Doçentlerin profesörlük umudu yeni YÖK Yasasında

Haber Giriş : 10 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bakanlıklara bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nde her yıl binlerce uzman doktor yetiştiren klinik şefi doçentler, kadro şartı nedeniyle profesör olamıyor

Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nde, bugüne kadar binlerce uzman doktor yetiştiren doçent kadrosundaki klinik şef ve şef yardımcıları, mevcut YÖK Yasası'ndaki kadro şartı nedeniyle profesör olamıyor. Öğretim üyesi 750 doçent, profesörlük umutlarını yeni YÖK Yasası'na saklıyor.

Türkiye'de halen 51 tıp fakültesinin yanında bakanlıklara bağlı 32 eğitim ve araştırma hastanesinde de tıp alanında uzmanlık öğretimi yapılıyor. Bu hastanelerde klinik şefi ya da şef yardımcısı olarak görev yapan yaklaşık 750 doçent, her yıl binlerce uzman doktor yetiştiriyor. Doçentlerin yetiştirdiği doktorlar ise uzmanlık eğitimi alanlar içinde yüzde 55'lik kesimi oluşturuyor. Yani eğitim ve araştırma hastanelerinde üniversitelerden daha fazla uzman yetişiyor. Türkiye'de sağlık alanında yapılan bilimsel araştırmaların ve dünya çapında yayınlanan bilimsel yayınların yüzde 40'ının bakanlıklara bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nde gerçekleştirilmesi ise bu hastanelerdeki yükseköğretimin önemine ışık tutuyor.

Kriter, kadro değil liyakat olmalı

Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nin öğretim üyesi doçentleri, tüm bu çalışmalarına ve meslektaşlarından yükseköğretim anlamında bir eksiklikleri bulunmamasına rağmen, üniversite hastanesi yerine bakanlığa bağlı hastanede çalıştıkları için profesörolamıyorlar. Kanunların aradığı her şartı yerine getirmelerine rağmen, mevcut 2547 sayılı YÖK Yasası'nın 26. maddesinde kadro şartı arandığı için profesör olamayan klinik şef leri "Bilim adamının yükseltilmesinde esas kriter liyakat olmalı. Bizler yeni kanunla bu haksızlığın giderilmesini istiyoruz" diyorlar.

Üniversitelerde keyfi uygulama
Üniversitelerde de kadro sıkıntısı ve rektörlerin keyfi uygulamaları yüzünden yüzlerce doçent profesör olamıyor. Bir çok üniversitede ideolojik görüntünün bilimsel çalışmanın önüne geçtiği, 'rektörün adamı' görünümündeki kişilerin kısa sürede profesörlük kadrosu aldığı, diğerlerinin ise yıllarca kadro beklediği ileri sürülüyor.

yenişafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber