'Ardı ardına yaşanan hadiseler ekonomiyi yordu'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Son üç yıldır ülkemizde ardı ardına yaşanan hadiselerin ekonomiyi yorduğunun farkındayız ama küçülttüğünü asla kabul etmiyorum. Gezi olayları, 17-25 Aralık Darbe Girişimi, bölücü terör örgütünün eylemleri, ardı ardına yaşadığımız iki genel seçim, Suriye'deki gelişmeler, Rusya'yla yaşadığımız uçak krizi gibi sorunlar gerçekten yorucuydu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Haziran 2016 21:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Ardı ardına yaşanan hadiseler ekonomiyi yordu'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin misafir ettiği sığınmacılarla tüm dünyaya örnek olduğunu belirterek, "Bir gün bu zor dönemler gelip geçecek. Gerideyse milletimizin işte bu kadirşinaslığı, bu gönül zenginliği kalacaktır." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen MÜSİAD Geleneksel İftarı'nda yaptığı konuşmada, tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin kabul olmasını diledi.

Müslümanların bir kısmının ramazan ayını, orucuyla iftarıyla sahuruyla ibadetiyle mutlulukla yaşarken, bir kısmının da acı, kan, gözyaşı, zulüm altında bu mübarek günleri geçirdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de, Myanmar'da her gün masum insanlar katlediliyor, işkence görüyor. Yaşadıkları yerlerdeki çatışmalardan kaçan milyonlarca Müslüman, çeşitli ülkelerde zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hala Akdeniz'in suları, umutlarının peşindeki yüzlerce mülteci için her gün mezarlığa dönüşmeyi sürdürüyor. Afrika'da iftarını açmak için içecek temiz su, yiyecek bir lokma ekmek bulamayan kardeşlerimiz var. Evet bereket, ortağı çoğaldıkça artar. Ramazan ayını bu gerçeklerin şuuruyla yaşamak, hepimiz için en büyük kazanım olacaktır. Bizim ülke ve millet olarak dünyadaki hiçbir mazluma, hiçbir garibe sırtımızı dönme hakkımız yoktur. Yakın çevremizden başlayarak ülkemizdeki tüm ihtiyaç sahiplerini gözetmenin yanında, Suriyeli misafirlerimize de Iraklı misafirlerimize de sahip çıkmalıyız. Onlar, hayatları ve akıbetleri bize emanet edilmiş muhacirlerdir. MÜSİAD üyesi tüm iş adamlarımızın ensar bilinciyle misafirlerimize sahip çıktıklarına inanıyorum."

Erdoğan, Türkiye'nin misafir ettiği 3 milyon Suriyeli ve Iraklı ile sadece İstanbul'un bünyesinde barındırdığı 500 bine yakın muhacirle bu konuda tüm dünyaya örnek olduğunu aktararak, "Bir gün bu zor dönemler gelip geçecek. Gerideyse milletimizin işte bu kadirşinaslığı, bu gönül zenginliği kalacaktır. Rabbim, ensar bilinciyle hareket eden herkesten razı olsun." ifadelerini kullandı.

- "Bu kadar büyük bir adaletsizliği dünya kaldırmaz"

Ramazanın diğer birçok güzel hasletin yanı sıra paylaşmak, hak ve hukuku gözetmek demek olduğunu anlatan Erdoğan, "Bugünün dünyasında bu değerlerin sadece sözünü etmek dahi cesaret istiyor. Bakınız şu anda sayıları 100 civarında olan dolar milyarderinin sahip olduğu zenginlik, dünya nüfusunun yarısını oluşturan 3.5 milyar insanın toplam varlığına eşittir. Yani terazinin bir kefesinde 100 kişi, diğer kefesinde 3,5 milyar insan... Biraz daha ölçüyü genişlettiğimizde terazinin bir kefesinde dünya nüfusunun yüzde 1'ini diğer kefesinde yüzde 99'unu görüyoruz. Mutlak adalet diye bir şeyin olmayacağını elbette biliyoruz. Herkesin çalışması, bilgisi, birikimi, kabiliyeti, içinde bulunduğu şartlar oranında kazanç elde etmesi, gayet doğaldır ama bu kadar büyük bir adaletsizliği dünya kaldırmaz. Dünyanın yüzde 99'u kalan yüzde 1'i için çalışıyor ve onları bir türlü doyuramıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in "Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul/Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa" dizelerini okuyarak, MÜSİAD'ın çalışmanın, üretmenin, birikim sahibi olmanın yanında, adalet ve eşitliğin, güven ve refahın hakim olduğu bir Türkiye hedefiyle dünyadaki bu genel çarpıklığa adeta meydan okuduğunu söyledi.

Türkiye'nin ülke ve millet olarak tarihinde sömürgecilik lekesi olmadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hamdolsun, bizim ülke ve millet olarak tarihimizde sömürgecilik lekesi yoktur. İnşallah hiçbir zaman da olmayacaktır. Kendimiz kalkınırken geride bıraktığımız yerleri enkaza dönüştürmedik. Biz gittiğimiz her yeri imar etmenin, ihya etmenin, orada yaşayanları abad etmenin gayreti içinde olduğumuz bir milletiz. İşte tablo ortada. Dünyada donörler listesine baktığımızda birinci sırada ABD, ikide Türkiye, üçte İngiltere, ama milli gelire oranla baktığınız zaman Türkiye dünyada 1 numara, diğerleri arkasında... Bu sayede tarihin her döneminde Rabbim önümüze yeni kapılar açmış, yeni imkanlar sermiştir. Zira bizim medeniyetimizde veren el alan elden üstündür. Bu anlayışla baktık olaylara. Verdikçe eksilmedi, verdikçe tam aksine arttı. Ah bunu bir kavrayabilseler... O zaman meselenin çok daha farklı gelişeceğini görecekler. Türkiye, geçtiğimiz 14 yılda her alanda gerçekten büyük bir başarı hikayesi yazmıştır. üretimini, ihracatını, istihdamını, yatırımlarını katbekat artıran Türkiye'nin bunlardan çok daha fazla artış sağladığı bir alan daha var o da insani ve kalkınma yardımlarıdır. İşte birinci çeyrekte hamdolsun Türkiye'nin büyüme oranı 4,8. Nerede diğerleri? İşte bak nal topluyorlar. Bütün sıkıntılara rağmen. Daha iyi olacak. Ben buna inanıyorum. Verdikçe azalmayacak, verdikçe çoğalacak."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yaşanan bunca hadiseden ders almayan birilerinin hala liseleri, üniversiteleri kaşıyarak, toplumun ulaşabildikleri her kesimini tahrik ederek, yine huzursuzluklar peşinden koştuklarını biliyoruz ama milletimiz artık bunların gerçek yüzünü gördü. Bölücü terör örgütü ve onun siyasi destekçileri, bölgede sokağa çıkamaz hale geldiler." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen MÜSİAD Geleneksel İftarı'nda yaptığı konuşmada, mültecilere 6 yıldır 10 milyar dolar harcama yaptıklarını belirterek, bir o kadar da STK'larla belediyelerin yardım yaptığını söyledi.

"Eksildi mi? Eksilmedi. Keşke daha iyi, daha güzel hizmetler verebilsek. Çadırlarda değil, hepsini konteynerlerde yaşatsak. Bunu başarsak ve bunlar bize kaybettirmeyecek, kazandıracak. Daha güzel günler olacak inşallah" diyen Erdoğan, Türkiye'nin 1985 yılında başlattığı ilk planlı kalkınma yardımlarının bütçesinin sadece 10 milyon dolar olduğunu ifade etti.

Bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "2002 yılında geldiğimizde bu rakamı ancak 450 milyon dolara çıkartabilmiştik. 2014 yılında insani yardımlarımızın ve kalkınma yardımlarımızın toplamı, 6,5 milyar dolara ulaştı. Nereden nereye... Neredeyse 15 katlık bir artış söz konusu" değerlendirmesini yaptı.

Benzer bir tabloyu Türkiye'deki sosyal yardımlar konusunda gördüklerini anlatan Erdoğan, 2002 yılında Türkiye'deki vatandaşlara yapılan yıllık sosyal yardım rakamının 2 milyar lira olduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TL konuşuyorum. Bu yıl itibarıyla bu rakam 30 milyar liranın üzerine çıkmıştır. Dikkat ederseniz burada da 15 katlık bir artış var. Yani biz dünyadaki mazlumlara el uzatırken, ülkemizdeki mağdurları asla ihmal etmedik" dedi.

- "Birileri çakallara meydan okuyor"

Buna rağmen Türkiye'nin büyümesinden de geri kalmadığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, tüm tahminleri ve temennileri aşan bir oranda büyümeyi başardığını dile getirdi.

"Paylaşmak bereketlidir. Bereket, ortağı çoğaldıkça artar. Diyoruz ya işte büyüme rakamları bunun ispatıdır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son 3 yıldır ülkemizde ardı ardına yaşanan hadiselerin ekonomiyi yorduğunun farkındayız ama küçülttüğünü asla kabul etmiyorum. Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, bölücü terör örgütünün eylemleri, ardı ardına yaşadığımız iki genel seçim, Suriye'deki gelişmeler, Rusya ile yaşadığımız uçak krizi gibi sorunlar gerçekten yorucuydu. İnşallah artık bu dönemi yavaş yavaş geride bırakacak ve yeni bir heyecanla, yeni bir güçle 2023 hedeflerimize doğru süratle ilerleyeceğiz. Yaşanan bunca hadiseden ders almayan birilerinin hala liseleri, üniversiteleri kaşıyarak, toplumun ulaşabildikleri her kesimini tahrik ederek, yine huzursuzluklar peşinden koştuklarını biliyoruz ama milletimiz artık bunların gerçek yüzünü gördü. Bölücü terör örgütü ve onun siyasi destekçileri, bölgede sokağa çıkamaz hale geldiler. Teröre destek veren kim varsa hepsi de milletimizin tepkisine maruz kalıyor. Bakın şu anda Haliç'in karşısında, Eyüp Sultan Cami ve burada da şu anda Haliç Kongre Merkezindeyiz. Ekranları başında izleyen tüm vatandaşlarıma ve tüm dünyaya sesleniyorum. Terörle mücadelemiz, bu operasyonlarımız, huzur, sükun sağlanmadıkça durmayacaktır. Bunu herkes böyle bilsin. Milletimiz, evlatlarının kanı, canı, fedakarlığı pahasına elde ettiği huzur ve güven ortamını, üç beş çapulcunun heba etmesine izin vermeyecektir. Birileri çakallara meydan okuyor. Buyursun çakallara meydan okuyanlar, hamdolsun bizim şehirlerimizde çakallar yok. Dağlara çıksınlar, orada çakalları kovalasınlar. Onların yeri orası. Türkiye'nin artık yeni Gezilere, yeni Paralel Yapılara, yeni kalkışmalara değil, istikrar içinde büyümeye, üretmeye, kalkınmaya ihtiyacı var. Çevremizde sırtlanlar, üzerimizde akbabalar dolaşırken, biz kendi aramızda kavgaya tutuşamayız. Gün birlik günüdür, gün güçlü olma günüdür, gün mücadele günüdür. Onun için bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız."

Ramazan-ı Şerif'in anlamının bu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Her kim ki aksi bir tavır içine girerse işte o, bu milletin, bu devletin kötülüğü için çalışıyor demektir. Akif merhumun ifade ettiği gibi, 'Sahipsiz olan memleketin batması haktır, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.' Evet hep birlikte vatanımıza, memleketimize, ülkemize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD'ın, yurtiçi ve yurtdışındaki 255 irtibat noktasıyla, temsil ettiği ve helal, haram ölçüsü gözeterek çalıştığına inandığı 46 bin işletmesiyle her fırsatta ülkesine sahip çıktığını gösteren bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

Yönetim kuruluyla, komisyonlarıyla, Genç MÜSİAD'ıyla, kadın çalışma grubuyla düzenlediği fuarlar ve organizasyonlarla MÜSİAD'ın Türkiye'ye katkılarını takdirle takip ettiğini belirten Erdoğan, "Ama diyorum ki yetmez. Hele hele ilk etapta Afrika'yı hallaç pamuğu gibi MÜSİAD'ın atması gerekir. İşte son seyahatlerimizde Afrika'nın halini gördünüz. Afrika'da büyük imkanlar var, bereketli topraklar var. MÜSİAD, Afrika'dan çıkmamalı. Yoğun çalışmalarını, Afrika'da her alanda ortaya koymalıdır. Birliğinizin, beraberliğinizin, dayanışmanızın güçlenerek sürmesini, ülkemize ve milletimize verdiğiniz katkıların katlanarak artmasını diliyorum. Bizleri bu sofra ki malum 'Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl.' Böyle bir sofra hazırladınız." ifadelerini kullandı.

İftar sofrası için MÜSİAD'a teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Ramazan ayının ülkemiz, milletimiz, ümmetimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını tekraren Rabbim'den niyaz ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Rabbim bizleri Ramazan-ı Şerif'e kavuşturduğu gibi inşallah Ramazan Bayramı'na da birlik, beraberlik içerisinde kavuştursun. Nice ramazanlarda bir arada olmak temennisiyle sizleri kalbi duygularla selamlıyorum. Allah yar, yardımcımız olsun."

- Notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile katıldığı iftar programında, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın yanı sıra çok sayıda siyasetçi ve davetliler hazır bulundu.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Erdoğan'a, Osmanlı'da borç defteri olarak kullanılan orijinal Zimem Defteri takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar programının düzenlenmesinde emeği geçen iş adamlarına, birer sertifika vererek, iş adamlarıyla bir süre sohbet etti.

Beraberindekilerle etkinlik alanından ayrılan Erdoğan, Haliç'ten tekneyle Huber Köşkü'ne hareket etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber