Bürokratlar kendi hatasını ödeyecek

can aksın

?Oh!..? nihayet yazıp durduğum bir konu gerçek oluyor.

?Kamuyu zarara uğratanlar, zarar faturasını kendilerinin ödeyeceği? yasa Resmi Gazete'de yayınlanarak yürülüğe girdi.

Aylardır, yıllardır, ?eli taşın altında olmayan? bürokratların bu ülkeye verdikleri zararların, kendileri tarafından ödenmemesinin, her zarar sonrası bu kişilerin, tam tersine neredeyse ?ödüllendirilmesinin?, Türkiye'yi bir türlü istediği noktaya taşıyamadığını yazdım durdum. Bir ara bürokratların ?vereceğin zararları sen ödersin? korkusuna girip, ?imza atmaktan çekineceği? sıkıntılarını da ?anlayışla? karşıladım. Belki bu kez ?kılı kırk yararak? imza atacaklar ama olsun.

Bürokratların ?beceriksizlikten? ya da ?bile bile devleti zarara sokma? uygulamalarının bedelini, onlar ödemiyor, onların zararını, bütün Türk halkı ödüyordu. Artık ödemeyecek. Hatayı yapan ödeyecek. Bu yasa, ?halkın ödeyecek hali kalmadı? diye mi çıkarıldı acaba? Bu halk çok bedel ödedi. ?Mavi Akım? davasında öyle olmadı mı? Devleti ?60 milyon dolar?, yaklaşık 90 trilyon lira zarara uğratarak, ?görevini kötüye kullananlar?, 6 milyon 46 bin lira, ?ağır para cezası? ile neredeyse ödüllendirildiler.

Devletin zararı 90 trilyon lira, zararı verenlerin ödeyeceği ceza 6 milyon 46 bin lira geriye kalan parayı sen, ben, bu devletin ?namusuyla çalışan? vatandaşları ödedi. Demirbank olayı, benim çok yakından şahit olduğum bir ?bürokrat hatası? olayıdır. Bir Merkez Bankası ?kötü yönetimi? olayıdır. Bunu yıllarca önce yazdığım gazetelerde de gündeme getirdim. Daha sonra Danıştay Savcısı Celalettin Özkan, BDDK'nın ?Demirbank'a el koyma kararının iptal edilmesini? isteyerek benim görüşüme destek verdi. Devlet Denetleme Kurulu'nun raporlarında da, Demirbank'ın ?işbirliği? yapılarak ve ?elbirliği? ile, en büyük devlet tahvili alıcısı olduğu bir sırada bilinçli bir şekilde batırıldığı vurgulandı.

Adalet geç işledi ama sonunda işledi. Hem Demirbank'ın, hem de Kentbank'ın BDDK tarafından, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devri iptal edildi. Bu bankaların eski sahiplerine verilmesinin yolu açıldı ama ortada ne Demirbank vardı, ne de Kentbank. Bankalar olmayınca, demek ki, bu bankaların eski sahiplerinin ?tazminat alma hakkı? doğacak. O gün ?görevlerini kötüye kullanarak? bu bankaları ?zor duruma? düşürenler ve Fon'a devredilmesini sağlayanlar, şimdi ne yapıyorlar? Örneğin o sırada, Türkiye'nin en önemli kuruluşu olan Merkez Bankası'nda, ?para politikası ve piyasalardan sorumlu? Başkan Yardımcısı, olan ve politikası daha sonra, tam tersi olan, ?İstediğiniz kadar Hazine Bonosu alın, sonuna kadar fonlayacağım ve sonuna kadar arkanızda olacağım? diyen zat-ı muhterem, şimdi hangi görevde ve o gün, ?likiditeyi sonuna kadar kısarken? görevinin gereğini mi yapıyordu, yoksa başka bir amacı var mıydı?

Gerçekler geç de olsa ortaya çıkıyor. Demirbank'ın, ?organize vurgun? yoluyla batırıldığı anlaşıldı. Demirbank, ?Devlete borç verdiği için devlet tarafından batırılan? ilk banka oldu. Danıştay kararını verdi, devlet hatasını düzeltecek. Peki bu ?yanlış kararın? faturasını kim ödedi? ?Görevini kötüye kullanarak devleti zarara sokanlar? mı, yoksa, Türk halkı mı? Bu bankaları batıranlar, Türk Ceza Kanunu'nun 240. maddesine göre ?'görevi kötüye kullanmak'' suçundan 1'er yıl hapis, 2'şer milyon lira para cezasına çarptırılırlar. Mahkeme, ayrıca sanıkları 3'er ay memuriyetten men eder.

Sanıklara ?iyi hal indirimi? uygulayarak, sonuç olarak her sanığı 11 ay 20'şer gün hapis ve 2'şer milyon ağır para cezasına çarptırırlar. Sanıkların sabıkasız olması ve bir daha suç işlemeyeceklerine kanaat getiren mahkeme, 6 milyon 46'şar bin lira para cezasına çevrilen bu cezayı da erteliyor. Mahkeme bunlara, ?sabıkasız? diyor ama bu beceriksiz bürokratlar ?Türkiye'yi batırmaktan sabıkalılar.?