Sosyal güvenlik reformu genel ve madde gerekçeleri

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 29 Kasım 2007 00:36, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

GENEL GEREKÇE

Mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin mali açıdan uzun dönemde sürdürülebilir olup olmadığını belirleyen en önemli değişkenlerden biri, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımıdır. 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması, sosyal güvenlik sisteminin bir yandan gelirlerinin azalması bir yandan da giderlerinin artması sonucunu doğurmaktadır. Ülkemizin şu anda genç bir nüfus yapısına sahip olmasına karşın geleceğe ilişkin projeksiyonlar, nüfusun hızla yaşlanacağını ortaya koymakta ve sadece bu husus dahi sosyal güvenlik sisteminde acil ve kapsamlı bir reformu zorunlu hale getirmektedir.

Sosyal güvenlik sistemlerinin temel amacından biri de insanları yoksulluğa karşı korumaktır. Yoksulluk, önlem alınmadığı takdirde, kendisini çoğaltan bir olgu olup, yüksek doğurganlık, yetersiz beslenme, sağlık problemleri, düşük eğitim düzeyi ve işsizlik gibi olumsuz bir döngü içinde kendini beslemektedir. Sosyal yardım ve hizmetler de dahil olmak üzere, ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının toplam harcamalarının milli gelir içerisindeki oranı yüksek bir düzeyde olmasına karşın, mevcut sistemin yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkili olduğunu söylemek mümkün değildir.

Sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansman sorunu, kamu finansmanı üzerinde yarattığı baskı nedeniyle başta enflasyon olmak üzere, diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisi ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline gelmiştir. Kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için söz konusu kurumlara yapılan transferlerin milli gelir içindeki paylarının yükselmesi, sorunun büyüklüğünü açık bir şekilde yansıtmaktadır.

Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olduğu dikkate alındığında, doğru tasarlanacak bir sosyal güvenlik sistemi ile açık vermek yerine, aynı dönemde fon birikimi sağlanarak ekonomiye olumlu katkı sağlanabilecektir.

İstihdam yapısını gösteren mevcut verilere göre, işgücünün ancak yarısı sosyal sigorta güvenlik kapsamına tabi çalışırken, işgücünün diğer yarısı (yaklaşık 11 milyon kişi) kayıt altına alınamamıştır. Bu durumda, mevcut sistemde, toplam nüfusun yaklaşık % 20'sinin efektif olarak sağlık güvencesi kapsamında olmadığı tahmin edilmektedir.

Sağlık hizmetlerine erişim, sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Zira, kötü sağlık yoksulluğu artırmakta, yoksulluk ise sağlık hizmetlerine ulaşımı engellemektedir. Kişilerin sağlık güvencelerinin olması, sağlık hizmetinin kullanımını olumlu yönde etkilemektedir. Kişilerin sağlık hizmetine kolay ulaşmaları hastalıkların ilerlemesine engel olmakta, toplumun genel sağlık göstergelerini iyileştirmekte, bu da, sağlık hizmetlerine, dolayısıyla, sosyal güvenliğe yapılan harcamaları azaltmaktadır.

Diğer yandan, sosyal yardımların farklı kurumlar eliyle sunulması, sistemi karmaşık bir hale getirmektedir. Sosyal yardım ve hizmetlerden yararlananlar ile ilgili merkezi bir bilgi bankası mevcut olmadığından, bu alanda faaliyette bulunan kuruluşlar arasında yeterli koordinasyon ve işbirliği sağlanamamaktadır. Dolayısıyla, bu sistemde yardım alan kişilerin birden fazla kuruluştan yardım alıp almadığının ve durumlarında bir değişiklik olup olmadığının periyodik olarak takip edilmesi sağlanamamaktadır.

Türk sosyal güvenlik sisteminin finansman sorununun bir bölümü gelirleri azaltıcı, diğer bir kısmı ise giderleri artırıcı gelişme ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Gelir azaltıcı faktörler; erken emeklilik uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranının düşüklüğü, afla ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, ödenmeyen primlerin gecikme cezalarına uygulanan aflar, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü ve fon gelirlerinin yetersizliği, gider artırıcı faktörler ise; erken yaşta emeklilik uygulamaları, primi alınmadan yapılan sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı olarak sıralanabilir.

Diğer taraftan, sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sosyal güvenlik sistemi yaratmaktadır. Bu dağınık yapı, eşgüdüm sağlanmasını önlemektedir. Diğer taraftan, mevzuatın karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem altyapısının yetersiz olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik kurumlarının etkin çalışmasına engel olmaktadır. Bunun sonucunda, emekli aylığı bağlanmasından, sağlık raporu alınmasına ve sağlık hizmetine erişime kadar bir çok işlemin süresi uzamaktadır.

Sonuçta; ?Nüfustaki yaşlanmanın hızlanması şeklindeki seyre karşı önlem alınmaması, mevcut sistemin yoksulluğa karşı etkin ve kapsamlı koruma sağlayamaması, sosyal güvenlik kurumlarının mali yönden açık vermesi ve bu açıkların büyüyerek artması sonucu ekonominin olumsuz etkilenmesi, mevcut yapının nüfusun tüm kesimlerini kapsamaması ve sosyal güvenlik kuruluşlarının yapısal olarak dağınık olması nedeniyle sorunların çözüme kavuşturulamaması ve norm ve standart birliği sağlanamaması? hususları, ülkemizde sosyal güvenlik reformunun yapılmasını gerekli hale getirmiştir.

Sosyal güvenlik sistemi ile ilgili reform, üç aşamalı olarak planlanmıştır. Bunlardan ilki, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi, ikincisi sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası hükümlerinin tek bir kanunla bir araya getirilmesi suretiyle norm ve standart birliğinin sağlanması, üçüncüsü de primsiz ödemeler sisteminin sosyal sigorta sisteminden ayıklanması ve tek elden yürütülmesidir.

Reformun ilk aşaması 20/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunla hayata geçirilerek, mevcut sosyal güvenlik kuruluşları ?Sosyal Güvenlik Kurumu? adı ve çatısı altında birleştirilmiştir.

Reformun ikinci aşaması için, ?Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Taslağı? Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş ve 31/5/2006 tarihli Resmi Gazetede 5510 sayılı Kanun olarak yayımlanmış ve yürürlük tarihi de 1/1/2007 olarak belirlenmiştir.

Söz konusu Kanun yürürlüğe girmeden bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Cumhurbaşkanlığı Makamı ve Ana Muhalefet Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 15/12/2007 tarihli ve E. 2006/111, K.2006/112 sayılı Kararı sayısı ile bazı maddeleri iptal edilmiş ve yürürlüğünü durdurma kararı verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin Kararı üzerine biri 1/7/2007, diğeri de 1/1/2008 olmak üzere söz konusu Kanunun yürürlük tarihi iki kez ertelenmiştir.

Anayasa Mahkemesinin Kararında gerekçe olarak;

- ?Çalışanlar için sosyal güvenlik hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılırken, hukuksal konumları gözetilerek aynı statüde bulunmayanların bu statülerinin gerekli kıldığı kurallara bağlı tutulmalarının Anayasanın 10'ununcu maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesinin doğal bir sonucu olduğu, kanun önünde eşitliğin, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmediği, durumlarındaki özelliklerin, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebileceği,

-Anayasa'nın 128'inci maddesinde kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları, yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilerek, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin maddede sayılan özlük hakları bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuş olduğu,

-Memur statüsü ile emekli statüsü arasında organik bağ bulunduğundan memur statüsünde yapılacak değişikliklerin doğal olarak emeklilik statüsünde de etkisini gösterdiği,

-Tarihi süreç içerisinde geçmişi sosyal sigortadan çok daha eskilere dayanan memurların sosyal güvenlik haklarının en önemli güvencesinden olan emekli maaşı, önceki hizmetler de gözetilerek verildiğinden, devletin mali olanaklarının yeterliliği ve adil ölçüler içerisinde görevlerinin niteliğine uygun olması gerektiği, hukuk sistemimizde de bugüne kadar emekli maaşının hesaplanmasında, belirtilen özellikler dikkate alınarak hizmet süresi, yaş, görevin önemi, alınan ve alınmakta olan maaşlar ve kesenekler gibi unsurların etkili olduğunun görüldüğü,

-Devletin en temel işlevlerinden olan kamu hizmetinin görülmesinde yeri tartışmasız olan kamu görevlileri için statülerine, yaptıkları görevin gereklerine uygun, emekliler için de önceki statüleri ile uyumlu ayrı yasal düzenleme yapılmasını gerekli kıldığı, ancak, düzenlemenin aynı hukuksal konumda bulunmayanların bu özelliklerini ve farklılıklarını yansıtmak koşuluyla aynı veya başka bir yasa içinde yapılmasının yasa koyucunun takdirinde bulunduğu,

-Çalışanları ve emeklileri kapsayan genel sağlık sigortasından yararlanma hakkının da Anayasa'nın 128 inci maddesinde memurlar için yasayla düzenlenmesi öngörülen haklar kapsamında olduğundan, üstlendikleri görevleri aksatmadan yürütülmesi için bu düzenlemenin ayrı bir şekilde yer alması gerektiği?,

hususlarına yer verilmiş ve bu gerekçeler çerçevesinde; kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta hükümlerinin uygulanmasına, emekli aylığına hak kazanma şartlarına, prime esas kazançların tespitine ve üst sınır aranmamasına, aylıkların hesaplanmasına, bazı kamu işyerlerine ilişkin fiili hizmet zammı hükümlerine, kamu görevlisi olarak emekli olanların aylıklarının artışına, kamu görevlilerinin genel sağlık sigortası kapsamında tedavi süreleri ve katılım payı alınmasına ilişkin bazı maddeleri istem doğrultusunda, zorunlu sigortalılık ve genel sağlık sigortalılık kapsamından kamu görevlilerinin çıkarılması ile Kanunun ?Değiştirilen, eklenen ve uygulanmayacak hükümler? başlıklı 105 ile ?Yürürlükten Kaldırılan Hükümler? başlıklı 106 ncı maddesinin kamu görevlilerine ilişkin bazı hükümleri ise 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesi doğrultusunda iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin gerekçeleri dışında iptal istem maddeleri de dikkate alınarak,

-Her üç statü için genel refah payını yansıtmaması gerekçesiyle aylık hesaplanması ve toptan ödeme ve ihya yapılmasında kullanılan ?güncelleme katsayısı?,

-Kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışan sigortalılar için sosyal güvenlik destek priminin miktarına ilişkin hükümler,

- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için 08/09/1999-01/01/2007 tarihleri arasında ilk kez sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanılması şartına yer verilmemesi gerekçesiyle Kanunun 106 ncı maddesinin 2 numaralı bendinde yer alan ?diğer maddeleri? ibaresi de,

ayrıca iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin kamu görevlileri ile ilgili gerekçesi doğrultusunda iptal ettiği madde ve hükümler de dikkate alınarak, Kanun metninde mevcut ?Kısım? ve ?Bölümler? aynen muhafaza edilmiş ve genel anlamda kamu görevlileri açısından ve bazı konularda uygulama değişikliği için maddeler yeniden düzenlenmiş, özellikle Kanun iptal edilmeden önceki yürürlüğe girmesi aşamasında ikincil mevzuatın hazırlanması ve bilgisayar programlarının yapılması esnasında görülen eksikliklerin giderilmesi hususlarında ise bazı maddelerde değişikliğe gidilmiştir.

Bu çerçevede; Anayasa Mahkemesince iptal edilen madde veya hükümler ile diğer bazı uygulamalara ilişkin değişikliklerin gerekçesi aşağıda belirtilmiş, Kanunun yürürlüğe girme aşamasında ikincil mevzuat veya bilgisayar programlarının hazırlanması esnasında tespit edilen eksiklerin giderilmesine yönelik bazı maddelerle yapılan değişikliklere ilişkin gerekçelerde madde bazında verilmiştir.

- Güncelleme katsayısı, ?tüketici fiyat endeksindeki değişim oranının tamamı ile yurtiçi gayri safi hasılada meydana gelen reel artışının % 25'nin toplamı?ndan oluşacak şekilde yeniden düzenlenmiş ve yeniden yapılan düzenleme ile güncelleme katsayısına atıf yapılan maddelerde herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek duyulmamıştır.

- Anayasa Mahkemesince diğer maddelerin iptali sonucu kamu görevlileri açısından Kanunun uygulama imkanı kalmadığından ?Sigortalı sayılanlar? başlıklı 4 üncü maddesinin kamu görevlilerine ilişkin (c) bendi, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesine göre iptal edildiğinden, diğer maddelerdeki düzenlemeler ile iptal gerekçeleri yerine getirilmiş ve bu bent ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmayarak aynen muhafaza edilmiştir.

-Kamu görevlileri açısından; Kanunun yürürlüğe gireceği tarihte iştirakçi olarak adına kesenek ve karşılık ödeyenler için Kanunun geçici 2 nci maddesinde yapılan düzenleme ile prime esas kazancın tespiti ile aylıkların hesaplaması ve toptan ödeme ve ihya işlemlerinin yapılmasının mülga 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmesi, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa kamu görevlisi olacaklar için ise Kanunun 27, 29, 31 ve 33 üncü maddelerinde yer alan hükümlere göre işlem yapılması şeklinde değişikliğe gidilmiştir.

-Kamu görevlileri açısından emekliliğe hak kazanılmasına ilişkin Kanunun 28 inci maddesinin yaş da dahil bazı fıkraları iptal edilmekle birlikte, gerekçede bu konuda özel bir açıklama olmadığından, düzenleme aynen muhafaza edilmiş ve herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

-Anayasa Mahkemesi Kararı ve uygulamada yaşanan sıkıntılar dikkate alınarak, kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık uygulamalarına ilişkin sürekli iş göremezlik geliri, geçici iş göremezlik ödeneği) kapsamından çıkarılmış, iş kazası ve meslek hastalığı geliri yerine, yapılan düzenlemelerle ?vazife malullüğü? ikame edilmiştir. Bu çerçevede, vazife malullüğü için kamu idarelerine bildirim süresi ve süresinde bildirim yapılmaması durumunda idari para cezası uygulaması getirilmiştir. Ayrıca, bu düzenleme ile Kanunun 19 uncu maddesinin beşinci fıkrası ile ilgili herhangi bir değişikliğe gidilmesine gerek duyulmamış, ancak, Kanunun; 46 ncı maddesinin son fıkrası ile vazife malullüğüne ilişkin 47 nci maddesinde ?iş kazası ve meslek hastalığı geliri? ibareleri metinden çıkarılmıştır.

-Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sosyal güvenlik destek prim miktarına ilişkin iptal gerekçesi ve hizmet akdi çalışanlar için Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa sisteme gireceklerin 65'e varan yaşlarda emekli olacaklarından tekrar çalışmalarının gündeme gelmesinin ihtimal dışında olması, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için ileri yaşlarda emekli olmaları halinde de bedene dayalı çalışma zorunluluklarının bulunmaması ve kamu görevlileri için 5335 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak; sosyal güvenlik destek primi uygulamasında değişikliğe gidilerek Kanunun ?Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi ve sosyal güvenlik destek primi? başlıklı 30, ?Prim Oranları ve Devlet Katkısı? başlıklı 81, ?Primlerin ödenmesi? başlıklı 88 inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve Kanuna ayrıca konuyla ilgili geçici madde eklenmiştir

Buna göre;

- Hizmet akdi ile çalışma olarak ilk defa sisteme girecekler için sosyal güvenlik destek primi uygulaması kaldırılmış, ancak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte hizmet akdi ile çalışanlar için tabi oldukları mülga kanun hükümlerine göre uygulamanın devamı sağlanmış olmakla birlikte, prime esas kazançları üzerinden % 30 ile kısa vadeli sigorta primi toplamı üzerinden prim alınması esası getirilmiştir.

-Kanunun yürürlük tarihinden önce kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile Kanunun yürürlük tarihinden sonra çalışacaklar için ise beyan edecekleri asgari prime esas kazanç üzerinden erken yaşlarda daha yüksek ileriki yaşlarda daha düşük olacak şekilde yaşa bağlı kademeli prim oranları getirilmiştir.

-Fiili hizmet zammı hükümlerini düzenleyen 40 ıncı maddenin ikinci fıkrasında yer alan tablodaki (8), (12), (13) ve (14) üncü sıralarda yer alan işyerleri iptal kararı doğrultusunda kapsam dışına çıkarılmış ve bu sıralarda yer alan işyeri ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Diğer taraftan, ilk defa bu Kanunla kapsama alınmakla birlikte uygulama imkanın dar olması ve uygulamada sıkıntı yaşanacağı gerekçesiyle kendi adına ve bağımsız olarak çalışan sigortalılar da kapsam dışında bırakılmıştır. Söz konusu düzenlemede yer alan, ancak günümüz şartlarında fiili hizmet zammı mantığı uygun düşmemesi gerekçesiyle ?havayollarının uçucu personeli ve lokomotif makinistleri?, ?basın kartı sahibi olmak suretiyle gazetecilik yaparken kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevde istihdam edilenler?, ?infaz koruma memurları, baş memurları ve diğer personeli? ve ?PTT dağıtıcıları? da kapsam dışında tutulmuştur. Yine, aynı fıkranın diğer bazı sıralardaki işyerlerinin kapsamı daraltılmış ve prime ödeme gün sayılarına eklenecek prim ödeme gün sayılarında da indirime gidilmiştir.

-?Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz.? ibaresinin iptal edilmesi ile söz konusu ibare kaldırılarak herhangi yeni bir düzenlemeye yer verilmemiş, diğer yandan yine iptal kararı dikkate alınarak, yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kamu görevlilerinin prime esas kazançlarının uygulama yönünden daha uygulanabilir ve pratik olarak belirlenmesi açısından ?Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının, görevi değiştirilerek yurtdışına gönderilenler için ise bağlı olduğu bakanlığın bakanlık müşaviri kadro görev ve unvanını geçmemek üzere emsali kadroya ait prime esas kazancını geçemez?şeklinde düzenleme yapılmıştır.

-Anayasa Mahkemesince diğer maddelerin iptali sonucu kamu görevlileri açısından Kanunun uygulama imkanı kalmadığından ?Genel sağlık sigortalısı sayılanlar? başlıklı 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının kamu görevlilerine ilişkin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi, 2949 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine göre iptal edildiğinden, genel sağlık sigortası bölümünde kamu görevlileri ile ilgili yapılan düzenlemeler ile iptal gerekçeleri yerine getirilerek bu bent ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış ve aynen muhafaza edilmiştir. Ayrıca, Kanunun genel sağlık sigortası maddelerinde kamu görevlileri ile ilgili olarak 63 ve 68 inci maddelerinin bazı hükümleri iptal gerekçeleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir.

-Kamu görevlilerinin aylık prime esas kazançlarının belirlenmesinde yapılan tüm ödemelerin brüt tutarının dikkate alınması nedeniyle prim matrahında artış olacağı gerekçesiyle, Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrası Kanunun yürürlük tarihinden sonra işe girecek kamu görevlileri için iptal gerekçesi ve aylıklarda düşme yaşanmaması hususları dikkate alınarak yeni matrah tanımı ile yeniden düzenlenmiş, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte iştirakçi olanlar için de 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bu Kanunda geçici maddelerde düzenleme yapılmıştır.

-Anayasa Mahkemesince kamu görevlileri ile ilgili bazı maddelerin iptal edilmesine paralel olarak 2949 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi gereğince uygulama imkanı kalmadığı düşüncesiyle, Kanunun ?Değiştirilen, eklenen ve uygulanmayacak hükümler? başlıklı 105 inci maddesinin (a) bendinin (1), (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı bentleri ile ?Yürürlükten kaldırılan hükümler? başlıklı 106 ıncı maddesinin (5), (7), (8), (9), (10), (15), (16), (18), (19), (20) ve (24) numaralı bentleri iptal edilmiştir. Buna göre, 105 inci maddenin (1) numaralı bendi yeniden düzenlenmiş ve diğer bentler de, Kanunda yapılan diğer düzenlemelere istinaden kaldırılmıştır. 106 ıncı maddede ise Kanunun diğer maddelerinde Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerine paralel değişiklik yapıldığından bu maddedeki bentlerle ilgili herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.

-Anayasa Mahkemesince, 8/9/1999 ila Kanunun yürürlüğe gireceği tarih arasında çalışmaya başlayanların emeklilik aylığın hak kazanılması için geçiş sürecine Kanunda yer verilmemesi nedeniyle 106 ıncı maddenin bağımsız çalışanlara ilişkin (2) numaralı bendindeki ?diğer maddeleri? ibaresi ile kamu görevlilerine ilişkin (8) numaralı bendindeki ?30 ila 39 uncu maddeleri? ibaresi iptal edilmekle birlikte, Kanunun geçici 9 uncu maddesinde söz konusu eksiklik düzeltildiğinden, bu konuda 105 ve 106'ncı maddelerde değişiklik yapılmasına gerek duyulmamıştır.

-Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gelir ve aylıkların Kanunun 55 inci maddesine göre artırılacağına ilişkin geçici 1 inci maddenin beşinci fıkrası da iptal edilmekle birlikte, geçici 4 üncü maddede gerekli değişiklik yapıldığından bu fıkrada herhangi bir değişikliğe gerek görülmemiştir.

-Kanunun yürürlük tarihinden önce ve sonra çalışmaları olan sigortalıların aylıkların hesaplanmasını düzenleyen geçici 2 nci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentleri kamu görevlileri açısından iptal edilmiştir. Kanundaki yeni düzenleme ile Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla iştirakçi olanlar için 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından ve bu konuda kamu görevlileri için aynı maddeye yeni bir fıkra eklendiğinden söz konusu bentlerle ilgili herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

-Kamu görevlileri için emeklilik ikramiyelerinin Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla bir yıl süresince Kurum, daha sonraki sürelerde ise son çalıştığı kurumlarınca ödenmesine ilişkin hükmün iptali ile ilgili olarak Kanunun yürürlük tarihinden önce iştirakçi olanlar için mülga kanun hükümlerine göre ödeme yapılması yönünde düzenleme yapılmış, Kanunun yürürlük tarihinden sonra kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayacak olanlar için ise emeklilik ikramiyesinin ilgili kurumları ilgilendirdiği gerekçesiyle herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.

- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi olanlar için bu Kanuna göre belirlenecek prime esas kazanç sonucunda oluşacak matrah farkına ait sigorta priminin iki yıl süre ile kurumlarınca karşılanmasına ilişkin geçici 4 üncü maddenin dokuzuncu fıkrasının iptali ile ilgili olarak Kanunun 80 inci maddesinde gerekli düzenleme yapıldığından, söz konusu fıkra kaldırılmıştır.

-Kanunun geçici 9 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile kamu görevlileri için 8/9/1999 ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında ilk defa sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma şartları korunmadığından iptale konu olan fıkralar yeniden düzenlenmiş ve eksikliler giderilmiştir.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Madde ile 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının;

- (7) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Kamu görevlilerine vazifeden kaynaklanan malullükleri halinde uzun vadeli sigorta kollarından vazife malullüğü aylığı bağlanacak olup, kısa vadeli sigorta kolları uygulaması kamu görevlileri açısından kaldırıldığından, bu aylığı almakta iken ölen kamu görevlisinin aylık bağlanan eşi, çocuğu ve anne-babası da ?hak sahibi? kavramına dahil edilmesi,

- (10) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Bentte yer alan ?sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan? ibaresi, ?sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan? şeklinde değiştirilerek, kavram kargaşasının giderilmesi,

- (14) ve (15) numaralı bentlerde yapılan düzenleme ile; personel ücretlerini her ayın 1'inde ödeyen kamu idarelerinin ?ay? ve? yıl? kavramları kapsamına dahil edilmesi,

- (17) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin vazifeden kaynaklanan malullükleri halinde uzun vadeli sigorta kollarından bağlanan vazife malullüğü aylığının ?aylık? kavramı kapsamına dahil edilmesi,

- (20) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; sağlık kurullarının görevleri içerisinde erken yaşlanma hali ile vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, malullük derecelerini de kapsayacak şekilde değişiklik yapılması,

- (21) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş olan şirketlerin kamu idareleri kapsamından çıkarılması,

- (29) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi dikkate alınarak güncelleme katsayısı yeniden tanımlanmış ve refah payının da aylık hesaplamasına yansıtılması,

amaçlanmıştır.

(30) numaralı bentte vazife malullüğünün, (31) numaralı bentte ise uluslararası sözleşmelerin tanımı yapılmıştır.

Ayrıca, maddeye eklenen fıkra ile güncelleme katsayısı tanımında yer alan TÜFE ve gelişme hızı değerlerinin ?eksi? olması durumunda, nasıl hesaplama yapılacağı hususu düzenlemiştir.

MADDE 2- Madde ile 5510 sayılı Kanunun;

A) 4 üncü maddesinin;

-İkinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları, müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında istihdam edilenler ile düşünürler ve yazarların çalışmaları hizmet akdine dayanmadığından, ?hizmet akdi? ibaresi metinden çıkarılmıştır.

- Üçüncü fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; ?Cumhurbaşkanı?nın özel statüde olması nedeniyle sigortalı olarak sayılmamıştır.

-Maddeye eklenen fıkralarla; harp okulları, polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda TSK ile Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyanlardan, bu eğitimleri tamamlamamaları nedeniyle teğmen ve komiser yardımcılığına geçirilmeyenlerin eğitim sürelerinin sigortalılık süresinden sayılmaması yönünde mevcut uygulamaya paralel hüküm getirilmiştir. Ayrıca kamu görevlileri hakkında, bu Kanunun kısa vadeli sigorta kollarına ait hükümlerin uygulanmayacağı belirlenmiştir.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanların bu Kanuna göre sigortalı sayılmaları öngörülmektedir.

B) 5 inci maddesinin;

- (b) bendinde yapılan düzenleme ile; aday çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler ile öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrencilerin çalışmaları hizmet akdine dayanmadığından, ?hizmet akdiyle çalışmamakla birlikte? ibaresi madde metninde çıkarılmıştır.

- (c) bendinde yapılan düzenleme ile; harp malûlleri, terörle mücadele, asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan, bu Kanuna göre sadece hizmet akdiyle ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmaları halinde aylıklarının kesilmeden çalışmalarına imkan tanınmış ve mevcut uygulamaya göre prim oranlarında da indirime gidilmiştir.

- (f) bendinde yapılan düzenleme ile; 4857 sayılı İş Kanununun 65 inci maddesine göre zorlayıcı nedenlerle işyerlerinde geçici olarak işin durması veya kısa çalışma hallerinde, işçilere çalıştırılmadıkları sürede; 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında çalışırken işsiz kalması nedeniyle işsizlik ödeneği almaya hak kazananların uzun vadeli sigorta kollarına ait primleri işsizlik sigortası fonundan karşılanmak suretiyle bu süreler hizmetlerine eklenmesi sağlanmıştır.

-(g) bendinin eklenmesi ile; sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası uygulanarak, istek halinde uzun vade sigorta kolları açısından isteğe bağlı sigortaya tabi tutulmaları ile gerek söz konusu işçilerin sosyal güvenliğinin sağlanması gerekse Türk işverenlerin rekabet gücünün desteklenmesi amaçlanmıştır.

C) 6 ncı maddesinin (j) bendi, bir gün içerisinde yevmiyeli olarak çalışanların da sigorta kapsamına alınması sağlanmış ve bu bentten sonra gelen bentler teselsül ettirilmiştir.

D) 7 nci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca bir yıl içinde bildirilmesi halinde tescil edildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirim tarihinden itibaren tescillerinin yapılarak geçmişe yönelik sigortalılık durumu ve borçlarla karşılaşmalarının engellenmesi ve ilgili meslek kuruluşundan bildirim yapılması zorunlu olduğundan usulsüz ve geriye yönelik kayıtların önlenmesi amaçlanmıştır.

-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; sigortalılık başlangıcı açısından öğrenime başlamanın Kanun kapsamındaki harp okulu, polis akademisi olduğu açıkça belirtilmiştir.

E) 8 inci maddesinin;

- Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların ilgili meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren bir yıl sonra Kuruma bildirimleri halinde Kuruma tescil başlangıçlarının bildirim tarihinden itibaren yapılmasına yönelik düzenleme sonucunda, bu durumda olan meslek kuruluşlarına idari para cezası uygulanması için değişiklik yapılmıştır.

-Dördüncü fıkrasının kaldırılması ile; tarımda kendi adına ve bağımsız çalışan sigortalıların asıl olarak ilgili meslek kuruluşlarınca Kuruma bildirilmesi nedeniyle ikili bildirimin yaratacağı sıkıntılar dikkate alınarak bu durumdaki sigortalıların kendilerini bildirmeleri yükümlülüğü kaldırılmıştır.

- Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu idarelerinin kamu görevlilerinin bildirimine açıklık getirilmiş ve kamu idareleri içerisinde naklen tayin ve görevlendirmelerde bildirim yükümlüğü kaldırılmıştır.

-Altıncı fıkrasında yapılan düzenleme ile; Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ve kısa çalışma ödeneği ödenen kişilerin Kuruma bildirilmesinde şekil şartı aranmaksızın bildirim yapılması amaçlanmış ve Kanun gereği kamu kurumlarına sigortalı bildirimlerinden dolayı idari para cezası uygulanmaması esas alınarak söz konusu bildirim idari para cezası dışında tutulmuştur.

-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme; bu maddenin altıncı fıkrasında Türkiye İş Kurumu için idari para cezası yükümlülüğü kaldırıldığından idari para cezalarının düzenlendiği 102 inci maddeye yapılan atıflarda değişikliğe gidilmiştir.

F) 9 uncu maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; ortaklar kurulu kararı ile şirketin tasfiyesinin başlamasına karar verilenler, münfesih duruma düşenler veya resen tasfiye haline giren şirket ortaklarının sigortalılığının tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona ereceği öngörülmüştür.

- Birinci fıkrasının (b) bendinin (8) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; farklı yorumlanmaların önüne geçilmesini teminen bentte teknik düzenleme yapılmıştır.

-Birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; yaş haddi ve sıhhi izin sürelerin dolumu halinde hangi tarihlerde sigortalılığın sona ereceği belirlenmiştir.

- Birinci fıkrasının (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin sigortalılıklarının sona ermesi, tam prim alınması esasına göre düzenlenmiştir.

MADDE 3- 5510 sayılı Kanunun;

A)13 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri iş kazası ve meslek hastalığı kapsamından çıkarılmış ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar işyeri sınırları açıkça belirlenememesi nedeniyle değişiklik yapılmıştır.

- Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kadın sigortalılar için iş mevzuatında emzirmenin işyeri içinde ve dışında şeklinde herhangi bir ayrıma yer verilmediğinden, bunlar için işyerinde emzirme esnasında meydana gelen iş kazası kapsam dışında tutulmuştur.

B) 15 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Kanunun uygulanması bakımından hastalık ve analık sigortaları kamu görevlileri açısından kapsam dışında bırakılmıştır.

- İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; emzirme ödeneğinin gelir ve aylık alanlara de verilmesi sağlanmıştır.

C) 16 ncı maddesinin,

-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; gelir almakta iken evlenen erkek çocuklar için evlenmeleri nedeniyle gelirleri kesilmediğinden, erkeklerin kapsam dışında tutulması açıkça vurgulanmıştır.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; daha önce asgari ücretin üçte biri olarak 6 ay süreyle ödenmesi öngörülen emzirme ödeneğinin maliyeti dikkate alınarak, bu miktar, bir defaya mahsus ödenmesi şeklinde değiştirilmiştir.

-Üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; emzirme ödeneğinden yararlanılabilmesi için 120 günlük staj süresi getirilmiştir.

D) 18 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerinde yapılan düzenleme ile; hastalık ve analık hallerinde işyerinin kapalı kalmaması ve dolayısıyla gelir kayıplarının olmaması gerekçesiyle kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlara verilen geçici iş göremezlik ödeneği kaldırılmıştır.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sadece iş kazası veya meslek hastalığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi ve bunun için de genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartına bağlanmıştır.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; geçici iş göremezlik ödeneklerinde yatarak ve ayaktan ayrımı yapılarak Kuruma getirdiği maliyet dikkate alınarak, oranlar yeniden belirlenmek suretiyle mevcut uygulama ile paralellik sağlanmıştır. Ayrıca, pratikte uygulama imkanı olmaması nedeniyle net kazanca göre günlük kazancın tespitine ilişkin hüküm kaldırılmıştır.

E) 19 uncu maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; mevcut uygulamada sağlık kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından düzenlenen raporlarda iş göremezlik derecesi konusunda herhangi bir tespit yapılmadığından ve birden fazla iş kazasına uğrayan ve bu kazalarda iş göremezlik derecesi %10'un altında kalan sigortalılar hakkında dosya açılmayacağından ve de daha sonra dosyaların birleştirme işlemlerinin yapılmasında zorluklar yaşanacağından, sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenen raporlarda iş göremezlik derecesinin % 10 olma şartı kaldırılmıştır.

Beşinci fıkrası, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, kamu görevlileri açısından kısa vadeli sigorta kollarına yer verilmemesi hususu dikkate alınarak madde metninden çıkarılmış ve yerine herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Altıncı fıkrasında; muhtaç olanlar dışında uygulamada ilk kez hesaplanan sürekli iş göremezlik gelirine bir üst sınır uygulaması getirilmesi sigortalılar arasında eşitliği bozacağı gibi üst sınırın belirlenmesinde gelir hesaplanmasında esas alınan kazanç her bir sigortalı için kesilen vergi ve sigorta primlerinin düşülmesi uygulaması işlemlerin süresinin uzamasına yol açacaktır. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığının tespit tarihi ile gelirin bağlanacağı tarih arasında zaman farkı sigortalının aleyhine olacaktır. Düzenleme ile bu olumsuzlukların önlenmesi amaçlanmıştır.

MADDE 4- 5510 sayılı Kanunun;

A) 25 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerine mahsus olmak üzere maluliyetin tespitine ilişkin çalışma gücü kaybı ve oranı dışında ?vazifelerini yapamayacak derecede malul sayılma? hususuna yer verilmiş, kamu görevlileri için iş kazası ve meslek hastalığı gelirinin kaldırılması dikkate alınmış ve hastalık iznine ilişkin hususların tespiti için gerekli değişiklikler yapılmıştır.

B) 26 ncı maddesinin;

-Birinci fıkranın (b) bendinde yapılan düzenleme ile; tespitinin zorluğu ve uygulamada yaşanacak aksaklıklar dikkate alınarak, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olanlar için prim ödeme gün sayısı 1800 gün olarak belirlenmiştir.

-Birinci fıkranın (c) bendinden sonra gelen paragrafta yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların malullük aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.

C) 27 nci maddesinde yapılan düzenleme ile, sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylığı kesilenlerden çalışması sona erip, malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanların yeni aylıklarının hesabı ile sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip, yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanların yeni aylıklarının hesabında paralellik sağlanmıştır.

MADDE 5- 5510 sayılı Kanunun;

A) 28 inci maddesinin;

- Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliliklerinde uygulanan yaş haddinin 65 olması nedeniyle 5400 gün prim ödedikten sonra kısmi emeklilik aylığından yararlanmak isteyenlerin tabi olacağı emeklilik yaşı 65 ile sınırlandırılmıştır.

-Yedinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; erken yaşlanmada Kanunun 28 inci maddesinde belirtilen yaş hadleri ile paralellik sağlanması amacıyla yaş şartı 55'e çıkarılmıştır.

-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliliklerinde ilişiklerinin kesilmesine ilişkin esaslar yeniden düzenlenmiştir.

-Dokuzuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların yaşlılık aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.

B) 29 uncu maddesinin;

- Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesi iptal kararı dikkate alınarak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanların emekli aylıklarının bu madde hükümlerine göre hesaplanması öngörülmektedir.

- Ülkemiz OECD ülkeleri arasında en yüksek aylık bağlama oranı olan ülkelerden biridir. Bu durumun sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengelerini olumsuz yönde etkilemesi dikkate alınarak aylıkların hesabına esas oranın tespitine ilişkin maddenin üçüncü fıkrası yeniden düzenlenmiştir.

C) 30 uncu maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri için yaşlılık aylığı bağlanmasında emekliliğe sevk işlemlerinin esasları yeniden belirlenmiştir.

-Üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının yeniden düzenlenmesi ile; hizmet akdiyle çalışanlar için emeklilik yaşının 65'e çıkarılması ve bu yaştan sonra yeniden çalışmanın mümkün olamayacağı, kamu görevlileri için ise 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hükümleri dikkate alınarak, Kanuna göre ilk defa sigortalı olanlardan kamu görevlileri ve hizmet akdine dayalı çalışanların yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlamaları halinde aylıklarının kesileceği hüküm altına alınmıştır. Yaşlılık aylığı almakta iken kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmaya başlayanlar veya devam edenler için daha önce öngörülen sosyal güvenlik destek primi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden, aylıklarının % 15'i oranında sosyal güvenlik destek primi sistemi getirilerek karara uygun bir düzenleme yapılmıştır.

D) 31 inci maddenin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olarak göreve başlayanlara yapılacak olan yaşlılık toptan ödemesinin bu madde hükümlerine göre hesaplanması öngörülmektedir.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerine kesenek iadesi yapılmak suretiyle veya zamanaşımına uğraması nedeniyle tasfiye edilen hizmetlerin de ihya edilmesine imkan sağlanmıştır.

MADDE 6- 5510 sayılı Kanunun;

A) 32 nci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; ölüm aylığı almakta iken evlenen erkek çocukların aylıkları kesilmediğinden ve bunların 37 inci maddede belirtilen evlenme yardımından yararlandırılmasına imkan bulunmadığından, aylık almakta iken evlenen kız çocukları kapsayacak şekilde düzenleme yapılmıştır.

-İkinci fıkrasının (a) bendinde yapılan düzenleme ile; Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölenler için Kurumun finansman yapısı da dikkate alınarak, mevcut sosyal güvenlik kanunları arasında norm ve standart birliği sağlanması amaçlanmıştır.

-İkinci fıkrasının (b) ve (c) beninde yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığı almakta iken veya vazife malullüğü aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine de ölüm aylığı bağlanması öngörülmektedir.

-Son cümlesinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların ölüm aylığı bağlanmasında prim borçlarının olmaması sadece prime bağlı borçlarla sınırlandırılmıştır.

B) 34 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen bazı kısmi sigortalılık hallerinin eş ve çocukların hak sahipliğinin engellememesine ilişkin değişiklik ile zorunlu sigorta dışında, isteğe bağlı sigortaya devam ettikten sonra aylık bağlananların da ölen eş ve ana-babalarından dolayı hak sahibi olamayacakları öngörülmüştür.

-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenlemeler ile; ana ve babalara çocuklarından gelir ve aylık bağlanması şartları değiştirilmiştir.

C) 36 ncı maddesinin;

- Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa aynı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutarın, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilmesi öngörülmektedir.

D) 37 nci maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; ölüm aylığı/geliri almakta iken evlenen hak sahiplerine evlenme ödeneği verilmesi, evlenme nedeniyle aylığın/gelirin kesilmesi şartına bağlanmış olup, erkek çocukların evlenme nedeniyle aylıklarının/gelirlerinin kesilmesi öngörülmediğinden, fıkraya ibare eklenmiştir. Ayrıca, evlenme yardımı aldıktan sonra dul kalma veya malullük hallerinde bir yıllık süre içinde hak sahibi durumu ortadan kaldırılmıştır.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığı almakta iken ölenlerin hak sahiplerine de cenaze ödeneği verilmesi sağlanmış, ayrıca cenaze ödeneğinin tutarı asgari ücret olarak belirlenmiştir.

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.

-Son fıkra ile; ilgili personel kanunlarına göre ölüm yardımı ödenenlere ayrıca bu tür ödenek verilmesi engellenmiştir.

E) 38 inci maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortalılık süresi, uzun vadeli sigorta kollarından bağlanan aylıklara ait bir kavram olup, kısa vadeli sigorta kollarından bağlanacak gelirler için bir anlam ifade taşımadığından, ?ve gelir? ibaresi fıkradan çıkarılmıştır. Ayrıca, kamu görevlileri için sigortalılık süresinin sonu tahsis talep tarihi yerine emekliye sevk onayının alınarak görevi ile ilişiğinin kesildiği ayın son günü olarak belirlenmiştir.

MADDE 7- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile; kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışanlarda fiili hizmet zammı uygulaması, sigortalının prim ödeme yükümlüsü kendisi olduğundan uygulama imkanı olmadığından kapsam dışında tutulmuştur. Ayrıca, çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi, sigortalının kapsamdaki işyerleri ve/veya işlerde fiilen söz konusu işlerin risklerine maruz kalması şartına bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin fiili hizmet zammı süresi kapsamını düzenleyen tablodaki bentlerin iptal gerekçesi ve üretim teknolojisinde meydana gelen yenilikler dikkate alınarak sadece hizmet akdi ve kamu görevlisi olarak çalışan sigortalılar için geçerli olmak üzere fiili hizmet zammı süresi kapsamındaki ağır, yıpratıcı, zehirleyici ve öldürücü işler yeniden düzenlenmiştir. Fiilî hizmet süresi zammının subay, yedek subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlarla polis, komiser yardımcısı, komiser, baş komiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile bu ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet mensupları, Milli İstihbarat Teşkilatı mensupları için sekiz, fiilî hizmet süresi zammı kapsamındaki diğer sigortalılar için beş yılı geçmemek üzere prim ödeme gün sayısına eklenmesi öngörülmüştür. Fiili hizmet süresi zammının sigortalının prim ödeme gün sayısına eklenmesi ve emeklilik yaş hadlerinden indirilmesi, fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki işlerde yeraltı işlerinde çalışanlar için en az 1800 gün, diğerleri için en az 3600 gün çalışma şartına bağlanmıştır.

MADDE 8- 5510 sayılı Kanunun;

A) 46 ncı maddesinin;

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubaylığa naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, ilgisine göre talep tarihindeki en az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya polis memuru veya komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödemeleri sağlanmıştır.

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda kamu görevlileri için prime esas kazançların tespitinde üst sınır aranmayacağına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmış, ayrıca, yurtdışına sürekli veya geçici görevle gönderilenlerin prime kazançlarının tespit usulü değiştirilmiştir.

-Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve kamu görevlileri için kısa vadeli sigorta kolları uygulamasının kaldırılması hususları dikkate alınarak, fıkra, madde metninden çıkarılmıştır.

B) 47 inci maddede yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kamu görevlileri için iş kazası ve meslek hastalığı gelirine ilişkin hükümlerin kaldırılması hususları dikkate alınarak, memur ve diğer kamu görevlilerinin vazife ve harp malullüğü ile ilgili hükümlerinin mevcut uygulama doğrultusunda değişikliğe gidilmiştir.

C) 48 inci maddede yapılan düzenleme ile; kamu görevlilerinin emekliye sevk onaylarının alacak yetkili makamın yeniden belirlemesi şeklinde değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 9- 5510 sayılı Kanunun;

A) 51 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; uygulamada çıkabilecek sıkıntıların giderilmesi amacıyla İsteğe bağlı sigortaya başlangıç tarihi, talep tarihini takip eden ay başı olarak değiştirilmiştir.

-İkinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; günlük olağan çalışma süresinin altında çalışılması nedeniyle ay içinde prime gün sayısının eksik kalan günlerinin isteğe bağlı sigortaya prim ödenmesi suretiyle tam ay üzerinden prim ödenmesi imkanı sağlanmıştır.

B) 52 nci maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortalılar için ay içinde diledikleri gün sayısı kadar isteğe bağlı prim ödemeleri yerine 30 gün üzerinden prim ödenmesi öngörülmüştür.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; yabancı ülke vatandaşlarının bir yıl geçmedikçe genel sağlık sigortasından yararlanmamaları amacıyla düzenleme yapılarak, zorunlu veya isteğe bağlı sigortalı olmadan genel sağlık sigortası kapsamına girenlerin aylık iki katı prim ödemeleri yerine bu durumda olanların isteğe bağlı sigortalı olmaları halinde yarısı kadar prim ödeyerek genel sağlık sigortasından yararlanma imkanlarının engellenmesi sağlanmıştır.

C) 53 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkralar ile; sigortalılık hallerinin birden fazla olması durumunda sigortalılık durumunun kesintiye uğraması hali ile kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların hizmet akdine dayalı çalışma bildirimlerinde bulunmayacaklarına açıklık getirilmiştir. Ayrıca isteğe bağlı sigortalılığın zorunlu sigortalılığın başlaması halinde sona ereceği konusunda açık hüküm getirilmiştir.

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; birden fazla sigortalılık hali durumunda yaşlılık aylığı haricindeki maluliyet ve ölüm aylığı ile yaş haddinden emekli olma ve kanunla sigortalılık halinin değişmesi veya vazifeler atanma durumunda son bulunulan halden aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.

D) 54 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; aylıkların birleşmesi halleri sayılırken vazife malullüğü aylığı da eklenmiştir.

-Birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.

-Birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinden sonra eklenen bent ile; hem vazife malullüğü aylığı ile malullük aylığının, hem de vazife malullüğü aylığı ile yaşlılık aylığının birleşmesi hallerinde ne şekilde aylık bağlanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

-Birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; teknik açıdan redaksiyona gidilmiştir.

-Birinci fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenleme ile; vazife malullüğü aylığının gelirlerle birleşmesi hali düzenlenmiştir.

E) 55 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; bu Kanuna göre sigortalı ve hak sahiplerine bağlanacak aylıklarda alt sınır uygulaması getirilmiştir. Ayrıca, bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenmesi öngörülmektedir.

MADDE 10- 5510 sayılı Kanunun;

A) 60 ıncı maddesinin;

- Birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalılar da genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.

-Birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; 3816 sayılı Kanun kapsamındakiler kapsamdan çıkarılmış, her türlü gelirin aylık tutarı net asgari ücretin üçte birinden az olan kişiler genel sağlık sigorta kapsamına alınmıştır.

-Birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendinde yapılan düzenleme ile; geçici köy koruyucularının genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.

-Birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendinden sonra eklenen bent ile; dünya, olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğu kazanmış kişiler ile bunların aileleri genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.

-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme ile; yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortası kapsamına alınması için o ülkenin de Türk vatandaşlarına aynı hakkı sağlaması şartı getirilmiştir.

-Birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan düzenleme ile; İş Kanunu gereğince kısa çalışma ödeneği alanlar ile ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki kişilerden işsiz kalanlar da genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır.

-Birinci fıkrasının (g) bendinde yapılan düzenleme ile; ?kişiler? ibaresiyle yabancı ülke vatandaşlarının bu madde kapsamında genel sağlık sigortası kapsamına alınabileceği değerlendirilerek ?kişiler? ibaresi ?vatandaşlar? olarak değiştirilmiştir.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; genel sağlık sigortası olmayanlar için Kanunun diğer maddeleri dikkate alınarak değişikliğe gidilmiştir.

B) 61 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) alt bendinde yapılan düzenleme ile; primsiz ödemelere tabi olanların bazılarının genel sağlık sigortasına hangi tarih itibarıyla kapsama alınacağı belirlenmiş ve bunların genel sağlık sigortası giriş bildirgesi yerine, bildirim yapılması yeterli görülmüştür.

-Birinci fıkrasının (d) alt bendinde yapılan düzenleme ile; işsizlik ve kısa çalışma ödeneği alanlar için genel sağlık sigortası giriş bildirgesi yerine, bildirim yapılması yeterli görülmüştür.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; yeşil kart uygulamasının kaldırılmasına paralel olarak değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 11- 5510 sayılı Kanunun;

A) 63 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasının (d) bendinde yapılan düzenleme; bu bentte sayılan tüm tedavilerin %50' sinin karşılanacağı gibi yanlış yorumlamaları önlemek için değişiklik yapılmıştır.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Kurumun ödeme usul ve esaslarını da belirlemesinin Kanunda yer alması sağlanmış, ?bilimsel? ifadesi çıkarılarak her türlü komisyon kurabilmesi imkanı sağlanmıştır.

B) 64 üncü maddesinin;

-Başlığı; Kurumca sağlık hizmetinin finansmanı sağlandığından, buna uygun olarak değiştirilmiştir.

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; başlıkta yapılan değişikliklere uygun olarak değişiklik yapılmıştır.

-Birinci fıkrasının (b) alt bendinden sonra gelmek üzere eklenen bent ile; yabancı ülke vatandaşlarının genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlüsü sayılmalarından önceki kronik hastalıklarının genel sağlık sigortası kapsamında karşılanmaması sağlanmıştır. Aynı zamanda, bu yolla Kurumun kronik hastalıkların finansmanını sağlamasının yolu kapatılmıştır.

C) 67 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenlemeler ile; metinde sadece ?prim borcu? ibaresinin yanlış yorumlara neden olmaması için ?prime ilişkin borçlar? ibaresi metne eklenmiş, ayrıca Bağ-Kur sigortalılarının 30 günden fazla prim borcunun olmaması halinde sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanmıştır. Eklenen (c) bendi doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır.

Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamındakilerin kendilerinin genel sağlık sigortalısı olması halinde 30 günlük süre aranmaması için düzenleme yapılmıştır.

MADDE 12- 5510 sayılı Kanunun;

A) 68 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (c) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (d) bendi ile; yatarak tedavilerde de katılım payı alınması ile sağlık harcamalarının kontrolüne kişilerin de katılması amaçlanmıştır.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da dikkate alınarak, katılım payı alınması veya alınmaması ve miktarlarının belirlenmesi konusunda Kuruma yetki verilmesine ilişkin değişikliğe gidilmiştir.

-İkinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen üçüncü fıkra ile; yatarak tedavilerde alınacak katılım payının miktarı ve esasları belirlenmiştir.

-Üçüncü fıkrası; ikinci fıkranın yeniden düzenlenmesine paralel olarak madde metninden çıkarılmıştır.

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; yatarak tedavilerde alınacak katılım payının tavanı belirlenmiştir.

-Sekizinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sözleşmelerde gerekli müeyyideler öngörüldüğünden, idari para cezası uygulaması kaldırılmıştır.

B) 72 nci maddesinin;

-Birinci fıkrasında, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilmesi imkanı getirilmiştir. Kanunun 70 inci maddesinde sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları olarak basamaklandırılmıştır. Aynı basamaktaki sağlık hizmeti sunucuları arasında tıp eğitimine ve bilime sağladıkları katkı, kanıta dayalı tıp uygulamaları, devletin doğrudan sağlamış olduğu sübvansiyonlar gibi ölçütler nedeniyle maliyete yansıyan farkların olabileceği dikkate alınarak Komisyonun sağlık hizmeti sunucularını sınıflandırmasına imkan tanınmıştır.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Komisyonda Maliye Bakanlığının temsilcisinin olması nedeniyle tekrar Maliye Bakanlığının görüşünün alınmasının mükerrerlik yaratması nedeniyle madde metinden çıkarılmıştır. Ayrıca Komisyona Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcisi de eklenmiş ve Kurumu, Kurum Başkanı ile Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürünün temsil edebilmesi için Kurumun üye sayısı 2 olarak belirlenmiştir

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile, madde metninde Komisyon çalışmalarına katılacak veya görüş alınacak olanların tek tek sayılması yerine gruplama yapılarak genel ibarelere yer verilmiştir.

MADDE 13- 5510 sayılı Kanunun;

A) 73 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; Kurumun, sağlık hizmeti sunucularından sözleşme yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın alınabileceği ve sağlık hizmeti sunucularının hangilerinin hangi sağlık hizmetleri için ilave ücret alabileceği ve alabilecekleri ilave ücretin tavanı düzenlenmiştir.

Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının, kamu idaresi sağlık sunucularına göre personel, bina gibi bazı maliyetleri de kendi sağlık hizmeti gelirlerinden karşıladıkları, bu maliyetleri nedeniyle kamu idaresi sağlık hizmet sunucularına karşı maliyet dezavantajı ile karşı karşıya bulundukları dikkate alınarak, bulundukları sınıf için komisyonca belirlenen sağlık hizmetleri bedelinin % 20'sine kadar genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden ilave ücret alabilmesi,

Sözleşmeli kamu idaresi sağlık hizmeti sunucularının ise otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında, sağladıkları sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ilave ücret talep edememesi öngörülmüştür.

Hastanın kendi tercihleri nedeniyle maliyetleri artıran durumlarda dahi alınabilecek ilave ücretler için tavan belirlenmiştir. Kurumun ihtiyacı olduğu yer ve alanlarda sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapması esas olduğundan ve Kurumun gerektiğinde ihtiyacı olmayan branşta hizmet almayacağından, bu husus metinden çıkarılmıştır. Diğer taraftan, sağlık hizmeti sunucularının Kurumun belirlediği tavanlar dahilinde belirledikleri sağlık hizmeti fiyatları Kuruma bildirmesi ile hangi şartlarda değiştirebileceği konusunda düzenleme yapılmıştır.

B) 76 ncı maddesinin; üçüncü ve altıncı fıkralarında yapılan düzenlemeler ile; hekim veya sağlık kurulu raporu ile hizmet akdine tabi olarak çalışmayacak kişileri çalıştıran işverenlerin sorumluluğu daha açık bir şekilde yeniden belirlenmiş ve bu konunun ayrı olarak düzenlendiği beşinci fıkra madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 14- 5510 sayılı Kanunun;

A) 80 inci maddesinde yapılan düzenleme ile; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren sigortalıların prime tabi olan ve olmayan kazançları sayılmış, aynı kapsamdaki sigortalıların çağrı üzerine çalışmada sigortalıların prim ödeme gün sayısının nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş, ayrıca Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl hesap edileceği düzenlenmiştir. Öte yandan bu Kanuna göre ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların prime esas kazanç unsurlarının neler olduğu ve nasıl hesap edileceği düzenlenmiştir.

B) 81 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenleme ile; fiili hizmet zammı kapsamındaki işlerde çalışan sigortalıların malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranları her tam yıl için yararlanacakları fiili hizmet zammı süresi dikkate alınarak hizmet akdi ve kamu görevlisi sigortalıları için farklılık getirilmiş ve bu yolla işverenlerin prim yükünün hafifletilmesi sağlanmıştır.

-Birinci fıkranın (e) bendi Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve hizmet akdiyle çalışanlar için Kanunun yürürlük tarihinden sonra ilk defa işe gireceklerin sosyal güvenlik destek primine tabi olmayacakları hususları dikkate alınarak, madde metninden çıkarılmış ve sonraki bent numaraları yeniden teselsül ettirilmiştir.

-Birinci fıkranın (g) bendinde yapılan düzenlemeler ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranları Kanunun 30 uncu maddesinde düzenlendiğinden buna paralel olarak değişikliğe gidilmiştir.

-Birinci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (h) bendi ile; memur ve diğer kamu görevlilerinin çalışmakta oldukları kamu idarelerinden, hem 5434 sayılı Kanun kapsamındaki hem de Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için ek karşılık primi alınması sağlanmıştır.

-İkinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; Devlet katkısının ne şekilde olacağı hususu daha açık bir şekilde madde metnine işlenmiştir.

MADDE 15- 5510 sayılı Kanunun;

A) 86 ncı maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; aylık prim ve hizmet belgesinin muhtasar beyannamedeki bilgileri de içerecek şekilde ve tek belge olarak alınması amaçlandığından, bu belgenin verilmesi gereken sürenin Kurumca belirlenmesi hükme bağlanmıştır.

-Yedinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sigortasız işçi istihdamının önlenmesi için Kuruma bildirimde bulunan idareler arasına bankalar da eklenmiştir.

-Yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen sekizinci fıkra ile; denetim elemanlarınca yapılan durum tespiti sırasında işyerlerinde çalıştığı saptanan kimselerin sigortasız olarak geçen hizmetlerinden geriye yönelik bir yıllık sürenin hizmetlerinden sayılması imkanı getirilmiştir.

B) 87 nci maddesinde yapılan düzenleme ile; hizmet akdiyle çalışanlar ile kamu görevlileri için sosyal güvenlik destek priminin kalıcı uygulama olmaktan çıkarılması nedeniyle bentte değişikliğe gidilmiştir.

MADDE 16- 5510 sayılı Kanunun;

A) 88 inci maddesinin;

-Birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; primlerin ödenmesi gereken sürenin Kurumca belirlenmesi hükme bağlanmıştır.

-Üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; isteğe bağlı sigortalı olanların aynı ay içinde zorunlu sigorta kapsamında primi ödeme gün sayısı bulunması halinde ayın kalan günleri için genel sağlık sigortası primi dahil isteğe bağlı sigorta primi ödenmesi hükmü getirilerek, genel sağlık sigortası yönüyle mükerrer prim alınmaması sağlanmıştır.

-Üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; primsiz ödemeler kapsamında genel sağlık sigortasına dahil olacaklar için primlerin nasıl tahsil edileceği hususu belirlenmiştir.

-Dördüncü fıkrasında yapılan düzenleme ile; sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin aylıklardan tahsili konusuna Kanunun 30 uncu maddesinde yer verildiğinden söz konusu hükme ilişkin ibare metinden çıkarılmıştır.

-Dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile; tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlardan alınacak zorunlu sigorta primi ile genel sağlık sigortası priminin ayrı ayrı alınmasına imkan tanınmıştır.

-Beşinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; sürekli uygulamanın sıkıntı doğuracağından, getirilen hüküm geçici maddeye alınmış ve metinden çıkarılmıştır.

-Dokuzuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile; ürün bedellerinden tarımsal faaliyette bulunanlardan prim borcuna karşılık yapılacak kesinti oranı düşük olduğundan oran artırılmıştır.

-Kurumun alacaklarının teminatı olarak rehin alabilme hakkı düzenlenmiş, ayrıca Kurumun prim ve diğer alacaklarının amme alacağı niteliğinde imtiyazlı bir alacak olduğu belirtilerek, Kuruma ipotekten önce haciz veya ihtiyati hacze iştirak edebilme imkanı getirilmiştir.

B) 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; işyerlerinin devri, intikali, birleşmesi ve katılması durumunda eski işverenin Kuruma olan borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.

C) 90 ıncı maddesinde yapılan düzenleme ile;

-Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar da eklenmiş,

- İşverenlerin, madde kapsamında yer alan kurum ve kuruluşlar ile bankalar nezdindeki her türlü alacak, teminat ve hakedişleri üzerinde işçi ücretleri hariç olmak üzere yapılacak her türlü devir, temlik, el değiştirme, ihtiyati haciz ve haciz işlemlerinin Kurum alacaklarını karşıladıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade etmesi düzenlenmiş,

- Devletçe sağlanan teşvik ve desteklerden yararlanılabilmesi için işverenlerin Kuruma borçlarının bulunmaması koşulu getirilmiştir.

MADDE 17- 5510 sayılı Kanunun;

A) 92 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan düzenleme ile; zorunlu sigortalılık ile genel sağlık sigortalılığın zorunlu, ancak ayrı ayrı olabileceğine dair değişiklik yapılmıştır. Ayrıca, metne sigortalıktan vazgeçilemeyeceği hususu eklenmiştir.

B) 97 nci maddesinde yapılan düzenleme ile; zamanaşımına vazife malullüğü aylığının bağlanması da dahil edilmiş, ayrıca yurtdışında sağlanan sağlık hizmetleri için daha fatura oluşmadan yurtdışındaki sağlık hizmeti sunucusu tarafından istenilen avansın ödenebilmesi sağlanmıştır.

C) 100 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; Kurumun, kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilerden bilgi ve belge isteme yetkisine imkan tanınması sağlanmış, Kuruma verilmesi gereken her türlü belgenin diğer kamu idarelerine ait formlarla birleştirilmesi, internet ve elektronik bilgi işlem ortamında alınması, bu idarelere yapılacak bildirimlerin Kuruma verilmiş sayılması, Kanundaki bildirim ve prim ödeme sürelerinin yeniden belirlenmesi, işveren ve sigortalılar ile ilgili her türlü bilgi ve belgenin bilgi işlem ortamında oluşturulması hususunda Kurum yetkili kılınmakta, ayrıca elektronik ortamda hazırlanacak bilgi ve belgelerin, adli ve idari makamlar nezdinde resmi belge niteliğine sahip olduğu düzenlenmiştir.

MADDE 18- 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi yeniden düzenlenerek idari para cezası verilmesine ilişkin hususlar belirlenmiştir.

MADDE 19- 5510 sayılı Kanunun;

A) 103 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; belirlenen tavanın üzerinde fark ücreti alanlara da yaptırım getirilmiş ve sözleşme yapılmayacak olan sürenin fiilin niteliğine göre değişmesi nedeniyle konunun sözleşmelerle düzenlenmesi esas alınarak Kurumca belirlenecek süreyle sözleşme yapılmaması esası getirilmiştir.

B) 104 üncü maddesinde yapılan düzenleme ile; kamu görevlileri açısından diğer kanun maddelerine yapılan atıflara açıklık getirilmiştir.

MADDE 20- 5510 sayılı Kanunun diğer maddelerinde yapılan değişikliklere paralel olarak 105 inci madde yeniden düzenlenmiştir.

MADDE 21- 5510 sayılı Kanunun diğer maddelerinde yapılan değişikliklere paralel olarak 106 ncı madde yeniden düzenlenmiştir.

MADDE 22- 5510 sayılı Kanunun;

A) Geçici 1 inci maddesi ile; Kanunun yürürlük tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir, aylık, sosyal yardım zammı ve diğer ödeneklere ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmektedir.

B) Geçici 2 nci maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bağlanacak aylıklarının hesabına ilişkin esaslar düzenlenmiştir.

C) Geçici 3 üncü maddesi ile; bu Kanun uyarınca çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar mevcut tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

MADDE 23- 5510 sayılı Kanunun;

A) Geçici 4 üncü maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olarak çalışanların bütün hak ve yükümlülükleri düzenlenmiştir.

B) Geçici 5 inci maddesi ile; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı sayılanların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet sürelerine ait toptan ödeme miktarlarının hesabı ile yine bu tarihten önce hizmetleri tasfiye edilen sigortalıların ihya işlemlerine ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmiştir.

C) Geçici 6 ncı maddesi ile; Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe göre prim ödeme gün sayısındaki kademeli geçiş süreci yeniden düzenlenmiş ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçilerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sadece malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi topluluk sigortasına devam edenlerin işverenlerce bu Kanuna göre bildirimlerinin üç ay içerisinde yapılması öngörülmüştür.

MADDE 24-5510 sayılı Kanunun;

A) Geçici 7 inci maddesi ile; hizmet akdiyle ve kamu görevlisi olarak çalışanların Kanunun 40 ıncı maddesinde yer alan fiili hizmet zammı kapsamına geçiş süreci ile ilgili düzenleme yapılmış, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ikiden fazla dosyadan gelir veya aylık alınların Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması durumunda en düşük miktarlı dosyadaki gelirin/aylığın kapsamdan çıkarılmış, ayrıca mülga sosyal güvenlik kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı sayılanlar ile isteğe bağlı sigortalı olup sağlık sigortasından yararlananların prim ödeme gün sayıları da genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesi sağlanmıştır.

B) Geçici 8 inci maddesi ile; sigortalılık başlangıcı ile ilgili önceki Kanun hükümlerine paralel düzenleme yapılarak hak kaybı önlenmiş ve uygulamada ortaya çıkacak sorunların önüne geçilmiş, ayrıca, vergi mükellefi ya da vergiden muaf olanların sigortalı sayılacakları ancak tescilleri yapılmayanların hak ve mükellefiyetlerinin 4/10/2000 tarihinden sonra başlatılması ve bundan önceki sürelerinin ise borçlanarak değerlendirebilecekleri hüküm altına alınmıştır.

C) Geçici 9 uncu maddesi ile; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınarak, 1479 ve 5434 sayılı kanunlara göre 8/9/1999 tarihinden 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanların, yaşlılık aylığından yararlanma koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmemesi nedeniyle, bu eksikliklerden dolayı hukuksal boşluğa meydan verilmemesi bakımından madde metni yeniden düzenlenmiştir.

D) Geçici 10 uncu maddesi ile; 506 sayılı Kanuna göre, 2000 yılı başından sonra sigortalı olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce malullük aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunan sigortalılar ile ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanan aylıkların, aynı Kanunun geçici 89 uncu madde hükmünde belirtilen alt sınır aylığından az olamayacağı hükme bağlanmış, ayrıca sosyal güvenlik destek primi geçici 14 üncü maddede düzenlendiğinden madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 25- 5510 sayılı Kanunun;

A) Geçici 11 inci maddesi ile; hizmet akdiyle çalışan sigortalılar için Kanunun 17 inci maddesi gereğince tespit edilecek günlük kazanç hesabına esas üç aylık dönemdeki kazançları Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olanların son takvim ayı itibarıyla gelirlerinin hesaplanmasında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş, Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre iştirakçi çalıştıran ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da kamu görevlisi olarak sigortalı sayılan kişileri çalıştırmaya devam eden kamu idarelerine 11 inci madde uyarınca işyeri bildirgesini kurumca belirlenecek sürede vermek zorunluluğu getirilmiş ve işyeri bildirgesinin Kurumca belirlenecek süre içinde verilmemesi durumunda idarî para cezası uygulanması esası getirilmiştir.

B) Geçici 12 inci maddesi ile; bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl süresince 3816 sayılı Kanun kapsamında yeşil kart verilen ve verilecek kişilerin başka bir işleme gerek kalmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılması öngörülmüş; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilere, durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde 3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart veren kuruma başvurma zorunluluğu getirilmiş; 18 yaşından küçük çocuklarından herhangi birinin sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte genel sağlık sigortası kapsamına girme zorunluluğu getirilmiş; bu Kanuna göre bakmakla yükümlü olunan kapsamında sağlık yardımı alamamakla birlikte, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte devredilen kurumların sağlık yardımlarından yararlanan kız çocuklarının durumlarında değişiklik olana kadar Kanun kapsamında sağlık yardımlarından yararlanmaya devam etmeleri öngörülmüş; 211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu Kanuna aykırı hükümlerinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl yerine iki yıl süreyle uygulanması konusunda değişikliğe gidilmiş ve Kanunun 72 nci maddesi gereği tespit edilecek olan fiyatların tespit zaman alabileceği için herhangi bir hukuki boşluk olmaması için Kurumun tespit ettiği fiyatların geçerli olması sağlanmıştır.

MADDE 26- 5510 sayılı Kanunun çeşitli maddelerinde geçen ibarelerde, Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde değişiklikler yapılmıştır.

MADDE 27- Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde, 5510 sayılı Kanunun çeşitli maddelerine ilaveler yapılmıştır.

MADDE 28- Kanunun diğer maddelerinde yapılan genel düzenlemeler çerçevesinde yürürlükten kaldırılması gereken hükümler düzenlenmiştir.

MADDE 29- Madde ile; 5510 sayılı Kanuna geçici maddeler ilave edilmektedir.

Geçici 14 üncü madde ile; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet akdiyle çalışanlar için prime esas kazançları üzerinden kısa vadeli sigorta kolları primi ile ayrıca %30 oranındaki prim toplamı kadar, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için aylıkları üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinde belirtilen oranda sosyal güvenlik destek primi alınması öngörülmektedir.

Geçici 15 inci madde ile; 1479 sayılı Kanuna tabi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bu Kanuna göre prime esas kazanç beyanında bulunmamaları halinde eski basamak değerlerine en yakın tutar üzerinden prim alınması amaçlanmıştır.

Geçici 16 ncı madde ile; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanlar için asgari günlük kazanç farklılaştırılarak prime esas kazançlarının buna göre faklı belirlenmesi, ancak kademeli bir geçişle yıllar itibarıyla diğerleri ile eşitlenmesi ve yine buna göre sigortalı sayılmaları için düzenleme yapılmıştır.

Geçici 17 nci madde ile; Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulananların Kurumca yapılacak süre içerinde prim borcunu ödemelerine göre sigortalılıklarının belirlenmesine ilişkin 1479 sayılı Kanunun ek 19 uncu madde hükümlerinin Kurumca yapılacak tebliğ suretiyle bir defaya mahsus yapılması öngörülmüştür.

Geçici 18 inci madde ile; kamu görevlilerinin vazife malullüğüne ilişkin geçiş hükümleri düzenlemiştir.

Geçici 19 uncu madde ile; 1479 ve 2926 sayılı kanunlara tabi sigortalılardan aktif sigortalılık döneminde sağlık sigortası primini 10 yıl süre ile ödememiş olanlardan 10 yıla tamamlayacak şekilde sağlık sigortası priminin tahsil edilmesi öngörülmüştür.

MADDE 30- Yürürlük maddesidir.

MADDE 31- Yürütme maddesidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber