?OKS'yi kazanamayan öğrenci psikolojik çöküntüye giriyor'

Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu, ?OKS, öğrencileri ezberciliğin kısır kalıpları içinde sıkıştırıyor? diyor

17 Milli Eğitim Şurası'nda da alınan en önemli kararlardan biri, ortaöğretimde bitirme sınavı anlamında olgunluk sınavı düzenlenmesi yönündeki karardı. Öğrencilerin ortaöğretimdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerinden ne derecede faydalandıklarının göstergesi olarak düşünülen olgunluk sınavı, eğitim sonunda edinilen yeterliliklerin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacak. İlköğretimden, ortaöğretime geçişte OKS'yi kaldırmayı düşünen Milli Eğitim Bakanlığı bunu nasıl yapacağını, şu ana kadar net bir şekilde açıklayamadı. Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu OKS'nin kaldırılması gerektiğini şöyle açıklıyor: ?Anadolu liseleriyle genel liseler arasında bir fark kalmadı. Anadolu liselerinin önündeki hazırlık sınıfları kaldırıldı. Genel liseler gibi, Türkçe eğitim yapar duruma geldiler. Anadolu liselerinde fen ve matematik dersleri, daha önce olduğu gibi yabancı dilde okutulmuyor.

Yanlış bir uygulama

Gelişme çağındaki çocukları, OKS sınavı sonuçlarına göre başarılı veya başarısız diye sınıflandırmak, kazanamayan öğrencileri hayatlarının başında psikolojik çöküntüye götürüyor. OKS, ilköğretimin ikinci kademesindeki öğrencilerin tek hedefi haline gelmiştir. Ailelerin bu konuda yönlendirmeleri de çok fazla. Tek hedef OKS olunca, eğitim ve öğretimin de hedefi, sınavı kazandırma haline dönüştürülüyor. Bu durumda, öğrencilerimiz hiçbir sosyal aktiviteye gönüllü olarak katılmıyor. Öğrencinin önem verdiği dersler de sadece Türkçe, matematik, fen bildisi ve sosyal bilgilerle sınırlı kalıyor. Kısacası, okullarımızda eğitim ve öğretim çok geri plana itilerek, dört derse dayalı bir hale getirilmiştir. Velilerin mutluluğu ise çocuğunun sınavı kazanması ve görünüşte 'çalışkan ve başarılı öğrencilerin gittiği okullar' imajında olan bir Anadolu lisesinde okumasıdır. Ayrıca OKS sınavının sonuçları, öğretimde hiç kullanılmıyor. Bu sonucun geri dönüşümü yoktur. Sonuç olarak öğrencinin eğitimine hiçbir katkısı olmayan, öğretimde de kullanılmayan OKS testleri, veliye büyük maliyetler getirmektedir. ÖSS'de olduğu gibi OKS'de de öğrenciler sınav heyecanıyla okulu bir tarafa bırakarak, okul dışı kurumlara yöneliyorlar. Bunun sonucu olarak, 8'inci sınıflarda eğitim-öğretim aksıyor, öğrenciler rapor alıyorlar. İşin en kötüsü, son bir ayda okul idaresi çocuklara izin veriyor. Amaç, çocuklar OKS'de başarılı olsunlar, derece yapsınlar, okul başarılı olsun. Sorarım size, bir okulun başarısı sadece OKS'de aldığı derece ile mi OKS'de kazandırdığı öğrenci sayısıyla mı ölçülür? Son bir ayda çocuklar nerede? Hepsi okul dışı bir takım kurumlarda. Böyle mi olması lazım? Talim ve Terbiye Kurulu'ndan geçen, diploma notlarının yüzde 15'inin sınav puanına eklenme kararı da son derece yanlış bir uygulama.

Biliyorsunuz, bunun bir benzerini ÖSS'de yaşadık. Ne oldu? Fen liselerindeki öğrenciler, son sınıfa geldiklerinde devlet okullarına gittiler. Neden? Not ortalamalarını yükseltmek için çünkü kendi okullarındaki not ortalamaları yüksek olduğu için avantaj sağlayamıyorlardı. Bu çarpık uygulama, daha sonra düzeltildi. Şimdi bunun aynısı OKS'de olacak. İşin içine başka şeyler girecek, adını dahi anmak istemiyorum veya kolay not alınacak okullar aranacak. Peki, bu durumda ne olacak? Söyleyeyim: İşini layıkıyla yapanlar, zarar görecek! Bir önemli nokta daha var: MEB'nin uyguladığı yeni müfredat, OKS ile uygunluk sağlamıyor. 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıflardaki yeni programın uygulanabilmesi için OKS'nin kaldırılması gerekiyor.

OKS kıstas alınıyor

Kamuoyunda okulların başarısı, OKS'deki sıraları kıstas alınarak belirleniyor. Aynı şeyi ÖSS için de söyleyebiliriz. Veli seviniyor, benim çocuğum kazandı, diye. Sizin çocuğunuz neyi kazandı? Sizin çocuğunuz, sıralamayı kazandı, bilgiyi kazanmıyor ki! Sıralamayı kazanan çocuk, tekrar kendine dönüyor, tembelliğe dönüyor. Çünkü zorlamayla kazandı. Biz, çocukların farklılıklarını ölçen bir sınav istiyoruz. Bu ölçme-değerlendirme okullarda yapılmalıdır ve okullarımız ön plana çıkarılmalıdır. Özel okullara ne şekilde öğrenci alınacağına da bu kurumların kendisi karar vermelidir. Devlet, sadece denetleme görevini üstlenmelidir.?

VI. Antalya Sempozyumu 1-3 Şubat'ta yapılacak

Eyüboğlu, üç gün sürecek sempozyumlar hakkında şu bilgileri verdi:

?1-3 Şubat tarihleri arasında 'Antalya Sempozyumları VI' adı altında gerçekleştireceğimiz sempozyumumuz iki bölümden oluşacak: 1 Şubat tarihinde 'Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu' ile 2-3 Şubat tarihleri arasında 'Öğretmen Eğitimi Sempozyumu.' Eğitim sistemimiz içinde ele alınması gerektiğine inandığımız önemli konuları geniş bir katılımcı desteğiyle, bu sempozyumlarımızda gündeme taşıyoruz.?

Diploma notunun yüzde 15'i sınava eklenecek

Bu yıl ilk kez uygulanacak, diploma notlarının Ortaöğretim Kurumlar Sınavı'na (OKS) yüzde 15 yansımasıyla öğrenciler ekstra puan kazanma olanağı elde edecekler. Öğrencilerin ilköğretim başarılarına göre elde edecekleri puan, sınav sonucuna eklenecek. Buna göre diploma notu 5 olan öğrencilerin sınav sonucuna 75 puan eklenecek.

425 puan

Okulda diploma notu 5 olan öğrenci yoksa

75 puan, en yüksek notu alan öğrenciye verilecek. Diploma notu 2 olanlara

30 puan verileceği dikkate alındığında, en başarılı öğrencilerle başarısı en düşük olanlar arasında 45 puan fark olacak. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, bu konudaki çalışmaların devam ettiğini bildirdi. Tüm soruları çözen öğrencilerin 500 puan aldığı sınavda yeni sistemden dolayı, bu yıl soruların değerlendirilmesi 425 puan üzerinden yapılacak.

20 tercih

OKS'de bu yıl uygulanacak önemli bir değişiklik de 'tek seferlik' tercih yapılacak olması. Yeni sistemde öğrenciler, istediği 20 okulu tercih edecek, ikinci tercih yapamayacaklar ve tercihlerini değiştiremeyecekler. İlk yerleştirme sonrasında öğrenciler, üst tercihlerinden birine puanının yettiğini görürse, yeni bir yerleştirme isteğinde bulunacak yani ikinci bir yerleştirme daha yapılacak.