'Azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik'

Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde "Milli Tarım Projesi" toplantısında konuşuyor. Azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik. Doğallıktan uzak. Tüm hastalıkların temelinde o gübreleme yatıyor.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Kasım 2016 15:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik'

Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapılacak "Milli Tarım Projesi" toplantısına açıklamalarda bulundu. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantıda konuşma yapıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından notlar;

* Milletin evine sığmayıp şu an dışarda toplantımızı izleyen değerli kardeşlerim değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığımız tarafından uygulamaya sokulan Milli Tarım Projesi'nin hayırlı olmasını temenni ediyorum.

* Rahmetli Aşık Veysel ne güzel söylemiş; Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım boşa yoruldum, benim sadık yarim kara topraktır. Sadık yarimiz olan toprağa hakettiği değeri vermezsek top yekün insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz.

* Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve toprağa döneceğimize haber veriyor. İnsanoğlunun hayatta kalmasını sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılık başarısı denk geliyor. Bunların üretimini beceremeseydi insanoğlu hayatına devam edemezdi.

* Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin belli meslekler tarafından yürütülmesi bizler için çalışmalar sağlar. Bu hususları tekrarlamamın sebebi ülkemizde tarım ve hayvancılığın önemli olduğunu ifade etmektir. Milli Tarım Projesi gerçekten de her türlü takdir ve desteği hakediyor.

* Havza bazlı ve yerli üretimi destekleyen bu projeye sahip çıkmalıyız. Anadolu dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen olmamız gereken yerin uzağındayız. Topraklarımız var ama yeterli teknik destekle hakkıyla değerlendiremiyoruz.

* Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ithalat yapıyoruz. Topraklarımız konusunda azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik. Çamurlanıyor. Tüm hastalıkların temelinde bu yatıyor. Doğal gübreye dönmek zorundayız. Kimyevi azotun tehditinden tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz.

* Türkiye yüzde 4,7 büyürken, yüzde 2 oranında tarım büyümüştür. İthalat artışı ihracat artışın üzerine çıkmıştır. Avrupa'da bir numara olmamız gerçek potansiyelimiz anlamına gelmiyor. Gıda ve et ithalatı yapıyorsa bir sorun olduğu anlamına gelir. İnşallah Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli adımlar atmış oluyoruz. Plansız programsız işle arz açığı ya da fazlası bu sıkıntının geride kalacağına inanıyorum.

* İllerimize ve hayvan türlerine göre fiyatların dengelenmesi ve ithalatın azalması konusuna ulaşacağımızı biliyorum. Enflasyonun sebebi gıda rakamlarıdır. Domates biber rakamları söylenince ağrıma gidiyor. Domatesten biberden dolayı enflasyondan etkilenmemiz lazım.

* Bizim sebzede çeşitlerimizin artması lazım. 19 sebze çeşidi nedir ya? Bunu artıracağız. Bu topraklardan çok sebze gelir. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Derde deva. İnşallah bu olacak. Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envayi çeşitlerini getiriyor. Bacılarım bizde de olur mu? Olur. Envayi çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız.

* Osmanlı'yı ayakta tutmanın yolu iaşecilik sistemiydi. Bizim de fiyatları dengede tutacak bir sistem oluşturmamız lazım. Teşvikler var, ne kalıyor çalışmak. Peygamberlerin mesleği olan çiftçilik ve çobanlığı bilgilendirmeyle teşvik ederek ülkemizde hakettikleri konuma getirmeliyiz. Çobanlık deyip hafife almayın.

* Çobanlığın felsefesini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım. Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüklerinizden mesulsunuz buyuruyor Peygamberimiz. Anlamayan anlamaz. Anlamayanların geldiği durum belli. Biz işimize bakalım.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından notlar;

* Aslında tarım sektöründe havza çalışmaları köklü değişikliği işaret ediyor. Biz diyoruz ki kafana göre değil havzana göre. Bir bölgede pamuk ekildiyse öbür bölgede buğday pirinç ekilecek.

*Bütün il ve ilçelerimizi kapsayan bir çalışma yapıldı. Bugün çiftçinin elinde bir rehber var. Nerelere hangi ürünlere ekersek oralardan destek alacağız.

* Çiftçi yaptığı işten memnun değilse bir yerde bir yanlış var demektir. Bakanımız bütün detayları anlattı. Tarım sektörüne tam 90 milyar TL destek verdik. Tarım sektörü bunu hakediyor. Bu destekler daha fazla olmalı. Tarım sektörü gelişme sağlayan desteklerin başında olmaya devam ediyor.

'YILDA İKİ KEZ ÖDENECEK'

* Bu destekler yıl boyu küçük küçük rakamlarla veriliyor. Parça pinçik vermek yerine yılda iki sefer; bir ekerken bir de biçerken, nisan-mayıs ve eylül-ekimde vererek bu işi sadeleştirelim. Yani aldığından da bir şey anlasın çiftçilerimiz. Bu karar önemli bir karar.

* Bir yıl içinde 14-15 milyar destek yapacağız. Bir yarısını nisan-mayıs diğer yarısını eylül ekimde vereceğiz. Siz de işinizi ona göre yapacaksınız. Tarım sektörümüzün birçok ihtiyacı sorunu var.

'DEPONUN YARISI SİZDEN YARISI BİZDEN'

* İki önemli gider kalemi var. Maliyetleri iki önemli kalem olan gübre ve yakıtta azalmalara gideceğiz. Gübrede KDV'leri kaldırdık. Tarım Kooperatifleriyle ayrıca ucuzladı. Gübrede mesafe aldık.

* Mazot için de diyoruz ki deponun yarısı sizden yarısı bizden. Hayırlı uğurlu olsun. Sulamayla ilgili problemlerimiz var. Sulama ve toplulaştırma. Bir toplulaştırmayı hızlandırmalıyız. Miras nedeniyle büyük tarlalar bölünüyor, kimsenin işine yaramıyor. Mirasla bölünmeye yönelik kanuni düzenleme de yaptık.

* 2023'e kadar 7 milyon hektar tarım arazisi toplulaştıracağız. Bakanlar Kurulu olarak aldığımız kararla sulamada sorumluluğu Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na veriyoruz. Tarlalarda kapalı sulama her türlü sulama işinin sorumluluğu Tarım Bakanlığımızın olacak.

'184 OVAMIZI KORUMA ALTINA ALIYORUZ'

* Milli Tarım Projesi'nin bir de hayvancılık tarafı var. 12 milyondan 23,5 milyona çıktı. Yine önemli bir mesafe kaydetti. Bugüne kadar Avrupa'nın en büyük tarımsal hasılasına sahip Türkiye. 3. büyük Tohum Gen Bankası'nı da ülkemizde kurduk.

* Damızlık hayvancılığını önemsemeliyiz. Hayvancılıkta kendimize yetecek bir ülke haline gelmeliyiz. Tarım alanlarımızın korunmasına yönelik 184 ovamızı koruma altına alıyoruz. Buralara fabrika ve bina yapılmayacak. Bu alanlar dışında yapılacak. Şehirleşmede görüyoruz tarım arazilerinde beton binalar yükseliyor. Bereketli topraklar beton yığınına dönüşüyor.

* Buğdayla koyun gerisi oyun. Bizim beslenme geleneğimizde bu var. Diğerleri de önemli ama stratejik olarak en önemlisi bunlar. Gereken tedbirleri bu konuda alacağız. Meralarımız alçak terör elemanlarıyla değil, çobanlarımız çiftçilerimiz ülkemizin hayvancılığı ile daha da şenlenecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber