Mahkeme ailenin birçok üyesinin terörle ilişkili olmasını da dikkate aldı

Danıştay 12. Dairesi, yeni tarihli bir kararda Belediye Başkanlığında sözleşmeli "eğitmen" olarak görev yapan davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemi hukuka uygun bulan kararları onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Mayıs 2024 00:10, Son Güncelleme : 08 Mayıs 2024 17:29
Mahkeme ailenin birçok üyesinin terörle ilişkili olmasını da dikkate aldı

İlk derece mahkemesi müfettiş raporunu dikkate aldı
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğinin Tevdi Raporuna göre, davacının bölücü terör örgütü ile irtibatlı ve/veya iltisaklı kişiler arasında yer aldığının görüldüğü, bu nedenle davacının davalı idare bünyesinde çalışmasının güvenlik açısından sakıncalı olabilecektir.

Ailenin birçok üyesi de teröre bulaşmış
İstinaf aşamasında ise daha da ayrıntılı bir değerlendirme yapılmıştır.
Apartmanı içerisinde PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a özgürlük adı altında daireleri gezerek imza toplayan şahıslar olduğunun bildirilmesi üzerine, kolluk kuvvetlerince gerekli araştırmanın yapıldığı ve olayla ilgili davacının eşinin de aralarında bulunduğu bazı kişiler hakkında adli işlem başlatıldığı, yine babası hakkında PKK/KCK terör örgütüne yardım ve yataklık ve üye olma suçlarından adli işlem yapıldığı ve halen aranıyor olduğu yönünde bilgiler bulunduğu görüldüğünden, kamu hizmetinin en iyi şekilde yürütülmesi yükümlülüğü altında olan davalı idarenin, bu hizmetlerin yürütülmesi için gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatıldığı, davacı hakkında elde edilen bilgi ve belgeler ile içinde bulunduğu aile ortamı dikkate alındığında

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2022/1967
Karar No: 2023/2741

İSTEMİN KONUSU:
. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
. Belediye Başkanlığında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesi kapsamında sözleşmeli "eğitmen" olarak görev yapan davacının, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların Ek 6. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davacı ile davalı idare arasında 04/01/2016 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesinin, yıllık olarak yapıldığı, idarenin sözleşmeyi yenileme konusunda takdir yetkisi bulunduğu gibi, sözleşme süresi dolmadan da fesih nedenlerinin oluşması halinde sözleşmeyi feshedebileceği, ayrıca idarenin yargı kararı ile davacıyı istihdam etmeye zorlanamayacağı, idarece takdir yetkisine dayanılarak kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfetttişliği'nin . tarih ve . sayılı Tevdi Raporuna göre, davacının bölücü terör örgütü ile irtibatlı ve/veya iltisaklı kişiler arasında yer aldığının görüldüğü, bu nedenle davacının davalı idare bünyesinde çalışmasının güvenlik açısından sakıncalı olabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesi'nin 15/02/2021 tarih ve E:2018/886, K:2021/662 sayılı bozma kararına uyularak, her ne kadar dava konusu işlemde, işlemin tesis sebebi olarak davacının çalışmalarına ihtiyaç kalmadığı gösterilmiş ise de, hizmetine ihtiyaç kalmadığını ortaya koyacak hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediği gibi davacının sözleşmesinin feshinden sonra davalı idarece sözleşmeli eğitmen alımı yoluna gidildiği görüldüğünden bu gerekçeye itibar edilemeyeceği; bununla birlikte, davalı idare tarafından, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfetttişliği'nin . tarih ve . sayılı Tevdi Raporunda ismi bulunan davacının, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütleri ile iltisakı olduğu değerlendirilerek sözleşmesinin feshedildiği savunulduğundan ve davaya konu fesih işlemi disiplin cezası mahiyetinde olmadığından, idarece yargılama aşamasında sebep ikamesi yapılabileceği anlaşılmakla, re'sen araştırma ilkesinin bir gereği olarak dava konusu işlemin bu yönüyle irdelenmesi gerektiği; bu bağlamda, ara kararlar üzerine gönderilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, 03/01/2015 tarihinde . Sokak . Apartmanı içerisinde PKK/KCK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a özgürlük adı altında daireleri gezerek imza toplayan şahıslar olduğunun bildirilmesi üzerine, kolluk kuvvetlerince gerekli araştırmanın yapıldığı ve olayla ilgili davacının eşinin de aralarında bulunduğu bazı kişiler hakkında adli işlem başlatıldığı, yine babası hakkında PKK/KCK terör örgütüne yardım ve yataklık ve üye olma suçlarından adli işlem yapıldığı ve halen aranıyor olduğu yönünde bilgiler bulunduğu görüldüğünden, kamu hizmetinin en iyi şekilde yürütülmesi yükümlülüğü altında olan davalı idarenin, bu hizmetlerin yürütülmesi için gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatıldığı, davacı hakkında elde edilen bilgi ve belgeler ile içinde bulunduğu aile ortamı dikkate alındığında, idarece takdir yetkisi çerçevesinde davacının sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, sonucu itibariyle hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Terör örgütleri ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiği, hizmetine ihtiyaç duyulmadığından söz edilmekte ise de yeni personel alındığı belirtilerek, mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ : .
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki . Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de . Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın . İdare Mahkemesine gönderilmesine, 22/05/2023 tarihinde, kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY
Belediyelerin, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca sözleşmeli personel istihdamı ve istihdam ettikleri sözleşmeli personelin sözleşmesini yenileme konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte, istihdam ettikleri sözleşmeli personelin sözleşmesinin feshinde, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar ve referans norm olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre işlem tesis etmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davalı Batman Belediye Başkanlığı; . tarih ve . sayılı dava konusu işlemle, sözleşmeli eğitmen olarak çalıştırdığı davacının hizmet sözleşmesini, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın "Sözleşme feshi" başlıklı ek 6. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle feshetmiştir.
Ancak, davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığını ortaya koyacak hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmediği gibi davacının sözleşmesinin feshinden sonra sözleşmeli personel alımı yoluna gitmiştir.
Bu husus, temyize konu istinaf kararında da vurgulanarak yerinde görülmemekle birlikte, sebep ikamesi yapılarak, dava konusu işlem; davacının, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütleri ile irtibat/ iltisakı olup olmadığı yönünden irdelenmiş ve dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İstinaf kararında ilgili mevzuat olarak yer verilen, sözleşme fesih sebeplerinin düzenlendiği Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların Ek 6. maddesinin 1. fıkrasının "Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olması, bu örgütlere yardım etmesi, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanması ya da kullandırması, bu örgütlerin propagandasını yapması," yolundaki (f) bendi, dava konusu edilen işlemin tesisinden sonra, 2017/9949 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile maddeye eklenmiştir.
Kaldı ki, kişilerin, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütleri ile irtibat ve iltisakının, hukuken kabul edilebilir somut, kesin ve yeterli kanıtlarla ortaya konulması zorunludur.
Bu kapsamda, kişilerin aileleri hakkındaki bir takım istihbari bilgilerin, sözleşmelerinin feshi yönünden aleyhlerine kullanılmasının, suç ve cezaların şahsiliği ilkesi ile evrensel hukuk kurallarına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık teşkil edeceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı üzere, davacının milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütleri ile irtibat ve iltisakı olduğu yolunda herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığından, devam etmekte olan sözleşmesinin, ailesi hakkındaki bir takım istihbari bilgilerden hareketle feshi yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki karara katılmıyorum

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber