Memur, başka kurumda, şartları taşımadığı halde, müdür kadrosuna vekalet edebilir mi?

İdari bir kadroya ait görevlerin kurum dışından şartları tutmayan bir memura beş yılı aşkın bir süredir gördürülmesinde kamu yararı bulunmadığı açıktır. Bu durum kurumlarda çalışma barışını bozmakta, çalışanların moral ve motivasyonunu yok etmekte, torpil, kayırmacılık iddialarını akıllara getirmektedir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 25 Aralık 2020 00:04, Son Güncelleme : 16 Aralık 2020 23:37
Memur, başka kurumda, şartları taşımadığı halde, müdür kadrosuna vekalet edebilir mi?

Soru: Görev yaptığım müdürlükte müdür vekilimizin kadrosu Sağlık Bakanlığında hemşire. 2015 yılında valilik oluruyla önlisans mezunu olarak kurumumuza vekaleten görevlendirmesi yapılmış. Hala vekaleten görevlendirmesi devam ediyor. Geçiş dilekçesi verdi fakat muvafakatı verilmedi.

1-Görevde yükselme sınavı icin bile lisans mezuniyet sartı aramakta iken bu görevlendirmenin yasallığı var mıdır?

2-Vekaleten görevlendirme süreci en fazla kaç yıl olur?

Cevap: Kamu hizmetlerinde temel ilke bu hizmetlerin kadrolu personel eliyle gördürülmesidir. Vekalet istisnai bir kamu hizmeti gördürme usulüdür. Vekalet, en genel şekliyle, Devlet memurlarının işlerinden geçici olarak ayrılmaları ya da kadroların çeşitli sebeplerle boşalması halinde yapılacak görevlendirme ile kamu hizmetlerinde sürekliliğin sağlanmasıdır.

Vekalet konusu 657 sayılı Kanunun 86. Maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmünde, "Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir....

Yukarıda sayılan haller dışında, boş kadrolara ait görevler lüzum görüldüğü takdirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebilir..." denilmektedir. Madde hükmünde ilke olarak boş kadrolara ait görevlerin ücret ödenmeksizin vekaleten gördürüleceği belirtilmiş, vekil memurlara vekalet aylığı ödenecek durumlar ayrıca düzenlenmiş, Kanunun 175. maddesinde yapılacak ödemenin miktarı belirlenmiştir. Ayrıca, Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararda (Yan Ödeme Kararnamesi) vekaleten atanan memurlara zam ve tazminat ödenmesine ilişkin hükümlere yer verilmiş, 375 sayılı KHK'nin ek 9. Maddesinde ise vekalet görevini yerine getiren memurların ek ödemeden yararlanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

657 sayılı Kanunun 86. maddesini incelediğimizde asil memurun çeşitli sebeplerle görevinin başında olmadığı durumlarda başka bir ifadeyle dolu kadrolara diğer kurumlarda görev yapan memurların da vekaleten atanabileceği açık bir şekilde belirtilmiş olmakla birlikte, boş kadrolara vekaleten yapılacak görevlendirmelerde kurum içi kurum dışı ayrımına gidilmemiş, muğlak bırakılmıştır. Sonuç olarak dolu kadrolara kurum dışından vekaleten atama yapılabileceği açık olup, boş kadrolara diğer kurumlardaki memurların atanması ise yoruma bırakılmıştır.

Vekilin asilde aranan şartları taşıması gerektiğiyle ilgili ilk düzenleme 17.5.1987 tarihli ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99 Serin No. lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır. Anılan Tebliğde, "1 - Bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekaleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple;

a) 1-4 üncü dereceli kadrolara vekalet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları,

b) 5-15 inci dereceli kadrolara vekalet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle tesbit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak kaydıyla vekalet ettirilecekleri kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla olmaması,

gerekmektedir.

2. Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.

3 - 657 sayılı Kanunun vekalet ücreti ödenmesine ilişkin 175 inci maddesine göre, tedvir dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılması mümkün bulunmamaktadır." denilmektedir. Tebliğ aylık ödemeyle bağlantı kurmaksızın vekaleten yapılan tüm atamalarda asilde aranan şartları taşıma koşulu getirmiş, o tarihlerde görevde yükselme sınavı olmadığı için asilde aranan şart olarak da sadece 68/B maddesinde aranan hizmet süresi şartıyla yetinmiştir.

657 sayılı Kanunun 175. maddesinde asilde aranan şartları taşıyor olmanın vekalet aylığı ödenmesi için zorunlu olduğuna dair 2001 yılında yapılan düzenleme ile görevde yükselme sınavı sisteminin gelmesi sonrasında 99 Seri No. lu Tebliğin uygulanabilirliğinin kalmadığını değerlendiriyoruz.

Yürürlükteki mevzuata göre asilde aranan şartları taşımayan memurlara herhangi bir ödeme yapılmaması kaydıyla vekalet görevi verilmesi mümkündür. Asilde aranan şartların taşınması sadece vekalet aylığı, zam, tazminat ve ek ödeme verilmesi için gerekli bir koşuldur. Vekalet görevi için mevzuatta bir süre de öngörülmemiştir.

Bu durumda asilde aranan şartları taşımıyor olsa da bir memurun başka bir kurumdaki kadroya asil göreve başlayıncaya ve asaleten atama yapılıncaya kadar vekalet etmesinde hukuki açıdan sorun olmayacak ancak vekalet görevi sebebiyle bu memura aylık, zam, tazminat ve ek ödeme verilemeyecektir. Ancak işin bir de kamu yararı ve yerindelik yönü bulunmaktadır. Tüm idari işlemlerde kamu yararının gözetilmesi bir zorunluluktur. İdari bir kadroya ait görevlerin kurum dışından şartları tutmayan bir memura beş yılı aşkın bir süredir gördürülmesinde kamu yararı bulunmadığı açıktır. Bu durum kurumlarda çalışma barışını bozmakta, çalışanların moral ve motivasyonunu yok etmekte, torpil, kayırmacılık iddialarını akıllara getirmektedir.

Sonuç olarak vekaleten atamanın ancak geçici bir hizmet gördürme usulü olduğunu, boş kadrolar için en kısa sürede asaleten atama yapılması gerektiğini, vekaleten atama yapılmasının zorunlu olduğu hallerde ise ilke olarak eşdeğer bir kadroda görev yapan personele veya en yakın yardımcısına yahutta hiyerarşik olarak bir alt unvana vekalet verilmesinin kamu yararına ve liyakat ilkesine en uygun yöntem olacağını düşünüyoruz. Bu uygulama çalışma barışının korunmasına da katkıda bulunacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber