Halkla kaynaşan polis, 'ispiyoncu' anlayışını kırıyor

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 22 Temmuz 2007 15:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün uyguladığı 'Toplum Destekli Polis Projesi', Doğu ve Güneydoğu'da yaygın olan 'polise yardımcı olan ispiyoncudur' anlayışını değiştirdi.

Diyarbakır'da da hayata geçirilen proje kapsamında polis memurları tek tek esnaf ve vatandaşları ziyaret ediyor. Vefat eden vatandaşların yakınlarına taziye ziyaretinde bulunan polisler, ihbar niteliği taşıyan 544 bilgiyi bu ziyaretler sırasında aldı. 'Güven kazanma' kapsamında suçtan mağdur olan kişileri ziyaret eden polis, vatandaşlara suçluların en kısa zamanda yakalanacağı ve mağduriyetlerinin giderileceği telkininde bulunuyor. Vatandaş-polis arasındaki iletişim kopukluğunda her iki tarafın da kusurunun olduğunu anlatan Toplum Destekli Polislik Birim Amiri Oğuz Eren, suçu sadece devlet veya sadece vatandaşa yüklemenin yanlışlığına işaret ediyor. Balıkçılarbaşı İş Merkezi Başkanı Şeyhmuz Ergün, esnafın daha önce 'ispiyonculuk' suçlamasına maruz kalmamak için işyerlerine gelen polislerden köşe bucak kaçtığını; fakat yeni uygulamalar sayesinde polisle diyaloglarının geliştiğini söylüyor. Ergün, "Paramı bankaya götürüp geri geliyorum. Bir yıl önce bankaya iki kişiyle gidebiliyorduk." diyor.

Uygulama her kesimin takdirini topluyor. İnönü Caddesi'nde esnaflık yapan Mehmet Değer de yeni uygulamaların, şehit olan Diyarbakır'ın eski Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı hatırlattığını belirtiyor. Toplum destekli polis projesinin olumlu bir uygulama olduğunu kaydeden Değer, "Böyle bir çalışmanın içinde bizim de olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Emniyet teşkilatımıza desteklerimizi her zaman sunacağız. Şu an tıpkı rahmetli Gaffar Okkan dönemi gibi. Polisle vatandaş arasındaki mesafe yeni uygulamayla kalktı. Polis bize 'insan' gibi davranıyor. Vatandaş, polisten korku değil, güven duymaya başladı."

Kapkaç olayları azaldı

Uygulamayla birlikte kapkaç olaylarının azaldığına dikkat çeken Mehmet Mehdi Erdem isimli esnaf da, önceki dönemde vatandaşın derdini söylemeye çekindiğini hatırlatıyor. Erdem, "Sanki polis bunları yiyecekmiş gibi ya da polisle görüştüğünde ajan görülecek diye korkuyordu. Ama şimdi herkes emniyet müdürlüğüne de, polislere de derdini rahatlıkla anlatabiliyor." şeklinde konuşuyor. İskender Paşa Mahallesi Muhtarı Ali Ürün ise 'Toplum Destekli Polis Projesi' sayesinde suç oranlarında büyük bir azalma olduğunu dile getiriyor.

Vatandaş-polis arasındaki iletişim kopukluğunda her iki tarafın da kusurunun olduğunu anlatan Toplum Destekli Polislik Birim Amiri Oğuz Eren, suçu sadece devlet veya sadece vatandaşa yüklemenin yanlışlığına işaret ediyor. Eren, "Bu kopukluğu biz gördük, hissettik. Bu ortamdan kaybeden hem vatandaş hem de polis oluyor. Vatandaş iyi bir hizmet alamadığı için kaybediyor. Polis ise vatandaşla diyaloğa geçemiyor ve olayları çözmekte zorlanıyor. Karşılıklı bir anlaşmazlık var. Bunu önlememiz, çözmemiz gerekli." diyor.

Vatandaşlardaki önyargı, diyalogla kırılıyor

Toplum Destekli Polislik Birim Amirliği'nde çalışan polis memuru Emin Dalgıç, "Balıkçılarbaşı'nda ziyaretlerde bulunurken kahvaltı yapan bir esnafa selam verdim. Esnaf bana dönüp 'Memur bey kusura bakma ben ispiyoncu değilim. Size verecek bir bilgim yok.' dedi. Ben de zoru seçtim ve esnafın yanına oturdum. Çay söyledi. Yarım saat konuştuk, sonra kalkarken esnaf önyargısından dolayı özür diledi." diyor. Polis memuru Erdal Vuran'ın hatırası da şöyle: "Bir yaşlı bayan, bozuk ve anlaşılmaz Türkçesiyle bir şeyler anlatıyordu. Ben de, 'Kürtçe anlatabilirsin.' dedim. Kadının sorununu çözdük, bu sırada olayı uzaktan izleyen orta yaşlarda bir bayan geldi ve, 'Bize Kürt kökenli insanların polis, hakim ve savcı olamadığını, askeriyeye alınmadığını söylediler. Biraz önce seni Kürtçe konuşurken gördüm. Kürtler polis yapılıyor mu?' dedi. Ben de yanlış bildiğini söyledim."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber