Seçim sonrası dolar tahmini

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 21 Haziran 2007 19:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel, Türkiye'nin yaşayacağı arda arda seçimlerin ekonomi açısından büyük risk taşıdığını belirterek, dövizde oluşabilecek değişimi tahmin etti.

Uludağ İhracatçı Birlikleri'nde (UİB) yapılan TİM Akedemi Seminerleri'nin 2. gününün konuğu olan Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel, Türkiye'nin yaşayacağı arda arda seçimlerin ekonomi açısından büyük risk taşıdığını belirterek, "Seçim ekonomisi öncesi veya sonrası oluşacak denge ne olursa olsun, Merkez Bankası'nın Türk Lirası'nın 1.70'ten fazla değer kaybetmesine izin vereceğine inanmıyorum" dedi.

UİB'de yapılan TİM Akademi Seminerleri'nde 2. gün konuğu "2007 Türkiye Ekonomisinin Değerlendirilmesi" konu başlığı ile Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel ve "BASEL II ve Firmalar İçin Kredilendirmede Yeni Dönem" konu başlığı ile ile Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Sayılgan oldu. Gazi Erçel, konuşmasında katılımcılarla çeşitli bilgileri paylaştı.

Türkiye ekonomisindeki büyük risklere dikkat çeken Erçel, bu riskleri cari işlemler açığı, enflasyon hedefi, iç talep, ikiz çıpa, para arzının hızlı artışı, dolar likiditesinin azalışı, bütçede popülizm, sosyal güvenlik sisteminin açığı, döviz kuru rejimi, işsizlik ve kayıt dışılık şeklinde sıraladı. Seçim dönemi boyunca oluşabilecek ekonomik dalgaların iç piyasalardan kaynaklanmayacağını belirten Erçel, ekonominin seçimlerden etkilenmesinin ancak dış yatırımcılar tarafından mümkün olduğunu belirtti. Dünya ekonomisindeki risklerin de altını çizen Erçel, büyümenin azalmasını, ABD ekonomisindeki kırılganlıkları, petrol fiyatlarının artışını, Japonya'nın faiz oranlarını arttırmasını da dünya ekonomisindeki en büyük riskler olarak değerlendirdi.

Seçimlerin, İran-Irak gerginliğinin, Kuzey Irak sorununun, yolsuzlukların, iç politik çekişmelerin ve terörün en büyük ekonomi dışı riskler olduğu belirten Erçel, "Bizler, önümüzde 2 seçim beklerken, 3 seçimle karşı karşıya kaldık. Birincisinde adeta duvara tosladık. Şimdi ikincisini bekliyoruz ve ardından 367 oy toplama şartı ile cumhurbaşkanlık seçimi olan üçüncü seçim gelecek. Bu, ekonomi açısından büyük bir risktir. Merkez Bankası'nın ekonomiye müdahale etmesi için oynaklığın fazla olması gerekiyor. Bizler ise sabit faiz ve sabit kur dönemi yaşıyoruz. Seçim ekonomisi öncesi veya sonrası oluşacak denge ne olursa olsun, Merkez Bankası'nın Türk Lirası'nın 1.60 veya 1.70'ten fazla değer kaybetmesine izin vereceğini sanmıyorum" diye konuştu.

2007 yılı temel senaryo fikrini de seminer katılımcıları ile paylaşan Erçel, 2007 de büyüme oranının yüzde 5, enflasyon oranının yüzde 6-8, kamu borcu milli gelir arasındaki oranın yüzde 55, cari açık ve milli gelir arasındaki oranın yüzde 8-9, reel faizin yüzde 10-12 ve dolar döviz kurunun bin 400 ila bin 500 oranında olacağını belirtti.

Programın ikinci oturumunda konuşma yapan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Sayılgan'ın konu başlığı ise "BASEL II ve Firmalar İçin Kredilendirmede Yeni Dönem" idi. Yaşanan ekonomik krizlerin de etkisiyle bankacılık sektöründe azalan sermayenin yeterliliği ve etkin kullanımının sağlanması hedrefi ile risk yönetiminin öneminin bir kat daha arttığını belirten Sayılgan, "Sistem ve ekonomiye güven, yeterli ve düşük maliyetli finansman, düşük maliyetlerle çalışan sektör, teknolojik donanım ve iletişim eksikliğinin giderilmesi, bilgiye ulaşmada yaşanan sıkıntılar ve bilgi eksikliği sebebiyle verimlilik ve katma değer yaratımının güçlü olmaması, birinci kuşak sahiplerin hakim olduğu firmalarda uyum problemlerinin yaşanması, taleplere ve çeşitliliklere daha uygun ve esnek finansman teknikleri kredi alan firmaların genel beklentileridir. Bankalar ve firmaların ortak beklentisi ise sistem ve ekonomiye güven, daha yoğun birlikte çalışma beklentisi, kurumsal yönetim anlayışı, sağlıklı kayıt düzeni

şeffaflık, işletmelerce sağlıklı iş yatırım kararları alınmasıdır" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber