'Tuğgeneral Gürler 'kayıtları durdurun' talimatı verdi'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar'daki yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin soruşturma sonunda biri sivil, 127'si asker olmak üzere 54'ü tutuklu toplam 128 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Mayıs 2017 15:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Tuğgeneral Gürler 'kayıtları durdurun' talimatı verdi'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin tüm ayrıntılara yer verildi.

Darbe girişimi öncesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlıgı ve Harp Akademileri Komutanlıgında gerçeklestirilen toplantılar ve yapılan hazırlıklarla ilgili bilgiler bulunan iddianamede, süphelilerin darbe kalkısmasına istirakleri ve kalkısma esnasında üstlendikleri görevler de anlatıldı.

1. Ordu Komutanlıgının bulunduğu Selimiye Kıslasının tarihi ile komuta kademesi ve bağlı birimlerden bahsedilen iddianamede, kalkısma esnasında Istanbul'daki faaliyetlerin 1. Ordu Komutanlıgı Harekat Merkezinden koordine edildigi ve kalkısma esnasında buranın adeta karargah olarak kullanıldıgı vurgulandı.

Kalkışma günü mesai saatleri içinde ordu karargahı ve Selimiye Kıslası içerisindeki faaliyetlerin rutin olarak devam ettigi, herhangi bir olagan dısı hareketliligin yasanmadıgına dikkat çekilen iddianamede, kalkısmaya istirak eden karargahta görevli personelin bir kısmının mesaiyi normal sekilde terk ettigi ancak tahminen saat 21.00'den itibaren geri dönüp faaliyetin içerisinde yer aldıkları anlatıldı.

İddianamede, 1. Ordu Komutanlıgı Harekat Kurmay Yarbaskanı olan ve hakkında başka bir soruşturma kapsamında dava açılan Tuğgeneral Eyyup Gürler'in, Harp Akademileri ogrencisi olan supheliler Murat Ilhan, Muhammer Karaman, Batır Alp Cakır ve başka dosya şüphelisi Mehmet Akif Aslan'ı, 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Umit Dündar'ı ikametinden alarak derdest etmekle gorevlendirdigi belirtildi.

Karargahta görevli şüpheli tanık ve diğer personelin de ifadelerine yer verilen iddianamede, hakkında başka bir dosya üzerinden soruşturma yürütülen 1. Ordu Komutanlığı Lojistik Başkanı Kurmay Albay Nihat Aksüt'ün 15 Temmuz akşamı saat 22.40 sıralarında kedi aracıyla yola çıktığını, yoldayken arayan İstihbarat Başkanı Kurmay Albay Alaettin Koç'a, harekat merkezini aradığında kendisine sıkıyönetim ilan edildigini söyledigini anlattığı bildirildi.

İddianamede, Aksüt'ün saat 23.00'te kıslaya geldiğini, burada egitim elbiseli subaylara nereden ve hangi maksatla geldiklerini sorduğunu, bu kişilerin de Harp Akademileri Komutanlığından destek için geldiklerini söylemeleri üzerine durumdan şüphelendiklerini beyan ettiği belirtildi.

Aksüt'ün Genelkurmay Başkanlığından gelen emri sorduğunu ve kendisine verilen bu emri okuduğunda son sayfasında imza hanesinde Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile Tuggeneral Erhan Çaha'nın adını gördüğünü söylediğine işaret edilen iddianamede, Aksüt'ün şu beyanlarına yer verildi:

"Bu iki general cemaate yakın olarak bilinen ve tanınan kisiler oldugu için şüphelerim artmaya başladı. Genelkurmay Başkanlığında neden bir tuggeneral imzalamıs diye seslice sordum, etraftan cevap veren olmadı. Bu durumda Kurmay Başkan Vekilinin odasına tekrar çıktım. Kendisi odasındaydı. Durumu ve süphemi anlattım. 'O iki generalin cemaate yakın oldugunu ve imzanın bir tuggenerale ait oldugunu bu durumun normal olmadıgını' söyledim. 'Bu durumun içerisinde olmamak için karargahtan çıkmamızın uygun olacagımı' söyledim, emrini sordum. Herhangi bir emri ve duruma yönelik bir degerlendirmesi olmadı. Bu arada Kurmay Albay Alaettin Koç da harekat merkezine geldi. Hemen yanına giderek, süphemi ifade ettim. Kendisi de Genelkurmay Başkanlığından gelen emri okudu ve aynı kanaate sahip oldu. Beraberce Harekat Kurmay Yarbaşkanı Eyyüp Gürler'in yanına çıktık, Albay Koç ile birlikte endisemizi kendisine ilettik, Albay Koç, 'durumun normal olmadıgını, sıkıyönetimin ancak Hükümet veya Meclis tarafından ilan edilebilecegini' söyledi.

Harekat Kurmay Yarbaşkanı Gürler ise Genelkurmay Başkanlığından emir geldiğini ve bu nedenle mutlak itaat edilmesi gerektigini söyledi. Bunun üzerine Albay Koç ile birlikte tekrar İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yüksel Durak'ın odasına gittik ve degerlendirmemizi ve süphemizi kendisine tekrar anlattık. 'Burada kalmaya devam edersek bu gayriyasal durumun içinde oldugumuzun algılanacagını' ifade ettik. Albay Alaettin Koç'la yaptıgımız degerlendirme sonucunda yanımızda tabanca olmadıgından müdahale etmemizin mümkün olamayacagını düsünerek, karargahtan derhal ayrılmaya karar verdik ve ayrıldık."

İddianamede ifadelerine yer verilen ve başka bir dosya üzerinden soruşturması süren 1. Ordu Komutanı Istihbarat Başkanı Kurmay Albay Alaettin Koç da darbe akşamı Harekat Merkezine gidip sıkıyönetim emrini okuduğunda kuvvet karargahlarına Tuggeneral seviyesinde karargah sorumlusu altında görevlendirmeler yapıldıgını gördüğünü anlatarak, "Tamamını okumadan imzalı kısma baktıgımda, emrin Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından imzalandıgını gördüm. Bunun üzerine süphelendim ve yakınımda bulunan Lojistik Başkanı Kurmay Albay Nihat Aksüt'e 'emrin uygun olmadıgını bir anormalligin oldugunu' söyledim. O da endiselerini belirtti." dedi.

Aksüt'le karargahtaki Kurmay Başkan Vekili olan İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yüksel Durak'ın makam odasına giderek bu endiseleri ilettiklerini anlatan Koç, buradan çıkıp harekat merkezine girdikleri sırada Eyyüp Gürler'in arkasından seslenerek "bana niçin kulak vermiyorsun?" dediğini, kendilerinin de durumu anlamaya çalıstıklarını söylemeleri üzerine, Gürler'in "tam itaat, tam itaat" diyerek, odasına çağırdığını kaydetti.

Koç, ifadesinde burada durumun normal olmadığına karar verdikten sonra, saat 23.55'te karargahtan ayrıldıklarını anlattı.

- Kamera kayıtları saat 22.54'ten itibaren durduruldu

İddianamede, soruşturma aşamasındaki ifadesine yer verilen uzman çavuş Selçuk Atasever de 15 Temmuz'da Görüntü Izleme Merkezinde nöbetçi olduğunu belirterek, saat 22.00 sıralarında Piyade Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın Görüntü Izleme Merkezine gelip "Çocuklar tatbikat var. Nizamiyeye bilgi verin, polisleri içeri almasınlar." şeklinde emir verdiğini aktardı.

Bu esnada koridorda üniformasını giyen bir kişiyle Görüntü İzleme Merkezine gelen Tuggeneral Eyyüp Gürler'in kendilerine "kayıtları durdurun" talimatı verdiğini bildiren Atasever, verilen emirler doğrultusunda saat 22.54'te kayıtları durdurduğunu dile getirdi.

İlerleyen saatlerde kendisini Yüzbaşı Baturalp Çakır diye tanıtan kisinin "her sey çok güzel olacak, sehitlerimizin kanı yerde kalmayacak" dediğini, bunun sebebini sorduklarında "sizin haberiniz yok mu? TSK yönetime el koydu" ifadesini kullandığını söyledi.

- "Özel durumlarda ayrıntı aranmaz"

İddianamede, soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan Albay Senol Onuralp'in de beyanlarına yer verildi. Onuralp, ifadesinde sıkıyönetim mesajının imza hanesinde Tuggeneral Partigoc'ün imzasını gördüğünde, bu işin bir düzmece olduğunu anladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu isin bir duzmece oldugunu ve yasal bir faaliyet olmadıgını anladım, etrafımdakilere 'Bu mesaj yasal bir mesaj degil, sıkıyonetim bu şekilde ilan edilmez' dedim. 1. Ordu Komutanlıgı Harekat Kurmay Yarbaskanı Tuggeneral Eyyup Gurler'e giderek, 'bu mesaj uygun bir mesaj degil, buna gore islem yapılmaz, ayrıca sıkıyonetim hukumet tarafından ilan edilir. Bu mesajın altında bir tuggeneral imzası var' dedim. Bana 'bunlar özel durumlar, özel durumlarda ayrıntı aranmaz. Biz geregini yapıyoruz, birliklere gerekli talimatları verdik, faaliyetler basladı, endise edecek bir sey yok. Bu konuda Ordu Komutanı ile Kurmay Baskan Vekilinin bilgisi var' dedi."

- "Helikopter gelirse atıs serbest" mesajı

Şüphelilerin eylemlerinin anlatıldığı iddianamede, olay tarihinde 1. Ordu Komutanlıgında Plan Harekat Sube Muduru olarak gorev yapan şüpheli Kurmay Yarbay Serkan Cetin Akbaş'ın darbe kalkısmasından onceden haberdar oldugu, bu nedenle olay gunu nobetci olmamasına ragmen mesai bitiminde kısladan ayrılmadıgı belirtildi.

Şüphelinin darbe kalkısmasına iliskin haberleri televizyondan izlemesi, Harp Akademilerinde gorevli rutbeli personellerin harekat merkezine gelerek Eyyup Gürler ile Istanbul haritası uzerinden planlama yaptıklarını gormesi ve sıkıyonetim direktifine iliskin mesajdan haberdar olmasına ragmen Tuggeneral Eyyup Gürler'in emir ve talimatlarını yerine getirmeye devam ettigi vurgulanan iddianamede, Akbaş'ın harekat merkezindeki faaliyetlerinin planlanmasına ve planların uygulamasına fiilen katıldıgı ifade edildi.

İddianamede, Akbaş'ın şüphelilerden Ahmet Ertekin'e "Helikopter Gelirse Atıs Serbest" seklinde mesaj gondererek, darbe kalkısmasına bilerek ve isteyerek istirak ettigi bilgisi verildi.

- "Rutbelilerle bunun ne oldugunu anlamaya calıstık"

Ordu Komutanlığı Harekat Merkezindeki görüntülerine de yer verilen şüpheli Aktaş'ın savunması da iddianamede yer buldu.

Aktaş, savunmasında, kalkışmadan haberinin olmadığını ve Tuğgeneral Eyyüp Gürler'n emri üzerine kışlaya geldiğini savunarak, şunları söyledi:

"Belli bir sure sonra televizyondaki haberlerde, Bogaz Koprusu'nun askerler tarafından kapatıldıgım gordum. Oradaki rutbelilerle bunun ne oldugunu anlamaya calıstık. Avrupa yakasında olan Harp Akademilerinden bir grup geldi. Grupta Ahmet Albay, bir Binbası ve yuzbasılar vardı. Grup 12-13 kisi kadardı. Gruptakiler, bizimle muhatap olmadılar. Bir süre sonra yanlarına gittigimde, gruptakilerin Eyyüp Gürler pasayla Istanbul haritası uzerinden planlama yaptıklarını gordum. Gelen gruptaki ogrenci subaylara birlikleri dagıttılar. Birliklerle irtibata girmeleri istendi."

Aktaş, bunun bir tatbikat olduğunu düşündüğünü iddia ederek, "Eyyüp Gürler pasa 'Trakya'daki birliklere mesaj cekin Istanbul'a gelsinler' dedi. Mesajı once Ugur Yarbay cekmeye calıstı, ancak o cekemedi. Yüzbaşı Ismail Arı hazırlayarak, Eyyup Gürler pasayla birlikte mesajı cektiler." ifadesini kullandı.

İddianamede, şüphelilerden Kurmay Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın darbe kalkısmasına bilerek ve isteyerek istirak ettigi bildirilerek, şüphelinin FETÖ'nün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıgı, yapılan aramada da iki adet 1 dolar ele gecirildiği bilgisi verildi.

Murat Paksoy

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber