Devlet, Roch ilaç firmasından 2.8 Milyon tahsil etti

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 19 Kasım 2007 22:41, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Roch ilaç firmasından 2.8 milyon YTL tahsil edildiğini, 8 ilaç hakkındaki soruşturmanın ise devam ettiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı bütçesi, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşüldü. Görüşmeler sırasında ilginç tartışmalar da yaşandı. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek 65 yaşına gelen hekimlerin emekli edilmesinin israf olduğunu söyledi.

Şırnak DTP milletvekili Hasip Kaplan ise, cezaevlerinde sağlık koşullarının çok kötü olduğunu savundu. Kaplan, halen helikopter ve uçak ambulansların faaliyete geçirilememesinden ötürü yaşanan sıkıntılara da değindi. Kaplan bu çerçevede,

eski milletvekili Orhan Doğan'ı hastaneye yetiştirmeye çalışırken yaşadıklarını anlattı.

Komisyonda MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş da söz aldı. Aynı zamanda eski Sağlık Bakanı olan Osman Durmuş, Neşter operasyonunu kendisinin başlattığını kaydetti. Durmuş, Neşter operasyonuna konu olan suçu Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın işlediğini ileri sürdü.

Bazı sağlık ocağı ihalelerinde yolsuzluk yapıldığını da savunan Durmuş, Bakan Akdağ'ın, "Sen notunu milletten aldın" sözlerine de yanıt verdi. Durmuş, "Millet notunu verdi diye kolaya kaçmayın. Millet bu yolsuzlukları gördükçe sizin de notunuzu verecektir" şeklinde konuştu.

CHP Muğla Milletvekili Ali Aslan ise bazı milletvekillerinin çocuklarının dizanteri olduğunu, kendi ailesinde sudan hastalıklara yakalanmayan kimsenin bulunmadığını ifade etti. Söz alan Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl ise, "Muhalefet ishal olmuş" diyerek espiri yaptı.

CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, Erdöl'ün bu sözlerinden ötürü kırıldığını belirtti. Kendi oğlunun da şu anda dizanteri olduğunu anlatan Ergin, "Bununla dalga geçiyorsanız sizin tıpçılığınıza yazıklar olsun." ifadesini kullandı.

Erdöl'e, "Üslubunuzu ishale kadar düşürdünüz. Size bunu hiç yakıştıramadım." diye seslenen Ergin, "İktidarın ne olduğunu da ben söylersem hiç yakışmaz" dedi.

Soruların ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kapanış konuşmasını yaptı ve kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Son 5 yılda bir sıçrama dönemi yaşadıklarını anlatan Akdağ, buna benzer bir dönemin Refik Saydam'ın Sağlık Bakanlığı döneminde yaşandığını, ardından 1960'larda benzer bir süreçten geçildiğini belirterek, "O tarihten sonra 2003'e kadar böyle köklü bir değişim olanağı olamadı." dedi.

Sağlığa geçmiş hükümetlerden daha fazla para ayırmadıklarını söyleyen Akdağ, "Böyle bir iddiamız yok. Biz bu parayı daha verimli kullandığımıza inanıyoruz. Sağlığa ayrılan kaynağı önümüzdeki yıllarda artırmak zorundayız." şeklinde konuştu.

SSK'lılara harcanan paranın göreceli olarak arttığını doğrulayan Akdağ, Türkiye'de 30 milyona yakın SSK'lının bulunduğunu söyledi. Geçmişte SSK hastanelerinde talebi kırmaya dönük bir anlayışın hakim olduğunu anlatan Akdağ, devir ile birlikte bu konuda anlayış değişikliği yaşandığını kaydetti. Akdağ, söz konusu göreceli artışın nedeninin de bu olduğunu söyledi.

Akdağ, Türkiye'de sağlık projelerinin oluşturulmasında sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

MR, tomografi gibi cihazların sayısının artırıldığını kaydeden Akdağ, hastaneleri cihaz fakiri olmaktan kurtardıklarını dile getirdi.

Akdağ, kamuyu sağlık hizmetini sunma noktasında güçlendirdiklerini, güçlendirmeye de devam edeceklerini aktardı. Akdağ, hizmet alımlarının da bu güçlendirmenin bir parçası olduğunu dile getirdi. Akdağ, bununla birlikte merkezden tüm sağlık kurumlarını yönetme ve denetleme anlayışından ise vazgeçeceklerini anlattı. Bu çerçevede Hastane Birlikleri Yasası'nı da hatırlatan Akdağ, "Böylece kadrolaşmaya imkan verebilecek bir sistemden, güçten, yetkiden vazgeçmiş olacağız." dedi.

Türkiye'nin diyaliz hizmetlerinde birçok Avrupa ülkesinin üstünde olduğunu vurgulayan Akdağ, kırsal bölgelerde bile bu hizmetin verildiğine işaret etti. Akdağ, böbrek nakil sayısının 2002 öncesine göre 2'ye katlandığını aktardı.

Rakamları doğrulamaya önem verdiklerinin ve mümkün olduğunca doğru rakamlar ile sunumunu yapmaya çalıştığının altını çizen Akdağ, bazı milletvekillerinin çocuklarının dizanteri olduğu yönündeki açıklamalarını hatırlattı. Bu hastalığın kolay iyileşebilen bir hastalık olduğunu kaydeden Akdağ, çocukların en kısa sürede sağlıklarını kavuşması dileğinde de bulundu. Akdağ, "Ancak 2 milletvekilimizin çocuklarının, yavrularımızın dizanteri olması rakamların yanlış olduğunu göstermez. Böyle objektiflik olmaz." ifadesini kullandı.

İlaç harcamalarına da değinen Akdağ referans fiyat sistemi ile sağlanan yıllık kamu tasarrufunun 1 milyar YTL olduğunu anımsattı. İlaçlarda yapılan yolsuzluk olayları ile ilgili, "Savcı iddianamelerinden yola çıkarak bürokratları suçlamayın... Savcı ve hakim gibi karar verip, şu anda kendilerini savunmaya imkanı bile olmayan bürokratları yargılamak etiğe de aykırı." şeklinde konuştu. İlaç konusunda atılan tüm adımlar ve sağlanan tasarrufun bir ekip çalışmasının ürünü olduğunu ifade eden Akdağ, "Dava devam ediyor. Bekleyeceğiz. Ne olacağını göreceğiz." şeklinde konuştu. Akdağ, bir milletvekilinin, "Siz geciktiriyorsunuz." şeklindeki sözleri üzerine ise, "Siz öyle diyorsunuz." diyerek yanıt verdi.

Akdağ, ardından doktor ve hekim sayıları ile ilgili istatistikleri vermeye başladı. Şırnak ile ilgili sayıları verdiği sırada DTP Milletvekili Kaplan, "O rakamlar doğruysa, oyumu AK Partiye vereceğim." diyerek araya girdi. Bakan Akdağ ise, "Bu kayıtlara geçti." sözleriyle karşılık verdi. 2002 yılında Şırnak'ta bir ambulansın bulunduğunu anlatan Akdağ, göreve geldiklerinden sonra ambulans sayısını 13'e çıkardıklarını anlattı. Akdağ, hava ambulanslarının da 2008 yılında faaliyete geçmiş olacağını dile getirdi.

Akdağ konuşmasında 2-3 sene öncesinde fark edilen bazı satın almalar nedeniyle soruşturma başlatıldığını ve halen devam ettiğini tekrarladı. Akdağ bu kapsamda Roch ilaç firmasından 2.8 milyon YTL tahsil edildiğini, 3 firmaya ilişkin 8 ilaç hakkında soruşturmanın ise devam ettiğini aktardı. Kamu özel ortaklığı ile ilgili bir kanun hazırladıklarını da hatırlatan Akdağ, bundan sonra yap-kirala-devlet modelinin de hayata geçirileceğini belirtti.

Akdağ, Özyürek'in 654 yaş üstü hekimlerin çalışması fikrine katıldıklarını kaydetti.

Akdağ, Ağustos ayından itibaren yeşil kart sistemi ile ilgili yapılan düzenlemeyi anlattı. Daha önce, yeşil kart kayıt sisteminin yalnızca veriliş tarihi ile ilgili olduğunu anımsatan Akdağ, bunun sonucunda vefat eden kişilerin bile sistemde görüldüğünü anlattı. "Kötü bir kayıt sisteminden doğru bir sisteme geçtik." diyen Akdağ, "Kimsenin yeşil kartını elinden almadık. Biliyorsunuz, yeşil kart bazı kişiler tarafından istismar edilebiliyordu. Aktif olanlar ile pasif olan yeşil kart kullanıcılarını birbirinden ayırdık." şeklinde konuştu.

Özel hastanelerin hastalardan aldıkları farklara da değinen Akdağ, bu konuda Başbakan Erdoğan'ın talimatı üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile çalışmalara başladıklarını söyledi. Özel sektörün, kendisinden hizmet alan vatandaşlardan onları zorlayacak farkları alamayacaklarını vurgulayan Akdağ, "Küçük katkı payları olabilir. Ancak bunlar yüzde 20'leri geçmeyecek." şeklinde konuştu. Akdağ, söz konusu katkı paylarının da kuruma ödenmesini öngördüklerini söyledi.

Akdağ'ın konuşmasının ardından Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi kabul edildi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber