Teziç'ı kızdıran 'mason' sorusu...

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 07 Aralık 2007 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Teziç'in son vedası da hareketli geçti.Bir gazeteci bir soru sordu ama ne soru...

Basında yer alan ''Mason'' iddialarını hatırlatan muhabire Teziç, ''Mason olsam söylerim, iddia eden kanıtlasın'' dedi. Görev yaptığı sürede ''Yürütme kurulu'' oluşturmamakla suçlanan Teziç, ''Yürütme kurulu oluşturmadık. Genel kurulla çalıştık'' diyerek kendisini ve yardımcılarını savundu.

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Galatasaray Üniversitesi rektörü iken YÖK Başkanlığı'na atadığı Teziç, 4 yıllık süresini tamamlayarak görevini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atayacağı yeni başkana devredecek. 71 yaşındaki anayasa hukukçusu Teziç, üniversitelerde görev almayacak. Daha önce yazmış olduğu anayasa hukuku kitabının ikinci cildiyle ilgilenecek. 1990'ların başında TÜSİAD için özgürlükçü bir anayasa taslağı hazırlayan Teziç, hükümetin sivil anayasa hazırlıklarına karşı çıkmasıyla dikkati çekmişti. YÖK Başkanı, merakla beklenen veda konuşmasını dün gerçekleştirdi. YÖK'ün 'gerekli' olduğunu savunan Teziç, "Mason musunuz?" şeklindeki soruya, "Olsam söylerdim. Mason olanları da kınamam." diye cevap verdi.

Mason sorusu Teziç'i şaşırttı

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, dünkü basın toplantısında 4 yıllık çalışmasını değerlendirdi. İcraatlarını anlatan ve gazetecilerin sorularını cevaplayan Teziç, 'arz-ı veda' için Cumhurbaşkanlığı'ndan da randevu istediğini açıkladı. Teziç, Vakit Gazetesi muhabirinin 'mason olup olmadığı' yönündeki sorusu üzerine bir süre şaşkınlık yaşadı ve böyle bir sıfatı olmadığını söyledi. Teziç 'böyle bir sıfat taşıyanları suçlayıcı bir ifadede de bulunmamak gerektiğini' dile getirdi.

Görev yaptığı süreçteki açıklamaların 'aktif politikaya müdahale değil, görüşlerini dile getirme' olarak anlaşılmasını isteyen Teziç, sorunların çözümü konusunda kötümser olmadığını aktardı. Görevi nedeniyle pişmanlık duymadığını ve tatmin olmuş bir şekilde ayrıldığını anlatan Teziç, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le 'ortak dili kullanmanın getirdiği kolaylık' yaşadığını söyledi. YÖK'ün 'doğuşu yıllarındaki tatsızlıkların onu sevimli olmayan bir hale getirdiğini', ancak üniversiteler arasında eşgüdüm ve denetleme için böyle bir kuruma ihtiyaç olduğunu savundu.

Başörtüsü konusuna da değinen Teziç, örtünme biçimini yargı organlarının karara bağladığını iddia ederek, YÖK'ün mahkeme kararlarına uyduğunu savundu. Teziç, kabinede 5-6 bakan ile Meclis Başkanı'nın öğrencisi olduğunu açıkladı. Teziç, 'Kaç kez suikasta uğradınız?' şeklindeki soruyu 'Söylemek istemiyorum' diyerek geçiştirdi. Teziç, "Göreve aday olacak konumda değilim, ama devlet benden bir görev beklerse çekinmem." dedi.

Yeni başkan nasıl atanacak?

Yükseköğretim Kanunu'na göre YÖK başkanı, cumhurbaşkanı tarafından YÖK üyeleri arasından atanıyor. Cumhurbaşkanı, mevcut üyelerden birini YÖK başkanı atayabileceği gibi Teziç'ten boşalacak yere atayacağı üyeyi de YÖK başkanı yapabiliyor. Abdullah Gül'ün de bugüne kadar atanan başkanlar gibi bir profesörü hem üyeliğe hem de YÖK başkanlığa ataması bekleniyor. YÖK başkanı 4 yıl görev yapıyor, cumhurbaşkanı aynı kişiyi yeniden başkan atayabiliyor. 21 kişiden oluşan YÖK Genel Kurulu'nda cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul'un 7'şer kontenjanı bulunuyor. Gül, İhsan Doğramacı, Mehmet Sağlam, Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç'ten sonra 5. YÖK başkanını atayacak.

Anayasa kitabını tamamlayacak

YÖK başkanlığını Kemal Gürüz'den devralan Erdoğan Teziç'in görev süresi yarın sona eriyor. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Galatasaray Üniversitesi rektörü iken YÖK Başkanlığı'na atadığı Teziç, 4 yıllık süresini tamamlayarak görevini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atayacağı yeni başkana devredecek. 71 yaşındaki anayasa hukukçusu Teziç, artık anayasa hukuku kitabının ikinci cildiyle ilgilenecek.

8 yıl süren Kemal Gürüz dönemi kadar olmasa da YÖK'ün 4 yıllık Teziç dönemi de tartışmalı ve gergin geçti. Gürüz'ün 'katı milliyetçi' tavrının aksine hukukçu kimliğiyle demokrat ve özgürlükçü bir tavır sergilemesi beklenen Teziç, üniversite camiası ve kamuoyunun beklentilerini karşılayamadı. Başbakan ve Meclis başkanıyla tartışmaya girmekten çekinmeyen Teziç, akademik çalışmalardan çok siyasî açıklamaları ve polemikleri ile gündeme geldi.

Kemal Gürüz gibi görüşlerini, rektörleri toplayıp 'Rektörler Komitesi bildirisi' olarak açıklayan Teziç, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Anayasa Mahkemesi'nin tartışmalı 367 kararını desteklemesi, cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkması ve başbakanın özel üniversiteler kurulması önerisi gibi konularda doğrudan başbakan ve hükümetle karşı karşıya geldi.

YÖK'ü ve ÖSS sistemini değiştiren kanun tasarılarına şiddetle karşı çıkan Teziç, 17. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararları kabul etmediklerini ilan etti. Kendisinin de bir anayasa taslağı hazırladığı ortaya çıkan Teziç, hükümetin yeni anayasa çalışmalarına karşı çıkıp çalışmaların durdurulmasını istedi. Teziç'in hükümetle uzlaştığı tek konu ise 'terör olaylarını' kınamak oldu. 25 Nisan 2007'de Nurullah İlgün'ün YÖK'ün garajında ateş etmesi 'Teziç'e saldırı girişimi' olarak kayıtlara geçti.

'Rektöre sahip çıkmayı Cumhuriyet'e sahip çıkmakla eşdeğer' gören, yargı içtihatları gerekçesiyle kendine göre 'başörtüsü meselesini halleden' Teziç, meslek liselerine uygulanan katsayı sistemini kaldıracak bir adım atmadı.

İlk yıllarında Kemal Gürüz'ün ekibiyle mücadele eden ve bunda başarılı olan Teziç, Cumhurbaşkanı Sezer'le yakın bir diyalog kurdu. Kemal Alemdaroğlu'nu bile rektörlükten alabilen Teziç, son aylarında gücünü kaybetti; Üniversitelerarası Kurul'un son toplantısında arkadaşını yeniden YÖK üyeliğine seçtiremedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber