'Erdoğan giderse terör biter'

Yeni Şafak Gazetesi'nden Aydın Ünal'ın yazısı...

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 19 Aralık 2016 12:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Erdoğan giderse terör biter'

Yeni Şafak Gazetesi'nden Aydın Ünal'ın yazısı...

PKK, bir süredir Türk Silahlı Kuvvetleri için "Saray'ın askerleri", Emniyet Teşkilatı için ise "Saray'ın polisleri" tanımlamalarını kullanıyor. Bu tanımlamaların yanında, "Saray'ın savaşı", "AKP'nin savaşı", "Saray'ın Gladyosu", "Erdoğan'ın Polisleri" gibi kavramlar da sürekli gündemde tutuluyor.

22 Temmuz 2015'te Suruç'ta 2 polisimizin şehit edilmesiyle birlikte PKK saldırıları yeni bir safhaya girdi. Bu tarihten itibaren, PKK'nın dilinde de dikkat çekici bir değişiklik oldu. PKK, gerçekleştirdiği her alçakça saldırının, Recep Tayyip Erdoğan'a ya da AK Parti'ye yönelik olduğunu açıklamaya başladı.

PKK'nın dilindeki bu değişiklik, Suruç cinayetinin hemen ardından HDP'nin diline yansıdı. Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP'liler, her terör saldırısından sonra, akan kandan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı veya AK Parti'yi suçlamaya, saldırıların failinin bizzat Erdoğan olduğunu söylemeye başladılar. Saldırıları PKK üstlenmesine rağmen, PKK'nın adı hiç zikredilmez oldu. Kanın, Erdoğan ve AK Parti yüzünden aktığı sıkça tekrarlanarak, PKK perdelendi, hatta saldırıları meşrulaştırıldı.

13 Mart 2016'da PKK Ankara Kızılay'da canlı bomba ile saldırı yaparak otobüs duraklarında bekleyen 37 masumu katletti. Bu katliamdan hemen 2 gün sonra, İngiliz Times Gazetesi'nde PKK Elebaşı Cemil Bayık'ın röportajı yayınlandı. Bayık, BBC eliyle tüm dünyaya servis edilen Times'daki röportajında, "Erdoğan ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz. Onun rüyalarının gerçeğe dönüşmesinin önündeki en büyük engel biziz" dedi.

Bu yeni dili, yani her katliamdan sonra Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'yi sorumlu tutan dili kullanan sadece PKK, HDP ve İngiliz medyası değil.

Fetullahçılar, bu dilin yaygınlaşması ve bu algının yerleşmesi için yoğun gayret sarfettiler. Her PKK saldırısının ardından, başta Zaman Gazetesi olmak üzere Fetullahçı medya ve sosyal medya hesapları, Erdoğan'ı ve AK Parti'yi sorumlu gösterdiler.

Fetullah Gülen'in elemanları tarafından yönlendirilen Cumhuriyet ve Sözcü Gazeteleri ile Aydın Doğan medyası da, PKK'ya yakın Evrensel, Birgün, İMÇ Tv gibi medyayla ortaklaşa bu dilin yerleşmesi için üzerlerine düşeni yaptılar. Kanlı saldırılar sonrasında "Sarayınız Batsın", "Başkanlık Uğruna" "İktidar Olabilmek İçin", "400 Milletvekili İçin" gibi manşetler atıldı. Uluslararası medya, bu dili kullanarak, yani PKK'yı aklayarak, Erdoğan ve AK Parti'yi suçlayıcı yayınlar yaptı.

PKK saldırılarını perdeleyen bu yeni dili en kolay sahiplenen ve en yaygın biçimde kullanan ise CHP oldu. CHP Milletvekilleri ve yöneticileri, patlayan bombaların, sıkılan kurşunların ardından, daha kan kurumadan Erdoğan'ı suçladılar, AK Parti'yi itham ettiler, kanın Erdoğan yüzünden, Başkanlık hevesi, iktidar hırsı yüzünden aktığını pervasızca dile getirdiler.

Son günlerde art arda gelen kanlı saldırılar da işte bu dili, bu algıyı daha da yerleştirmek amacını taşıyor. PKK, FETÖ, ulusal ve uluslararası bazı medya kuruluşları, HDP ve CHP, kullandıkları ortak dille, Türkiye'nin iyi yönetilmediği, Türkiye'nin güvenli bir yer olmadığı algısını oluşturmaya; Erdoğan ve AK Parti giderse her şeyin normale döneceği hissini pompalamaya çalışıyorlar. Malum, bomba patlatmak ya da kurşun sıkmak, terör eyleminin yarısıdır; diğer yarısı ise oluşturulacak tedirginlik hissi, güvensizlik hissi, yılgınlık, bıkkınlık ve korkudur. PKK bombayı patlatıp geriye çekiliyor, paydaşları ise işte bu duyguların yayılmasını sağlıyorlar.

Tamam da, Erdoğan ve AK Parti giderse Türkiye daha güvenli, daha huzurlu bir yer olur mu? Terör biter mi? AB ile, ABD ile gerilim sona erer mi? Suriye ve Irak meselesi Türkiye lehine sonuçlanır mı?

Farz-ı Muhal: Erdoğan bugün bir basın toplantısı yapsa, "Türkiye'nin selameti için istifa ettim" dese; Binali Yıldırım çıksa, "ülkenin güvenliği için hükümetten çekildik" dese, ülkemiz daha huzurlu, daha güvenli, daha mutlu olur mu?

15 Temmuz akşamı, PKK telsizlerinden "askerlere saldırmama" emri verilmişti. Belli ki, PKK da Fetullahçı darbeyi bekliyordu. Darbe gerçekleşseydi, belli ki PKK sözde "ateşkes" ilan edecekti. Ülke eski günlere dönecek, terör gerektikçe devreye girecek, Türkiye tüm iddialarından vazgeçecek, ekonomisi "kontrol" altına alınacak, 100 yıldır olduğu gibi bir ileri, iki geri giden, öldürmeyen, ama süründüren günlere geri dönülecekti.

Milletin sevdiği bir lider olduğu için Menderes, millet düşmanları tarafından idam edilmişti. O millet düşmanları, darbe tasarlayarak, darbe yaparak, ülkede terörü destekleyerek, kan akıtarak, ekonomiye müdahale ederek, algı operasyonları yaparak milletin tercihlerini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Erdoğan ya da AK Parti, sandık dışında bir yolla giderlerse, bu PKK'nın, FETÖ'nün, millet düşmanlarının, Türkiye düşmanlarının yeni bir zaferi olur.

Zaten bunu yaşadığı ve çok iyi anladığı için millet, seçtiklerine sımsıkı sahip çıkıyor. "Erdoğan giderse terör biter" yalanına kimse prim vermiyor, bu tuzağa kimse aldırış etmiyor. Erdoğan ve AK Parti, sandık dışı bir yolla giderse, bütün umutların söneceğine toplumun neredeyse tamamı inanıyor.

Anlayacağınız, bu yeni dil ve algı operasyonu da tutmadı. Yenisini aramaya gerek yok. Zira tekrar edelim: Bu kahpe terör ya bitecek, ya da bitecek; üçüncü bir seçenek yok!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber