Erdoğan: Batı'nın ilmini değil, ahlaksızlıklarını aldık

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 24 Ocak 2008 13:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz Batının ilmini, sanatını almadık. Maalesef değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını aldık. Biz Batının ilmini, sanatını almakta bir yarışa girmeliyiz" dedi.

Başbakan Rece Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınma, gelişme, muasır medeniyet düzeyine ulaşma hedefinin temelinde tartışmasız eğitimin bulunduğunu belirterek, "Hükümet olarak belirlediğimiz, Türkiye'yi 4 ana sütun üzerinde yükseltme anlayışının birincisini eğitim teşkil etmektedir. İyi bir eğitim olmadan hiçbir şey olmaz. Hiçbir gelişme sağlanamaz" dedi. Eğitimin; ilerlemenin, gelişme, çağdaşlaşma, demokrasi, şehirleşmenin de temelini teşkil ettiğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'de ilk nüfus sayımının 1927 yılında yapıldığını, 13 milyon 648 bin olan nüfusa karşılık 432 bin ilköğretim, 12 bin 500 orta öğretim, 3 bin 900 gencin yüksek öğrenimde okuduğunu belirtti.

Erdoğan, çok partili sisteme geçilen 1950 yılında 20 milyon 800 bin nüfusa karşılık, yükseköğretimde okuyan öğrenci sayısının 25 bine ancak çıkabildiğini ifade etti. 2007 sonu itibariyle nüfusun 70 milyon 586 bine ulaştığını hatırlatan Erdoğan, ilköğretim 10 milyon 847 bin, ortaöğretimde 3 milyon 387 bin ve yükseköğretimde 2 milyon 453 milyon öğrencinin bulunduğunu, ilk nüfus sayımına göre yüksek öğrenimdeki artış oranınında yüz kat artış olduğunu vurguladı.

2007 yılında ilköğretimde okullaşma oranının yüzde 96.5, orta öğretimde yüzde 86.6'ya, yüksek öğretimde okullaşma oranının yüzde 34.5'e çıktığına işaret eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Hedefimiz, ilk öğretimdeki okullaşma oranını yüzde 100'e, orta öğretimdeki okullaşma oranını mesleki eğitim olmak üzere yüzde 90'a çıkarmaktır. Bugün ülkemizde 460 bin derslik var. Son 5 sene bunun 115 binini yaptık. Bu bir rekordur. "

"AMACIMIZ AB ORTALAMASINI YAKALAMAK"

Bir yandan yüksek öğretimdeki okullaşma oranını yükseltmenin altyapısını oluştururken, buna paralel olarak üniversite sayısını da artırdıklarını söyleyen Erdoğan, "Üniversitesi olmayan 9 şehrimiz kaldı. Amacımız tüm şehirlerimize üniversite kazandırmaktır. Vakıf üniversitelinin artmasını da çok ama çok önemsiyoruz. Dünyada özel eğitim kurumlarının payı yüzde 30'lardadır. Ülkemizde vakıf üniversitelerinde öğrenim gören öğrenci oranı çok komik yüzde 6. Gelişmiş ülkelerde yüzde 50'nin üzerinde. Amacımız bu oranı AB ortalamasına yaklaştırmaktır" şeklinde konuştu.

"Türkiye'deki bazı küçük illeri üniversite kampusü haline getiremez miyiz ?" sorusunu yöneltene Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye bu noktada bir adım atsa. Çünkü bunlar bizim için çok iyi bir değişim ve dönüşüme vesile olacak. Biz hep Türkiye'de bunlar olmaz mantığıyla yaklaşıyoruz. Batılı, Amerikalısı, Japonu yapıyor da benim Türk evladım niye yapmasın. Biz bu adımı atmalıyız. Kentlerimizin modern hale gelmesini, çağdaşlaşmasını, oralarda yaşayanların ufkunun gelişmesini istiyorsak, bu tür adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Buralardan bunun geçtiğine inanıyorum."

"BATININ AHLAKSIZLIĞINI ALDIK"

Türkiye'nin, en sıkıntılı zamanlarda dahi yurtdışına lisans ve lisans üstü öğrenci göndermeyi bir politika olarak gördüğünü ve uyguladığını vurgulayan Erdoğan, "Bazı dönemler hariç bırakıldığın son 10-15 yılda yurtdışına gönderilen öğrenci sayısının ortalaması 30'ü geçmiyor. Aslında bu bizim için bir felaket. İstiklal şairim alınız ilmini, garbını" diyor ya.... Biz batının ilmini, sanatını almadık. Maalesef değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını aldık. Biz Batının ilmini, sanatını almakta bir yarışa girmeliyiz. Bu cumhuriyet banisinin de başlattığı bir adımın hızlanarak, artarak devamıdır" dedi.

BİLGİYİ ÜRETMEK ZORLAŞTI

Konuşmasında, yurtdışına ilk öğrenci gönderilmesine; bizzat Atatürk'ün verdiği bir kararla 1929'da çıkarılan bir kanunla ilk adımın atıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle dedi: "Dünyadaki küreselleşme olgusu bilginin sadece elde edilmesini değil, asıl olarak üretilmesini zorunlu kılıyor. Bilgiye ulaşmak ve kullanmak özellikle bu süreçte kolaylaşırken, bilgiyi üretmek zorlaşıyor. Dünyadaki rekabet mal üretiminden bilgi üretimine doğru bir kayış ifade ediyor. Bir bilgisayar programı geliştirmek milyonlarca araba geliştirmekten çok daha karlı bir iş hale dönüşmüştür. Bilgi üretimi için ise donanımlı insanlara ihtiyaç var. Dünyanın bilgiyi üretimi merkezi konumundaki kurumlarında bulunmadan, oranın havasını teneffüs etmeden bilgi üretimi yapacak insanlar yetiştirmek kolay değildir. Kamunun öğrenci gönderdiği Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasından seçim yapılmıştır. Bilgi üretiminin merkezleri olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, İsveç, İspanya, Finlandiya, Kanada ve Japonya gibi 19 ülkedeki üniversiteler tercih edilmiştir. Son dönemde hızla büyüyen ve ülkemiz için özel önem arz eden Rusya, Çin, Hindistan ve G. Kore gibi ülkeler de programa dahil edilmiştir."

"MİLLİ BAKANLIĞI'NIN ÖZEL BİR ÇABASI VAR"

Erdoğan, yurt dışına lisans ve lisansüstü eğitim için öğrenci gönderme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın özel bir çabası olduğunu belirterek, "MEB bir kısmını YÖK aracılığıyla üniversiteler, bir kısmını TÜBİTAK aracılığıyla aracılığıyla kamu kuruluşları, bir kısmını sınavlardan başarılı olanlarını seçerek yurtdışına öğrenci gönderiyor. Daha önce ortalama yüzde 30-40 iken gönderilen öğrenci sayısı, 2006 da başlattığımız projeyle hedefimiz 5 yılda 5000 öğrenci olacak. 2006 da 531 öğrenciyi gönderdim. Geçen yıl 659 öğrencinin yurtdışyına gönderilmesi için gerekli hazırlıklar yapıldı. 2008 yılı kontenjanları da yakında belirlenecek. Hedef 5 bini yakalamak" dedi.

"BİZ İNSANA YATIRIM YAPIYORUZ"

Hükümetlerinin yurtdışına öğrenci gönderme konusunda devrim niteliğinde bir çalışma yaptığını anlatan Erdoğan, "Yatırımın en verimlisi, yatırım için verimli araziye yapılır. Yatırım çorak, kurak araziye yapılmaz. Yatırım en rantabl olanı insandır. Biz insana yatırım yapıyoruz. Gelip gelmemesi. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz ne diyoruz biliyor musunuz? 'At denize balık bilmezse Halık bilir' Biz ne diyoruz biliyor musunuz? 'Niyet hayır olunca akıbet de hayır olur' " diye konuştu.

Erdoğan, yurtdışına beyin göçünün aşılmaya başlandığına işaret ederek, "Bu sorunun aşılmaya başlandığını ben sizlere burada müjdeleyebilirim. 1970 li yıllarda kamu tarafından yurtdışına gönderilen öğrencilerin ancak yarısı geri dönerken bugün bu rakam yüzde 80'lere ulaşmıştır. Yüksek öğrenimde okullaşma oranı artarken, yurt dışına eğitim gören onbinlerce çocuğumuzun dönüşünde oluşacak sinerji karşısında heyecanlanmamak mümkün değil" şeklinde konuştu.

Erdoğan, konuşmasının sonunda yurtdışına gönderilen öğrencilere şöyle seslendi: "Sizler milyonlarca insanımızın hayali olan bir fırsatı elde etmiş bulunuyorsunuz. Gideceğiniz ülke kurumlarda lisansüstü eğitiminizi en iyi şekilde yapacağınızdan kuşkum yok. Sizler için tahsis edilen kaynak ana babalarınızın alın terinizden vergisinden toplanmış ve bize emanet edilmiş kaynaklardır. Biz bu kaynakları aslına, kullanılması gereken yerlere iade ediyoruz. Bunlar zaman zaman hortumculara şuraya buraya yönlendirilmişti. Ama şimdi kaynağına gidiyor. Bu ülkenin sizden çok önemli beklentileri var. Sizlere önemli görevler düşüyor. Gayretiniz, performansınızla inanıyorum siz bu beklentileri boşa çıkarmayacaksınız.

Öğrenim için gittiğiniz yerlerde Türkiye'yi de temsil edeceksiniz. Bizim oralardaki adeta birer büyükelçimiz, başkonsolosumuz olacaksınız. Bunun çok önemli bir vazife olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sizin gideceğiniz yerlerde okullarda ülkemizin birer tanıtım elçisi gibi görev yapmanız gerekiyor. Sizlere inanıyoruz, güveniyoruz.

Gideceğiniz ülkeler fazla zamanı uzatmadan, işi planlanan zamanda bitirmelisiniz. Sizin gayretinizden bunların hiçbiri kurtulmaz. Bizleri de kendinize çok fazla hasretle bekletmeyin. Bir an önce Türkiye'de hep birlikte iş başı yapalım ve birlikte devam edelim yola diyorum. "

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de öğrencilere konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber