Kamubank-Der tarafından İFP'lere ilişkin 156 Sayılı Tebliğin iptali istemiyle dava açıldı

Haber Giriş : 06 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI'NA
ANKARA

20.02.2004

DAVACI : Kamu Bankacılığı Derneği

KAMUBANK DER

Ihlamur Sok. No; 10/8

Kızılay/ANKARA

DAVALI : T.C. Maliye Bakanlığı
ANKARA

DAVA KONUSU : 4046 Sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca, özelleştirilen, faaliyeti durdurulan, küçültülen, kapatılan kurum ve kuruluşlardan, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele ilişkin mali ve sosyal hakların uygulamasında karşılaşılan sorunların açıklığa kavuşturulması amacıyla T.C. Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan ve 22.12.2003 tarih, 25324 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 156 Sayılı Tebliğin;

I- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (I) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR,

A- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden sonra nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler: Başlığı altındaki 1. maddesi (d) bendi,

B- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden önce nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler: Başlığı altındaki 1. maddesi,

II- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (II) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONEL VE KAPSAM DIŞI PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR Başlığı altındaki l. Maddesi ve

III-ORTAK AÇIKLAMALAR Bölümünün 2. ve 4. maddelerinde belirtilen hususların, hukuka aykırılığı iddiaları ile söz konusu maddelerin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi dava konusunu oluşturmaktadır.

TEBLİĞ TARİHİ : 22.12.2003

4046 Sayılı Yasa'nın 22. maddesinde 4971 sayılı yasanın 6. maddesi ile değişiklik yapılmış, söz konusu değişikliklerin uygulaması sırasında karşılaşılan sorunların açıklığa kavuşturulması amacıyla Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan 156 sayılı tebliğ, 22.12.2003 tarih, 25324 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle tebliğ tarihi olarak 22.12.2003 alınmıştır.

AÇIKLAMALAR :

Kamu Bankacılığı Derneği, 07.06.2002 tarihinde ?Kamu bankacılığının ve kamu hizmeti bilincinin gelişmesini sağlamak ve Kamu Bankası çalışanlarıyla, çalışmış olanların hak ve çıkarlarını korumak? amacıyla kurulmuştur.

Dernek Tüzüğü'nün 2/d maddesi şöyledir: ?Kamu bankalarında çalışanların ve çalışmış olanların dayanışmasını sürdürmek, mesleki, hukuksal, sosyal ve kültürel gereksinimleri ile ilgilenmek, hak ve çıkarlarını korumak, davalarını açmak, açtırmak, bu amaçla yapılan giderleri dernek bünyesinden karşılamak?tır. (Ek : 1)

Bu nedenle, dernek tüzüğünün söz konusu maddeleri uyarınca, derneğimiz üyelerinin haklarının korunması amacıyla iş bu dava açılmıştır.

I ?AÇIKLAMALAR VE HUKUKA AYKIRILIK NEDENLERİ;

Bilindiği üzere, özelleştirilen, faaliyeti durdurulan, küçültülen, kapatılan kurum ve kuruluşlardaki personelin, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakli 4046 sayılı yasa uyarınca yapılmaktadır. 4046 sayılı yasanın 22. maddesinde de nakil sebebiyle personelin mali ve sosyal haklarının korunmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.

4046 Sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personelin, almakta olduğu net ücretinin, atandığı kurumdaki eş değer personelin net ücretinden fazla olması halinde aradaki fark kapanıncaya kadar ?Özelleştirme Tazminatı? veya ?Fark Tazminatı? olarak ödenmektedir. 22. maddede; ?Kamu kurum ve kuruluşlarına atanan personelin atandıkları kadro ve pozisyonlarına ait aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretlerinin net tutarının, nakledildiği kuruluş mevzuatına göre hak edeceği aylık, ek gösterge, varsa ikramiye, her türlü zam ve tazminat haklarının veya sözleşme ücretinin (varsa ikramiye dahil) net tutarından fazla olması halinde aradaki fark giderilinceye kadar, herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.? Denilmekte, 3.4.1997 tarihli ve 4232 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile anılan maddeye eklenen son fıkrada ise, bu madde gereğince nakledilen personelden (bu Kanuna göre anonim şirket halinde birleştirilen kuruluşlardaki personel dahil) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı cetvelde belirtilen personelin, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminat (ek tazminat hariç) haklarının şahıslarına bağlı olarak atandıkları görevlerde kaldıkları sürece saklı tutulacağı ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince (I) sayılı cetvele tabi iken bu madde çerçevesinde daha önce nakil işlemi gerçekleştirilenlerin de bu fıkra hükmünden yararlanacakları hükmüne yer verilmektedir.

Öte yandan, 15.11.2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 30.1.2002 tarihli ve 4743 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (A) bendiyle değişik Geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında, nakledilen personelden anılan madde uyarınca eski kadrolarına ait hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için bankacılık tazminatının da şahıslarına bağlı bir hak teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

Ancak, gerek şahsa bağlı hak kavramının tanımlanmasında ve gerekse ?Ek Tazminat? ve ?Bankacılık Tazminatı? nın fark tazminat içerisinde dikkate alınıp alınmaması noktasında farklı uygulamalarla karşılaşılmış ve konu büyük ölçüde yargıya intikal etmiştir. Bu nedenle, 15.08.2003 tarih, 25200 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 4971 sayılı yasanın 6. maddesi ile 4046 sayılı yasanın 22. maddesi değiştirilmiştir. Buna göre; ?Bu madde hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele, atamayı yapacak kurum ve kuruluş tarafından ikinci fıkra uyarınca atandıkları tarihteki eski kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak almakta oldukları aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatları (ek tazminat ve bankacılık tazminatı dahil), makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ek ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi, döner sermaye payı ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı; nakledildiği kurum ve kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan her türlü ödemelerin ( fazla mesai ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutarı herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın ve fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir. İsteğe bağlı olarak, atandıkları kurumdaki kadro unvanı veya pozisyonlarında herhangi bir değişiklik olanlarla, başka kurumlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine son verilir. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (1) sayılı cetvelde belirtilen personel hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır.? Denilerek 4046 sayılı yasanın 22. maddesi yeniden düzenlenmiş ve gerek ek tazminatın ve gerekse bankacılık tazminatının fark tazminat içerisinde değerlendirileceği yasa koyucu tarafından ortaya konulmuştur.

4046 Sayılı yasanın 22. maddesini değiştiren 4971 sayılı yasanın 6. maddesinde yapılan düzenleme ile daha önce fark tazminata dahil edilmeyen, şahsa bağlı hak ve maaş unsuru olarak tanımlanmayan ve maaşın dışında yapılan bazı ödemeler (Örneğin, çeşitli kurumlarda ödenen döner sermaye payları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı kurumlarda ödenen ?Ek Ödeme? veya Milli Eğitim Bakanlığı'nda ödenen ?Ek Ders Ücreti? vb. ödemeler) fark tazminat tanımı içerisine alınmıştır.

Ancak, bu noktada bazı kurumlar, 4971 sayılı yasanın yürürlüğünden önce atanan personel için de 4971 sayılı yasa hükümlerini uygulamaya başlamış ve maaşın dışında yapılan bu tür ödeme unsurlarını da fark tazminat içerisinde değerlendirerek, bu tür ödemeleri kesmiştir.

Bu tür bir uygulama her şeyden önce, ?Kazanılmış Hakların Korunması? ve ?Kanunların Geriye Yürümezliği? ilkelerinin de ihlali sonucunu doğurmaktadır ve bu nedenle hukuka aykırıdır.

Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan 156 sayılı tebliğ de benzer hükümler içermekte ve 4971 sayılı yasanın yürürlüğünden önce atanan personel için de maaş dışında yapılan ek ödemelerin fark tazminat içerisinde değerlendirileceğine ilişkin düzenlemeler içermektedir. Yukarıda da değinildiği üzere böyle bir düzenleme açıkça hukuka aykırıdır ve bu nedenle iptali gerekmektedir.

4971 sayılı yasanın uygulanmasına yönelik olarak Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan 156 sayılı tebliğin (Ek : 2);

I- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (I) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR,

B- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden önce nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler:

Başlığı altındaki 1. maddesinde; ?399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı cetvele tabi olarak görev yapmakta iken 15.8.2003 tarihinden önce 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin 4971 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükmü ve 4603 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi gereğince başka kurum veya kuruluşlara nakledilen personelin, yeni kurum veya kuruluşlara atandıkları tarihteki eski kadrolarında almakta oldukları aylık, ek gösterge, ikramiye, özel hizmet tazminatı, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek tazminat, bankacılık tazminatı ve benzeri adlarla yapılan (fazla mesai ücreti hariç) ödemelerin toplam net tutarının, ilgililerin nakledildikleri yeni kadrolarına ilişkin yapılan her türlü ödemelerin (fazla çalışma ücreti ve fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark aylık dönemler halinde hesaplanarak ilgililere tazminat olarak ödenecektir.? Denilmiş,

II- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (II) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONEL VE KAPSAM DIŞI PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Başlığı altındaki l. Maddesinde ise; ?399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde belirtilen sözleşmeli personel ile kapsam dışı personelden başka kurum veya kuruluşlara nakledilenlerin atandıkları tarihteki eski kadro veya pozisyonlarına ilişkin olarak almakta oldukları sözleşme ücreti, ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye, bankacılık tazminatı ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı, nakledildikleri kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan her türlü ödemelerin (fazla mesai ücreti ve fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutarı herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ilgililere tazminat olarak ayrıca ödenecektir.? Şeklinde açıklamalarda bulunulmuş,

III- ORTAK AÇIKLAMALAR Başlığı altındaki 2. maddesinde ise; ?Nakledildikleri yeni kurum veya kuruluştaki kadro veya pozisyonlara ilişkin olarak yapılan her türlü ödemelerden, fazla mesai ücreti ve fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti dışındaki ödemeler ilgililere yapılacak fark tazminatı hesabında dikkate alınacaktır.? İbarelerine yer verilerek, ödeme unsurları açıklanmıştır. Böylece, 4971 sayılı yasadan önce atanmış personel için yasa geriye yürütülmüş ve aleyhteki hükümlerin geriye yürür bir şekilde uygulanmasına neden olunmuştur.

Oysaki bur tür ödemeler, bir hukuki işleme dayanılarak yapılmaktadır. (Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki ?Ek Ders Ücreti?, maaştan ayrı olarak ve Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak ödenmektedir. Yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı bazı kurumlardaki personele yapılmakta olan ?Ek Ödeme? 4956 sayılı yasaya dayanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, bu ödemeler bir hukuki işlemden doğmuştur ve 4971 sayılı yasanın yürürlüğünden önce atanmış bulunan personele belirli bir süre ödenmiştir. Bu açıdan kazanılmış bir hakkın doğması söz konusudur. Evrensel hukukun temel ilkelerinden olan kazanılmış hakkın, tebliğle veya sonradan yapılacak bir yasal düzenleme ile geri alınması hukuka aykırıdır. Bu, aynı zamanda kanunların geriye yürümezliği ilkesinin de ihlalidir.

4971 Sayılı yasanın yürürlüğünden önce, bulunduğu kurumda fark tazminattan ayrı olarak ödenmekte olan ?Döner Sermaye Gelir Payı? ödemesinin fark tazminat içerisinde değerlendirilerek kesilmesine ilişkin işlemin iptali için açılan davada Ankara 7. İdare Mahkemesi işlemin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. (Ek; 3)

Bu nedenle, tebliğin yukarıda değinilen bölüm ve maddeleri hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir.

Diğer taraftan tebliğin, I- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (I) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR,

A- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden sonra nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler:

Başlığı altındaki 1. maddesi (d) bendinde; ?Şahsa bağlı hak, her bir personel için tebligatın yapıldığı, eski kurumlarıyla ilişiklerinin kesildiği veya yeni kurumlarında göreve başladıkları tarih ile ilgi kurulmaksızın 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreç uyarınca ilgililerin yeni kurumlarına atanmalarına ilişkin onay tarihini izleyen aybaşından geçerli olmak üzere azami üç yıl süre ile saklı tutulacaktır.? Denilmekte ve şahsa bağlı haklar açısından esas alınacak başlangıç tarihi olarak, atama onayının ilgili personele tebliğ ve ilişik kesme tarihi yerine, atama onay tarihi esas alınmaktadır. Yine tebliğin, III- ORTAK AÇIKLAMALAR Başlığı altındaki 4. maddesinde ise; ?Fark tazminatına yönelik eski kadro veya pozisyonun aylık ve diğer mali hakların belirlenmesine esas teşkil edecek atanma tarihinden: ilişik kesme, tebligat veya göreve başlama tarihleri ile ilgi kurulmaksızın 4046 sayılı kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreç uyarınca ilgililerin yeni kurumlarına atanmalarına ilişkin onay tarihi anlaşılacaktır.? Denilmektedir.

Tebliğin yukarıda değinilen maddeleri hukuka aykırıdır.

4046 sayılı kanunun 22. maddesi ikinci fıkrası (Değişik : 27/4/1995 - 4105/4 md.) şöyledir; ?Kamu kurum ve/veya kuruluşlarına atanacak personelin bu maddenin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen durumlarda atamalarının yapılıp,eski kurumları ile ilişkilerinin kesileceği tarihe kadar geçecek süredeki,aylık ücret,sosyal hak ve yardımlar ile her türlü özlük hakları Özelleştirme Fonundan ödenir ve bunlardan T.C. Emekli Sandığına tabi olanların bu süre içinde Sandıkla olan ilgileri devam eder....?

Öte yandan Kamu Bankalarındaki İstihdam Fazlası Personelin, diğer kamu kurum veya kuruluşlarına nakli 4603 sayılı yasanın (4743 sayılı yasa ile değişik) geçici 3. maddesine göre yapılmaktadır. Söz konusu fıkra hükmü şöyledir; ?Devlet Personel Başkanlığı kendisine bildirilen personel listelerini en geç 45 gün içerisinde (Özelleştirme kapsam ve/veya programındaki kuruluşlar hariç) tespit edeceği kamu kurum ve kuruluşlarındaki boş kadro veya pozisyonlara atanmalarını sağlamak üzere ilgili kurum veya kuruluşa gönderir. İlgili kurum ve kuruluş bildirimin ulaştığı tarihten başlayarak en geç 5 işgünü içinde bu personelin atanmalarını yaparak atamalara ilişkin bilgileri Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı ile ilgili Bankalara bildirir. Atama tarihi itibariyle personelin Bankalarla ilişiği kesilmiş sayılır. Personelin atandığı kurumda fiilen göreve başlayacağı tarihe kadar geçen sürede her türlü mali ve sosyal hakları Bankalarca karşılanmaya devam olunur.?

4046 Sayılı yasanın önceki halinde personelin atamalarının yapılıp, eski kurumları ile ilişiklerinin kesileceği tarihe kadar her türlü mali ve sosyal haklarının karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. Burada 4603 sayılı yasada olduğu gibi re'sen bir ilişik kesilmesinden söz edilmemektedir. Bu durumda, atama emrinin ilgilisine tebliğini takiben bir ilişik kesmenin söz konusu olduğu açıktır. Bu durum hukuka da uygundur. Ancak, 4603 sayılı yasa ile personelin atamasının onaylandığı tarihte eski kurumu ile ilişiğinin kesileceği öngörülmüştür. Diğer taraftan yine 4603 sayılı yasada personelin yeni kurumunda göreve başlayacağı tarihe kadar her türlü mali ve sosyal haklarının bankalarca karşılanacağı da hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, bir başka kuruma atandığı konusunda bilgi sahibi olmayan ve bu konuda kendisine tebligatta bulunulmayan personelin bu süre içerisindeki mali hakları nasıl korunmuş olacaktır. Hukuka uygun olan, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkeleri uyarınca da gerekli olan, atama onayının personele tebliği ve eski kurumu ile fiilen ilişkisinin kesildiği tarih itibariyle mali ve sosyal haklarının tespit edilmesi ve maaş nakil ilmühaberinin buna göre düzenlenmesidir. İşlemin 1. aşaması atamanın onaylanması olmakla birlikte, 2. ve en önemli aşaması atamanın personele tebliğidir. Atama onayının personele tebliği ile işlem hukuken tamamlanmakta ve sonuç doğurmaktadır. İlgiliye tebliğ edilmeyen bir atama onayının, kendisi açısından hukuki bir bağlayıcılığından söz edilemez. Atama onayının ilgiliye tebliğinden sonra Devlet Memurları Yasası'nın 62. ve 63. maddelerinde belirtilen süreler içerisinde göreve başlanılmaması halinde atamanın iptali veya görevden çekilmiş sayılma söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla atama onayı ve bu onayın ilgiliye tebliği birbirine bağlı iki hukuki süreçtir. Bu süreç, atama onayının ilgiliye tebliği ile tamamlanmakta ve bu aşamadan itibaren hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle, ilgiliye tebliğ edilmeyen bir atama onayının hukuken tamamlanmış olduğu iddia edilemez.

Kamu bankalarının yeniden yapılandırılmaları ve özelleştirmeye hazırlanmaları sürecinde bir çok personelin atamalarının onaylanmasına karşın, atama emrinin ilgilisine tebliğ edilmemesi nedeniyle 6 aya, 1 yıla varan gecikmeler yaşanmış, bu nedenle 4603 sayılı yasanın geçici 3. maddesi uyarınca; ataması onaylanmış, ancak atama onayı tebliğ edilmemiş personelin, maaş zamlarından yararlanması ve tebliği takiben yeni kurumuna tebliğ tarihindeki maaş unsurları ile nakli sağlanmıştır. Zaten aksine bir uygulama hukuka da aykırıdır.

Kamu bankalarında 31.12.2002 tarihinden sonra memur çalıştırılamayacağına ilişkin 4603 sayılı yasada yer alan düzenlemeye karşın, istihdam fazlası personel olarak nitelendirilen ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmek üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen ve Devlet Personel Başkanlığı'nca yapılan atama teklifi, diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanan yüzlerce güvenlik görevlisinin Bankalarla ilişiği kesilmemiş ve atama onayları kendilerine tebliğ edilmemiştir. 2002 yılında atamaları onaylanan bu durumdaki bir çok personele, atama tebligatı 2004 yılında yapılmaya başlamış ve Maliye Bakanlığı'nın 156 sayılı tebliği uyarınca bu personelin maaş nakil bildirimleri atama onay tarihine göre düzenlenmiş ve bu durumdaki personel maddi yönden mağdur edilmiştir. Oysaki bu durumdaki personele, 2003 ve 2004 yılında gelen maaş zamları ödenmiş durumdadır. Ki hukuka uygun olan da budur. Ancak, Maliye Bakanlığı'nın 156 sayılı tebliğindeki bu düzenlemenin iptal edilmemesi durumunda, bu durumdaki personele ödenen maaş zamlarının faizi ile birlikte ilgili personelden tahsili söz konusu olabilecektir.

Öte yandan, benzer şekilde şahsa bağlı haklar açısından da atama onay tarihinin esas alınması hukuka aykırıdır ve onay tarihinden belli bir süre sonra atama emrini tebliğ eden personel açısından hak kaybına yol açıcı niteliktedir.

Bu nedenle, tebliğin hukuka aykırı düzenleme içeren;

I- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (I) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR,

A- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden sonra nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler: Başlığı altındaki 1. maddesi (d) bendi ile,

III- ORTAK AÇIKLAMALAR Başlığı altındaki 4. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talep edilmektedir.

Bu arada, 4971 sayılı yasanın 4046 sayılı yasada değişiklik öngören ve bir kısmı tebliğe de yansıyan maddelerinde de Anayasa'ya aykırılıklar söz konusudur. Ancak söz konusu Anayasa'ya aykırılıklar Ana Muhalefet Partisi C.H.P. tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmüş durumdadır. 4971 Sayılı yasanın Anayasal denetimi halen devam etmektedir.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİ:

Bilindiği gibi bir idari işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için hukuka aykırılık ve telafisi mümkün olmayan zararların birlikte olması koşulu aranır.

Dava konusu olayda, genel hukuk kurallarına aykırılığın yanı sıra, yukarıda da açıklandığı üzere 4046 sayılı yasanın 22. maddesi açısından da hukuka aykırılık söz konusudur.

Yukarıda da açıklandığı üzere, Maliye Bakanlığı'nca yayınlanan 156 sayılı tebliğ, 4971 Sayılı Yasa'nın 6. maddesinin geriye yürütülmesi sonucunu doğurmakta ve bu yönü ile hukuka açıkça aykırı bir düzenleme içermektedir. Bu nedenle de yürürlüğünün durdurulması ve iptali talep edilmektedir.

Diğer taraftan, 4971 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce yürürlükte olan 4046 sayılı yasanın 22. maddesi ve 4603 sayılı yasanın ilgili maddeleri uyarınca atamaları yapılmış ve göreve başlamış personele fark tazminatı dışında ayrıca ödenmekte olan ?Ek Ders Ücreti?, ?Döner Sermaye Payı? , ?Ek Ödeme? vb. ödemelerin, fark tazminat içerisine alınması ve dolayısıyla elde edilen net ücretin bu ödeme tutarları kadar düşmesi söz konusudur. Günümüz ekonomik koşulları içerisinde, belirli bir gelir ? gider dengesi ile yaşamını sürdüren personelin gelirinin, birden yaklaşık 200-300 milyon TL düşmesi, ödemelerinin aksamasına, bazı taahhütlerin yerine getirilememesine bağlı olarak bir takım sorunlara (Planlanan ödemelerin aksaması suretiyle, icra takibine, bankalardaki kredi kartı ödemelerinin aksamasına bağlı olarak kara listeye alınma vb.) yol açabilecektir.. Kaldı ki Kamu Bankalarında binlerce personelin, hukuka aykırı işlem ve yetki devirleri ile Bankalarından uzaklaştırıldığı, Danıştay 5. Dairesi'nin ......... sayılı kararı ile de ortaya konulmuştur. Yanı sıra bu durumdaki personel 4046 Sayılı Yasa'nın 22. maddesi uyarınca, ücretleri dondurulmak suretiyle yeterince mağdur edilmiş durumdadır. Bu durumdaki binlerce kamu bankası çalışanının söz konusu tebliğe dayanılarak düşürülmesi sonucunu doğuracak maddi zararların telafisinin mümkün olduğu tartışmalıdır. Öte yandan, maddi sorunların yaratacağı manevi zararların telafisi ise mümkün değildir.

Yukarıdaki açıklamalar ve Yüce Mahkemece re'sen dikkate alınacak hususlar gözetilerek; Maliye Bakanlığı'nca yayınlanan 156 sayılı tebliğin ; I. Bölüm B Bendinin 1. , II. Bölümün 1. ve III. Bölümün 2. ve 4. maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talep edilmektedir.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Atama işlemleri 4971 sayılı yasadan önce tamamlanmış bulunan personele, yeni atandıkları kurumlarınca fark tazminatı dışında ayrıca yapılmakta olan ödemelerin, ?Fark Tazminat? içinde değerlendirilmesi yönünde düzenlemeler içeren, ?Kazanılmış Hak? ve ?Kanunların Geriye Yürümezliği? ilkelerine, hukuka, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkelerine aykırı düzenlemeler içeren 156 sayılı tebliğin;

I- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (I) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR,

B- 1.8.2003 tarihli ve 4971 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15.8.2003 tarihinden önce nakledilen personel hakkında yapılacak işlemler: Başlığı altındaki 1. maddesi,

II- 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEYE EKLİ (II) SAYILI CETVELDE BELİRTİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONEL VE KAPSAM DIŞI PERSONEL İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR Başlığı altındaki l. Maddesi,

III-ORTAK AÇIKLAMALAR Bölümünün 2. ve 4. maddelerinde,

Belirtilen düzenlemelerin yürütmesinin durdurulması ve iptaline,

Yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine,

Karar verilmesini,

Arz ve talep ederiz. Saygılarımızla,

Kamu Bankacılığı Derneği

KAMUBANK DER

....... ......

Yön. Krl. Üyesi Başkan Yardımcısı

Ekler :

1 ? Dernek Tüzüğü ve Yetki Belgesi

2 ? 156 Sayılı Tebliğ

3 ? Ankara 7. İdare Mahkemesi Kararı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber