili gerekçesinde; "Kartın başkaları tarafından hukuka aykırı olarak elde edildiği (kopyalanma gibi) durumlarda bankanın da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durumlarda çıkabilecek risklerin paylaşımında bankaların ve kart çıkaran kuruluşların da özel sorumluluğu var." ifadelere yer verdi. Hırsızlık yapan hacker'lar önce şirketlerin veya kişilerin güvenlik şifrelerini aşarak, kart numaraları ve özlük bilgilerini çalıyor. Ardından da bu bilgilerle sipariş hesaplara giriyor ve kredi kartı çıkarabiliyor.