Mantar gibi çoğalan Psikolojik Danışma Merkezlerine dikkat!

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Kasım 2007 12:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülal Erkan, son zamanlarda mantar gibi çoğalan psikolojik danışma merkezlerinde "uzman" olmayan kişilerin kendilerini uzmanmış gibi tanıtarak, insanların her türlü sorunlarıyla ilgilendiklerini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Erkan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, son zamanlarda hızla artan psikolojik danışma merkezlerinin işleyiş biçimleri ile ilgili olarak vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Vatandaşların, "uzman" diyerek yardım alma duygusuyla gittiği psikolojik danışma merkezlerinde, kendilerine yardım edebilecek yeterliliğe sahip olmayan kişilerce karşılandığını ifade eden Erkan, burada sorunları giderilemeyen vatandaşların da, "Ben uzmana da gittim, ama bir yarar görmedim" kanaatiyle ayrıldıklarını vurguladı. Özellikle insanların psikolojileri ile ilgili noktalarda, herkesin etik çalışması gerektiğine işaret eden Erkan, "Bizi denetleyecek odalarımız henüz yok. O nedenle kendimizi bu

konuda sorumlu hissediyoruz. Psikolojik danışma merkezleri mantar gibi çoğalıyor. Bu merkezler toplumun ihtiyacı, tabii ki çoğalmalı ancak, herkes ünvanı neyse o ünvanla kendisini tanıtmalı ve kendi sorumluluğu içerisindeki konularda vatandaşlara yardımcı olmalı" dedi.

İnsanların karşılaştıkları sorunları çözmede daha profesyonel hizmetlere ihtiyaç duyduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Erkan, sertifikaları olmayan kişilerin "Biz aile terapisi yapıyoruz" diyerek, insanları kandırmalarının, hem kendilerine hem de insanlara büyük zarar verebileceğine dikkat çekti. Bazı psikolojik danışma merkezlerinin veya psikolojik danışmanların, karşılaştıkları cinsel taciz sorunlarıyla bile ilgilendiklerini belirten Erkan, şöyle konuştu:

"Böyle birşey olamaz. Psikolojik danışman cinsel tacizle, psikopatoloji ile uğraşmaz. Bunlarla uğraşacak olanlar klinik psikologlardır, psikiyatristlerdir. Psikolojik danışman, fonksiyonel, sağlıklı insanın karşılaştığı günlük sorunlarla uğraşır. Bireyin kişisel gelişimlerini artırmak için uğraşır. Yol gösterir. Öğrencilerin başarı ya da başarısızlıklarıyla ilgili sorunlarla uğraşır. Öğrencilerin sınav kaygısıyla uğraşabilir. Kişilik gelişimiyle uğraşabilir. Çocukların ergenlik dönemiyle ilgili

sorunlarla uğraşabilir. Anne-babaya eğitim verebilir. Yüksek lisansını yapıp uzmanlığını aldıysa da psikolojik danışmanlık yapabilir. Psikoterapi eğitimi aldıysa psikoterapiyi yapabilir. Bunlar lisanstan mezun olunca 'Biz terapi yapıyoruz' dedikleri zaman etik olmaz. Psikiyatristler bile 600 saat terapi eğitimi aldıktan sonra ancak terapi yapabilir".

Erkan, vatandaşların da duyarlı davranıp, gittikleri yerlerde kendileriyle ilgilenen şahıslardan uzmanlık alanlarının ne olduğunu sormalarını isteyerek, ilgili sertifikalarının olup olmadığına, nerede ne gibi çalışmalar yaptıklarına bakarak, terapiye başlamalarının en doğru seçenek olduğunu kaydetti.

Çocuğu yönlendirmede ve iyi eğitim vermede anne-babaların bilgiye ihtiyaç duyabileceklerine değinen Erkan, "Görüşme farklı, psikoterapi farklıdır. Psikoterapi denildiğinde işin içine sağlıklı insan girmiyor. Psikoterapi, ruh sağlığı yerinde olmayan insanlarla ilgili olarak yapılan terapatik süreçtir. Onun da yapılabilmesi için kişinin mutlaka bu konuda eğitim almış olması gerekiyor. Maalesef üniversitelerin psikolojik danışma ve rehberlik bölümlerinden mezun olan herkes maliyeden bir belge alıp, bu tür

merkezleri açabiliyor. Buna üniversite olarak bizim yaptırımımız yok ve olamaz da. Bunların yaptırımları meslek odaları tarafından uygulanır. Ancak böyle bir meslek odası da yok. İnsanların yapamayacağı alanlara da soyunuyor olması etki-tepki alıyor. Bu konuda korkunç bir açık var. Talep de çok var. Bunları belki maliyeden denetleyebilirler. Bu konuda asıl görev insanlara ve basına düşüyor. Bir insanın kalkıp 'Ben evlilik danışmanlığı yapıyorum, bu konuda terapi yapıyorum' demesi apayrı birşey" diye

konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Erkan, bu tür olayların üniversitede bu konu ile ilgili görev yapan öğretim üyelerini ve bu bölümlerde okuyan öğrencileri de ciddi anlamda rahatsız ettiğine dikkat çekerek, psikolojik danışma merkezlerini açan şahısların daha dikkatli çalışmalarını istedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber