Her unutkanlık Alzheimer anlamına mı gelir? Kesin teşhis nasıl konuluyor?

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 03 Ekim 2007 09:45, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Anıların düşmanı Alzheimer

Halk arasında unutkanlıkla özdeşleşmiş olan Alzheimer, bunamanın en sık görülen nedenidir. Alzheimer, bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, iletişim ve yaşamı önemli derecede etkiler

Alzhemer, özellikle gelişmiş ülkelerde ömrün uzamasıyla birlikte daha fazla görülüyor. Çünkü, Alzheimer'in görülme sıklığı yaşla birlikte artış gösteriyor. Genellikle 50 yaşından sonra başlıyor ve 65 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlarda yaklaşık yüzde 5 oranında artıyor. Görülme sıklığı 65 yaşından sonra her 5 yılda bir iki katına çıkarak 85 yaşında yaklaşık yüzde 35'e ulaşıyor. Bugün dünyada yaklaşık 20-25 milyon Alzheimer hastası olduğu düşünülürken bu rakamın 2050 yılında 4 katına çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye'deki Alzheimerli hasta sayısı ise yaklaşık 300 bin. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Betül Yalçıner, bu hastalık ile ilgili merak edilen soruları cevapladı.

Her unutkanlık Alzheimer anlamına mı gelir?

Bunamanın en sık görülen nedeni Alzheimer olmasına karşın her demans hastasının (bunama) Alzheimer olmadığının unutulmaması gerekiyor. Demansın ayırıcı tanısının yapılıp buna uygun tedavinin seçilmesi birçok kişi için hayati önem taşıyor. Kazanmış olduğumuz mental yetilerin kronik bir süreç halinde giderek kaybedilmesine demans deniyor. Bu aslında hücrelerin eskisi gibi fonksiyonlarını yapamadığı dejeneratif süreç.

Unutkanlıktan farkı nedir?

Her demansta beynin belli bölgeleri öncelikli etkileniyor. Alzheimer'de hafızayı depolayan yapılar esas olarak etkileniyor ve bu nedenle ön planda bellekle ilgili problemlerle ortaya çıkıyor. Başka tür demanslar davranışlarla ilgili değişikliklermiş gibi ortaya çıkıyor.

Kesin teşhis konulması zaman alıyor, bu nedenle ilk görüşte, erken dönem Alzheimer teşhisi konulamıyor.

Risk faktörleri neler?

İleri yaş, ailede birinci derecede yakınlarda Alzheimer hastalığının varlığı, düşük eğitim düzeyi, geçirilmiş kafa travması; damarsal hastalıklar, yani diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıkların varlığı; genetik yapı hastalık için bu gün belirlenmiş risk faktörlerini oluşturuyor.

Hastalığın kesin teşhisi nasıl konuluyor?

Alzheimer hastalığının kesin teşhisi ancak patoloji ile yani beynin ölümü sonrası patolojik incelenmesi ile otopside konulabiliyor. Ancak bu klinik teşhisin imkansızlığı anlamını taşımaz; yapılan otopsi karşılaştırmalı çalışmalar, deneyimli bir mütehassısın klinik teşhisinin doğruluk oranını yüzde 95 göstermektedir. Bu da pratikte teşhis için yeterlidir. Alzheimer kişiye göre değişkenlik gösterse de 5 ile 12 yıl sürebiliyor. Çok kısa sürede hastayı yatağa bağlı hale getiren hızlı gidişli hastalar olabildiği gibi, çok yavaş seyredenler de olabiliyor.

İlaçla yüz güldüren sonuçlar alınabiliyor

Hastalıktan koruyucu faktörler var mı?

Alzheimer hastalığının ilerlemesi 5 ile 20 yıl sürebiliyor. Hastalık sıklıkla bellek kaybı ile başlıyor. Özellikle yakın geçmişte yaşanan olaylar kolay unutuluyor. Hastalar sohbet sırasında aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmaya başlıyor. Hastalık ilerledikçe Alzheimer hastasının kafası iyice karışıyor ve etrafa ilgisi, çevresinden haberdarlığı azalıyor. Zamanla hasta en basit işleri bile yapamaz hale geliyor. Bazen sakin ya da saldırgan olabiliyorlar. İleri dönemde 24 saat bakım gerekiyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Alzheimer 'in ilerlemesini kesin olarak durduran ya da unutkanlığı tümüyle düzelten bir tedavi biçimi yok. Ancak bazı belirtilerle baş etmeyi kolaylaştıran tedaviler uygulanabiliyor. Bugün için hastalığın başlangıç tedavisi unutkanlıkta bir yavaşlama ya da düzelme oluşturabilen ilaçlar ile yapılabiliyor. Bu ilaçlarla yüz güldürücü sonuçlar alınabiliyor.

Tedaviye etki eden faktörler neler?

Alzheimer tedavisinde bugün çok iyi bilinemeyen bireysel faktörler etki edebiliyor. Örneğin hastanın yaşadığı ortam tedaviyi olumlu yönde etkileyen faktörlerden birisi. Hastanın bakımını yapan kişilerin uzun süredir tanıdığı bildiği kişiler olması ve hastanın güveninin sağlanmasının da tedaviyi olumlu etkiliyor. Hastaların yaklaşık 1/3'ünde ilaçlar bir miktar da olsa unutkanlıkta kısmi bir düzelme sağlayabilirken, 1/3'ünde hastanın klinik olarak unutkanlığındaki artışın bir süreliğine duraklaması sağlanabiliyor. 1/3 hastada hiçbir etkileri olmuyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber