Eski Müze Müdürü zimmet davasından hakim karşısında

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Mayıs 2007 15:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Karun Hazinesi'nin en değerli parçası olan Kanatlı Denizatı Broşu'nun sahtesiyle değiştirilmesi iddiasıyla 25 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edilen eski Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu, 118 parça kayıp tarihi halı, kilim ve seccadelerle ilgili açılan ''zimmet'' davasında ilk kez hakim karşısına çıktı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İl Müftülüğü tarafından müzeye teslim edilen, ancak yapılan sayım sonrası kayıp olduğu belirlenen 118 parça halı, kilim ve seccade için açılan zimmet davasında, tutuklu sanık Kazım Akbıyıkoğlu hazır bulundu.

Uşak Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada dinlenen sanık Akbıyıkoğlu, hakkındaki iddiaları reddederek, ''Ben bir arkeoloğum. Tarihi değer taşıyan halı, kilim ve seccadeler benim alanıma girmediğinden fazla anlamam. Branşım olmadığı halde ben yine de müzeye getirilen tarihi halı, kilim ve seccadelerle ilgilenmek zorunda kaldım. Toplanacak halı ve kilimleri koyacak yer olmadığından, ben o dönemde toplanmasına karşı çıkmıştım'' diye konuştu.

Uşak İl Jandarma ve Garnizon Komutanlığınca 2002 yılında yapılan bir çalışma ile şehir merkezi, ilçeler ve tüm köylerdeki camilerde bulunan tarihi halı, kilim ve seccadelerin, hırsızlık olaylarının artması üzerine toplanarak, Uşak Arkeoloji Müzesine getirildiğini belirten Akbıyıkoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Müze deposunda malzeme koyacak yer yoktu. Çuvallar içinde gelen halı, kilim ve seccadeleri, getirilen evrakı imzalayarak aldım. Müze girişi halı, kilim ve seccade ile dolmuştu. Yer olmadığından bunları Kültür ve Turizm Müdürlüğünün bulunduğu binanın bodrum katına koyduk.''

-DEPODA LAĞIM PATLAMASI-

Halı, kilim ve seccadelerin kaldırıldığı depoda lağım patlaması olduğunu kaydeden Akbıyıkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yaz dönemiydi, ben toplantılar, kurtarma kazıları ve diğer işlerimle uğraşırken, depodan geçen lağım borusunun patladığı haberi geldi. Bütün işimi bırakarak depoya koştum. Halı ve kilimlerin çoğu, lağım suyu asitli olduğundan çürümüş ve yere yapışmıştı. Bunları havalandırarak kurtarmak için depodan çıkarıp o dönemde restorasyonu devam eden Atatürk Etnografya Müzesi'nin bahçesinde havalandırarak, kurtarmaya çalıştım. Zamana karşı yarışıyordum. Yoksa halı ve kilimler çürüyecekti. Kuruyanları yeniden depoya yerine kaldırdık. Bu çalışmaya herkes şahittir. Müzeye ne kadar halı kilim geldiyse aynen duruyor. Teslimat sırasında çuvallar içinde getirilen halı ve kilimlerde eksiklik varsa orasını bilemem.''

Kazım Akbıyıkoğlu, 26 Mayıs 2006'da müzede sayım olduğunu, kendisinin de 28 Mayıs günü Karun Hazineleri davasıyla ilgili olarak tutuklandığını belirterek, bu tarihten sonra ne olduğunu bilmediğini kaydetti.

-''VALİDEN FIRÇA YEDİM''-

2000'li yılların başında restorasyonu süren Atatürk Etnograf Müzesi'nde düzenlenen Uşaklılar Gecesi için dönemin Uşak Valisi Ayhan Çevik'in kendisinden müzedeki tarihi halı, kilim ve seccadelerden göndermesini istediğini ancak buna karşı çıktığını bildiren Akbıyıkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Nedeni, hem müzenin restorasyonda olması hem de halı ve kilimlerin yıpranacak olmasıydı. Ama Vali Ayhan Çevik'ten öylesine bir fırça yedim ki müzede halı, kilim ne bulduysam oraya götürdüm. Düzenlenen geceden sonra restore edilen binanın bazı duvarlarının çatladığını, ayrıca halı ve kilimlerin yıprandığını, pislik içinde olduğunu gördüm. Orada bulunan tarihi halı ve kilimler, gece sonunda katlanarak müzede bulunan dolaplara kaldırıldı ve orada kaldı. Ancak halı, kilim ve seccadeleri hiçbir zaman sayma fırsatı bulamadık. Ne teslim edilmişse aynı halı ve kilimler duruyordur.''

Mahkemeye tanık olarak çağrılan Kültür ve Turizm İl Müdürü Şerif Arıtürk ise duruşmaya katılmadı.

Duruşmada, müzelerde çalışan Niyazi Yıldırım, Necip Karahan, Mustafa Özdemir, Feridun Oğuz, Şadi Arıkan, Sabiha Pazarcı, Sadık Doğan ve Birol Güngör'ün tanık olarak ifadelerine başvuruldu.

Tanıklar, müzeye halı, kilim ve seccadelerin getirildiğini, lağım suyundan kirlenen ve yıpranan halı ve kilimlerin, bir defalığına

dışarıya çıkarıldığını doğruladı.

Mahkeme heyeti, gelmeyen tanıkların dinlenmesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığının tarihi halı, kilim ve seccadeleri neye ve hangi yasaya dayanarak müzeye tesliminin yapıldığının tespiti için duruşmayı erteledi.

Akbıyıkoğlu hakkında zimmet suçlaması ile açılan davada Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 202'nci maddesine göre, 6 ile 12 yıl arasında ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası isteniyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber