'2017 sonunda 2016 'ya göre daha güçlü ekonomi hedefliyoruz'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu: Özellikle mayıs aylarından itibaren yeniden işsizlik oranlarındaki düşüşler, ekonomideki dinamiklerin güçlenmesi ve 2017 sonuna geldiğimizde 2016 sonuna göre daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir istihdam, daha azalmış bir işsizlik oranı hedefliyoruz, planlıyoruz

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ocak 2017 13:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'2017 sonunda 2016 'ya göre daha güçlü ekonomi hedefliyoruz'

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Özellikle mayıs aylarından itibaren yeniden işsizlik oranlarındaki düşüşler, ekonomideki dinamiklerin güçlenmesi ve 2017 sonuna geldiğimizde 2016 sonuna göre daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir istihdam, daha azalmış bir işsizlik oranı hedefliyoruz, planlıyoruz." dedi.

İstanbul'da ekonomi muhabirleriyle bir araya gelen Müezzinoğlu, 2016'nın Türkiye için genellikle olağanüstülüklerin yoğun olduğu bir yıl olarak geçtiğini, 2017'nin daha huzurlu, daha güvenli bir yıl olmasını ümit ettiklerini söyledi.

Müezzinoğlu, 2016'da yaşanan olağanüstü gelişmelerin iş dünyasına da belirli sıkıntılar yansıttığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İşsizlik oranlarındaki artışlar son 3-4 aydır yüzde 9,7'lerden başlayarak bugün 11,8'lere geldi. Önümüzdeki 1-2 ayın içinde daha bu artışların, 2016'dan gelen rakamların artış olarak yansıyacağı gibi bir beklenti de var. Ama özellikle mayıs aylarından itibaren yeniden işsizlik oranlarındaki düşüşler, ekonomideki dinamiklerin güçlenmesi ve 2017 sonuna geldiğimizde 2016 sonuna göre daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir istihdam, daha azalmış bir işsizlik oranı hedefliyoruz, planlıyoruz. O nedenle de gerek hükümet ekonomiye verdiği desteklerle gerekse bizim işsizlikle mücadelede yeni projelerimizle önümüzdeki bu zor, daralan süreci rahatlatan tedbirlerle atlatacağımız kanaatindeyim.

Bununla ilgili özellikle son 20 gündür veya yılbaşı itibarıyla başlattığımız çalışma hayatında milli seferberlik başlığı altında hem iş yerlerinin istihdam alanlarının sorunlarını paylaşabilmek ve onları minimize edebilmek hem yatırımcının, girişimcinin özgüvenini artırabilmek, onların sıkıntılarına çözüm üretebilmek hem de işsizlik oranlarını azaltabilecek veya mevcudu koruyarak artı istihdamı sağlayacak tedbirleri iller düzeyinde paylaşıyoruz. Genelde cuma günlerini buna tahsis ettik ve her cuma 12 üst düzey yöneticimiz, bakan yardımcımız, müsteşarımız, müsteşar yardımcılarımız, kurum başkanlarımız ve genel müdürlerimiz düzeyinde 5'er uzman ekipten oluşan 12 grup il ziyaretlerini yapıyorlar. Bugün itibarıyla 36 ili tamamlamış olacağız. Ben de bakan olduğum dönemden bugüne 11 büyükşehir ilde bu ziyaretleri yaptım. Önümüzdeki haftadan itibaren de bu ziyaretleri özellikle büyükşehirler merkezli olmak üzere gerçekleştirmeye devam edeceğim."

- "Yıllık 1 milyon istihdam artışı için istikrarlı bir ekonomik yönetim, büyüyen bir ekonomi gerekli"

Mehmet Müezzinoğlu, bu ziyaretler kapsamında sorunlar, talepler ve beklentilere ilişkin görüşmeler yapıldığını, cumartesi veya en geç pazartesi günü illerden gelen talepleri kendi başkanlığında değerlendirdiklerini anlattı.

Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ziyaretlerde özellikle yine sosyal amacı ve analizlere destek versin diye o ildeki farklı iş yerlerinde çalışan ağırlıklı asgari ücretli, engelli ve beyaz yakalılardan 15-20 kişiden oluşan çalışan grubuyla bizim üst yöneticilerimizin birlikte bir öğle yemeği oluyor ve buralardan gelen talepler, sıkıntılar, sorunlar yine çalışan bazında değerlendiriliyor. Bir de çat kapı ev ziyaretleri söz konusu. Bir asgari ücretli ev ziyareti, bir emekli ev ziyareti, bir de engelli ev ziyareti yapılıyor. Hem sosyokültürel analiz yapabilmek hem de burada birebir iletişimle koşulları gözlemleyerek değerlendirmeleri alıyoruz. Bunları da aylık olarak raporlayacağız. Bugün itibarıyla bu anlamda 3'üncü haftayı gerçekleştirmiş oluyoruz.

İş gücüne katılım 2015 yılında 30 milyon, 2016 yılında 31 milyon ki bu bize şunu gösteriyor; her yıl 1 milyonluk istihdam artışı sağlamamız gerekiyor. Bunun için de istikrarlı bir ekonomik yönetim, büyüyen bir ekonomi, istihdamı artıran yatırımları başarabilmemiz gerekiyor."

İstihdamda 2015'te 26 milyon 900 bin olan çalışan sayısının geçen yıl 27 milyon 300 bin olduğunu, yaklaşık 400 binlik bir artış yaşandığını kaydeden Müezzinoğlu, "Biz bunu asgari 900 binlere taşıyamadığımız için işsizlik oranımızdaki artışlar böyle her ay biraz artarak karşımıza geliyor." dedi.

Müezzinoğlu, 2015'te 10,5 olan işsizlik oranının 2016'da 11,8 olduğunu da hatırlattı.

- İstihdama destek için 10 milyar TL'lik bütçe

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, işsiz sayısının 2015'te 3,2 milyon iken bugün 3 milyon 700 bin rakamının söz konusu olduğunu, buraya yaklaşık 500 bin ilave işsizin katıldığını bildirdi. Bu yılın başında istihdama destekle ilgili başlattıkları ilave ve devam eden uygulamalara bakıldığında işbaşı eğitiminde 300 bin kişiye destek vereceklerini belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"300 bin kişiyi 6 ay süresince istihdam yükünü İŞKUR olarak, bakanlık olarak biz üstleniyoruz. Bunların kalıcı istihdama dönüşmesini de işverenlerimizle paylaşarak götürüyoruz. Yine bu yıl 300 bin artı istihdama destek vereceğiz. Artı istihdamda da özellikle yeni mezun olan üniversite mezunlarımıza veya ilk defa iş arayan gençlerimize, kadınlarımıza ve stratejik alanlarda iş arayanlara 'asgari ücretin yarısını bir yıl süresince biz destekleyeceğiz' diyoruz. İkinci yıl devam ettiğinde ki bunu özellikle ikinci yıla da yansıtıyoruz ki kalıcı istihdama dönüşsün, 'asgari ücretin yüzde 25'ini yine biz üstleneceğiz ve bu desteğe devam edeceğiz' diyoruz.

Sektör bazlı desteklerimiz var. Geçtiğimiz yıl özellikle turizm sektöründe yaşadık, mevsimsel iş düşüşlerini karşılayabilmek için istihdamda daralma yapmasın diye sektörlere 3 aylık süreyle asgari ücret bazında işçilerini çıkarmamak kaydıyla o istihdamı yine İŞKUR olarak biz üstleniyoruz. Yine meslek ve girişimcilik eğitim programlarında da 200 bin kişiye yaklaşık 11 ay süreli 750 milyon lira tutarında destekleri planladık, vermeye devam edeceğiz. Diğer taraftan toplum yararına olan projede de 150 bin istihdam sağlayacağız ve burada toplam 950 bin istihdama değişik boyutlarla katkı veriyoruz. Bunun toplam maliyeti 9 milyar 800 milyon lira. Yani yaklaşık 10 milyar lira bir istihdama destek kaynağı İŞKUR tarafından oluşturuldu. Burada hedefimiz 1 milyon istihdama destek vermek ve 10 milyar liralık bir bütçe ile bu desteği karşılayabilmek."

Gelecek 1-2 aylık sıkıntıyı atlattıktan sonra Türkiye'nin, yeniden ekonomik olarak büyümesini artıran sürece gireceğini ümit ettiklerini dile getiren Müezzinoğlu, "Reel olarak bizim büyümemizi yüzde 5'lerin üzerine taşımamız gerekiyor. Yüzde 5'lerin üzerine taşıyabildiğiniz bir ekonomi ancak işsizlik oranlarını hedeflediğimiz yüzde 7'lerin altına indiren bir süreci sağlayabilir. Yoksa ekonomimizin büyümesi bu yıl olduğu gibi yüzde 3'lerde olduğu zaman bizim işsizlik oranlarımızı azaltabilme, düşürebilme şansımız çok fazla olmaz. Ama 2016 gibi olağanüstülükleri de önümüzdeki dönemlerde açıkçası beklemiyoruz. İnşallah da olmayacaktır." şeklinde konuştu.

- "Olağanüstü bir aksilik olmazsa mart ayı itibarıyla büyükanne projesini başlatmış olacağız"

Mehmet Müezzinoğlu, gündemlerinde Esnaf Ahilik Sandığı olduğunu, bu fonu şubat sonuna kadar veya mart ayında, işçi-işveren davalarını azaltabilecek arabuluculuk kurumunu da ilerleyen süreçte yasalaştırmayı hedeflediklerini, tasarının son şeklini verdiklerini bildirdi.

İşçi-işveren davalarını daha çok arabuluculuk kurumunda sulh noktalarını bularak çözmeyi amaçladıklarını kaydeden Müezzinoğlu, "Promosyon, Sayın Başbakanımızın açıklamasıyla yıl sonunda deklare edildi. Özellikle özel bankalarla ve kamu bankalarıyla yaptığımız görüşmeleri son şekline getirdik. Salı veya çarşamba günü onlarla protokolü imzalayıp kamuoyuna takvimi açıklamış oluruz." diye konuştu.

Kadın istihdamıyla ilgili bir konunun da büyükanne projesi olduğunu belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Bununla ilgili yaptığımız çalışmalar da son noktaya geldi. Protokolü yine önümüzdeki salı veya çarşamba imzalayacağız. Burada istiyoruz ki anne yarı zamanlı çalışarak maaşı yarıya inmesin, çocuğuyla olan hukukunu da güvenli ellerde, annesi veya kayınvalidesiyle uygun zemin varsa bu uygun zeminlerde değerlendirsin, biz de büyükanneye bir destek verelim ki kadın istihdamını teşvik eden bir proje olsun. Bunun için pilot uygulama çalışmalarını başlattık. Şu anda projeyi 5 bin aile üzerinden planlıyoruz. Burada 3 veya 4 farklı ilimiz de bu projenin içinde olacak ve 1 yıl süresince bu projenin uygulamasının değerlendirmesini yapacağız. Aylık değerlendirmelerle bu projenin ülke genelinde kalıcı bir projeye dönüşüp dönüşmeyeceğinin kararını da 1 yıl sonra netleştirmiş olacağız. Şubat ayı sonuna kadar talepleri alacağız, olağanüstü bir aksilik olmazsa mart ayı itibarıyla büyükanne projesini başlatmış olacağız."

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "(Referandum kampanyaları) 'Evet' diyeni suçlu, hakir, hain gören bir anlayış ne kadar büyük yanlışsa, 'hayır' deme arzusunda olan bir vatandaşımızı da suçlu ve hakir görmeyi doğru bulmam. Bu milletin gelecekteki yönetim sistematiği ile ilgili değerlendirmeyi 58 milyon seçmen yapacak. 58 milyon seçmene hepimiz saygı duymak zorundayız." dedi.

Müezzinoğlu, İstanbul'da ekonomi muhabirleriyle bir araya geldiği toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, staj döneminin emekliliğe yansıması gibi bir çalışmanın şu an gündemlerinde bulunmadığını bildirdi.

Öğrencilere staj dönemlerinde verdikleri desteklere değinen Müezzinoğlu, emeklilik için yaş bekleyenlere ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

"Yaşı bekleyenler beklemeye devam edecek. Bunu daha önce de söyledim. Benim için çok kolay bir cümle değil. Avrupa'da hangi ülkeyi alırsanız alın, OECD ülkelerinin tamamında en alt emeklilik yaşı 65'tir. 64,5 yaşının altında emekli bulamazsınız. Bizde 37 yaşında emeklilerimiz var. OECD üyesi ülkelerin ortalama emeklilik yaşı 72. Bizim şu anda yeni yeni 52 oldu. 49'lardan 52'ye geldik. 2023'te bu 55'lere geliyor. Hedefimiz 2036'da 58'lere, 60'lara gelmek. 2046'da ancak 65'e geleceğiz. OECD üyesi ülkeler emeklisine ortalama 17 yıl maaş öderken, biz 27 yıl maaş ödüyoruz. Evet benim de gönlüm vermekten yana ama kimden neyi veriyoruz, bize kaybettiği, ödettiği bedel ne? Onu hep beraber paylaşmamız lazım."

Müezzinoğlu, taşeron konusunu "Kamu Çalışanı Reformu" çerçevesinde bütüncül biçimde çözme gayretinde olduklarını, konuyu özellikle referandum sürecinde tartışmayı doğru bulmadığını, reel bir zamanda sağlıklı bir çözümü nisan ve mayıstan sonra değerlendireceklerini bildirdi.

- "İşsizlik Fonu'ndan yararlananlar 61 bine indi"

Mehmet Müezzinoğlu, İşsizlik Fonu'ndan yararlananların sayısının 2016 sonu itibarıyla 70 bin iken, dün rakamın 61 bine indiğini belirterek, "2002-2016 arası 5 milyon 60 bin kişiye 14 milyar lira, 2016'da 785 bin kişiye 2,7 milyar lira işsizlik ödeneği verilmiş." dedi.

Grev ertelemeleri konusunda yapılan eleştirilere de değinen Müezzinoğlu, iki ertelemeden birinde ertesi gün uzlaşıldığını, şu an bir sektörde yapılan ertelemenin stratejik alanlara ürün üreten bir sektör olması dolayısıyla gerçekleştiğini, gerek sendika gerekse işverenle görüşmeleri devam ettirdiklerini bildirdi.

Bu yıl en önemli çalışma alanlarından birinin de kayıt dışılıkla mücadele olacağına dikkati çeken Müezzinoğlu, işçilere, işverenlerin SGK'sını ödeyip ödemediğine yönelik ALO 170'i arayarak öğrenme çağrısında bulundu. Müezzinoğlu, bu şekilde haksızlığa uğrayan işçilerin mücadelesini verip davasını açıp takip edebileceğini de söyledi.

- "58 milyon seçmene hepimiz saygı duymak zorundayız"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bir gazetecinin son dönemde özellikle sosyal medyada referandum ile ilgili "evet" ve "hayır" kampanyalarına ilişkin sorusu üzerine, iki slogan cümleye dün kendisinin de baktığını söyledi.

Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Birincisi 'Güçlü Türkiye için evet diyorum', diğeri 'Aydınlık Türkiye için hayır diyorum.' Kampanyanın temel ayakları bu iki bazda oluşuyor. Büyük bir ülkeyiz, 80 milyon ülke insanının çok farklı zenginlikleri ve çok farklı özellikleri var. Çatıştırmadan ve yıpratmadan, ülke için doğru olan vicdani kanaat, bu referandumda her insanın hak ve hukuku olarak sandığa yansıyacak. 'Evet' diyeni suçlu, hakir, hain gören bir anlayış ne kadar büyük yanlışsa, 'hayır' deme arzusunda olan bir vatandaşımızı da suçlu ve hakir görmeyi doğru bulmam. Bu milletin gelecekteki yönetim sistematiği ile ilgili değerlendirmeyi 58 milyon seçmen yapacak. 58 milyon seçmene hepimiz saygı duymak zorundayız.

Ben 1970 yılından beri mevcut sistemin bu millete ödettiği bedelleri çok boyutlu olarak gözlemledim veya yaşadım. Parlamenter sistemin tabii ki artıları var ama ciddi dezavantajları ve ne yazık ki anayasadan kaynaklanan, milletin hak ve hukukuna müdahale eden kurumsal yapılar var. Birileri Milli Güvenlik Kurulunda, birileri Anayasa Mahkemesinde, birileri hukuk sisteminde, birileri STK ile oluşturulan yapılarda bu milletin kaderi ile oynamayı marifet zannetti ve başardı. Bunları kimse yok farz edemez. 411 milletvekili üniversitelerdeki başörtüsü sorunu ile ilgili yasal değişiklik yaptı, Anayasa Mahkemesi 'hayır' dedi. Bunun neresi demokrasi?"

- "AKP ile MHP 'bu sıkıntıyı millete götürelim' dedi"

Mehmet Müezzinoğlu, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı seçilme döneminde 367 diye bir rakamın icat edildiğini, CHP'nin bunu Anayasa Mahkemesine götürdüğünü, Anayasa Mahkemesinin de bu kararı onayladığını belirterek, bunların demokrasi, hukuk ve milli irade ile alakalı olmadığını, milletin kaderi ile kapalı kapılar ardında oynandığını söyledi.

Böyle bir sistemin yanlışlıklarının yok farz edilemeyeceğini belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Yeni getirilen bu sistemin artılarını, eksilerini herkes kendi vicdanında tartışır ama birilerini suçlu gören, hakir gören, hele hele hain gören bir anlayışı doğru bulmuyorum, demokrasi ve milli irade vicdanı ile örtüştüremiyorum. Parlamentoda AKP ile MHP ne yaptı? 'Bu sıkıntıyı millete götürelim' dedi. 'Sıkıntıyı millete götürelim' diyen bir yapıya CHP, 'cesedimizi çiğnersiniz, kan akar' dedi ve 'milletin kürsüsünü koruyoruz' eylemi yaptı. Peki orada AKP, MHP, milletin kürsüsünün hak sahibi değil mi? Peki milletin kürsüsünü AKP ve MHP nereye götürüyor? Millete götürüyor, başka bir yere götürmüyor. Kapalı güç odaklarına, vesayetsiz sisteme götürmüyor. Tam aksine millete götürüyor. Sen millete giden sistemin daha farklı olması ile ilgili ne öneriyorsun?

Başbakanımız söyledi CHP'ye. 'Sizin de öneriniz ne ise onu getirin, millete ikisini soralım' dedi. Ona da gelmiyorsun. Bu milletin kaderi ile ikide bir birileri oynayamamalı. Süreç huzur içinde, birbirimize değer verip, saygı duyarak, fikirlerimizi, artılarını, eksilerini samimiyetle tartışarak geçireceğimiz bir süreç olmalı. En büyük hakem millettir. Biz de en büyük hakeme nisan ayında gideceğiz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber