Bekir Bozdağ'dan Batı'ya: Aynı muameleyi görecekler

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yurt dışına kaçan ve FETÖ üyesi olduğu iddia edilen kişileri Türkiye'ye iade etmeyen ülkelere sert çıktı. Bozdağ, "Bizim Yunanistan, Almanya ve başka ülkelerden FETÖ'cü darbecileri istediğimiz hiçbir talebe cevap gelmedi. Sağolsunlar Bulgaristan ve Romanya iade yaptı. Bundan sonra kim bize ne muamele yapıyorsa biz de onlara aynı muameleyi yapacağız. Mütekabiliyet esasına göre karşılığını vereceğiz" dedi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Ocak 2017 17:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bekir Bozdağ'dan Batı'ya: Aynı muameleyi görecekler

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararına ilişkin, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük bir zarar verecek nitelikte bir adımdır. Bunu her iki ülke yetkilileri de yakından görüyorlar. Bunun üzerine biz iade talebini içeren dosyaları tekrar Yunanistan'a ilettik." dedi.

Bozdağ, 24 TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemesi kararına ilişkin değerlendirmesi sorulan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüştüğünü hatırlattı.

Görüşmelere ilişkin basına yansıyan açıklamalarda, darbeci askerlerin Türkiye'ye iadesi hususunda olumlu gelişmelerin olacağını gördüklerini ancak en son kararın olumsuz yönde olduğunu anımsatan Bozdağ, şunları dile getirdi:

"Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere gerçekten büyük bir zarar verecek nitelikte bir adımdır. Bunu her iki ülke yetkilileri de yakından görüyorlar. Bunun üzerine biz iade talebini içeren dosyaları tekrar Yunanistan'a ilettik. Yeni deliller nedeniyle bir kez daha talebimizi yeniledik, tekrarladık. Bunu da Yunanistan'da iade konusunda işleri yürüten Adalet Bakanlığına ilettik. Onun üzerinden de bunların yeniden değerlendirmesini talep ediyoruz. Bu değerlendirme yapıldıktan sonra iadesi konusunda Türkiye'nin arzu ettiği istikamette bir karar verilmesinin son derece önemli olduğunu her defasında ifade ettik."

Yunanistan'a giden ikinci dosyadan umutlu olup olmadığının sorulmasına karşılık Bozdağ, Türkiye'nin iade taleplerine bugüne kadar pozitif yaklaşım göstermeyen Yunanistan'ın, söylemde iyi olduğunu ancak işin icraat kısmında gerekeni yapmadığını söyledi.

Türkiye'de darbe teşebbüsüne kalkışıldığını, bu teşebbüsün içinde yer alan askerlerin darbe başarısız olunca Yunanistan'a kaçtığını ve yakalandıklarını hatırlatan Bozdağ, olayın çok net ortada olduğunu vurguladı.

Bozdağ, "Şehit ve gazi olan bütün vatandaşlarımızın kanında bunların eli var. Cumhurbaşkanı'na suikaste giden heyetle bunların irtibatı var. İrtibat var, kaldı ki irtibattan öte, darbe teşebbüsünün içinde aktif rol almış olan darbeci askerler. Bir defa burada Yunanistan mahkemesinin verdiği karar, böylesine büyük bir suçu işleyen kişilerin yargılanmasını engellemiştir, ceza almalarını engellemiştir." şeklinde konuştu.

- "'Yargı bağımsız' diyerek bu işin içerisinden kurtulamazsınız"

Geçmişte askeri darbeler yaşayan ve büyük bedeller ödeyen Yunanistan'ın Türkiye'yi anlaması gerektiğini ifade eden Bozdağ, "Sayın Başbakan Çipras da buna vurgu yapan açıklamalar yaptı ama ortaya çıkan karara baktığınız zaman hukuk, yargı bağımsızlığıyla izah edilebilecek bir şey değil. Çok büyük bir suç işlenmiş. Yüzlerce insanın ölümüne ve bini aşkın insanın yaralanmasına yol açmış, burada ortaklığı bulunan kişilerin siz yargılanmasının önünü kesip ceza almalarının, hak ettiği cezayı aldıktan sonra infazının önünü kesip sonra da 'Bizde yargı bağımsız' diyerek bu işin içerisinden kurtulamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.

Bu işin hukuki boyutta yürümediğini, siyasi olduğunu düşündüğünü dile getiren Bozdağ, Batı'nın Türkiye'nin aleyhine çalışan herkesi baş tacı ettiğini belirtti.

Yunanistan'dan 2007'den bugüne kadar istenen 50 kişinin iade edilmediğini hatırlatan Bozdağ, terör örgütü DHKP-C üyelerinin bu ülkede eğitim görüp barındığını, istenilen 24 teröristin de iade edilmediğini kaydetti.

Bozdağ, FETÖ'cü 8 darbeci askerin de iade edilmediğini, bunun Almanya ve Fransa için de böyle olduğunu söyledi.

"Almanya'da spesifik bir örnek de var. NATO'da görev alan 40 FETÖ'cü subay, cuntanın içinde yer almış isimler, bunlar da Almanya'ya iltica etti. Şu ana kadar Almanya'nın bize vereceğine dair bir işaret yok. Bunları istedik mi?" sorusuna Bozdağ, şu yanıtı verdi:

"Türkiye'de yargı süreçleri içerisinde olan herkesi biz zaten soruşturma aşamasında soruşturma makamlarının, yargılama aşamasında da yargılama makamlarının talebi üzerine oradan istiyoruz. Kimileriyle ilgili iade, kimileriyle ilgili yakalanma talebimiz var. Maalesef INTERPOL de şu anda Türkiye'nin Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin yakalanmasına ilişkin çıkardığı kırmızı bülten taleplerini taraflı şekilde reddediyor. Çok net şekilde görüyoruz onu. INTERPOL'ün, sistemi işletip onları aramızdaki anlaşmalar, ilişkiler çerçevesinde koyması gereken usule uygun yürürlüğe koyup bütün dünyaya aranmaları, yakalanmaları, bulunmaları konusunda ilan vermesi, tebligat göndermesi lazım. Bunların gereklerini yapmıyor ve reddediyor. Şimdi Almanya'da veya başka ülkelerde de Fetullahçı Terör Örgütü'ne mensup teröristler, bu örgüt üyesiyken darbeye kalkışan darbeciler, PKK terör örgütü, DHKP-C terör örgütü, ben hatta Türkiye'ye karşı eylem yapmış olmak kaydıyla DEAŞ'tan birisi gitse onun dahi Türkiye'ye iade etmeyeceklerini düşünüyorum çünkü Türkiye'ye kim zarar veriyorsa el üstünde tutulmayı hak ediyor.

Bu, uluslararası hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla izah edilebilecek bir konu değil. Bunun tek nedeni var, Türkiye karşıtlarını himaye etmek."

- "Şimdi iltica kapılarını açıyorlar"

Bozdağ, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye geleceğinin hatırlatılması üzerine NATO'da görevli darbeci askerlerin gündeme geleceğini ve iadesinin isteneceğini ifade etti.

Almanya'nın uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde bu suçların faillerini tereddütsüz iade etmesi gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, "Demokrasiye ve hukuk devletine inanıyorlarsa yapılması gereken, 'Biz bunları himaye etmeyiz, Türkiye'nin iade taleplerini kabul ederiz, iade ederiz'. Şimdi iltica kapılarını açıyorlar. Yani mülteci statüsü verdiğiniz zaman onların iade süreci artık kendiliğinden sona ermiş demektir." diye konuştu.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesinde mesafe alınıp alınmadığının sorulması üzerine de Bozdağ, Obama döneminde bilgi ve belge gönderdiklerine ancak netice alamadıklarına işaret etti.

Obama'nın başkanlığı döneminde konunun zamana yayıldığını anımsatan Bozdağ, kendilerine, "Biz elimizdeki dosyaların sağlam olmasını istiyoruz. Mahkemeye gönderdiğimizde Türkiye adına bu işin avukatlığını biz yapacağız. O yüzden de dosyanın güçlü olmasına önem veriyoruz." denildiğini söyledi.

Bozdağ, "Biz de kendilerine 'Bu dosyadan daha güçlü bir dosya şimdiye kadar olduğunu zannetmiyoruz. Eğer bu dosyadan iade olmayacaksa hiçbir dosyadan kimse iade edilmez. Siz bizim dosyamızı mahkemeye gönderin, mahkeme bunun kararını versin.' dedik. Maalesef o ziyaretten bugüne geçen süre içerisinde dosya mahkemeye intikal ettirilmedi." ifadelerini kullandı.

Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Trump'ın göreve gelmesi üzerine yeni bazı bilgiler, belgeler ve delilleri de ABD Adalet Bakanlığına gönderdik. Yeni bakanın göreve başlamasından sonra da biz yeni delillerle dosyanın bir kez daha ele alınıp olumlu netice vermesi için gayret sarf ediyoruz. Ben ümitliyim. Ümidimi de hala koruyorum. Daha bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmadı, resmi adım atılmadı ama kampanya içinde yer alanların, Başkan Trump'ın bu konuda söylediklerine baktığınızda olumlu bir gelişme olabileceğine dair kanaatimiz güçlendi.

Biz gerekirse ABD'ye bir kez daha gidip yeni Adalet Bakanı'na da Türkiye'nin bu konudaki beklentilerini ve hassasiyetlerini iletmek için bir fırsat buluruz diye düşünüyorum, gidebiliriz."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yurt dışındaki terör örgütü üyelerinin Türkiye'ye iade edilmemesine ilişkin, "Kim bize hangi muameleyi yapıyorsa, bizde bundan sonra onlara aynı muameleyi yapacağız. Kimse bizden, bize yaptıklarının dışında bir muameleyi kendilerine yapmamızı beklememelidir. Mütekabiliyet ilkesi neyi gerektiriyorsa, biz onları uygulayacağız." dedi.

Bozdağ, 24 TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi yerine üçüncü bir ülkeye gönderilmesi ihtimalinin Amerika'da konuşulduğu hatırlatılarak, böyle bir ihtimal görüp görmediğinin sorulması üzerine Bozdağ, "Biz, ABD'nin Gülen'i bize iade etmesini istiyoruz. Bize iade etmesi lazım ki biz onu milletin yargısının önüne çıkaralım. Yaptıkları bütün suçların hesabını millet adına yargımız sorsun ve cezasını da burada çeksin, infaz edilsin. Biz onun için istiyoruz. Başka bir ülkeye gönderilmesi bizim talebimiz değil." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, ABD'nin "Ben bunu ülkemden çıkarıyorum, başka bir ülkeye gönderiyorum" demesinin, onların takdiri olacağını belirterek, hangi ülkeye gönderilirse gönderilsin Türkiye'ye iadesi için yapılması gerekeni yapacaklarını, peşini bırakmayacaklarını vurguladı.

"FETÖ ile mücadelede Türkiye'nin yalnız olup olmadığının" sorulması üzerine Bozdağ, uluslararası toplumun yargı üzerinden yaklaşımına bakıldığında, destek verilmediğinin açık olduğunu kaydetti.

Yunanistan, ABD, Fransa ve Almanya'dan FETÖ üyeleri ve darbecilere dair istenilen taleplere olumlu cevap verilmediğini anımsatan Bozdağ, Bulgaristan'ın bir iade yaptığını, Romanya'nın olumlu yaklaşımda bulunduğunu ifade etti.

Bakan Bozdağ, "FETÖ'yü Batının himaye etmesinin tek nedeni, bu terör örgütünün tıpkı PKK terör örgütü gibi Türkiye devletine, Türk milletine verdiği zarardan dolayıdır. Onlar, onları niye seviyorlar, Türkiye'ye ihanet ettikleri için seviyorlar ve koruyorlar." diye konuştu.

Bu kişilerin iadesinin gerektiğini belirten Bozdağ, "Kim bize hangi muameleyi yapıyorsa, bizde bundan sonra onlara aynı muameleyi yapacağız. Kimse bizden, bize yaptıklarının dışında bir muameleyi kendilerine yapmamızı beklememelidir. Mütekabiliyet ilkesi neyi gerektiriyorsa, biz onları uygulayacağız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Hep beraber arıyoruz"

Bozdağ, Adil Öksüz'ün nerede olduğu sorusuna, "Bu adamı hep beraber arıyoruz." yanıtını verdi.

Gülen ile darbeyi başlatan, darbeyi yönetenlerin irtibatını sağlayan isim olarak Adil Öksüz'ün gözüktüğünü belirten Bozdağ, Öksüz'ün ayrıca darbe öncesi, darbecilerle planlama çalışmalarının içinde yer aldığının görüldüğünü bildirdi.

Öksüz'ün yurt dışına kaçmış olma ihtimali olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, bugüne kadar bu tür iddialarda bulananların verdiği bilgilerin hiçbirinin doğru çıkmadığını kaydetti.

Bozdağ, yurt içinde bir yerde saklı tutulduğuna yönelik kanaati bulunduğunu vurgulayarak, güvenlik güçlerinin Öksüz'ü her yerde aradığını açıkladı.

"15 Temmuz gecesi, bu darbe girişiminde Türkiye'nin içindeki en önemli aktör Adil Öksüz'dü" denilmesi üzerine Bozdağ, "Yok. En önemli aktörlerden birisi." karşılığını verdi.

Bozdağ, itiraflardan bir noktaya varılıp varılmadığının sorulması üzerine, hem örgütün çözülmesi, hem de darbe teşebbüsünün tespiti bakımından bu itirafların önemli olduğuna işaret etti.

- "İçeriye sahte rüya sokuyorlar"

İtirafçılığı önlemek için büyük gayretler gerçekleştirildiğini anlatan Adalet Bakanı Bozdağ, cezaevlerine dışarıdan "sahte rüya" sokulduğunu ve yayıldığını anlattı.

Terörist Fetullah Gülen'in yüz yalan söylediğini, hepsinin ortaya çıktığını ancak yüz birinci yalana da inanıldığını aktaran Bozdağ, insanların "Yüz birinci yalana niye inanayım?" diye kendine sormadığını belirtti.

Bozdağ, FETÖ üyeliğinden cezaevinde bulunanların ailelerine seslenerek, onlardan çocuklarına sahip çıkmasını istedi.

Örgütün, onları avucunun içine aldığını, ayetle, hadisle, Hz. Peygamberin hayatından örneklerle, bugün işledikleri suçlardan daha ağır suçları işlemeleri için gayret gösterdiğini vurgulayan Bozdağ, "Bu örgüte karşı öncelikle bu kişilerin ailelerinin tavır koyması lazım, eğer tavır koymazlar, bu örgütü reddetmezler, bir tavır geliştirmezlerse yarın daha geç olacaktır. Örgüt, daha fazla suç işletmek için, daha büyük işlerde kullanmak için yoğun bir çabaya girmiş durumda." diye konuştu.

- Referandum tarihi

Referandum tarihinin belli olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, tarihin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı üzerine anayasa değişikliğinin Resmi Gazete'de ilan edildiği tarihe göre belirleneceğini kaydetti.

Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanı yarın ilan ederse, imzalarsa o zaman 9 Nisan'a denk geliyor. Daha sonraki bir tarihte onaylar gönderirse 16 Nisan'a denk geliyor." dedi.

CHP'nin değişiklik karşısında anayasa mahkemesine gidecek olmasına şaşırıp şaşırmadığı sorulan Bozdağ, "Ben şaşırmadım. Cumhuriyet Halk Partisi mahkemeyi çok seviyor. Milletle mahkemelik olmayı çok seviyor, devletle mahkemelik olmaya çok seviyor. Bütün meseleleri mahkemede halletmeyi çok seviyor." karşılığını verdi.

Bozdağ, millete sorulması gereken meselelerin, mahkemede halledilmesi yerine milletle halledilmesi gerektiğini belirterek, anayasa değişikliği yapmadıklarını, anayasa değişikliğini halka götürme kararı verdiklerini kaydetti.

CHP'nin halktan korktuğunu söyleyen Bozdağ, bir ümit Anayasa mahkemesinden bir karar çıkarsa, bu işin halka gitmesine engellemiş olacaklarını düşündüklerini ifade etti.

Bozdağ, "Bu işin halka gitmesini engellemek mümkün değil. Artık bu halkın malıdır. Halk bunun ne olacağına karar verecektir, ne olmayacağına karar verecektir. Bu çok net. Halktan korkmaya gerek yok. Bir siyasi parti, herhangi bir meselenin hallinin, halka sorulmasından niye rahatsızlık duyar." değerlendirmesinde bulundu.

- "CHP'nin söyledikleri iftiradır"

CHP'nin "Rejim değişikliği, tek adamlık, parlamentoyu bypass" iddialarının hatırlatıldığı Bozdağ, "CHP'nin bu söyledikleri tamamıyla iftiradır. Bu, sisteme yapılmış bir iftiradır." dedi.

Bozdağ, sistemin tek adamlığı önlediğini de belirterek, yüzde 51'le seçilen birine "diktatör" diyen bir anlayışı Türkiye'de gördüklerini ifade etti.

Sistemin aynı olduğunu da vurgulayan Bozdağ, "Tek fark, şimdi hükümeti halk doğrudan seçemiyor, bundan sonra doğrudan halk seçecek hükümeti. Sandıktan seçecek. Bu, milli iradeyi güçlendirmektir." değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de "öfke" olduğunun belirtilmesi üzerine Bozdağ, MHP tabanı üzerine bir oyun oynandığını kaydetti. Bozdağ, MHP tabanının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na değil, Devlet Bahçeli'ye bakarak, karar vereceğini aktardı.

- "Millet hepimizden daha akıllı"

Meclisi etkileyemeyenlerin halkı etkilemek için gayret gösterdiğini kaydeden Bozdağ, "Bu millet Sayın Kılıçdaroğlu'ndan da daha akıllı, diğer siyasi liderlerden de bizden de hepimizden daha akıllı." diye konuştu.

Bozdağ, referandumda milletin "Evet" kararı vereceğine inandığını ifade ederek, bir tarafta AK Parti, MHP, diğer tarafta HDP, CHP ve diğer terör örgütleri bulunduğunu bildirdi.

Bekir Bozdağ, "Vatandaşımız şuna karar verecek, 'AK Parti ile MHP'nin istediği bir sistem var. O sisteme mi evet diyeceğiz, yoksa CHP, HDP, PKK, FETÖ'nün istediği bir sistem var, buna mı evet diyeceğiz.' Esasında bu referandum biraz da bunun kararını vermek olacaktır." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber