FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'hayır' deyin

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz darbe girişimi dikkat edin, 'Hayır' diyenler onlarla beraber mi? Ve onlar şu anda dikkat edin, Kandil'den haber gönderiyorlar. FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'Hayır deyin.' Bilesiniz ki 'hayır' diyenlerin şu anda attığı adım budur ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Mart 2017 17:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'hayır' deyin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık mevcut yönetim sistemiyle yoluna devam edemeyeceğini belirterek, "Mevcut sistemde ısrar etmek 'Bu ülke sürekli darbe tehditlerine açık kalsın.' demektir. Mevcut sistemde direnmek Türkiye'yi ekonomik krizlerin pençesine terk etmek demektir. Mevcut sistemi savunmak, bu ülkenin terör örgütleri karşısındaki mücadelesinin başarıya ulaşmamasını istemektir. 'Böyle gelmiş böyle gitsin.' demek, bu millete her türlü zulmü, her türlü yokluğu, yoksulluğu müstahak görmektir." dedi.

Erdoğan, Çekmeköy Taşdelen Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul'un en genç ilçelerinden biri olan Çekmeköy'ün yıldızının, hem doğal güzellikleri hem üretime, istihdama olan katkısıyla giderek parladığını ifade etti.

Bundan 20-30 sene önce mütevazi birer köy olan Çekmeköy'ün mahallelerinin her birinin bugün modern birer yerleşim yeri haline dönüştüğünü aktaran Erdoğan, "Nereden nereye. Çekmeköy aynı zamanda bayrağına, ezanına, istiklaline ve istikbaline sahip çıkmak konusunda da öne çıkan bir ilçemizdir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde Çekmeköy halkının cesaretle sokaklara dökülerek, darbecilerin karşısına dikildiğini ve kahramanlığını tarihe yazdırdığını anlatarak, "Milletimin tüm fertleriyle toplu olarak, Çekmeköylü kardeşlerime de o gece hürriyetlerine, iradelerine, geleceklerine sahip çıktıkları için şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.

Şehitler Tepesi'ni boş bırakmayan 249 şehide Allah'tan rahmet, yaralanarak gazi olan 2 bin 193 vatandaşa da şifa dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ne diyor şair, 'Şehitler Tepesi boş değil / Biri var bekliyor / Ve bir güz nefes almak için rüzgar bekliyor / Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye / Yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli / Kim demiş meçhul asker diye.' Evet 15 Temmuz'da yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli nice kahraman bu ülkeyi FETÖ ihanet çetesine ve onların destekçilerine bırakmamıştır. Tanklara, savaş uçaklarına, helikopterlere, silahlara, üniforma giymiş teröristlere meydanı dar eden bu milletin mensubu olmaktan dolayı ne kadar iftihar etsem azdır. Zira benim milletim İstiklal Marşı'nda ifade edildiği gibi o gece aynen, 'Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.' diyerek F16'ların karşısında durdu, tankların karşısında, o modern silahların karşısında durdu. Niye? Çünkü onlar bir şeye inanmıştı. Şehadet. 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda /Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' diyerek tankların üzerine gidiyor."

- "FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'hayır' deyin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi tankların altında kalan gençlerin, kadınların olduğunu dile getirerek, paramparça olduklarını ama onların sevgili Peygambere en yakın bir makama ulaştıklarını belirtti.

Şehitlerin bir şeye inandığını vurgulayan Erdoğan, Bakara Suresi'nin 154. ayetini okuyarak, şöyle devam etti:

"'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' İşte onlar o yolda yürüdüler. Bu mücadeleyi verirken aynı zamanda demokratik haklarını da koruma altına aldılar. İşte şimdi 16 Nisan, 15 Temmuz'un hesabını sorma günüdür. 15 Temmuz darbe girişimi dikkat edin, 'Hayır' diyenler onlarla beraber mi? Ve onlar şu anda dikkat edin, Kandil'den haber gönderiyorlar. FETÖ, Pensilvanya'dan haber gönderiyor, 'Hayır deyin.' Bilesiniz ki 'hayır' diyenlerin şu anda attığı adım budur ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir. Bunların ta kendisidir. Niye 'evet' diyemiyorlar? Çünkü 'evet' bunların bu ülkedeki geleceğini karartacaktır. Bakın şunu unutmayın, sevgili Peygamberimiz buyuruyor; 'Kişi sevdikleriyle beraberdir.' Sen Kandili mi seviyorsun? Onlarla berabersin. Ne diyor Kandil? 'Hayır'. 'Hayır' diyenler onlarla beraber haşrolunacak. Bu kadar açık ortada. Gerçekler ortada. Şimdi ben size niçin 'evet' dediğimi anlatacağım. 15 Temmuz bu ülkenin maruz kaldığı ilk değil, son ve en kanlı darbe olması sebebiyle ayrı bir yere sahiptir. Türkiye artık her 10 yılda, 15 yılda bir ayağına dolaşan darbe, muhtıra, ekonomik kriz gibi prangalardan kurtulmak zorundadır."

- "Bizi bölemeyecekler"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlığı, Cumhurbaşkanlığı döneminde yaşadığı tecrübelerin kendisine çok şey öğrettiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok şey gördük, çok şey tecrübe ettik. Gördük ki Türkiye artık mevcut yönetim sistemiyle yoluna devam edemez. Mevcut sistemde ısrar etmek, 'Bu ülke sürekli darbe tehditlerine açık kalsın.' demektir. Mevcut sistemde direnmek, Türkiye'yi ekonomik krizlerin pençesine terk etmek demektir. Mevcut sistemi savunmak, bu ülkenin terör örgütleri karşısındaki mücadelesinin başarıya ulaşmamasını istemektir. 'Böyle gelmiş, böyle gitsin.' demek bu millete her türlü zulmü, yokluğu, yoksulluğu müstehak görmektir. Eski Türkiye görüntüleri darbecilerin özlemidir. Terör örgütlerinin özlemidir. Ülkemizi diz çöktürmeye çalışan şer güçlerin özlemidir. Biz asla böyle bir Türkiye görüntüsüne razı değiliz. Milletimizle birlikte büyük Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte güçlü Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte lider ülke Türkiye'yi istiyoruz. Milletimizle birlikte muhasır medeniyetler seviyesinin üstündeki Türkiye'yi özlüyoruz. Bunun için her bir vatandaşımız 16 Nisan'da, sandık başına gittiğinde verdiği oyun ne anlama geldiğini çok iyi bilmelidir."

Recep Tayyip Erdoğan, "Buradan Çekmeköy'den tüm milletime soruyorum. Avrupa'da, dünyanın değişik yerlerinde bizi izleyen milletime, kardeşlerime sesleniyorum. Tek millet için 'evet' mi? Tek bayrak için 'evet' mi? Tek vatan için 'evet' mi? Tek devlet için 'evet' mi?" diye sorarak, "Kardeşlerim, bizi bölemeyecekler." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Koalisyon dönemlerinde milletimizin cebinden çalınan paralar son 14 yılda olduğu gibi yatırıma, istihdama dönüştürülseydi bugün olduğumuz yerin iki kat daha ilerisinde olacaktık." dedi.

Erdoğan, Çekmeköy Taşdelen Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde, Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abhazasıyla Boşnakıyla Romanıyla 80 milyon Türkiye'yi kimsenin bölemeyeceğini anlattı.

Türk bayrağın renginin şehitlerin kanının rengi, hilalin, bağımsızlığın ifadesi, yıldızın da şehitlerin ta kendisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Her şehit bir yıldızdır ve tek vatan, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Şu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulduğu için vatan olmuştur ve tek devlet, bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz var mı? Asla. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletimizin bekası için 'evet'." diye konuştu.

Yeni sistemde cumhurbaşkanı ile başbakanlık görevlerinin birleştiğini kaydeden Erdoğan, "Her ne kadar bunu ana muhalefetin başındaki zat bilmiyorsa da ben buradan hatırlatayım. Ne yapalım öğrenecek. Biz anlatacağız, siz de anlatacaksınız böylece öğrenecek." dedi.

Erdoğan, yeni sistemde cumhurbaşkanının başka partiden başbakanın da başka partiden olma ihtimalinin olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Malum olduğu üzere hala yeni sistemde başbakan olduğunu sananlar var, Onun için buradan bilenlere hatırlatmak, bilmeyenlere öğretmek için anayasa değişikliğinin ne getirdiğini kısaca ifade edeyim. Yeni sistemin en önemli özelliği, yürütme görevini cumhurbaşkanına vererek milletin kime sorumluluk verdiğini, dolayısıyla kimden hesap soracağını netleştirmesidir. Artık koalisyonlar ve bunların yol açtığı krizler sona eriyor. Cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki kavgaların sebep oluğu sıkıntıları geride bırakıyoruz. Cumhurbaşkanının ve Meclis'in görev süresi 5 yıl olarak belirlenerek istikrar güvence altına alınıyor ama başarırsa, kendini sevdirirse, kabul ettirse ikinci bir 5 yıl daha milleten yetki alabilir. Cumhurbaşkanı yüzde 50 artı 1 oyla seçildiği için hiç kimsenin, hiçbir kurumun millete rağmen herhangi bir tasarrufta bulunma imkanı kalmadı."

"Bu sabah ana muhalefetin başındaki zat, Karadenizli hemşehrilerimi toplamış onlara kahvaltı veriyor. Orada diyor ki 'artık Meclisin bütün yetkileri elinden alınıyor' " diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:

"El insaf, oku. Oku ama maalesef, hani ilkokulda bize bir alfabe dağıtmışlardı, ne diyordu onda? 'yat yat uyu, uyu uyu yat'... Bu şekilde okuma olur mu? Şimdi devran değişti. Şimdi hem okuyacağız hem çalışacağız. Dedemiz Fatih karadan gemileri yürüttü biz de Marmaray'ı Boğaz'ın altından götürdük, Avrasya'yı Boğaz'ın altından götürdük 'evet' bu demektir. 'Hayır' diyenler Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün direklerini bombalamak için denizden yola çıktılar. Bunların bu ülkede dikili ağacı yok. Üst üste koydukları taşları yok. Bunların millete karşı sorumluluğu yok. Biz, 'yasama organı olan Meclisin kanun yapma yetkisi vardır' diyoruz. Bu ise çıkıp güpegündüz yalan söylüyor, 'yoktur' diyor. Her şey ortada, metin ortada, şu metni oku, 18 madde. Şimdi ben bu meydandaki tüm kardeşlerime sesleniyorum, Sizlere dağıtılan bu 18 maddelik metni okuyun, her şey orada var. Millete karşı sorumlu olan Cumhurbaşkanı, ne kendisi millete rağmen herhangi bir adım atabilir ne de böyle bir yanlışa izin verebilir."

Erdoğan, eskiden hükümetlerin kanun tasarısını hazırlayıp Meclisin bunları onayladığını şimdi ise sadece milletvekillerinin kanun teklifi verebildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı ve hükümet üzerindeki denetim yetkisi perçinlenen, üye sayısı 550 den 600'e çıkan Meclisin daha da güçlendiğini belirten Erdoğan, "Bu sabah diyor ki '550'den 600'e çıkacak' diyor. '550 bize yetmedi mi?' diyor, 'bize 450 bile fazla' diyor. Bu ana muhalefetin başındaki zata şunu söylemek lazım, temsilde adalet denen bir şey var, işte bu anayasa bunu getiriyor. Sen şu Avrupa ülkelerine bir bak, Almanya'da Alman parlamentosunda kaç milletvekili var bir bak, oradan bir ders al. Bizde senato ve milletvekilinin olduğu dönemde rakam 600'ün üzerineydi, o zaman kontenjan senatörleri vardı 15 kadar. 150 kadar aynı zamanda o dönemde senatör vardı, çift kamaralıydı, senatör ve milletvekili. Şimdi biz bunu ne yaptık 600. 600 de tek kamara sadece milletvekili ve kanun yapma yetkisi onların." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, yargıyı tarafsızlıkla güçlendirdiklerini, tahkim ettiklerini dile getirerek, yargıda attıkları bu adımın yanında yüksek yargı organlarının teşkilinde Cumhurbaşkanını ve Meclise de söz hakkı tanındığını, yargı ile millet arasında bağın güçlendirildiğini dile getirdi.

"Ey ana muhalefetin başındaki zat, biliyor musun şu anda 4 Hakimler Savcılar Kurulunun üyesini Cumhurbaşkanı atar, 7 tanesini Meclis seçer, atar. Bunu da öğren olur mu?" diyerek, "Dışarıdan atanacak olan bakanlar var ya onlardan atanacak" dedi.

Yeni sistemle amaçlarının yürütmede istikrar sağlayarak ülkenin darbeler, terör, ekonomik krizler, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda ortaya çıkacak sorunlar karşısındaki dayanıklığı artırmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, böylece ülkeyi daha güvenli hale getirirken milletin de refahını, zenginliğini, mutluluğunu artıracaklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin "Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, milletin karnını mı doyuracak" dediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Evet yeni sistem milletin karnını doyuracak, nasıl mı? Sizlere ve bu soruyu soranlara anlatayım, ülkemizin koalisyon hükümetleri döneminde ortalama büyüme oranı yüzde 4 iken tek parti iktidarları döneminde bu oran yüzde 5,9. Başka ifadeyle şayet Türkiye son 25 yıldır cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetiliyor olsaydı ekonomik açıdan bugünkünden iki kat daha büyük olacaktık, iki kat daha zengin olacaktık. Koalisyon dönemlerinde milletimizin cebinden çalınan paralar son 14 yılda olduğu gibi yatırıma istihdama dönüştürülseydi, bugün olduğumuz yerin iki kat daha ilerisinde olacaktık. Koalisyon dönemlerinde tek parti yıllarına göre faizlerin dört kat, bugünküne göre de 10-11 kat fazla olduğunu görürsünüz. Eğer faiz giderlerinin milli gelire oranı, biz iktidara gelmeden önce 2002 seviyesinde olsaydı 1 trilyon 800 milyar lira faiz ödemesi yapardık. Bu dönemde faiz yükümüz 700 milyar lirada kaldı. Aradaki 1 trilyon 100 milyar liraya ne oldu? O para altyapı olarak, eğitim, sağlık, sosyal yardım olarak milletin hizmetine sunuldu. Bize düşman olanların kuyruk acısı kendi ceplerine atmak istedikleri bu 1 trilyon 100 milyar lirayı milletimizin cebine aktarmış olmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü biz, faiz giderleri biz geldiğimizde yüzde 63'tü devletin borçlanma faizi. Biz bunu tek haneli rakama düşürdük, aradaki fark ne oldu? Milletin cebinde kaldı. 1994 krizini, 2001 krizini hatırlıyorsunuz değil mi? Dünyada hiçbir şey yokken kendi kendimize çıkardığımız ve ağır kayıplara uğradığımız krizlerdir. Bu krizlerin kimlerin kaybettiğini kimlerin kazandığını milletimiz çok iyi biliyor. Bir gecede faizin yüzde 7 binlere çıktığı dönemler."

Erdoğan, 2003 yılından beri para musluklarının nerelerden kesilip hangi hizmetlere aktarıldığını milletin çok iyi bildiğini dile getirerek, ülkeye yılda gelen uluslararası sermaye miktarının 1 milyar doları bile bulmadığını söyledi.

Bu rakamın geçen 14 yılda ortalama 13 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Erdoğan, ülkede istikrar, güven ortamı olunca yatırım da istihdamın da ihracatın da gerçekleşeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimler 'hayır' diyor? Kandil 'hayır' diyor. PKK'nın, bölücü terör örgütünün yönetici kadroları 'hayır' diyor. Açıklamaları bu istikamette; '(hayır) deyin'. Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şerif'inde şöyle buyuruyor; 'Kişi sevdikleriyle beraberdir'. Eğer bunlarla beraber hareket etme noktasına düşersek vay halimize. Bunlar bu ülkeyi bölmek istemiyorlar mı? Bunlar bu ülkede kan gövdeyi götürsün istemiyorlar mı?" dedi.

Erdoğan, Çekmeköy Taşdelen Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi son 14 yılda 3 kat büyüttüklerini, kişi başına düşen milli gelirin eskiden 3 bin 500 dolar olduğunu, şimdi ise bu rakamın 11 bin doların üzerine çıktığını söyledi.

Amaçlarının 2023'e kadar Türkiye'yi üç kat daha büyüterek dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun için güçlü karar alma ve uygulama mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin ülkedeki siyasi tablonun ne kadar kırılgan olabileceğini herkese gösterdiğini dile getirerek, "1 Kasım'da yeniden durumu toparladık ama bir daha aynı tehlikeyi kim göze alabilir? Cumhurbaşkanlığı Sistemi siyasette ve ekonomide istikrarı sağlayarak son 14 yıldaki bu güzel tabloyu kalıcı hale getirecektir. Varsın kriz tacirleri bize düşman olsunlar. Bize milletimizin sevgisi, teveccühü, hayır duası yeter." ifadesini kullandı.

Çekmeköy'de 215 milyon liralık yatırımın resmi açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, "Eğitimde, kamuda hayırsever eliyle yapılan yatırımlar. Bu okulların bir çoğu ki en büyüğü 15 Temmuz şehidimiz Ömer Halisdemir'in adının verildiği lise. Sağlık da aynı şekilde. Emir Sultan ve Nişantepe camilerinin açılışlarını da bugün yapıyoruz. Büyükşehir Belediyemiz kapalı pazar yeri, dere ıslahı, atık su kanalı, yol çalışmalarını tamamladı. Çekmeköy Belediyemiz gençlik ve kültür merkezi, sosyal tesisler, parklar, yeşil alanlar, spor sahaları, gezi alanları, yollar, kanallar inşa etti. Tüm bunların açılışını bugün yapıyoruz. Böylece 215 trilyon liralık eser ve hizmeti sizlerin hizmetine sunuyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kimler 'hayır' diyor? Kandil 'hayır' diyor. PKK'nın, bölücü terör örgütünün yönetici kadroları 'hayır' diyor. Açıklamaları bu istikamette; '(hayır) deyin'. Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şerif'inde şöyle buyuruyor; 'Kişi sevdikleriyle beraberdir'. Eğer bunlarla beraber hareket etme noktasına düşersek vay halimize. Bunlar bu ülkeyi bölmek istemiyorlar mı? Bunlar bu ülkede kan gövdeyi götürsün istemiyorlar mı? Bizim Güneydoğu Anadolumuzu, Doğu Anadolumuzu ne hale getirmek istediler görüyorsunuz ama ne yaparlarsa yapsınlar, bunlara oraları dar ettik, dar edeceğiz. Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Bestler Deresi'nde hangi ine girerlerse girsinler, biz askerimizle, polisimizle, korucumuzla oradayız. Oraları bunlara dar edeceğiz. Bunlar 15 Temmuz'da FETÖ ile birleşerek, bu ülkede bizi birbirimize kırdırmadılar mı? 249 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. İşte 15 Temmuz'daki bu tablonun faturasını, inşallah cevabını, 16 Nisan'da bunlara vermek suretiyle hesabını soracağız. Buna hazır mıyız? İşte evet bu. Evet barıştır. Evet sevgidir. Evet yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmektir. Bir olacağız, iri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Evet bu. Bundan taviz yok."

Seçime 37 günün kaldığını hatırlatan Erdoğan, vatandaşlara seslenerek, "Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Buradan memleketi, tüm yakınlarımızı telefonla arayarak onları 'evet'e davet etmeye var mıyız? Dualarla inşallah 16 Nisan'a yürüyeceğiz. Hiç endişeniz olmasın, biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz." dedi.

Erdoğan, daha sonra açılışa katılan vatandaşlarla "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının mısralarını okudu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber