Petrol ve doğal gaz fiyatları ürkütüyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Kasım 2007 11:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dünyada enerji talebinin artması ve Orta doğuda yaşanan gelişmeler petrol arzı ve güvenliğine ilişkin tedirginlikleri artırırken, petrol ve petrol ürünlerinin fiyatlarının rekor düzeyde yükselmesinin üretim, istihdam ve sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkilediği bildirildi.

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümetin acilen kömür ve hidroelektrik ile rüzgar gibi yenilenebilir enerji santrallerine ağırlık vererek, projelerin alt yapılarını hızla tamamlaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de elektrik talebinin, ekonomik büyümenin 1,5-2 katı kadar arttığını belirten Yılmaz, son yıllarda ortalama yüzde 5,5-6 oranın da büyüyen Türkiye'nin elektrik ihtiyacının da yüzde 8-10 dolayında arttığını kaydetti.

Yılmaz, bu gerçeğe rağmen yatırımların aynı oranda artış göstermediğine dikkati çekerek, ''Gerek realiteye dayalı enerji politikaları gerekse gerçekçi fiyat uygulaması olmadığı için yatırımlar yapılamadı'' dedi.

Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğini, bunun için küçümsenemeyecek kaynaklara sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:

''Bütün dünyada güvenilir ve enerjinin omurgası termik santrallerdir, çünkü kaynak eldedir. Rüzgar ve su, tabiat şartlarına bağlıdır. Arz güvenliğini sağlamak için termik santrallere ağırlık verilmeli. Fakat, kömür santrallerinde yeni teknolojiler iyi anlatılamadığı, çevrecilerle konsensüs sağlanamadığı, hep eski ve çevreye zarar veren santraller de göz önünde bulunduğu için bu yatırımlar engellendi.

Halbuki şu anda dünya konjonktürüne göre, kalorifik değer hesabına göre, ithal kömürün petrol ürünlerine göre daha ucuz olduğunu görüyoruz...Aynı hesap, Türkiye'nin önemli kaynaklara sahip olduğu linyit için de yapılabilir, kalorisi ithal kömüre göre düşük olsa da orada da maliyetin daha düşük olduğu görülecektir.''

Yılmaz, ABD, Almanya ve Çin gibi ülkelerde bu oranın çok daha yüksek olduğunu belirterek, bu çerçevede Türkiye'nin yanlış enerji politikaları izlediğini dile getirdi.

-NE YAPMALI-

Devlet Su İşlerinin (DSİ) elindeki hidroelektrik santrali projelerinin sonuna kadar değerlendirilmesi gerektiğine de değinen Yılmaz, çevre ve kamulaştırma gibi konulardaki hukuki sorunların çözümlenmesinin, bu alandaki yatırımları hızlandıracağını ve özel yatırımcıları cesaretlendireceğini söyledi.

Yılmaz, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları açısından da önemli potansiyele sahip olduğuna işaret ederek, rüzgar haritalarının detaylandırılması, iletim hatları ve trafo istasyonlarının uygun hale getirilmesi halinde, lisans tahsislerinin hız kazanacağını ifade etti.

Hidroelektrik, rüzgar ve termik santral projelerinde yaşanan sorunlar nedeniyle, doğal gaz başta olmak üzere petrol ve petrol ürünlerine dayalı enerji üretiminin öne çıktığını, ancak buradaki dışa bağımlılık ve fiyat riskinin iyi hesaplanmadığını ifade eden Yılmaz, ''Hükümetin acilen kömür ve hidroelektrik ile rüzgar gibi yenilenebilir enerji santrallerine ağırlık vererek, projelerin alt yapılarını hızla tamamlaması lazım'' dedi.

Yılmaz ayrıca doğal gaz ve petrol ürünlerine çok fazla vergi konulduğunu, ürünün rafineri çıkış fiyatının yüzde 300 dolayında arttığını belirterek, ''Bu dolaylı vergilerin olumsuzluğu üretime doğrudan yansıyor. Bu durumda ara mallarını ithal etmek zorunda kalıyorsunuz. O zaman üretim, istihdam ve sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkileniyor'' diye konuştu.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını da yürüten Yılmaz, Türkiye'de şu anda 4562 Sayılı OSB Kanunu'na göre kurulan 250 OSB bulunduğunu, yasanın yenilenmesi için çalışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber