Ekonomide sıkıntılı bekleyişlerin 'Nisan'ı

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 02 Nisan 2007 11:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Atilla Yeşilada

Nisanı sıkıntılı bekleyişle geçireceğimizi tahmin ediyorum. Dış dünyadan sert şoklar gelmesi çok olası değil, ama taze para da gelmez.

Ekonomi hafiften seçim yılının stresini göstermeye başlıyor. Fiyatlar üstünde en büyük etkiyi politika yapacak. Cumhurbaşkanlığı, sözde Ermeni soykırımı tasarısı ve belki de Kerkük yönümüzü belirler. Bu hafta ise enflasyon ve eğer açıklanırsa mart ayı nakit bütçesi önemli.

Cuma günü açıklanan ABD harcama ve çekirdek tüketici harcamaları deflatörü küresel manzarayı çok iyi özetliyor: Ekonomik büyüme taş gibi, bu sene yine yüzde 4-5 çıkarak bizim gibi gelişmekte olan piyasalara (GOP) destek verir. BoJ hariç tüm merkez bankaları hâlâ faiz artırmaya meyilli. Olsun, GOP'lar yüksek faiz-büyümeyi resesyon veya deflasyona tercih eder.

DAHA FAZLA SICAK PARA GELMEZ

Tüm bunlar bize yeni finansal sermaye yağmasına yeter mi? Hayır. Tüm yabancı kurum raporları fiyatların çok pahalı olduğunda hemfikir, zaten İMKB'nin yüzde 70'i yabancıların elinde. Alım yapacak fırsat kalmadı. Ayrıca finansal kırılganlık azalmıyor. ABD'de subprime krizi bitmek bir yana, diğer kredi kategorilerine de bulaşabilir. Doların yavaşlayan ekonomiden dolayı gevşemesi, "carry trade" has oğlanı yenin yükselmesi demek. İran gerginliği, haftasonunda patlak veren ABD-Çin ticaret savaşı bu kırılganlıkları çalkantıya dönüştürebilir. Mülayim senaryoda, Türkiye'ye çok fazla taze para girmez, ama pozisyonlar korunarak Cumhurbaşkanlığı beklenir.

Ekonomiden hoş sinyaller gelmiyor. Şubat dış ticaret açığı beklentiler doğrultusunda. İhracat hacmi hâlâ ithalattan çok daha hızlı artıyor, ama ocak açığına yapılan 800 milyon dolarlık ilave, kafaları bozdu. Eğer petrol fiyatları çok yüksek seyreder veya YTL daha da değerlenirse; cari açıktaki daralma durabilir bile. Cari açık Polyannaları artık "N'olur canım, hepsini yabancı doğrudan sermaye finanse ediyor" demeye başladı. Evet, bu harika bir şey, daha fazlası gelir inşallah, ama cari açığın finansmanı ile ödemeler dengesi krizi aynı şey değil. Sisteminizdeki sıcak para Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) kullanılabilir rezervlerinin 2.5 misliyse, rüzgara karşı iç çamaşırı giymeden jimnastik yapıyorsunuz demektir.

SEÇİM KIRILGANLIKLARI BAŞLADI

Mart enflasyonu kısa vade fiyatlamada en önemli unsur. Piyasa kendini yüzde 1,02'ye şartladı TÜFE'de. Bu rakamın altına inilmesi olasılığı var, bu durumda DİBS'ler yüzde 19'u kırabilir. Ama TÜFE yüksek çıkarsa; TCMB faiz indirimini unutun. Enflasyon yıllık bazda yüzde 11'i aşar, çok umut bağlanan "baz etkisi" çıktığında bile trend yüzde 9'a çıkar ki, bu faiz artırımı bile gerektirebilir. Mart bütçesi de bu sefer mercek altında. Faiz dışı harcamalarda artış devam ederse; piyasalar artık bu gelişmeye sağır kalamaz. Enflasyon sonrası bir kez daha yazmak kaydıyla, seçim kampanyası artık ekonomide ufak çaplı kırılganlıklar yaratmaya başladı derim.

Fiyatlara en büyük etkiyi politika yapacak. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olması daha önce savunduğumun aksine piyasaları telaşlandırabilir. Merkezci bir aday ise bizi uçurur. Ay sonuna doğru sözde Ermeni soykırımı tasarısının akıbeti belli olur. Burada ABD ile papaz olma olasılığı en az yüzde 50. Kerkük'te Araplara göç kararı çıktı. Eğer Kürtler baskıyı artırırsa, Irak'la da aramız bozulabilir. Yabancı yatırımcıların daha fazla mal taşımaya iştahı kalmadığı varsayımıyla bu manzara sıkıntılı bekleme demek. Bekleme sonunda ya bir kademe daha yukarı gideriz, ya da genel seçimler ve Kerkük referandumuna kadar sürecek ayı kendi kendini gösterir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber