Herşey Anayasa'ya aykırı... Yargıçlar hükümetini tartışma zamanıdır

Radikal'den Tarhan Erdem'in yazısı

Anayasa Mahkemesi'nin, 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (SGK) birçok maddesini iptal etmesi, yeni sorunlar yarattı.

1970 sonrasında bozulmaya başlayan, sosyal güvenlik sistemimizin günlük ve gelecekteki gelir-gider tablosundaki dengesizlik, 1990'lı yıllarda karşılanamaz hale geldi.

İktidar partisi, yıllardır süren çalışmaları kendi anlayışıyla yeni bir tasarıya dönüştürdü.

Tasarı, önce 5489 sayısıyla 19 Nisan 2006'da kanunlaştı; ancak Cumhurbaşkanı'nca bazı maddeleri yeniden görüşülmek üzere Meclis'e iade edildi.

İade edilen maddeleri 31 Mayıs'ta Meclis'te aynen kabul edilerek SGK 16 Haziran'da Resmi Gazete'de yayımlanarak kanunlaştı. Cumhurbaşkanı ve CHP kanunu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar.

Yürürlüğe girmesine iki hafta kala, SGK'nın bazı maddelerinin iptal edildiği açıklandı. (16 Aralık, Radikal)

Açıklama sırasında Mahkeme Başkanvekili Haşim Kılıç, "Kurulumuzdaki çoğunluk, kamu görevlilerinin (memurların) emeklilik sürecinin ve işlemlerinin ayrı bir yasa konusu olduğunu ve bunun sigortalılardan ayrı bir şekilde düzenlenmesi gereğini ifade ettiler" dedi.

İptal edilen maddeler özellikle yılbaşında emekli olacak memurlar bakımından boşluk yaratmıştır. SGK'nın yürürlüğünün bütünüyle ertelenmesi, emekli memurlar bakımından özel bir kanun çıkarılması gibi öneriler söylenmektedir.

Hükümet, 'Gerekçeyi gördükten sonra karar verileceğini' açıklamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi karar gerekçesinin açıklanarak yeni düzenlemenin 1 Ocak'a yetişmesi zordur.

Kararın doğruluğu yanlışlığı, ne yapılması gerektiği gibi konuları bir tarafa bırakıp, bu kararın bir kez daha ortaya koyduğu 'Anayasa sorunumuz'a değinmek istiyorum.

SGK ile getirilen sistemi beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, düzenleme doğru politikalara dayanır ya da dayanmaz! Tartışmak istediğim bunlar değildir. Ben, Anayasamızın, Meclis'te kabul edilen bir değişim politikasına izin vermediği kanımı tekrarlamak istiyorum.

Anayasa Mahkemesi kararlarını hep Anayasa'yla ilişkilendirerek almıştır. Bu kez de mutlaka böyledir; gerekçenin inceleme bölümünde, iptal edilen maddelerin, Anayasa'nın hangi maddelerine aykırı olduğunu okuyacağımız kesindir.

Öyleyse, son kararı şöyle özetleyebiliriz: Kamu sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması Anayasa'ya uygun değildir. Başka kelimelerle de söylenebilir: Devlet memurlarıyla, özel sektör işçilerinin aynı sosyal güvenlik çatısı altında birleştirilmesi Anayasa'ya aykırıdır!

Bu cümlelere başka önermeler ekleyebiliriz: Üniversitelerin yeniden düzenlenmesi Anayasa'ya aykırıdır; 2003 yılında yaşayarak anladığımız gibi, yönetim sisteminin değiştirilmesi Anayasa'yla bağdaştırılamaz! Bunlara bir ekleme de ben yapayım; yargıya el sürülemeyeceğini ilk girişimde göreceğiz.

Anayasa'nın nelere karşı olduğunun örneklerini, Cumhurbaşkanımızın, yasaları Meclis'e geri gönderme yazılarında bulabilirsiniz.

Akla gelen düzen değişikliği projeleri geliştirilmeye başlandığında, çoğunun Anayasa'ya aykırı olduğu görülür. Günlük hayatta karşılaşılan gülünç ya da üzücü birçok olayı Anayasa'nın koruduğu anlaşılmıştır. Uygulanabilen değişim projeleri, basit ya da hukukumuzda kurumları bulunmayan gelişmelerle ilgilidir.

Bir kez daha yazayım; çok zaman kaybediyoruz, Anayasa'yı tartışmaya başlayalım.