Sağlık çalışanları eşit hak istiyor
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Kayıhan Pala, Sağlık Bakanlığı'nın kamuya bağlı sağlık kuruluşlarında çalışanları tek bir çatı altında toplayarak, 'Devlet Memurları Kanunu'na göre çalıştırması gerektiğini söyledi.
Yeni protokolle sosyal güvencesi olanlara hizmet verdiklerini hatırlatan Pala, "En ufak rahatsızlığı olanlar bile başvuruyor. Böyle olunca ciddi hastalara bakmakta sıkıntı yaşıyoruz. Ayrıca sağlık karnesinde eksik bilgi olanlar, prim borcu olanlar hizmet alamıyor. Sevk zinciri uygulanmasına acil olarak geçilmeli ve vatandaşlar sevk edilmeleri halinde yataklı tedavi kurumlarından yararlanmalı" dedi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Kayıhan Pala, hastanede çalışan personel ve sağlık hizmetleri hakkında yaşanan sıkıntıları açıkladı. Döner sermaye işletmesinde çalışanların devlet memurları yasasının 4/b maddesine göre sözleşmeli istihdam edilmesinin ciddi sıkıntılar doğurduğunu söyleyen Pala, "Bu uygulama kamu sağlık kuruluşları ve özellikle üniversite hastanelerinde büyük meselelere yol açmaktadır. Kurum içerisinde sözleşmeli ya da taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edilen personel arasında ücret ve sosyal haklar gibi eşitsizliğe yol açmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından ilan edilen 32 bin 500 kadroya sözleşmeli personel akın etmekte. Hastanemizden 53 kişi özlük hakları daha iyi olduğu için, müracaat etti ve bugün itibariyle Sağlık Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarda göreve başladı. Bu kişilerin yerine düzenlenen mevzuata göre yeni personel istihdam edemiyoruz. Dolayısıyla bu durum kadromuzda boşluklara yol açarak, işlerin ve hizmetlerin aksamasına sebep oluyor.
Hastanemizde şuan 200 tane hemşireye ihtiyaç var. Biz hizmet vermek istiyoruz. Böyle uygulamalarla kamuya bağlı sağlık kuruluşları boşaltılarak vatandaşlar özel hastanelere yöneltilmek isteniyormuş gibi durum ortaya çıkıyor" dedi.
Söz konusu durumun düzeltilmesi için çözüm önerilerine de değinen Pala, "Kamu kuruluşlarında çalışan personelin tümü 'devlet memuru' olarak istihdam edilmelidir. Sözleşmeli ya da taşeron şirketler ile çalıştırılan personelin finansmanı kurumların döner sermayeleri tarafından karşılanması sürdürülebilir değildir ve bu durum üniversite hastanelerini çökertebilir. Eğer personel sözleşmeli olarak çalıştırılacaksa, aynı özlük hakları sağlanmalı ve taşeron firmalar aracılığıyla istihdama son verilmeli" diye konuştu.
Yaşanan diğer bir sıkıntının ise SSK ve Bağkurlular'ın üniversite hastanelerinden yararlanmasını içeren protokolle ilgili olduğunu anlatan Pala, "Hastaneden yararlanan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensuplarına yönelik hizmet verme hususunda kayıt bilgi sorgulanması sırasında eksik bilgi çıkması halinde işlemlerin yapılmıyor. Bu nedenle zaman zaman vatandaşla yüz yüze geliyoruz. Hastanemizden hak sahibi olmayanlar, hizmet günü eksik olan, prim borcu olan hizmet alamıyor. Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğe göre, sağlık karnesi üzerinde vatandaşlık numarasının bulunduğu bir kart olması gerekiyor. Böyle kartı olmayanlar sıkıntı yaşıyor ve bizimle münakaşaya giriyor. Ayrıca hastanemizden yararlanmak için mutlaka randevu alınması gerekiyor. Sevk zinciri uygulanmasına acil olarak geçilmeli ve vatandaşlar sevk edilmeleri halinde yataklı tedavi kurumlarından yararlanmalı" şeklinde konuştu.
Pala, en ufak rahatsızlığı olan hastaların bile hastaneye başvurarak tedavi olmak istemesinin ciddi rahatsızlığı olan hastaları engellediğini de sözlerine ekledi.