Öğretim üyeleri görevini terk ediyor

Doğu'daki üniversitelerde yönetim sebebiyle birçok öğretim üyesi görevini terk ediyor.

Kötü yönetim ve hatalı uygulamalar öğretim üyelerini bıktırıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden iki yılda 26 öğretim üyesi ayrıldı.

Van ve çevre iller için önemli bir sağlık merkezi olan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ndeki öğretim üyeleri ayrılarak başka şehirlere gidince, iki yıl önce yaklaşık 110 öğretim üyesinin görev yaptığı fakültede akademik kadro 5'te bir oranında azaldı. Öğretim üyelerinin üniversiteden ayrılma nedeni olarak ?son rektörlük seçimlerinde tıp fakültesinden yeterli desteği alamayan üniversite yönetiminin baskısı' gösterildi. Tıp fakültesinden iki yılda 7 profesör, 8 doçent, 11 yardımcı doçent olmak üzere toplam 26 personel ayrılırken, 20'ye yakın öğretim elemanının da ayrılmak istediği iddia edildi.

Tıp fakültesi ve araştırma hastanesinden ayrılmalar sonucunda kimi bölümlerde hiç akademik personel kalmazken birçoğunda da hizmetler sadece bir öğretim üyesi ile yürütülmekte. Geçmiş dönemlerde batıdaki birçok üniversite hastanesini geride bırakan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nin nükleer tıp, genetik ve ışın tedavi ünitesi kadrosuzluktan kapalı. Fakültenin kardiyoloji bölümü iki yıl önce Türkiye'deki üniversite hastaneleri arasında ilk üçe girerken şu anda tek bir personelle hizmet veriyor. Aynı kaderi yaşayan çocuk cerrahi, plastik cerrahi, göğüs hastalıkları, anatomi, aile hekimliği ve radyasyon onkolojisi bölümleri birer öğretim üyesi ile hizmetini sürdürüyor.

Tıp fakültesinin her geçen gün kan kaybetmesine Van, Muş, Bitlis, Ağrı ve Hakkari Tabipler Odası Başkanlığı'ndan sert tepki geldi.

Tabipler Odası Yönetim Kurulu bir açıklama yaparak, tıp fakültesi öğretim üyelerinin Van'dan neden ayrıldıklarını üniversite yönetimine sordu. Oda; ?Ayrılmalar neticesinde yönetimden birileri, daha iyi bir makam ve çok kazanç mı sağlıyor? Akıllara bu seçenek geliyor.? dedi. Oda Başkanı Doç. Dr. Özkan Ünal, açıklamanın sadece şahsi düşüncesi olmadığını ifade ederek yönetim kurulunun da bu şekilde düşündüğünü vurguladı. Açıklamada, 1994 yılında 50 yatakla faaliyete başlayan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nin 4 yıl gibi kısa bir sürede 500 yatak kapasitesi ve 100'den fazla öğretim üyesine kavuştuğuna dikkat çekildi. Bilimsel olarak ülke genelinde ilk 10 tıp fakültesi arasına giren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin dönemin cumhurbaşkanından takdir aldığı belirtilen açıklamada hastanenin sağlık sorunlarını çözme adına devlet-millet kaynaşmasını sağladığı kaydedildi.

Tabip Odası'na göre tıp fakültesinin sorunları şunlar:

Yıllardan bu yana kampusta yapılması planlanan ve bunun için kredi desteği almış hastane binasının temelinin başlatılamaması. Temel tıp binasının inşası ise yılan hikayesine dönmüştür.

7 yıl önce dış kredi desteği alınarak temin edilen cihazların birçoğunun halen getirilmemesi.

Hastanede onlarca profesör ve doçent olmasına rağmen hastanenin yardımcı doçent kadrosuyla yönetilmesi.

Tıp fakültesi dekanı devre dışı bırakılarak araştırma hastanesinin sorumluluğunun hekim olmayan hemşire kökenli bir öğretim üyesine bırakılması.

Öğretim üyelerinin istihdamında anlaşılamayan atamaların olması.

Tıp fakültesi dekanı hakkında son bir yıl içerisinde 6 adet soruşturma açılması.

Doçentliğini almış profesörlük için süresi dolan öğretim üyelerinin kadro alamamasında tamamen keyfi uygulamalar mevcut.

Fizik tedavi rehabilitasyon anabilim dalı başkanlığına hekim olmayan bir fizyoterapist atanmıştır.

Üniversite lojmanlarının dağıtımında tamamen bir keyfilik hakim.

Tıp fakültesi döner sermayesinden ulufe dağıtılır gibi hak etmeyene de pay verilmesi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Tabipler Odası'nın olaya duygusal ve önyargılı baktığını savunan Yüksel, ?İddialar sadece başkan tarafından ortaya atılmaktadır. Yönetim kurulundan bana gelip ?biz bunlara katılmıyoruz' diyenler oldu. Tıp fakültesinden ayrılmaların nedeni belki de döner sermayeden aldıkları ücretin azlığı olabilir. Birçoğu devlet hastanelerinde çalışmaya başladı. Odanın açıkladığı gibi iç karartıcı bir durum yoktur.? dedi.

zaman