Kapalı cerrahi yöntem ile böbrek hastaları rahatlayacak

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Ocak 2008 10:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Açık ameliyat ve taş kırma metotlarına alternatif olan kapalı ameliyat yöntemi "perkütan nefrolitotomi" Yüksek İhtisas Hastanesi'nde uygulanmaya başladı

Böbrek taşı, böbreklerde tümör, daralma gibi problemler yaşayan hastalara, ağrı çekmeden ve kısa sürede sosyal yaşama dönebilme imkanı veren kesisiz kapalı ameliyat yöntemi "perkütan nefrolitotomi", artık Yüksek İhtisas Hastanesi'nde de uygulanmaya başladı.

Doç. Dr. Ahmet Yazıcıoğlu, Perkütan Nefrolitotomi yönteminin, böbrek taşı hastalığının tedavisinde uygulanan açık ameliyat ve dışardan taş kırma yöntemlerine alternatif olduğunu söyledi.

AĞRI YOK DENECEK KADAR AZ

Perkütan nefrolitotomi yönteminin açık ameliyat yönteminden çok farklı olduğunu belirten Yazıcıoğlu, açık ameliyatta vücutta derin kesiler olduğu için hastanın sosyal yaşama dönebilme süresinin 2-3 ayı bulduğunu, ameliyat yerindeki hassasiyetin ağrıya neden olabildiğini kaydetti.

Dışardan taş kırma yönteminde ise kırılan taşların doğrudan vücuttan atılamadığını, taşların idrar yolu ile vücuttan çıktığını belirten Yazıcıoğlu, "Bu yöntemde, taşların tamamı bir anda vücuttan çıkmıyor. İdrar yolu ile vücuttan atılan taş, bu süreçte hastaya ağrı veriyor.

Kapalı cerrahi yöntemi olan perkütan nefrolitotomi de ise ameliyatın, vücutta açılan küçük bir kesiden yapıldığını, bu nedenle ameliyata bağlı ağrının çok az olduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, "Ameliyat yeri çok küçük olduğu için, hastanın ağrısı yok denecek kadar az oluyor. Ameliyat yerine pansuman gerekmiyor. İyileşme süresi de 2-3 gün? dedi.

24 saatte genetik hastalık tanısı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Konferans Salonu'nda Türkiye'nin değişik üniversite ve özel genetik tanı merkezlerinden 30 kadar uzmanın katılımıyla bir kurs açıldı. Prof.Dr. Ferda Özkınay, son yıllarda genetik hastalıkların tanısında kullanılan moleküler tekniklerin sayısı ve öneminin hızla arttığını belirtti. Bu yöntemin kalıtsal hastalıkların tanısının 24-48 saat gibi kısa bir sürede yüzde 100'e yakın bir güvenilirlikle ortaya konmasına yardımcı olduğunu kaydeden Prof.Dr.Özkınay, "Sözkonusu tanı yöntemi hamileliğin 2-3'üncü ayın içinde anneden alınan amniosentez tanısı ya da plasentadan alınan parçanın incelenmesi şeklinde yapılıyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber