Hal'deki uygun fiyatlar, markette cep yakıyor

Birçok ürünün hasat dönemi olduğu için sebze ve meyvede bolluk bereket fışkırıyor. İstanbul Hali'ne günde 10 bin ton sebze ve meyve giriyor. Ürün sıkıntısı yok, haldeki fiyatlar uygun ama marketlerdeki fiyatlar cep yakıyor.

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 08 Eylül 2018 07:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Hal'deki uygun fiyatlar, markette cep yakıyor

Bayrampaşa Meyve ve Sebze Hali'ndeyiz. Saat sabahın altı buçuğu. Türkiye'nin dört bir yanından gelen sebze ve meyveler yoğun çalışmalarla elden ele aktarılıyor. Kasalar dolusu domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz, patates, üzüm, şeftali, marul, maydanoz, market ve manavlara gönderilmek üzere kamyonetlere yükleniyor.

Hal'e yaz aylarında günde yaklaşık 10 bin ton, kış aylarında da 5 bin ton ürün girip çıkıyor. Trakya ile Marmara bölgesinin neredeyse tamamına sebze meyve Bayrampaşa Hali'nden gidiyor. Sabah saat 10 gibi işler yavaşlamaya başlıyor.

Hallere çok ürün girerse fiyatlar uygun, az ürün girerse de pahalı oluyor. Sebze ve meyvenin en bol olduğu mevsimdeyiz. Bu nedenle halde fiyatlar uygun. Ancak 5-10 kilometre uzaklıktaki marketlere gidince fiyatlarda normalin üstünde artış görülüyor.

Fiyat neden yüksek?

Hale gittiğimizde bizi Tüm Bostan Sebze Meyve Komisyoncu ve Tüccarlar Federasyonu (TÜMESKOM) Başkanı Burhan Er karşılıyor. Haldeki çalışma sürecini anlatan Er, "Herkes gece uyurken biz Türkiye'ye hizmet ediyoruz. Akşam 7-8 gibi çalışmaya başlıyoruz. Gece 12'den itibaren sebze ve meyveler halden çıkmaya başlıyor. Gündüz de 10 gibi işler bitiyor" diyor.

Marketlerin yüzde 70-80'i hallerden ziyade direkt üretim yerlerinden ürün alıyor. Fakat yine de marketlerdeki sebze meyve fiyatlarında gözle görülür bir fiyat düşüklüğü yok. Bunun nedenini Er, "Sebze meyveyi direkt üretim yerlerinden alan marketlerin fiyatlarındaki yükseklik, kontrol ve denetim eksikliğinden kaynaklanıyor" şeklinde açıklıyor.

Tohumların da yurtdışından geldiğini söyleyen Er, "Tohum bağımlılığını devreden çıkaralım. Biber, domates, salatalık, patates, kavun, karpuz tohumları ithal geliyor" diyor.

'ÇUVALLA ALIN'

Türkiye'de yaklaşık 45 milyon ton sebze meyve üretimi gerçekleşiyor. Üretilen sebze meyvenin 18 milyon tonunu da İstanbullular tüketiyor. Hallerdeki ürünlerin yüzde 99'u yerli üretim. Yurtdışından hallere çok az meyve geliyor. Yurtdışından gelen meyvelerin arasında ananas, avokado, muz bulunuyor.

Havaların soğumasıyla birlikte patates ve soğanın da fiyatında düşüş yaşanacağını söyleyen Burhan Er, "Ekim ayı gibi birer çuval soğan ve patates alınabilir. Ürünler ucuzlayacak, 50 kiloluk çuvalı 60-70 TL arasında olacak" dedi.

'EL DEĞİŞTİRDİKÇE FİYATLAR ARTIYOR'

Nakliye, ambalajlama ve kanuni kesintiler nedeniyle çiftçiden çıkan ürünün üzerine çeşitli masraflar eklendiğini belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Fire oranlarının yüksek olmasının getirdiği risk de fiyata yansıtılıyor. Bir mal el değiştirdikçe fiyatı da artıyor" dedi.

Satıcının aldığı malın üzerine koyacağı karın denetiminin mümkün olmadığını söyleyen Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat makasının daraltılması bakımından önerilerini şöyle sıraladı:

- Üreticiden tüketiciye kadarki uzun zincirin tüm halkaları gözetim altında tutulmalı.

- Nakliye, ambalajlama ve depolama maliyetleri desteklenmeli.

- Pazarlama kanallarının sayısı azaltılmalı.

- Kooperatifler ve üretici birlikleri güçlenmeli, fonksiyonel hale getirilmeli.

- Üretici örgütleri, pazar analizi yapabilmeli. Piyasaları takip eden profesyonel kadrolarla yönetilmeli.

- Tüketici örgütleri güçlendirilmeli, piyasayı kontrol edebilecek duruma getirilmeli. Üretim planlaması yapılmalı.

- Yapısal sorunlar çözülerek, girdi fiyatları makul seviyelere çekilerek üretim maliyetleri düşürülmeli, verimli üretimle üretici gelirleri artırılmalı.

ANALiZ

Akaryakıt artık bahane değil

Özellikle meyve sebze ürünlerinin fiyatlarında bir artış olduğunda bunun sebebi yıllardan beri akaryakıt fiyatlarındaki yükselişe bağlanır. Gerçekten de tarladan çıktıktan ve sabit aracı komisyonları üzerine bindikten sonra meyve sebzenin fiyatını akaryakıttan başka artıracak bir etken neredeyse yoktur. Son zamların ardından da bu gerekçenin dile getirildiği görülüyor. Oysa Türkiye'de akaryakıt fiyatları 17 Mayıs 2018 tarihinden itibaren eşel mobil sistemine bağlandı. Yani kur ya da petrol fiyatları kaynaklı olarak akaryakıt fiyatında bir artış gerektiğinde devlet o oranda ÖTV'den feragat ediyor ve tüketicinin akaryakıta ödediği fiyat sabit kalıyor. Bu sisteme geçildikten sonra dört ay içinde akaryakıt fiyatına sadece bir kez zam geldi ve fiyatlar 19 Ağustos'ta yüzde 9 arttı.

'Zincir'ler aracıyı kaldırdı

Sebze meyvede tarla ile raf arasındaki fiyat farkının sorumlusu olarak hep 'aracılar' gösterilir. Gerçekten de ürünü köy köy, tarla tarla gezerek toplayıp pazarlara dağıtılması için hale getiren aracılar, tarla fiyatının üzerine kendi hesaplarınca bir komisyon koyarlar. Oysa zincir marketler son yıllarda kendi tedarik zincirlerini kurdular. Üretimi yapan çiftçilerle sözleşmeler imzaladılar. Tohumları kendileri dağıtıp yetişen ürünleri saklayacak depolar bile inşa ettiler. Yani tarla ile market arasındaki aracıyı kaldırdılar. Yine de çoğu kez pazardaki fiyatla market rafı arasında pek bir fark yok. Tüketici için marketin tek avantajı kendi eliyle seçtiği ürünü almak.

Aylin Rana Aydın

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber